KAFKASYA DİYE BİR YER

ELBEG Murat Duman
04.02.2006

Üniversite yıllarımda dernekte sohbet toplantıları düzenler, birçok konuda sorunlara kendimizce çözüm yolları üretmeye çalışırdık.

Bu toplantıların birinin konusu da Kafkasya idi. Kafkasya hakkında bilmediğimiz o kadar çok şey varmış ki. Bir çok şeyi bu toplantı sonrasında öğrendim!

Örneğin Abhazya’da yaşayanların yıkanmak için sabun kullanmadıklarını, Kafkasya’dakilerin hiç çalışmadıklarını, üretim yapmadıklarını, hepsinin komünist olduğunu, halkın büyük bir çoğunluğunun hırsız olduğunu vs…

O gün yıkılmıştı kafamda Kafkasya. O gün öylesine nefret etmiştim ki Kafkasya’dan. Yıllardır okuduklarımızın hepsi yalanmış meğer. Eşsiz güzelliği, onuruyla yaşayan insanlarıyla masallara konu olmuş güzelim Kafkasya meğerse hiç öyle bildiğimiz bir yer değilmiş. Masal bir anda bitmiş, gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmişti.

O toplantıda yaşadıklarımı hiçbir zaman unutmadım. Aklıma geldikçe kendime kızıyorum. Nasılda safça inanmıştım tüm söylenenlere. İşin en garip yanı da bizi ”bilgilendiren” o büyüğümüz Kafkasya’yı hiç görmemişti.

Aradan yıllar geçti. Bu tür insanlar maalesef hala aramızda geziniyor. Söylemleri çok fazla keskin olmasa da bizleri bilgilendirmeye devam ediyorlar.

Suçu elbette tek başına bu tür insanlarda aramak yanlış olur.

Yıllarca okuduğumuz kitaplar birbirinin tekrarı idi. Şimdiye kadar yayımlanmış kitapları şöyle bir karıştırırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Yıllarca Şamillerle, Hacı Muratlarla, sürgünle vs. vs. ile büyüdük. Kafkasya bizler için bunlardan ibaretti sanki. Sizi bilmem ama ben artık bu tür bilgilerden fazlasıyla sıkıldım.

Elbette bunlarda bizim tarihimizin bir parçası, öğrenmek, öğretmek gerekli. Ancak her şeyde olduğu gibi tadında bırakarak, bıktırmadan, usandırmadan.

Demirperde yıkılmadan önce çok fazla şey bilmiyorduk Kafkasya ile ilgili, zira bu tür bilgilere ulaşmak oldukça zor ve zahmetli idi. O nedenle bilgiler birbirinden farklı değildi.

Demirperde yıkıldı, iş değişir dedik ama maalesef umduğumuz gibi olmadı. Yayımlanan kitap ve dergi sayısında eskiye nazaran önemli bir artış oldu olmasına ama içindeki bilgilerde pek değişen bir şey yoktu.

1,5 asırdır sürgünden, savaşlardan, acılardan bahsettik durduk. Yalnız ne hikmetse bunları başkalarına değil de kendimize anlattık. Tabiri caizse kendimiz çaldık, kendimiz oynadık.

Kafkasya hakkında ne biliyorsunuz, diye bir soru sorsalar, inanıyorum ki, ben dahil bir çoğumuzun söyleyecekleri Kafkasya’nın enlemi-boylamı, komşuları gibi kısır bilgilerden öteye gidemez.

Ancak ne var ki, bu bilgiler bir ülkeyi tanımak için yetmiyor. Hele hele o ülke sizin anavatanınız ise.

Abhazya başbakanının adını söyleyebilir misiniz bana?

Osetya’nın en büyük 4 şehri hangidir?

Dağıstan’ın en önemli 5 şairi kimdir?

Kafkasya’nın en önemli turizm bölgeleri neresidir?

Öğrenilecek o kadar çok şey var ki.

Artık sürgün, savaş, düğün, bilgileri yetmez mi? Önceden okuduğunuz bir romanın filmini seyretmek ne kadar mutlu ediyorsa sizi, Kafkasya’yı da önceden öğrenerek; gidip, gezmek o derece mutlu etmez mi sizi?

Kafkasya ile aramızda bir köprü konumunda olan derneklerimizde maalesef bu konuya yeterince önem göstermediler.

En basitinden gittiğiniz derneklere şöyle bir bakın. Hanginde Kafkasya haritası bulabilirsiniz. Ben şimdiye kadar birkaç dernek dışında çoğunda haritaya rastlamadım. Olanlarda üzerlerinde sadece bölge isimleri yazılı olan basit haritalardı.

Ne harita vardı derneklerimizde ne de bir Kafkasya köşesi. Çoğu derneğimiz yerlerinin çok küçük olduğunu bahane ederek böyle bir çalışma yapamadıklarını söyleyebilirler. Hadi yeriniz müsait değil diyelim. Peki dernek duvarının bir köşesini bu tür çalışmalara ayırmak da mı gelmiyor aklınıza?

Örneğin duvarın küçük bir bölümünü Kafkasya Köşesi olarak dizayn edemez misiniz? Her bölgeye ait güncel bilgilere bu köşede yer verilemez mi? Kafkasya’nın fiziki ve coğrafi haritaları bu köşede yer alamaz mı?

Elbette bu tür çalışma yapılabilir. Önemli olan istemek.

Kafkasyalıyım demek yetmiyor maalesef. Hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir ülkenin milliyetçiliğini nasıl yapacaksınız? Adama gülmezler mi?

Kafkasya’yı vatan olarak kabul ediyorsak eğer, vatan bilincini öğrenmemiz, öğretmemiz lazım.

Nereden geldin diye soranlara “Kafkasya Diye Bir Yer” dememek için…