GHUNEKHO K. Özbay

HABER
Karamürsel, 02 Mart 1979

Gazete,
Büyük bir manşet,
Afrika’da bir ülke,
Bağımsızlığına kavuştu.
Hürriyete koşan,
Devam,Afrika’da olduğu gibi,
Özgürlük savaşları,
Tüm dünyada sürüyor.
Gözüm,
Gazeteleri hafifçe tararken,
Anasından koparılmış,
Çocuk gibi,
Kendi benliğimi arıyorum.
Yoksa ben bir hiç miyim?
Niye Adigey’den ses gelmiyor,
Niye benim özgürlüğüm,
Dile getirilmiyor?
Niye her yerde,
Ben eziliyorum?
Ezilmekle kalsam da razıyım,
Yok oluyorum yok.
Anlayın beni artık,
Bu kadarda tutsaklık yeter.
Ben değil,
Bizler haykırmadıkça,
Kimseler,
Sesimizi duymaz.
Belki de sen,
Yoksun diyecekler.
Nasıl olmam ki,
Hem de onlardan fazlası,
Gelin birlikte haykıralım,
Yeter artık diyelim.
Özgürlük sesimize,
Kulak tıkayanlar,
İşte o gün,
Birlikte haykıralım,
Yaşayın Adigey diye.

HER HÜCREM
Karamürsel, 20 Temmuz 1979

Kanımı alıp inceleseler,
Vücudumu yarıp araştırsalar,
Her şeyimi tetkik etseler,
Göreceklerdir her hücremde,
Nartların,
Setenay’ın,
Amazon tanarisini,
Adigelerin, Abhazların,
Sawsırkho’nun, Hacı Murat’ın,
Daha nicelerinin karakterlerini,
Her hücrem,her düşüncem,
Türkiye’de Ayşelerin, Fatmaların,
Aliler, Mustafaların.
İsrail’de, Suriye’de,
Amerika’da, Rusya’da,
Adını bilmediğim,
Soydaşlarımın oluşumudur.
Onların,
Özgürlüğe özlemlerini,
Acılarını, sevinçlerini,
Ezilmişliğini,
Emeklerinin sömürülüşünü,
Hissederim.
Yalnızca,
Hissetmek değil,
Onların,
Tüm özlemlerini,
Acılarını,
Yaşarım.
Çünkü her hücrem,
Her düşüncem,
Onların bir parçasıdır.

İNAN
Karamürsel, 10 Kasım 1979

Hürriyete,
Ulaşmak,
Rüya,
Rüya değil gerçek,
İnan,
Yeter ki inan,
Elbet bir gün,
Tutsaklık geçer,
Unutma,
Neler çektiğini,
Ecel,
Sonsuzluğun,
Başlangıcı ise,
Şimdi,
Hürriyete,
İlk adımını,
İnanarak,
İnanmak,
Hürriyetin müjdeleyicisi.

 

EMPERYALİZM
Pşıj Hable, 1979

Ezilenler,
Sömürülenler,
Deve kuşu misali
Başını kuma gömenler,
Şaşıranlar,
Hayata küsenler,
Her şeyini yitirenler,
İki kitap okuduktan sonra,
Bizler hakkında fetva verenler,
Alimler,
Bizler biliriz,
Emperyalizmin renklerini,
Maskelerini,
Metotlarını,
Bizler çok dinledik nağmelerini,
Bizler biliriz asırlardır,
Özgürlüğe,vatana hasreti
Yıllar bize öğretti,
Bahçemizdeki meyveyi alanın,
Renginin önemli olmadığını,
Bizler tanıdık,
Sürüngenler gibi,
Renk ve gömlek değiştiren,
Emperyalizmi.
Bizler biliriz,
İnsanlar var oldukça,
Din ve millet kavramının,
Yok edilemeyeceğini,
Diyoruz ki,
Bizi,
Özgürlüğe ve vatana,
Hasret bırakan her şeye
Emperyalist
Damgasının vurulacağını,
Özgürlüğün,
Kanımızda yeşereceğini,
Akıttığı,
Özgürlük kanında,
Boğulacağını.

 

KİMSİN
Karamürsel, 22 Mart 1977

Sen kimsin
Yoklar arasında var olan
Kurtuluşunu arayan,
Derviş misali
Olmak için çırpınan
Ama hiçbir şeyi olmayan
Bir Adigesin.

ADİGE’YİM
Karamürsel, 25 Mayıs 1977

Yüz yıllar boyu
Özgür yaşadığın
Bu dağlar,Bir gün oldu sana cehennem.
Öyle bir cehennem ki sorma gitsin.
Gerçek Cehennem’den de beter.
Çünkü sen ulusunla,
Çünkü sen,
Vatanında değilsin.

ÖLMEYECEĞİM
Karamürsel, 10 Ağustos 1977

Üzerime milyonluk ordu gönderseniz de
Bir asır vatansın bıraksanız da
Bir dilim ekmeğe muhtaç etseniz de
Sakın ola sevinmeyin,
Ben ölmeyeceğim.
Emeğimi sömürseniz de
Beni içten bölseniz de
Özgürlüğümü elimden alsanız da
Sakın ola sevinmeyin,
Ben ölmeyeceğim.
Sevinmeyin siz ezenler,
Hayat damarımı kesenler,
Kanımı emenler,
Kızımı ele yar edenler,
Delikanlımı meleze baba edenler,
Sakınola sevinmeyin,
Ben ölmeyeceğim.
Asırlardır gurbette gezdirenler,
Beni vatansız bırakanlar,
Can çekişimi zevkle seyredenler,
Beni benliğimden koparanlar,
Sakınola sevinmeyin,
Ben ölmeyeceğim.
Bin defa mezarımı kazanlar,
Özgürlük yoluma taş koyanlar,
Hevesiniz kursağınızda kalacak,
Adigelik ruhum ölmedikçe,
Onu perçinlemedikçe,
Ben ölmeyeceğim.