ULUSUN UĞURLU ELİ Doğumunun 110 ncu Yılında Dilbilimci ASHAMAF Davut

SAVKO Asker
Filoloji Bilimleri Doktoru
Çeviri: İbrahim Çetao

Not: 29 Mart tarihli Adige Mak Gazetesi’nden özetlenerek çevrilmiştir.

1) Adige kültürünün Nart Sosruko’su

Her halkın kültürü kendi tarihsel şartları içerisinde oluşup gelişir. Ulusal kültürün çeşitli dalları, yine ulusun içinden yetişen yetenekli şahsiyetlerce ortaya çıkarılıp  geliştirilir. Son birkaç asırda kültürün çeşitli dallarında Adigelerin isimlerini dünyaya tanıtan aydınlarımız olmuştur.

Bilimadamı, öğretmen, şair, çevirmen ve tüm Adigelerin yazı dillerinin başlangıcını oluşturan Bersey Vumar’ı, Kuzey Kafkasya’da tanınmış bilimadamı, öğretmen ve devlet adamı Sihu Seferbiy’i, yazar ve Adige düz yazınının kurucusu Ceras Tembot’u, yazar, Adige şiirinin kurucusu Hatko Ahmet’i, ilk Adige kompozitörü, sarkıcı, okul kitapları yazarı Kube Şaban’ı, bilimadamı, öğretmen Nemitoko Yusuf’u, Profesyonel Adige müziğinin kurucusu, kompozitör, sarkıcı Thabisim Vumar’ı ve daha birçoklarını bunlara örnek gösterebiliriz.

Adige kültürünün diriliş çağında ona destek olanların arasında ismi on sıralarda yer alanlardan biride dünyaca tanınan Kafkasolog, Adige dilbiliminin kurucusu, eğitimci çevirmen Ashamaf Davut’tur. Dil ulusun canı ise, Adige yazısının da ulusal kültürün anahtarı olduğunu ilk gösteren o olmuştur. Dilbilimci Ceras Zaynap onun hakkında şöyle demektedir: “Adige yazısının oluşumu Ashamaf’ın ismine sıkı sıkıya bağlıdır. Bugüne dek onun kadar yetenekli dilbilimci gelmediği gibi, ismi Adige dilbiliminde daima en basta anılacaktır”.

Burada belirtmek gerekir ki; Adige yazısının salt belirli bir dönemin ürünü olduğunu söylemek yanıltıcı olur. Çünkü bu büyük işin üstesinden gelebilecek yetenekli dilbilimcilere de gerek vardı.

Prof. N. F. Yakovlev’in Moskova’da okuttuğu Kuzey Kafkasyalı öğrencileri arasında Ashamaf’ın adının öne çıktığını bir kaç kez Nemitoko Yusuf’tan dinlemiştim. Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Yakovlev’in Abhaz, İnguş, Çeçen ve Kabardey dilleri için yazdığı dilbilgisi kitaplarında kendisinden başka bir yazarın ismi yer almamaktadır. Adigece dilbilgisi kitaplarında (1930 ve 1941) ise yazar olarak; hem Yakovlev’in hem Ashamaf’ın isimleri bulunmakta olup, kitapların önsözleri de birlikte kaleme alınmıştır. Bundan da anlaşılıyor ki o devirde Ashamaf gibi başka bir dilbilimci Kuzey Kafkasya’da yoktur.O boylelikle soyadinin anlamini (ugurlu el) bilgisiyle de kanıtlamış, dilbilimi alanında onun uğurlu ellerinin urunu olan eserler sayesinde Adigeler için bir eğitim devri başlamıştır. Nasıl ki, Nart Sosruko insanlara ateşi getirmişse, Ashamaf Davut da Adigelerin önündeki eğitime giden yolu aydınlatmıştır.

2) Adige dilbiliminin babası

Ashamaf Davut Adige dil biliminin tüm önemli dalları üzerinde bilimsel çalışmalar yapmıştır. Bunları aşağıdaki başlıklar altında gösterebiliriz:

a) Adigece’nin orfografisi

İlk donemde yazı dilinin önündeki en büyük sorun dili doğru bir yola yönlendirmekti. Yazım kurallarının acilen belirlenmesi gerekiyordu. Diyalektlerin karmasından oluşan yazı dilinin yerini edebiyat dili almalıydı. 1934 yılında “Adigece İmla Kurallarının Ooluşum Prensipleri” kitabını yayımladı. Bu kitap, Adige orfografisinin prensiplerinin belirlenmesinde başlangıç olmuştur. Onun ortaya koyduğu prensipler esas alınarak oluşturulan Adige orfografisi ülke öğretmenlerinin her iki genel toplantısında ve Ülke Yönetim Kurulu’nca oluşturulan komisyonda görüşülmüş, Ülke Yönetim Kurulu Prezidyumu 1936 yılında orfografi kurallarını kabul etmiştir.

1938 yılında Adige alfabesi Rus alfabesi temelinde N. F. Yakovlev ve Ashamaf Davut tarafından yeniden düzenlenince orfografi kuralları yeni alfabeye uyarlanarak yazar tarafından “Adige Orfografisi” adı altında yayımlanmıştır. Daha sonra “Adige Orfografi Sözlüğü” adlı kitabını çıkarmıştır. Ashamaf Davut’un teorik ve pratik çalışmaları temelinde Adige yazı ve edebiyat dili oluşturulmuştur.

b) Diyalektler ve edebiyat dilinin oluşturulması

Edebiyat dili, oturmuş konuşma ve yazma kuralları olan dildir. Bunun için seçilen diyalekt, ulusal kültürün gelişmesi bakımından diğer diyalektlerden daha elverişli olmalıdır. Adige diyalektlerinin fonetik ve gramatik özellikleri ortaya çıkarılmadan edebiyat diline temel alınacak diyalektin belirlenme imkanı yoktu. Bu nedenle Ashamaf Adige diyalektlerinin incelenmesine büyük önem vermiştir. 1927 ve 1933 yıllarında kıyı boyu Shapsugh ağzı ile diğer diyalektlere dair derlemelerini 1939 yılında “Adige diyalektlerinin kısa incelemesi” adlı kitabında yayınlamıştır. Kitabında dört diyalekt -Abzegh, Cemguy, Bjedugh, Shapsugh- üzerinde durmaktadır. Cemguy diyalektinin Bjedugh diyalektinden fonetik ve morfolojik farklılıklarını inceleyerek şu sonuca varmaktadır: “Cemguy ve Bjedugh diyalektleri arasındaki farklılıklar önemsizmiş gibi görünse de bu durum eğitimde sorunlar yaratmakta, yazar, çevirmen ve redaktörler arasında anlaşmazlıklar doğurmaktadır. Bu nedenlerle gelişimi daha uygun olan Cemguy diyalekti desteklenmeli ve Adige edebiyat diline temel alınmalıdır.”

c) Bilimsel dilbilimi

Yazı dilinin doğru bir şekilde düzenlenebilmesi için Adigece’nin teorik olarak incelenmesi gerekiyordu. 1930 yılında N. F. Yakovlev ve Davut Ashamaf  “Okullar ve Kendi Kendine Öğrenenler İçin Kısa Adige Dili Grameri” kitabını yayınladı. Yakovlev kitapta gramatigin daha çok Adigece öğretmenlerine yönelik olduğunu belirtmektedir. Ama onun değeri bir ders kitabı ile sınırlı değildir. Bu kitapta incelenmiş olan materyaller ve bunun sonucu yazarlarının ortaya çıkarmış olduğu sonuç ve değerlendirmeler Adigece’nin bilimsel olarak öğrenilmesinde başlangıç teşkil etmiş olup, kitap genel olarak teorik bir çalışma niteliğindedir. Kitapta ilk olarak Adigece’nin ses ve gramatik düzenleri bilimsel olarak ele alınmıştır. Artsibasev kitap hakkında şöyle demektedir: “Rus gramatiginin etkisinde kalmadan Adigece’nin kendine has özelliklerini ortaya koyabilmiş olmaları yazarların başarısıdır. Adigece’nin yapısını, morfolojik özelliklerini, gramatik sistemini  iyi bir şekilde anlatmışlardır. Bu durum, Adige dilinin başka dillerin yanındaki yerinin belirlenmesine de ışık tutmaktadır.”

Aynı yazarlar 1941 yılında Moskova’da “Adige edebiyat dilinin gramatigi” kitabını çıkarmışlardır. Bu kitap, sintaks, leksika, semantika, morfoloji ve fonetik olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Bu konuların ayrıntılı bir şekilde ele alınmış olması dolayısıyla Adigece’nin yapısı hakkında tüm dünya Kafkasologları bilgi sahibi olabilmişlerdir.

“Gramatik”in çıktığı yıllardaki şartlardan kaynaklanan eksikliklerine değinmeden şunu belirtmek gerekmektedir: Adige dilinin en fazla önem taşıyan yönlerinin derinlemesine ve ayrıntılı olarak incelendiği ilk kitap olma özelliği daima kalıcıdır. Bugüne kadar hiçbir dilbilimci Adigece’nin herhangi bir önemli sorununu bu kitabı gözardı ederek ele alma yoluna gitmemiştir. Kitabın önemini G. F. Turcaninov şu sözlerle dile getiriyor: “Adige dilinin öğrenimi alanında Sovyet döneminde tüm yapılanlar “Gramatk”te yer almaktadır”.

3) Bugünde öğretmenimiz

Devrimden sonra Adige kültürünün geliştirilmesi alanında karsılaşan sorunların en önemlisi cehaletin ortadan kaldırılması idi. Ashamaf bu büyük sorunla uğraşanların başında yer alıyordu. Bu dönemde köy okulunda öğretmen, orta dereceli okulda müdür, eğitim müfettişi, Krasnodar Öğretmen Enstitüsü Adige Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı, Maykop Öğretmen Enstitüsü Rus dili Bölüm Başkanı olarak görev yaparken ulusal okulların açılması, Adigece öğretmenlerinin yetiştirilmesi alanlarında büyük işler başardı. En çok zamanı okulların ihtiyacı olan okuma ve metot kitapları için harcadı. 1928 yılında “İlkyol” adlı kitabı çıkardı. Bu alfabeden sonraki ikinci kitabıydı.

Bunları birinci sınıflardan başlayıp yedinci sınıflara kadar ihtiyaç duyulan programlar, ders ve okuma kitapları izledi. Okullar için 80 civarında kitap onun tarafından hazırlanmıştır. Günümüzde her bir sınıf için ders kitaplarının birkaç yazarı olduğu düşünülürse Ashamaf’ın o yıllarda Adigece için gerekli tüm ders kitaplarını tek başına ve yararlanacağı bir kaynakta olmadan hazırlamasının önemi anlaşılabilir.

Adige çocuklarının Rusça’yı öğrenmeleri gerektiğini Ashamaf unutmuyordu. Ulusal okullarda Rusça’nın da öğretilmesi söz konusu olduğunda bu işin çözümüne ilk soyunan Adigelerden biride Ashamaf olmuştur. 1934 yılında A. N. Kornilov ile birlikte “Rus Dili” adlı kitabı çıkarmıştır.

Ulusal okulların yapılandırılmasında, Adigeler için  eğitim yolunun açılmasında Ashamaf’ın yaptıklarına değer biçmek zordur. Sadece bu alanda yaptıklarıyla bile olsa ulusal kültürün bir yapılandırıcısı olarak Adige tarihinde yerini almaya layıktır.

4) Adigelik yaşam tarzıydı

Ashamaf Davut salt bir dilbilimci ve eğitim adamı değil aynı zamanda yüksek insani vasıflara sahip bir Adige, gerçek bir aydındır. Onun Adigeliği, iyi niyetliliği, güzel davranışları üzerine anlatılanlar çoktur. Nemitoko Roza bu konuda şöyle demektedir: “İlk Adige dilbilimci Ashamaf Davut’un bize bıraktığı miras sadece kitapları ve oluşturduğu alfabeyle yazılmış ders kitapları, basılmış gazeteler, roman ve şiirler değildir. Yaşamını ulusun eğitimine adamış olan bu aydın insanın ahlaki ve moral değerleri de bırakmış olduğu önemli miraslar arasındadır.”

Yazar Yevtih Asker’in 1944 yılında savaşta iken Ashamaf’e göndermiş olduğu mektup ta bu düşüncelerimizi doğrulamaktadır.

“Mektubunu bugün aldım. Eğitim ve bilim çalışmalarının 25 nci yılının kutlanıyor olması benim için büyük mutluluk. Senin öğrencilerin ve arkadaşların olarak bizler senin temiz kalpliliğini ve yüksek insani davranışlarını, eğitim için en uygun yolu bulma ve uygulama zekanı yürekten takdir ediyoruz. Kendi anadilin için yaptığın hizmetler bugüne kadar kimseye nasip olmamıştır.

Adigelerin yazı diline sahip olmaları 25 yıl oldu. Teorik ve pratik olarak kendini kanıtlamış edebiyat dilimizin varlığı senin eserindir. Ben ve arkadaşların senden öğrendiklerimizle gurur duyuyoruz. En çok takdir ettiğim özelliklerinizden biride mesleğinizi ve bilginizi sürekli geliştirme çabası içerisinde bulunmanız, dilin gelişimi ile ilgili sorunları iyi anlamanız ve çözümleri eğitimle uğraşan insanlara aktarabilmenizdir. Savaş nedeniyle kesintiye uğrayan çalışmalarınızı sonraki yıllarda sürdüreceğinize inanıyorum”.

5) Anıta layıktır

Ashamaf Davut’un doğumunun 100 ncu yılı (1997) Cumhuriyette etkinliklerle kutlanmıştır.Bu amaçla okullarda onun bilim ve eğitim alanında yaptığı çalışmalar anlatılmış,Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nca Tevcoj ve Socen ilçelerinde yapılan toplantılarda dilbilimciler raporlarını sunmuşlar, Maykop’ta Adigey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkesyalı dilbilimci ve öğretmenlerin katıldığı konferanslar düzenlenmiştir. Meretuko Kasım ve Savko Asker onun bilimsel çalışmalarından seçmelerin yer aldığı bir kitap ile öğretmenler için eğitim çalışmalarının yer aldığı bir broşür yayınlamıştır.

Adigey Devlet Üniversitesi öğretim elemanlarınca ortaya atılan ve bu üniversiteye Ashamaf Davut’un adının verilmesi önerisi uygulamalı-bilimsel konferansa katılanlarca da desteklenmişse de bu güne kadar bir gelişme olmamıştır. Üniversitenin kurulusunun 50 nci yılı nedeniyle 1990 yılında giriş duvarına konmuş olan taş portresi de yürütülen tamiratlar esnasında çıkarılmış ve bir daha yerine konmamıştır.

Ulusun yetiştirdiği bir değerli insana anıt yapmak ve onun adını bir yere vermek gerekiyorsa buna ilk layık olan yazı dilimizi oluşturan ve ulusumuza ikinci yaşamın -eğitimin- yolunu açan Ashamaf Davut’tur. O bu enstitüde öğretmen olarak çalışmakla kalmamış, Almanlar Maykop’tan çıkarıldıktan sonra ölünceye kadarda ailesiyle birlikte enstitü binasında yaşamış, ölünce de enstitü bahçesine gömülmüştür.

Unutmamak gerekir ki; bu değerli insanın kıymetini biz bilmezsek başkası hiç bilmez. Büyüklerimize karşı davranışımız neyse küçüklerimizin bize davranışı da o olacaktır.