SİZİ SEVİYORUM SAYIN BAŞKAN

YEMUZ Nevzat Tarakçı
03.03.2014

Mayası, sevgi, fedakârlık ve kültürel duyarlılık olan, sorumluluğu çok ağır bir görev yürütüyorsunuz.

Toplumumuz adına özveriyle yaptığınız hizmetlerden dolayı sizi ve ekibinizi gönülden kutluyor, bu kutsal görevde başarılar diliyor, selâm ve sevgilerimi sunuyorum.

SİZ, DİRİ ve DERİN DUYGULARIN SAHİBİSİNİZ.

Siz, yönetiminizle uyum içinde çalışan başarılı bir ekipsiniz.

Bakıyorum da her fırsatta etkili, kapsamlı, gürül gürül kültürel programlar yapıyorsunuz.

Siz, geniş salonda küçücük etkinliklerle vaziyeti idare etmeye çalışan yöneticilerden değilsiniz.

Siz, denizi geçip derede boğulan derneklerimizin yöneticileri gibi değil ümit ve gayret içindesiniz.

Siz, “ana dili” diyorsunuz, “tiyatro” diyorsunuz, “folklor”, “kermes”, “seminer”, “yarışma”, “sergi”, “panel”… diyorsunuz.

Siz, 21 Şubat, 14 Mart, 21 Mayıs’la yetinmiyorsunuz, yürekten alkışlıyorum sizi.

 

SİZ, GENÇLERİ ANLIYOR, ONLARI ÖNEMSİYORSUNUZ.

Siz, gençliğin kimliği ve kültürüyle barışık yetişmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz.

Siz, bir dernek başkanı olarak, Çerkes gençlerinin ana dilini, soylu kültürünü, köklü tarihini daha iyi öğrenmesi için derneklerimizin sorumluluğunun ne denli ağır olduğunun bilincindesiniz.

Bu yüzden gençlere gereği gibi kol kanat geriyor, onları layıkıyla önemsiyorsunuz.

Bu zorlu kimlik mücadelesinde onlara destek oluyorsunuz.

Yolu kültüre çıkan, duygularına akıl ve fikir katan donanımlı bir gençlik yetiştirmenin samimi, yoğun gayreti içindesiniz.

İçtenlikle kutluyorum sizi.

 

SİZ, DUYARLI ve DONANIMLISINIZ.

Sayın başkan, daha da önemlisi sizin uykularınızı kaçıran bir kültür derdiniz var.

Yok oluşa direniş mücadeleniz var.

Duyarlı ve donanımlı bir gençlik yetiştirme sevdanız var, kutluyorum sizi.

 

SİZ, KÜLTÜR ODAKLI, SEVGİ MERKEZLİSİNİZ.

Sevgili başkan, siz, insan ve kültür odaklı, sevgi merkezli, evrensel değerlere ve bireysel beklentilere uyumlu bir düşünce yapısına sahipsiniz.

Birikiminiz var, kendinizi, konumunuzu ve olayları sorgulayabiliyorsunuz, tebrikler.

Siz, dernekte gönül eğlendiren, demli çaylarla vakit öldüren başkanlardan değil, yok oluşa direnecek donanımlı gençler yetiştiren yiğit bir insansınız.

Seviyorum sizi be!

Yürekten seviyorum.

 

SİZ, KÜLTÜRÜMÜZÜN YOK OLUŞ SANCISINI YAŞIYORSUNUZ.

Siz, unutulmaya yüz tutan dilimizi, yok olma eğiliminde kıvranan kültürümüzün derin sancısını yaşıyorsunuz.

Sayın başkanım, bilgisi, birikimi, kültürel ve toplumsal duyarlılığı olmadığı halde başkanlık makamını işgal eden, koca koltuklarda yorgun, ümitsiz, tahammülsüz bir halde oturan beyzadeleri gördükçe emenim siz de kahroluyorsunuz.

Farkındayım, işin edebiyatını yaparken aslan gibi kükreyen, icraata gelince sus pus kesilen yöneticilere üzülerek harcayacak zamanınız yok sizin.

Değil mi yapılacak çok iş var!

Değil mi ki zaman aleyhimize çalışıyor!

 

SİZ, UFUKSUZ ve DAR DÜŞÜNCELİ DEĞİLSİNİZ.

Hani hep, “Her dernek başkanı, küçük, ufuksuz, dar düşüncelerden uzak durmak zorundadır.” Derdiniz.

Ve ilave ederdiniz, ”Başkan, diri ve derin duyguların, kültürel coşkuların sahibi olmak zorundadır.”

Sayın başkan, inanın bu toplum size ve benzerlerinize minnettar?

Başkan, seviyorum sizi.

Sizi çok seviyorum!

Yolunuz açık olsun!

Selâm ve sevgilerimle.