ADDER, KAFFED ve SOYLU DİRENİŞ

YEMUZ Nevzat Tarakçı
18.04.2015

Hani derler ya “İzahı yapılamayanın mizahı yapılır.”

Tam da bu sahneyi oynuyoruz.

ADDER’in “şahane yeni buluşu(!)” vizyonda.

Oyuncular, seyirciler, yapımcılar, finansörler, yönetmenler…

Bilmem ki kaçımız bu trajikomik sahneyi seyrederken “Ey ADDER,       bilim bunu reddeder, sana inananlar bu komik hale ne der?” diyebiliyoruz!

 

ADDER’İN HARİKA BULUŞU(!)

ADDER’in bu harika(!) buluşunu “alfabe, toplum ve tarih” bağlamında yorumlamaya, dil ve edebiyat okumuş birisi olarak bilgim kifayet etmiyor.

Olan, yine toplumun birlikteliğine oldu, toplumumuzun, “nur topu” gibi bir de “alfabe” sorunu oldu.

Hayırlı olsun!

 

KAFFED SAHNESİ

ADDER sahnesinde “bu bilimden nasipsiz çalışma” sahnelenirken KAFFED sahnesi neyi oynuyor?

Bakın KAFFED’in konuyla ilgili açıklamasına.

“ADDER Latin Alfabe müfredatının kabul edilmiş olması, tamamen siyasi ve idari kaygılarla alınmış bir karardır. Bu konu ile görüşlerimizi aktarmak üzere ilgili müsteşar ve Bakandan randevu taleplerimiz  ise cevapsız bırakılmıştır.”

Bu ifadenin meali, “Biz, yetkililerden randevu bile alamıyoruz!”

İşte asıl problem burada!

Somut örneklerle anlatayım.

 

KAFFED GENEL KURULU

Yıllar önce, KAFFED genel kurulu yapılıyor, salondayız.

Davetliler arasında, iktidar ve ana muhalefet partisinin etkili iki ismi de var.

Bu iki isim beni heyecanlandırıyor.

“Demek ki diplomasiyi öğreniyoruz!” diye seviniyorum.

“Toplumumuzun “ana dili” problemi, ancak iktidarlarla yapılacak işbirliği ile çözülebilir.” diye düşünüyorum.

Her iki siyasi davetli de mikrofona gelerek güzel şeyler söylüyor, ikisini de alkışlıyorum.

Ve siyasiler, çok geçmeden salondan ayrılıyor.

 

KAFFED GENEL BAŞKANI: “SİYASİLER DE KİM OLUYOR!”

O da ne, dönemin genel başkanı mikrofonu alıyor eline ve salona, oldukça alaylı bir ifadeyle, “Bunlar böyle işte, ağzımıza bir parmak bal çalıp gidiyorlar!” diyerek yine tribüne oynuyor, çözüm ortağı olması gereken makam ve mevkileri küçümseyerek ezberini tekrarlıyor.

Daha da garibi, bu tuhaflığı salon da alkışlıyor.

 

KAFFED: “MÜSTEŞAR VE BAKANDAN RANDEVU ALAMIYORUZ!”

KAFFED yetkililerinin bu kuru-sıkı halini, bu talihsiz üslubunu, farklı bölgelerdeki toplantılarda, festivallerde ve değişik açılış konuşmalarında da gördük, izledik, üzüldük, kahrolduk!

Kaç kez, başımızı eğerek “Neredesin ey üslup!” dedik.

Dünkü Kaffed böyleyken bugünkü KAFFED de “Biz, bakanlık yetkililerinden randevu alamıyoruz!” diyor!

Ya dün yapılan yanlış ya da bugün yapılan!

KAFFED, Türkiye’deki Çerkesleri temsil eden en büyük çatı kuruluşu değil mi?

Bu ülkenin asayiş ve huzur sevdalısı Çerkeslerin kredisi bu kadar mı düştü?

Sizce de bu konu, en az ADDER’in durumu kadar vahim değil mi?

 

MÜSTEŞARLA GÖRÜŞEBİLMENİN YOLU BU OLMAMALIYDI!

Sayın Genel Başkan, sokaklara çıkmadan da Müsteşarla, Bakanla, Başbakanla, Cumhurbaşkanıyla görüşebilmeliydiniz!

Bunun yolu önceden yapılmalıydı!

Hani biz 7 milyonluk bir toplumduk?

Sayın Genel Başkan, seçim arifesinde, iktidar partisi nasıl oluyor da size randevu vermiyor?

Bakanlıktan her randevu almak isteyen her STK sokaklara inip basın açıklaması mı yapıyor?

Bu işte bir yanlışlık yok mu?

Bizde suç yok mu?

 

KAFFED ve BÜYÜK ZAFER!

Ve Çerkes toplumunun temsilcisi, toplumun en büyük çatı kurumu Kaffed, sonunda bakanlık yetkilileriyle görüşmeyi başardı!

Tebrikler KAFFED!

 

BİZ, SORUNLARIMIZI “JABAĞI” İLE ÇÖZELİM!

Anlaşılan o ki biz, bu diplomasi bilmez halimizle, başta ana dili problemi olmak üzere, ekonomik ve kültürel dağ gibi sorunlarımızı iktidarla, muhalefetle değil “JABAĞI” ile çözeceğiz!

Öyle ya, biz Çerkes’iz, siyasiler de kim oluyor?

Bu işlerden ne anlar Hüseyin ÇELİK!

Ne anlar Emine Ülker TARHAN!

Hadi “wunafe”ye devam!

Nerede kalmıştık?

Evet, 21 Mayıs’ı konuşuyorduk!

 

“ÇATI”NIN ÇITASI İYİCE DÜŞÜYOR!

“Ey basın mensupları, ben KAFFED genel başkanı, ama ne yazık ki biz, bakanlık yetkilileriyle görüşemiyoruz. Üzgünüm ama randevu bile alamıyoruz, çaresiziz!”

Medyaya yansıyan görüntü bu!

Üzücü, onur kırıcı!

KAFFED, milyonlarca Çerkes’in temsilcisi değil de marjinal bir grubun sözcüsü sanki!

Kim istemezdi ki Kaffed, bu akla ziyan alfabe sorununu sokaklara düşürmeden basiret ve diplomasiyle suhuletle çözsün.

Ama olmuyor işte.

“Bodoslama” eylemlerle bu işler böyle oluyor.

Neredesin ey basiret?

Neredesin ey diplomasi ve ey samimiyet?