KEŞKE TEPKİ VERECEĞİMİZE TEŞVİK ETSEYDİK!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
19.04.2009

Siz buna sevgi derseniz, aşk derseniz o zaman sormazlar mı size: “Hani  kültür sevdanız, hani birlik şuurunuz, kardeşliğiniz, hani ortak paydanız, idealiniz? Hani, hani…” 

Çalışmalarını büyük fedakârlıklarla ve başarıyla sürdüren, binlerce okuyucusu, katılımcısı olan birkaç güzel internet sitemiz var.

İnanıyorum ki bu site sahipleri, Türkiye şartlarında takdir bile beklemeden özveriyle yürütüyorlar bu hizmeti.

Bu fedakâr insanların zor şartlarda vesile oldukları sosyal ve kültürel hizmetlerse övgülerin en anlamlısını hak ediyor.

Emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum. 

Bilenler bilir, bu kültürün yaşaması, yaşatılması için internet sitelerimizin hayati önemini.

Bu ortamlarda binlerce insan bir araya geliyor, duygu ve düşüncelerini  paylaşıyor, okuyor, yazıyor, tartışıyor, eleştiriyor, araştırıyor, doğruyu bulmaya, bildiklerini aktarmaya çalışıyor.

Bunlar, gündeminde kültür, toplum ve iletişim olan insanlar için az şey mi?

Kim istemez sitelerimizin kalitesinin daha da artmasını?

Kim sevinmez  katılımcıların çoğalmasına, kadroların zenginleşmesine?

Peki bu siteler, aynı kültür, aynı toplum için çaba harcamıyor mu?

Gayretler, emekler  “Bu kültür mutlaka yaşatılmalı!” ideali için değil mi?

Elbette farklılıklar, farklı bakış açıları olacak!

Doğal olan da bu değil mi?

Bu farklılıklar, zenginliklerimiz değil mi?

Ya farklılıkları, kavga ve kınama malzemesi yapabilecek yeteneğe sahip kişilere ne demeli?

Hâl böyleyken, bu sitelerin emektar kurucuları, değerli katılımcıları asgari müştereklerde tek yürek, yeri gelirse tek bilek olmalı değil mi?

Hangi iyi niyetli kardeşimiz tersini söyleyebilir?

Dışlayıcı, öteleyici çirkin söylemleri hangi akl-ı selim insan alkışlayabilir?

Bu bağlamda bize yardımlaşma ve dayanışma mı yoksa kardeşlerimizi rakip kabul  edip rekabet etmek mi yakışır?

SANAL SIKINTININ KAYNAĞI

Birkaç gündür CC’de bir bardak suda koparılan fırtına neredeyse kırgınlıklara gidecek, fırtınanın dalgaları bazı güzel hasletlerimizi alıp götürecek boyutta.

Hayret ki ne hayret, “Ben, samimi olarak bu kültür için varım!” diyen bazı gençler, aynı davaya hizmet eden kardeş siteyi neredeyse hainlikle suçlayacak! 

Bilmem ki buna hırs mı denir, tahammülsüzlük mü denir yoksa üslupsuzluk mu?

Gerekçe ne olursa olsun, bu saha bu kadar boş bırakılmamalı, kontrolsüz davrananlar, taşkınlığa uzananlar, bulanık suda avlanmayı sevenler hak ettiği şekilde uyarılmalı.

Yarın ah, vah edip utanacağı duygusal sözleri sarf etmemeli hiç kimse!

Bize birliktelik yakışıyor, bize dayanışma yakışıyor!

ÖZETLE:

Kafkas Diasporası Com.dan gelen bir teklif: “Sitemizde yazan değerli yazarlarımızla  (ki ben de Uzunyayala com.daki değerli yazarlarımızın yazılarını zevkle okuyorum) birlikte filan ve filan yazarların da bizde yazmasını arzu ediyoruz.” şeklinde bir talep. Ve bu talebe verilen mantıklı ve makul bir cevap. Ve sonrasında bir CC yazarının her iki sitede de yazma isteği.

Yani bu topluma, bu kültüre daha fazla emek harcama gayretinin neresi yanlış?

Bunun neresini,  nasıl eleştiriyoruz?

Allah aşkına biri beni de aydınlatsın! 

Bilgi ve birikimini kendi üslubuna göre sanal ortamda okuyucularıyla paylaşan birikimini, gayret ve enerjisini takdir ettiğimiz bir büyüğümüz, neymiş efendim başka sitede nasıl yazarmış?

Ne olur yapmayalım, etmeyelim! Böyle ipotek koymaya kimin hakkı var! Ticari bir kurum mu burası?

Kültür dünyasında, sevgi ve kardeşlik atmosferinde olur mu bu hiç?

Allah aşkına bir insanın bu kültür adına daha fazla üretmesi daha fazla çaba harcamasına neden karşı çıkarız?

Peki, farklı gazetelerde farklı konuları okuyucularıyla paylaşan profesyonel yazarlara ne demeli?

Onlara “Hain!” mi demeli yoksa?

Bu son gelinen nokta, kültürümüz adına kâr mı zarar mı, bunun muhasebesini neden yapmayız?

Kime ne zararı olacak bir kültür ve toplum adamının farklı bir yerde farklı binlerce kişiye davasını anlatmasının?

Ben, kültürüm, toplumum adına başka sahada da faydalı olacağım, oradaki kardeşlerime de davamı anlatacağım, diyorsa bir insan, bana düşen bu gayreti alkışlamak, bundan istifade etmeye çalışmak olmalı değil mi?

“Benim yazarım” sahiplenmesi, yerinde çok güzel, çok sıcak bir davranış ama “Benim yazarım başka yerde asla yazamaz!”ın mantığını anlayan var mı?

Keşke bu konuda Sayın Dr. Necdet Hatam duygusallığa kapılmadan haklılığını savunsa, Sevgili Kuban da her zamanki demokratlığını, tecrübesini, hoşgörüsünü, ileri görüşlülüğünü devreye soksaydı. “Bunu yadırgayanlara, neden yadırgadınız, paylaşımdan ne zaman kaçtık, paylaşırız elbet, gayet de iyi olur!” deseydi ve bazılarını şaşırtsaydı.  

Konuyu kişiselleştirmenin,  germenin, gerilmenin hiçbir anlamı yok! Bana , olaya çok amatörce yaklaştık gibi geliyor. Gereksiz yere üzdük üzüldük. 

Neden tebrik etmek, teşvik etmek varken, tenkit eder tepki koyarız anlamıyorum ki?

“Sizi tebrik ediyoruz, sitemizdeki güzel yazılarınızın yanında bir başka kardeş sitede de haftalık yazı yazmaya başladınız, gönülden kutluyoruz sizi!” demek varken nedir bu acı söylemler?

Buna siz “sevgi“ diyebilir misiniz?

Buna “aşk” diyebilir misiniz?

O zaman sormazlar mı size:

Hani  kültür sevdanız?

Hani birlik şuurunuz?

Hani kardeşliğiniz, hani ortak paydanız, hani, hani… demezler mi?

Bir güzel insanın, güzel düşüncelerini paylaşmak bu kadar zor olmamalıydı.

“Biz yazarımızı çok seviyoruz,  yazarımız sadece bu sitede yazabilir, başka yerde yazacaksa gitsin, istemiyoruz!” demek için kültür bilincini, kardeşliğin önemini bir tarafa atmak gerekmez mi?

“Yazarımızın yazısını buradan okuyabilirler, hatta alsınlar yazıyı kopyalasınlar sitelerine, buna zaten müsaade ediyoruz.” demek de ne kadar doğru bilmiyorum.

Peki, bu yazar aynı şeyleri mi yazacak sanki farklı sitelerde?

Bizlerin de istifade edeceği farklı konular farklı bakış açıları olamayacak mı?

Farklı mekânlarda, farklı okuyuculara değişik konularda zenginlik sunulmayacak mı?

Konu bu kadar basitken çirkin komplo teorilerine ne gerek var ki? 

Keşke Sevgili Kuban da Sevgili Oğuz Berk de karşılıklı sitelerde yazışsa, duygu ve düşüncelerini paylaşsa!

Zaten bu iki güzel insan da bu olgunlukta değil mi? 

Her şeye rağmen CC bu olay karşısında  tepki  koymak yerine, teşvik etmeliydi, yazarını bu açılımından, bu gayretinden dolayı tebrik etmeliydi diye düşünüyorum. 

Bu arada eğer, bir bardak suda kopartılan fırtınaya kapılarak Uzunyayla Com yazarlarını veya okuyucularını rencide edersek yazık ederiz!

O zaman hep dillendirdiğimiz Çerkeslik ortak paydamız nerede kalır?

Nerede kalır kardeşliğimiz?

Böyle olursa buna sevgi demezler, buna “biz ve ötekiler” ayrıştırması derler.

Bazen, küçük şeylere takılıyor,  bir damla suda boğuluyoruz galiba.

Bu toplum bunları aşmak zorunda!

Bu tarz tepki, sevgi değil CC’ye gölgedir.