KAF-DER ARACILIĞIYLA NALÇİK SEYAHATİ YAPAN GRUBUN İZLENİMLERİ

WORDIM Müzeyyen
27.08.2010

Sevgili Yusuf, benim amcaoğlu, kendisi iyi bir matematik öğretmeni. Doğma-büyüme Uzunyaylalı, Adapazarı’nda yaşıyor. Hanım köylü oldu. Haksızlık etmeyeyim işi nedeniyle gittiği şehirde kısmet bu
ya (!) Adapazarlı olan yengemizle evlendi. Durum da böyle olunca gidiş o gidiş artık oralı oldu. Ben kendisine sen zaten oralı olmuştun hamım köylü olanlardan sayılmazsın diye durumu biraz hafifletir takılırım.

Yusuf Vurdem, Kafkas Federasyonu’nun her yıl Nalçik’e gönderdiği gençlerin bu yıl ki kafile sorumlusuydu. Bu seyahatte gördüklerini, izlenimlerini ve gezi boyunca yaşadığı duygularını anlattırmak istedim.

WORDIM Müzeyyen: Bu seyahat fikri nasıl ortaya çıktı?

Yusuf Vurdem: Nalçik’e gitmek, oraları görme isteğim hep vardı. Federasyon tarafından böyle bir fırsatta önüme çıkınca hiç düşünmeden kafile sorumluluğunu da üstlenerek gitmeye karar verdim. Oğlum ve kızımı da götürdüm. Çocuklarımızın bu kültüre kaynaşması açısından bu seyahatin çok iyi geldiğini bizzat kendim görerek yaşadım.

WORDIM Müzeyyen: Grupta kaç kişiydiniz.

Yusuf Vurdem: Kız: 3, Erkek: 3

WORDIM Müzeyyen: Grup sorumlusu bir tek siz miydiniz?

Yusuf Vurdem: Evet

WORDIM Müzeyyen: Seyahatiniz İstanbul’dan mı başladı? Gençlerle ilk karşılaşmalarınız nasıl oldu, buluşmalarınız, ailelerin sizi yolcu etme anlarını, gençlerde havaalanında anavatana gidiyoruz diye bir heyecan var mıydı?

Yusuf Vurdem: Havaalanında tanıştık. Gençler heyecanlıydı ne göreceklerini bilmedikleri için çok hevesli halleri de yoktu ama dönerken hepsi gönüllerinden kalplerinden bir parça bırakarak geri döndüler. Kaldığımız yer lüks bir otel değildi. Önü hemen denize kumsala sıfır olmamasına rağmen çocuklar öyle sevdiler ki sanki yetişkin ve bilinçli ana vatanlarının özlemini hasretini gidermek ister gibi doya doya tadını çıkardılar. Hepsi seneye tekrar inşallah geleceğiz diye havaalanında vedalaştık.

WORDIM Müzeyyen: Ben Nalçik’e ilk gittiğimde uçak havaalanına inerken o topraklara bakışımı hiç unutmuyorum. Sizlerde böyle bir duygu yaşadınız mı? Sizin de buralar benim dedelerimin toprağı diye bakışlarınız da bir hüzün oldu mu?

Yusuf Vurdem: Olmaz mı… İnanın titreyen içimi durduramıyordum. Çıkışta hemen bir düğün ve karşılama karşılamaya gelenlerin içinde dayım Hüsnü Altınışık’la göz göze gelince daha da rahatladım.

WORDIM Müzeyyen: Havaalanında gümrük geçişlerinde sorun yaşadınız mı?

Yusuf Vurdem: Hiç problem yaşamadık.

WORDIM Müzeyyen: Nalçik’te sizi kim karşıladı?

Yusuf Vurdem: Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan Lere hanım karşıladı. Kendisi 17 gün gölgemiz gibi bizimle beraberdi. Kendisine buradan da sonsuz teşekkür ederim.

WORDIM Müzeyyen: Konaklamanız nasıl oldu?

Yusuf Vurdem: Lebed Sanatoryumu’nda kaldık. Orada başka bölgelerden gelen gençlik gurupları da vardı. En güzeli de buydu. Bu gruplarla öyle çabuk uyum sağladılar ki, inanın gece geç vakitlere kadar ayrılmıyorlardı. Beraberce düğün, oyunlar tertipliyorlardı. Nasıl anlaştıklarını ilk zamanlar bende anlamadım. Her gün sabah iki saat dil kursu aldılar. İnanın o kadar hızlı öğrenme oldu ki ben şaşırdım kaldım. Sabah akşam diğer bölgelerden gelen çocuklarla anlaşabilmek için her anları uygulama gibi oldu.

WORDIM Müzeyyen: Çocukları, gençleri gönüllü aileler mi aldı?

Yusuf Vurdem: Hayır Gençlik Bakanlığı’nın misafiri olduk.

WORDIM Müzeyyen: Götürdüğünüz çocuklar, gençler dil durumu nasıldı? İçlerinde Adigece bilen yok muydu?

Yusuf Vurdem: Bir tanesi derdini anlatabiliyordu, diğerleri hiç bilmiyordu.

WORDIM Müzeyyen: Dili bilmemeleri açısından yaşadığınız zorlukları, sorunları nasıl aşmaya çalıştınız?

Yusuf Vurdem: İnanın hiç zorluk çekmediler yukarıda söylediğim gibi çok çabuk kelimeleri öğrendiler ve hiç bana ihtiyaç duymadan onlarla anlaştılar.

WORDIM Müzeyyen: Yoksa orada Türkçe mi konuştular lütfen samimi anlatır mısınız?

Yusuf Vurdem: Kendi aramızda önceleri Türkçe konuştuk. Bir iki gün sonra Türkçe’yi yasakladım. Hep Adigece konuştuk. Tabi sıkıntı yaşadıkları anlarda ben yardımcı oldum.

WORDIM Müzeyyen: Götürdüğünüz gençlerle oradaki yaşıtları arasında gözlemlediğiniz en önemli farklılıklar nelerdi anlatır mısınız? Sizin götürdüğünüz çocuklarla, gençlerle oradaki genlerin kaynaşması nasıl oldu?

Yusuf Vurdem: Biraz önce de söyledim gibi, inanın Türkiye’de bir kampa götürsem bu kadar çabuk kaynaşma olmazdı. Bana gençler sorun yansıtmadılar. Çok rahat kafile başkanlığı yaptım.

WORDIM Müzeyyen: Böylesi grupların Anavatana daha sık gitmeleri kültürümüzün ayakta kalmasına katkısı önemli olacağını söyleyebilir misiniz? Yoksa bir geziden ibaretti çok da kültürümüze bir katkı olmadı mı diyeceksiniz? Samimi cevap vereceğinize inanarak soruyorum…

Yusuf Vurdem: Federasyona da gözlemimi ilettim. Bu gezi o kadar faydalı oldu ki ben kendi çocuklarımda altı ay uğraşsam bu kadar değişiklik oluşturamazdım. Şimdi sorguluyorlar. Okudukları kitaplar değişmeye başladı internete izledikleri şeyler değişti.

WORDIM Müzeyyen: Nerelere gittiniz?

Yusuf Vurdem: Müzelere, Sosuruko’ya, Oşhamahe, Terek, Baksan, üniversite, enstitü vb. Terek ve Baksan’a ayrı ayrı davet edildik öyle karşılama yapıldı ki müthişti. Her iki köyde düğünler yapıldı, konuşmalar yapıldı, yemekler yendi. İnsanlar öyle samimiydi ki, hiç yabancılık çekmedik. Sanki Uzunyayla’da bir köydeydik. Tekrar hepsine sonsuz teşekkürler ediyorum. Ayrıca istisnasız her gün gelerek çocuklarla ilgilenen Gubse Altınışık ve Kafe Leyla’nın sahibi Leyla hanıma çok teşekkür ederim.

WORDIM Müzeyyen: Dönüş gününüz yaklaşınca gençlerde hüzün oldu mu, oradan ayrılmak zor oldu mu?

Yusuf Vurdem: Zor ne demek. Hem bizimle beraber orada kalan diğer gençlik gurubundakiler, hem bizim gençler ve orada çalışanlar öyle ağlıyorlardi ki susturmakta zorlandım. Otel müdiresi teyzede ağlayınca benimde gözlerim doldu. Herkes birbirine sarılıyor tekrar görüşme sözleri veriliyor. O anlar kelimelerle anlatılmaz yaşanır bizde dolu dolu yaşadık.

WORDIM Müzeyyen: Gözlemlerinizi aktardığın için teşekkür ederim.

Yusuf Vurdem: Ben teşekkür ederim.