UZUNYAYLA’DA GELİN ARKASI ZİYARETLER

WORDIM Müzeyyen
24.03.2009

Gelin olup giden kızın ailesi aradan üç-beş ay geçtikten sonra kızlarını ziyaret etmek için erkek evine giderdi. Xabze gereği kızın anne ve babası kesinlikle gitmezdi.

Kardeşleri, yenge, hala, teyze vs gibi yakınları ile misafir kız olarak kabul edilen akraba ya da komşu genç kızlar giderdi. Damat evinde birkaç gün misafir olarak kalırlardı.

Gelen misafirleri damadın amcası gibi yakın akrabaları veya çok yakın komşuları da yemeğe davet ederdi. Misafir gelen genç kız ve erkekler ile köyün genç kız ve erkekleri werşerler yapar, mızıkalar çalıp kendi aralarında eğlenirlerdi. Kendi akrabalarını ilk defa evine buyur eden gelin, mutlu edilsin diye damat tarafı ve yakınları ellerinden gelen hizmeti sunardı. Xabze gereği damat kendi “leğune” (gelin odası) yatak odasında kalmazdı. Gelin kendisine en yakın saydığı (kız kardeş gibi) ya da önem verdiği bayan misafirleri ile birlikte kalırdı.

Kız evinden, geline ve damat evindeki yeni akrabalarına hediyeler getirilirdi. Hediyelerin yanında kutulara konulmuş “thurış” denen kurabiyeler, baklava dilimleri şeklinde kesilip üzeri anahtar şeklinde süslenmiş un helvaları, lokumlar vs de götürülürdü. Özenle hazırlanan bu tür yiyecekler mutlaka götürülürdü.

Damat tarafı da bütün gelenlere ve büyüklere verilmek üzere hediyeler verirdi. Bu hediyeler genellikle elbiselik kumaş, çorap, havlu, iç çamaşırı (fanila), terlik vs olurdu.

Kız tarafı evine dönmeye karar verdiği gün damat evi “misafirlerini yemeğe alanlar ile komşularını ve köyün gençlerini “nış” denen yemeğe davet ederdi. Kalabalık bir katılım ile yenen ”nış’’den sonra misafir kalmak çok ayıp sayılırdı. Kız evi yemekten hemen sonra vedalaşıp köyden ayrılırdı.

UZUNYAYLA’DA KIZ KAÇIRMA

Uzunyayla’da kız kaçırma çok sık olmasa da bazen yaşanırdı. Genellikle evlenmeleri büyükleri tarafından kabul edilemeyecek ya da önünde ablaları olan kızlarda kaçma olayı olurdu.

Kız kaçıracak genç, bir iki arkadaşını ve kızın yakını kabul edeceği bir erkeği de yanına alıp daha öncesinden sözleşmiş olduğu kızı kaçırırdı. Kaçırılan kız erkeğin yakın bir akrabasına götürülürdü. Akrabaya teslim edilen genç kız artık o evin kızı kabul edilirdi. Kaçıran genç ile kız düğün yapılana kadar hiçbir şekilde görüşmezdi.

Bu konuda bir anımı da sizlerle paylaşmak isterim.

1980 yıllarında bir yaz ayı ve bayram günüydü. Gece on-on bir gibi evin kapısı çalındı. Halamın oğlu endişeli ve telaşlı gözlerle kapıdaydı. Ağabeyimi dışarıya çağırdı ve kız kaçırdığını söyledi. Ağabeyim hemen kızı eve buyur etti. Derhal babama haber verildi ve thamadeler (yaşlılar) toplandı. Thamadeler kendi aralarında “wunafe”ler yapmaya başladılar. Bir taraftan neler yapılacağı konuşuluyor diğer taraftan ola ki kız evinden bir baskın olur diye çok dikkatli davranılıyordu. Bu sırada kaçan kız da oda da yalnız bırakılmıyordu. Herkeste bir telaş vardı ama oldukça sakinlermiş gibi görünmeye de çok özen gösteriyorlardı.

Damat adayı kızı teslim ettikten sonra başka bir yere kalmaya gitmişti. Kızın kim olduğu ve yaşı öğrenildi. Kızın ailesi kızlarının kimlerde olduğunu ( sülale) bilsin diye haberdar edilecekti.

Bize gelen bu kız 17 yaşında ve ikide ablası olan bir kızdı. Her şeye rağmen bizimkiler kızı emanet aldıkları için, kıza kendi kızları gibi sahip çıkacaklardı.

Thamadeler aralarında karara vardılar. Kız köyün dışına şehre götürülecekti. Çok geçmeden wunafe sonucu kız Kayseri’ye götürülmek üzere yola çıkarıldı. Geçmişte yaşanan bazı tatsız olaylar hatırlanıp bir yerde adres şaşırtması yapıldı. Kızın kimlerde olduğu ailesine haber verilmiş ama adresi çok gizli tutulmuştu.

Ertesi gün bütün köye haber verildi ve köyün thamadeleri toplandı. Birkaç kişiden oluşan bir heyet kızın ailesine gönderildi. Kızın amcaları vs gibi büyük sayılacak yakınları gelenler ile görüştü. (Xabze gereği kızın babası hiçbir şekilde gelenler ile konuşmaz, konuşmalara katılmaz, başı önde sessizce alınacak kararı bekler.)

Nihayetinde kızın tarafı ile erkek tarafı uzlaşı sağladı ve nikâhın kıyılması için gün belirlendi.

Bu saatten sonra kız evi artık ( kaçırılıp getirildiği ev olduğu için) bizim evimiz olmuştu. Xabze gereği babam kendi kızını evlendiriyor gibi her türlü sorumluluğu üstlendi. Nikâh kıyıldı ve kız Kayseri’den köye, bizim eve getirildi.

Kaçırılan kıza en ufak bir gariplik hissettirilmeden kendi babasının evinden çıkıyor gibi düğünü yapılarak gelin edildi. Kız her zaman bizim aileyi kendi ailesi, baba ocağı gibi kabul ederdi. Geldiği zamanda öz kızımız gibi saygıda ve hizmette kusur etmezdi.

Fakat itiraf edeyim ki, her ne kadar kültürümüzde varsa da bana çok hoş gelmemişti. Ne kadar ilgilenirsen ilgilen, ne kadar sahiplenirsen sahiplen yinede kızda bir eziklik oluyordu. Gençlerin ne olursa olsun kaçmak yerine sabredip beklemelerini her zaman tercih ederim.

KAÇAN KIZIN AİLESİYLE BARIŞTIRILMASI

Kaçan kızı ailesiyle barıştırmak için beş-altı ay sonra ailesine haber verilirdi. Genellikle bu kadar kısa sürede barışmaya kız aileleri pek yanaşmazdı. Hatta seneleri aldığı durumlarda olurdu. Fakat uzunca bir zamandan sonra araya giren kişilerin hatırına kız tarafı barışmayı kabul ederdi. Nihayet kız kendi evine gidebilirdi.