DERNEK BAŞKANINA MEKTUP

YEMUZ Nevzat Tarakçı
08.12.2018

Değerli Başkanım,

Mayası, sevgi ve fedakârlık olan, sorumluluğu çok ağır bir görev yürütüyorsunuz.

Toplumumuz adına özveriyle yaptığınız hizmetlerden dolayı sizleri gönülden kutluyor, görevinizde başarılar diliyor, selâm ve sevgilerimi sunuyorum.

Sayın Başkanım,

Affınıza sığınarak sizinle bazı konularda dertleşmek isterim.

Başkanım, siz de unutulan dilimizin, yok olan kültürümüzün derin sancısını yaşıyor musunuz?

Siz de “yok oluşun ayak seslerini” duyuyor musunuz?

Sorunların çözümü için çırpınıyor, uykusuz kalıyor musunuz?

Derneğin başkanlık koltuğunda yorgun, ümitsiz, tahammülsüz bir halde oturan beyzadeleri gördükçe siz de kahroluyor musunuz?

Sevgili Başkanım,

Toplumumuzun çözüm bekleyen bu kadar acil kültürel, ekonomik sorunu varken, toplumuyla dalga geçercesine dernekte gönül eğlendiren başkanlar sizi de kahrediyor mu?

Peki başkanım, bilgisi, birikimi, kültürel ve toplumsal duyarlılığı olmadığı halde başkanlık makamını işgal eden yöneticilere ne demeli, söylenmesi gerekeni kim söylemeli?

Başkanlık makamının afra tafra yeri olmadığını, hizmet üretemeyen yöneticilerin bir gün bile orada oturmaması gerektiği hakikatini onlara kim anlatmalı?

Yüreklere ve bileklere basmayı marifet zanneden dernek yöneticilerini kim uyarmalı?

Kim anlatmalı onlara “çerden çöpten laf” etmenin hiçbir başkana yakışmadığını?
Sizce de başkan, dili, kültürü, derneği ve toplumu için yeri geldikçe yardan, serden geçmesini bilen kişi değil mi?

Değerli Başkanım,

Hangi başkan yaptığı işi en iyi şekilde yapmadan, söylediği her sözün diyetini ödeme sorumluluğunu sahiplenmeden başarılı olabilir?

Değerli Başkanım,

Allah aşkına işin edebiyatını yaparken aslan gibi kükreyen, icraata gelince sus pus kesilen yöneticilerle bir yere varabilir miyiz?

Öfke ve hiddetten gözü görmeyen, kulağı duymayan, kalbi hissetmeyen kişinin kime ne yararı olur söyler misin?

 

Sevgili Başkanım,

Toplumun geleceğiyle ilgili hayati konularda hem nalına hem mıhına vuran, gelene ağam, gidene paşam diyen kısır zihniyetle büyük işler başarabilir miyiz?

Sayın Başkanım,

Bu toplum, kültürüyle var olmaya devam edecekse, her dernek başkanı, küçük, ufuksuz, dar düşüncelerden uzak durmak zorunda değil mi?

Kendisiyle ve toplumuyla kavgalı, kültürünü kişisel çıkarları için kullanan kişilerle elbette bir yere varılamaz.

Bunun için öncelikle, övgü, sövgü, kıskançlık ve kavgayı bir tarafa bırakıp zihinsel bir sıçrama yapmak zorundayız.

Birbirimizle olan ilişkilerimizde mayamızda olan sevgi, kardeşlik ve hoşgörü hâkim olmalı.

Kültürel duyarlılığa sahibim diyen hiç kimsenin afra tafralarla bedelini hepimizin ödeyeceği maceraya girmeye hakkı yoktur.

Her hareketimizde ölçü, kişisel hesaplar değil, toplumun menfaati olmalı.

Hiçbir menfaat, toplumumuzun menfaatlerinin üzerinde olamaz.

Değerli başkanım,

Değil mi ki başkan samimi olmalı.

Bilgili, birikimli olmalı.

Değil mi ki başkan, diri ve derin duyguların, kültürel coşkuların sahibi olmalı!

Kültür davasına kendisini adamış değerle başkanlarımı sevgiyle selamlıyorum.

Selâm ve sevgilerimle.