ALMANYA BAŞBAKANI ANGELA MERKEL İLE BAŞ BAŞA

ŞIH Şamil
02 Eylül 2010

Hünkarım Tayyib’im beni halk otobüsü durağına bıraktırdığında taksiye atlar giderim, dedim ama sinir tipli sivil de bekledi benle. Atatürk hava limanına geldiğimizde Adana-İstanbul seferi yapmış taze domatese döndüm.


Encila ile Almanların ünlü James Last orkestrasının bize özel konserinden önce aramızda sohbet ederken. Gerçi o anlattı ben dinledim. Ne de olsa hanımdır. Dikkatinizden kaçmamıştır ama ben yine de söyleyim. Fotografı Reuters Ajansı çekti. İnanmazsanız sol alta köşeye bakın. Biz ne dersek o…

Lafı uzatmayayım, iyikine Türk vatandaşı değilim. Yoksa bir de evet mi hayır mı derdiylen uğraşacaktım.

Frankfurt havaalanına uçağımız indi. Aşağı inecektik ki iki izbandut Alman polis uçaktan içeri girdi. Ahtung! Ahtugh! Vallaha eski Nazi filmlerinde hissettim kendimi. Meğerleyim THY ile gelen yolcuları daha uçaktan inmeden kontrol ediyorlarmış. Yanımdaki Şereflikoçhisarlı, abi senelerdir Alamanya’ya geliyrik, böyle kepazelik neyim olmazdı. Napiyiiin leng derdik evelden. Şindik sıkıysa de.

Nedense polislerle askerlerin yüzlerinin hep aynı olduğu hissine kapılırım. Türkiye’deki sinir sivilin tek yumurta ikiz kardeşi olan Alman polis elindeki kağıda bakıp, Ich frage mich, wer ist Herr Şıx, gibi bir şeyler diyor. Bir yandan da ses edecek biri var mı diye koridoru boydan boya gözleriyle tarıyorlar. Yanlış anlaşılmasın. Almanca bilmediğim için duyduğumu yaklaşık olarak yazdım size. Almanca bilen hemşehrilerim düzeltsin sonra.

Neyse sinir tipli Alman polis ortalara geldi. Sert bir tonla Herr Shıx! Herr Shıx! diyor. Elindeki kartonu kaldırdı. Aha da kocaman harflerle yazılmış adım suratımın tam karşısında. Herr SHIX SAMIL. Ulan dedim, Osmanlı hünkarından kaçtık Alman kraliçesine yakalandık. Ses etmeyim dedim sonra uçaktaki diğer yolculara acıdım. Elimi kaldırdım, Ich liebe dich, dedim. Yanımdaki Şereflikoçhisarlı kıkırdadı. Abi sen ne dedin şimdi polise, dedi. Ne diyecem, ben buradayım dedim. Yok abi sen polise seni seviyorum, dedin. Ulan Müller alacağın olsun alçak! Tek cümle öğrettin onu da yanlış yerde söyledik. Sinirli polis sert sert baktı bana, Ich liebe dich auch! Şereflikoçhisarlıya döndüm. Ne dedi ulen dedim. Abi o da seni seviyormuş, dedi.

Lafı uzatmayım, fakat bunları yazmadan geçmeyeyim. Çünkü, bir; bilmediğin dilde polise hitap etmeyeceksin, iki; çok ünlü olmayacaksın. Bu iki şey ders olsun size.

Koluma girip uçaktan çıkardılar. Koridorlar neyim geçtik. Bir kapıdan çıktık. Breh aman. Breh… Breh… Bir limuzin. Siyah renkte. Ancak siyah bu rengi gördüğünde amma da gri kaldım yanında diye hayıflanır. Öyle siyah yani.

Limuzinin kapısında ben diyim 1.80 siz diyin 1.90 bir Alman  kızı duruyor ki arabaya gidene kadar düz zeminde 5 defa ayağımı tökezledim. Neyse efendim. Önce beni buyur etti koltuğa ama serde Çerkeslik var. Önce hanımlar.

Yolda zevzeklik edeyim dedim…

Tamam tamam çok uzattım. Zaten dışarda acayip yağmur başladı. Almanya’da İngiltere’den farksız değil kardeşim, sürekli yağmur yağıyor. Allah rahmetini niyeyse hep buralara yolluyor. Azcık da Araplara yollasa ya… Neyse…

Merkel’in saray yavrusu malikanesine geldik.  Kapıda Der Spiegel Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hans Müller’in dudakları kulağında sırıtıyor. Önünde kraliçe Angela Merkel. Elinde şemsiye beni bekliyor.  Yahu haynape falan demeye kalmadı. Limuzinin kapısına kadar gelip kapımı açtı. Çok utandım. Koskoca Alman kraliçesi kapımı açıyor.

Neyse uzatmadan duramıyorum röportaja geçiyorum.

ALMANYA BAŞBAKANI ANGELA MERKEL İLE BAŞ BAŞA
CC and CNN Report, 02 Eylül 2010

ŞIH Şamil: Sayın Merkel…

Angela Merkel: Aaaa. Aşkolsun Şamil. Lütfen şu sayın mayını bırak. Bana Angela, de.

ŞIH Şamil: Ya Encila ben derim dermesine de. Yanlış anlaşılmasın sonra.

Angela Merkel: Niye yanlış anlaşılacak! Biz senle yılların dostuyuz.

ŞIH Şamil: Tamam Encila. İlk soruma geçiyorum. Almanya’nın en ünlü içeceği nedir?

Angela Merkel: Bira! Geleneksel biramız Beck’s. Yanına şöyle nar gibi kızartılmış piliç, onun yanına da dağ gibi çerez gibi patates kızartması…

ŞIH Şamil: Encila bunu hep yapıyorsun. Şurda senle ciddi ciddi röportaj yapmaya çalışıyorum, sen beni tahrik ediyorsun…

Angela Merkel: Waaaaaaasssssss! (Türkçesi: Neeeeeyyyyy!)

ŞIH Şamil: Bak işte. Şimdi ne anladın sen…

Angela Merkel: Şaka şaka…

ŞIH Şamil: Soruma geçiyorum. Bizim ulu Çerkeslerimizden bir hemşehrimiz sizin mecliste milletvekili. Cem kardeşimiz…

Angela Merkel: Aaaaa… Cem Çerkez mi?

ŞIH Şamil: Encila Çerkez değil, Çerkes. Sonunuda ”S” var.

Angela Merkel: İyi ama biz Almanlar ”Z”yi, ”S”; ”S”yi ”Z” okuruz.

ŞIH Şamil: Valla mı?

Angela Merkel: Valla…

ŞIH Şamil: Peki o zaman Cem nasıl bir çocuk? Size sorun çıkarıyor mu?

Angela Merkel: Yooo… Çok şirin bir çocuk Cem. Bir ara baya bir gündeme getirdi, sürgün mürgün dedi. Sonra sesi soluğu kesildi.

ŞIHŞamil: Peki Almanya’daki Çerkesler hakkında bir bilginiz var mı? Ne yerler ne içerler? Nasıl yaşarlar?

Angela Merkel: Şamilciğim biz toplumda hiçbir milliyete karşı ayrımcılık yapmıyoruz. Alman neyse Çerkes de o. Yalnız sizinkiler biraz sana benziyor!

ŞIH Şamil: Vıy! O da ne demek şimdi övdün mü, dövdün mü?

Angela Merkel: Aşk olsun Şamilcim. Övdüm tabikine. Yani senin gibi asiller. Dürüstler. Sadece biraz fazla kaprisliler. Biz Almanlar bile yanlarında Sulukule’li gibi kalıyoruz.

ŞIH Şamil: Benim milletim öyledir tabikine…

Angela Merkel: Hani ne derler burunları düşse yere almıyorlar.

ŞIH Şamil: Öyledir.

Angela Merkel: Ben bu kadar dürüst, asil ama bir bu kadar da tembel bir millet görmedim. Hiç çalışmıyorlar. Varsa yoksa düğün, dernek.

ŞIHŞamil:
Ya Encila, tamam düşüncelerini söyle de böyle dangadanak da söylenmez ki.

Angela Merkel: Şamilciğim biz Almanlarda bir söz var…

Şıx Şamil: Yahu nereye gitsem ”bir söz var” duyuyorum. Millet habire söz mü üretiyor.

Angela Merkel: Was?

Şıx Şamil: Yok bişi. Devam et sen.

Angela Merkel: Yok yok kızdın sen.

Şıx Şamil:
Kızarım tabikine. Sen benim milletime tembel diycen de ben ses etmiycem. Olur mu öyle şey.

Angela Merkel: Şamilciğim, sana bir Beck’s geliyor. Benim özel mahzenimden. İçelim güzelleşelim.

Şıx Şamil: İçmiyorum senin biranı da… Encilacım bak güzel kardeşim. Biz Çerkesler dünyanın en çalışkan insanlarıyız. Senin Almanya’nı bu hale kim getirdi? Tabikine biz…

Angela Merkel: Peki o zaman niye anavatanınızı da birer Almanya haline getirmiyorsunuz da sen Amerika’da Cem Almanya’da Şamilciğim…

Şıx Şamil: Beck’s kasayla geliyor değil mi?

Angela Merkel: Ich liebe dich!

Şıx Şamil: Ben de… Ben de…