XABZE

Not: Bu yazının yazarı hakkında bilgi olmadığı için yazarın adını koyamadık. Bilginiz varsa lütfen CircassianCenter‘ı bilgilendiriniz.



Toplumların yüzyıllar içerisinde edinmiş olduğu deneyimleri, tabuları kuşaktan kuşağa aktardığı en önemli araç geleneklerdir. Kafkas halklarını, ortak bir çatı altında toplayan tek ve gerçek bağ adetlerdir. Xabze, adını verdiğimiz , yazılı olmayan, toplum içindeki tutum ve davranışlarımızı, kimsenin gurur ve nefsine zarar vermeden, birey gözetilerek belirleyen yaşamın her alanında kendini gösteren bir sistemler bütünüdür.

Xabze karşılıklı saygı ve sevgi üzerine kuruludur. Küçük büyüğe saygı gösteriyorsa büyükte küçüğü saymak durumundadır. Bir thamademizin anısını aynen aktarmak isterim; kendisi okuldan henüz dönmüştür. Dinlenmek ve ders çalışmak üzere odasına çekildiğinde annesi odaya girerek  “oğlum, konuklarımız gelecek. Kendilerini karşılamanı diliyorum, diyerek çıkar. Kendisi, konukları geleneklere göre karşılar ve ağırlar. Daha sonra izin isteyerek odayı terk eder. Konuklar gittikten sonra gerek annesinin gerekse konukların davranışları ilgisini çektiğinden gelenlerin kim olduğunu öğrenmek ister. Annesi “konuklarımız, dedenlerin kölesiydi. Göstermiş olduğun saygıya teşekkür ederim” der. Adige adetleri, insana ve insan onuruna büyük değer verirdi. Eski Adigeler, kölelerine kendi özgürlüklerini satın alabilme hakkını vermiştir.

Adige Atasözlerinden bazı örnekler vermek isterim:

“Evinde eğitmediğini topluma sokma.”

“Düşünerek Konuş, Bakın da otur.”

“Altına eyer yapan bile, gerektiğinde darı değirmeninde çalışan küçük kıza danışır.”

“Kadının olduğu yerde kılıç çekilmez.”

“Terbiye edilmemiş insanla eğitilmemiş köpek aynıdır.”

Ne yazık ki bugün adetlerimiz söz konusu iken, yaparlardı, yaparlarmış diyerek söz ediyor; Xabze ile  ilişkisi olmayan şeylere  de “xabze” adını veriyoruz.  Türkiye’de adet olmuş ama kesinlikle Xabze olmayan bir şeyi örnek verebiliriz: Adigelerde el öpme ve öptürme adeti yoktur. Onun yerine kibarca el sıkma vardır. Uzatılan eli kabul etmemek ise, saygısızlıktır.

Suç işleme oranı

Adigelerde çok az, idamlar ise yok denecek kadar azdı. Verilen en büyük ceza toplumdan sürgündü. Pek ender olarak verilen idam cezaları, ahlaksızlara ve vatana ihanet edenlere verilen Psıhadz (suda boğma) olarak veriliyordu. Kişiyi suç işlememeye engelleyen faktörlerden birisi sülalesiydi. Suçu işleyen bireyse de cezanın en ağırını çeken sülaleydi. Özellikle KARABĞ (korkak) olarak nitelendirilenlere verilen en aşağılayıcı ceza şüphesiz P’IN (toplumsal boykot) idi ve üstelik ceza aileyi de kapsardı. Görüldüğü gibi ceza, yalnız bireye değil, ailesini de kapsadığından suç oranı düşüktü. Bir diğer önemli yargı HAYNAPE (ayıp), YEMUG (uygunsuz) ya da YEKU (uygun) kavramlarıdır. Adigeler için bu kavramlar ödül ve ceza ile aynı kabul edilirdi.

Asıl konumuz ise, düğünlerimiz. Düğün geleneği, adından en çok söz edilen ama genelde de en çok ihlal edilen adettir. İki türlü düğün vardır: CEGU (kısa eğlentiler) ve büyük eğlenceler çoğunlukla da evlilik öncesi yapılandır. Konumuz ise Cegu’lerimiz.

Konuk grup, kendi başına buyruk düğün kuramaz. Bu ev sahibinin görevidir. Düğünlerimizde zorla kaldırmalar, itişip kakışmalar olmaz, sırası gelen çıkar, fazla yaşlılar ve hanımlar dışında, herkes oyuna katılır. Dejuvlara kız erkek herkes katılır. Ceketle oynanıyorsa, ceket iliklenir. Oyuna ceket iliklenmeden çıkmak ayıptır.

Oyunu Hatiyako ve Xıcebz Hatiyako, başlatır. Pşinawo, çıkan oyuncuların yeteneğini göz önüne alarak parça çalar. Kimse dışarıdan pşinawoya müdahale edemez.

Xıcebz Hatiyako (bayanların thamadesi), kimin oynayacağını karar vermez. Yalnız kızların çıkışını kontrol edip, sırası gelen bayanı çıkarmakla sorumludur. Bu anlamda Hıcebz hatiyakonun diğer bayanlardan yaşça ve görgüce büyük olması beklenir. Delikanlı çıktığında, gencin alanda bekletilmesi, gence saygısızlık kabul edilir.

Bir Thamade, oyuna davet edileceği zaman, thamadeyi, Xıcebz Hatiyako ile Cegu Hatiyakosu birlikte belirlerler ve oyuna davet ederler. Thamade oynarken, herkes thamadeye ayakta eşlik ederler.

Oyunlarımızın temel karakteristikleri nedir, diye bakacak olursa, Vuig bir son oyunudur. Doğal olarak oyunlar, Vuig ile başlamaz.

Kafe, karşılıklı saygıyı sembolize eden son derece düzenli bir oyundur. Oyun sırasında kızın ya da gencin bir diğerine sırtını dönmesi ya da birden çok dönerek oynaması ayıptır. Genç, düğünü kesme hakkına sahiptir. Düğünü kesen gencin rızası olmadan bir daha orada düğün yapılmaz. Kafe sırasında eğilme, bükülme, ayak sürüme söz konusu bile olamaz.

Çeçen, ile Yislamey hızlı karaktere sahip bir oyundur. Burada oyun fazla uzatılmaz, ekip figürleri yapılmaz, bayan figür için erkeği bekletmez.

L’eperuş, oyunlarımız içinde en fazla serbestiye sahip tek oyun olmasına karşın, gencin bayanı sağında oynatması sırtını sürekli dönmemesi gibi kuralları vardır.

Ve oyun her zaman bayan tarafından bitirilir.