TSEY KARDEŞLER

YEMT’ITL Raziyet
Tarih Bilimdalı’nda Kandidat
Adige Mak Gazetesi, Temmuz 2013
Çeviri AÇUMIJ Hilmi

Bahsetmek istediğim kişiler köyüm Şıncıy’denler.

Ben onları hatırlamıyorum, fakat başlarına gelenler hakkında bilgi sahibiyim. Köyümüzün yetiştirdiği, köylülerimizin sevdikleri, hatırladıkları, değer verdikleri insanlar. Yaptıkları çalışmaların okullarda, enstitülerde ele alınması incelenmesi, köyümüzde yetişen çocukların bu köylülerini tanımaları, onlardan örnek almalarını arzuluyorum.

Bu insanları hatırlayanlar köyümüzde yaşıyorlar, fakat yaptıkları çalışmalar izledikleri yol hakkında yeterince bilgi sahibi değiller. Ben bilmeyenlere bir şeyler aktarmak bilenlerin ise anılarını canlandırmak istiyorum. Bu konuda elimdeki kitpalardan pek çok şey ortaya koymak mümkün.

Köyümüzün bu delikanlıları ne kadar zorlu sınavdan geçtilerse de kalemlerini bırakmadılar. TSEY İbrahim, TSEY Davut, TREHO Ramazan, MAMIY Yerecıb…

Yaşamları kısa sürdü fakat isimleri tarih sayfalarında yer aldı, yazdıkları eserler okullarda enstitülerde öğreniliyor, klüplerde sahneleniyor.

İBRAHİM’İN KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ

Bunların en büyüğü ama en kısa yaşayanlarından birisi TSEY Saliheko İbrahim’dir. İbrahim 1890 yılında Şıncıy’de doğdu. 46 yaşına kadar yaşar. Şıncıy’de çok kıymet verildiğini hala insanların anlattığı anne-babası çifçi bir ailedir.

TSEY İbrahim’in sülalesi büyük sülaledir, çok kardeştirler. Hemen hemen hepsi okumuş eğitimli olanlardır. İbrahim yazar, dramaturg, TSEY Vunaye  RSFSC onursal sanatçısı, TSEY Eyup operacı aynı zamanda askeri eğitimi de vardır, Varonej’de bulunan Opera Tiyatrosu’nda şarkı söyler, 1920 yılında Gönüllü Ordu’ya katılır, bu yüzden Kızıllar onu vurdular. TSEY Yevgenıy ünlü bir sanatçıdır, Krasnodar’da yaşar. TSEY Davut ise Özerk Bölge Yürütme Komitesi’nde çalışır. 1937 yılında ‘halk düşmanı’ ilan edilerek daha sonra öldürülür.

İbrahim çocuk yaşlarda Krasnodar’a okumaya gider. Beşinci sınıfı bitirdikten sonra okul ücretini verecek kimsesi olmadığından okuldan ayrılır. Babasının parası bittiğinde İbrahim Okul Aile Birliği’ne durumu izah etse de Okul Aile Birliği yardımcı olmaz. Okulun müdürü çiftçi bir aileden geldiğini hatırlatarak ‘yerini bilmiyor musun’ der. İbrahim bu dönemlerde devrimci organizasyonlarda çalışmaya başlar. Sosyal demokrat gruba katılır. Okul Aile Birliği’nin gereken parayı vermemesindeki sebepte budur.

İbrahim babasının yanında çalışmak üzere köye geri döner. TSEY’lerin Kutırı isimli Şıncıye yakınlarındaki bir yer vardır. Genç delikanlı buraya gider fakat gönlünden yazmaya bağlıdır. Bir müddet sonra parasız bir şekilde çarıklı olarak Yekatarinador’a giderek kent noterinde ücretini alamadan iki ay çalışır. Daha sonra sinema gişesinde bilet satış elemanı olarak çalışmaya başlar. Ardından Armavir’de bulunan bir depoda paketleme elemanı olarak iş bulur. 1910 yılında Yekatarinador’a geri döner. Çalıştığı firma ile Karadeniz sahilinde bağ evi inşaatlarında çalışır. Daha sonra Traho Lıvu’n yanında çalışmak üzere yeniden Yermelhable’ye (Armavir’e) döner. Fakat işçilerin kendisine karşı olan tutumlarından hoşlanmayarak işi bırakır.

İbrahim nerede bulunsa, ne iş yapsa da kalemini bırakmaz. Durmadan yazar, Adigelerin eğitimi konusunda kaygılar duyar. Üzerinde en çok durduğu konular düzyazı, şiir ve Adige halkbilimidir. Sovyet sisteminin kurulmasında da TSEY büyük emek harcar.

Sovyet sistemi kurulurken köylüleri toplayıp yeni yaşamın ne gibi değişiklikler getireceğini anlatır. Yeni sistemin korunması için de gruplar organize ediyordu. Ulusun kaygıları kendisinin de kaygılarıydı. Seçtiği yoldan hiç ayrılmadan, başladığı işleri çözümleye çözümleye Adigelerin gördükleri zorlukları hiç unutmadan yaşamını sürdürdü. 1912 yılından sonra yazmaya başlamıştı. ‘Koç’as’,  ‘Femıy’, ‘Yalnız bir kişi’, ‘Tavşanın cenaze yemeği’ isimli piyesleri yazdı. Bu eserlerinde ulusun  düşün şeklini, kaygılarını dertlerini dile getirdi. Adige dilinin, tarihinin, söylencelerinin derlenmesinde büyük çalışmaları vardır.

Şıncıyede bulunan beş-altı kişiden oluşmuş polis teşkilatını da kurdu. İçsavaşın bitimi esnasında köylerde düzenin tesisinin sağlanması için İbrahim kendisine eşlik edecek olanları topladı. Onların arasında babam Yemt’ıtl Hacebiram, Can Kalebatır, Yemt’ıtl Kerim, Taleko T’ahir vd. vardı. Sovyet sekreterini de seçip çalışmaya başladılar. TSEY İbrahim daha sonra Yekatarinador’da Adige Tiyatrosu açtı, tiyatroya köylerden yetenekli gençleri götürdü, bunların arasında Şıncıyeli olanlarda vardı. Bu tiyatroya götürdüğü gençlerden kendi kızkardeşi TSEY Vunay, Yemt’ıtl Nefset, Abrec Anzavur (ikinci dünya savaşında öldü), Traho Muhammed, Taleko Süleyman, Ç’ırjın Tamar, Parmeko Ayşet ünlü oldular. Tiyatral okulu bitirdikten sonra aralarında Moskova’da eğitimini tamamlayanları da çıktı. İbrahim onlara Leksika ve Tiyatral işler hakkında ders veriyordu.

Köyleri gezip gençleri yatılı okula kaydediyordu. Yazdığı eserleri yayınlamaya 1912 yılından itibaren başladı. İbrahim eserlerinde köyden Abrec Yusuf, Beçıye Huseyn, Hemeheko Hap’ıt, Nehaye Ahmed’in anlattığı şeylerden faydalanıyordu.

Ruscayı çok iyi bildiği için söylenceleri, fabları çeviriyordu. İbrahim bir kaç dil biliyordu. Çingenece konuşuyordu, Arapçayıda iyi biliyordu. Ukraynaca da yazıyordu.

TSEY İbrahim’in bütün eserlerini derleyip Şhalaho Abu yayınladı. Hala bazı elyazmaları Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler enstitüsü arşivlerinde var. 1938 yılında İbrahim’in yazdığı eserlerden bazıları Paris’te yayınlanmakta olan ‘Müslümanlar’ isimli dergide fransızca olarak basıldı. 1934 yılında TSEY İbrahim’in kendi yazdığı fabllar yanısıra Krılov’un fabllarından Adigeceye çevirdikleri de yayınlandı.

‘Krılov’un fablalrından Adigeceye çevirdikleri 1934-1935 yılları arasında ‘Kolhoz Bayrağı’ isimli gazetede basıldı. Ukraynaca yazdığı ‘Samotiy’ isimli çalışması Harkov’da yayınlandı. Krasnodarda yayınlanan ‘İzvestiya Olika’ isimli dergide Yalnız, Femıy, Mühendis Hagupov, Otomobil, Pas, Koç’as, Fatima’nın sevinci, Eski ve yeni, Karışıklık, Zavallı aydın isimli yapıtları yayınlandı.İbrahim Adige yazarları Yevtıh Asker, Çeraşe Tembot, Hatko Ahmed’e de büyük destek oluyordu. İbrahim’in eşi Nadiy’in söylediğine göre; ‘İbrahim ve Tembot birlikte çok çalışıyorlardı. Yazdıklarını tercüme ediyorlardı’.

TSEY İbrahimin Adige ulusuna bıraktığı eserlerinden oluşan hazineyi Adigelere yeniden bulduran ise Şhalaho Abu’ydu. Bu konuda Şıncıye’liler Şhalaho Abudan çok razılar.

Layıkı olduğu üzere Adıge milli tiyatrosunun ismi TSEY İbrahim tiyatrosu yapılarak anılıyor. Tiyatro onun bıraktığı kıymetli mirasa değer veriyor ve halka iletiyor.

DAVUT’UN KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ

TSEY Davut, İbrahimin öz kardeşiydi. İbrahim gibi Adigelerin eğitimi ve okuması yolunda mücadele ediyordu. Davut o dönem Adige ulusunun sahip olduğu okumuş-eğitimli insanlardandı. 1920-1930 yılları arasında Adıge Özerk bölgesindeki ilk gazetecilerdendi. Sadece Adıge Özerk bölgesi değil Kuzey Kafkasya’ya dahil olan uluslarla alakalıda çalışıyordu. Fakat Davut’un tamamen unutulduğu bir dönemde oldu. Çünkü 1937-1938 yıllarında ‘Halk düşmanı’ ilan edilerek yokedilenler arasında O’da vardı.

Davut Şevcen Mos ve eşinin katillerinin izini sürüyordu. Mahkemede O’nun katillerinin bulunmasına kadar davayı takip etmeleri yönünde konuşmalar yapıyordu.

1928-1929 yılları arasında Adıge Özerk Bölgesi Parti Bölüm başkanı seçilir. ‘Devrim ve Dağlı’ dergisinin de yayın kuruluna alınır. Rostov-na-Donu’da yayınlanan dergide makaleleri, piyesleri basılır. Davut Ruscayı çok iyi derecede bildiğinden yayın kurulunda etkin olarak çalışır. İlk piyesi ‘Şeriat’te bu dergide yayınlanır. ‘Eyalet Ulusal Sovyeti’nin vazifeleri’ isimli makaleside bu dergide basılır.

Davut bilgili ve akıcı bir dile sahipti. Bunlar değerlendirilerek Kuzey Kafkasya Bölge Yürütme Komitesi Bölge Kolhoz’una başkan olarak atanır. 1931 yılında da TSEY Davutu Eyalet Ulusal Sovyeti Başkan yardımcısı olarak seçerler. Daha sonra Kuzey Kafkasyanın önemli kenti Pyatigorska gider.

TSEY Davutun bilgili ve merhametli oluşundan hoşlanmayanlarda vardı. Davut toplama kamplarına sürülenlerin ailelerinin yanına giderek onlara yardım ediyor faydasını dokunduruyordu.

Birisi ‘Halk Hainleri’nin çocuklarına gözkulak oluyor diye şikayet etmişti. 12 Nisan tarihinde Kuzey Osetya Bölge Kommitesi Sekreterinin bilgisi dışında  Beslan kentine gitti diye Parti üyesini olduğunu gösteren belgede elindeyken kendisinin nereye götürüldüğünü bilmeden Stavropole hapse götürülür.

Görev üzerindeyken bu şekilde yakalanır. Çantasında sadece Siyasi sözlük ve Mendelştam’ın eserlerinden derleme vardır. Hem bunları hemde Troçki’nin yazılarını Adigeceye çeviriyordu. Troçkinin yandaşı olduğu, bu konuda neler yaptığını açıklaması için Davutu sorguluyorlardı. Davutsa böyle bir şey olmadığını, böylesi şeylerle alakası olmadığını onlara bir türlü anlatamıyordu.Çok işkence yaptılarsa da işlemediği-yapmadığı şeyleri üstlenmedi. Üç yıl kadar onunla uğraştılar, soguladılar, fakat Davut kendisini sorgulayanlardan daha akıllıydı. Davut daha önce Şovcen Mos ve Goşevunay davasını araştırmıştı, dolayısyla kendisini sorgulayanların sorularının delilik olduğunu düşünüyordu.

Daha sonra sorgulamayı üstlenen müfettiş Brusilov iyice kızgın bir şekilde akıl dışı bir şekilde ‘ Adige yüreği taşırken seni kim Bölge Yürtüme Komitesine seçti?’ dediğinde Davut masadaki mürekkep hokkasını kaptığı gibi onun alnına vurdu. Brusilov gardiyanları çağırıp sabaha kadar onu dövmeleri talimatını verir. Davutun döve döve dişlerini dökerler bacağı ve kaburgası kırılır.

‘Kontrdevrimci Anti Sovyet organizasyonu’ kurdu diye iftira atarak 8 yıl hapis cezası verilir. Vorkut’a hapse gönderilir. Kendisine yapılanları, iftiraları kaldıramaz ağır hastalanır ve 1943 yılında vefat eder. Fakat hiç bir akrabasına yakınına nereye götürüldüğü başına ne geldiği söylenmez. Nerede öldüğü, nereye defnedildiği bildirilmez.

Davut’un kızı Aminet öğretmendi. Adıge Öğretmen okulunundan ilk mezun olanlar arasında yer alıyordu, çokta iyi çalışıyordu. O da çok genç yaşta öldü, vefat ettiğinde sadece 27 yaşındaydı. Davut’un kardeşinin oğlu TSEY Yevgenıy ünlü bir ressam olarak Krasnodar’da yaşıyordu. Eserleri pek çok müzede yer alıyor.

Stalin rejiminde böylesi insanlar yokedilmişlerdi.