TANRI VERGİSİ ZENGİNLİK: RUSYA FEDERASYONU

Mehmet Duman
Rusya.Ru Dergisi, Temmuz 2014

Rusya dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Dünya hammadde, enerji ve biyolojik kaynaklarının yüzde 35’i Rusya’da. Her Rusya yurttaşına dünyada 11,7 birim doğal enerji kaynağı düşerken, ABD’de 2,3, Avrupa’da ise yalnızca 0,67 birim düşüyor. Alüminyum, platin, nikel, uranyum gibi stratejik hammaddeler bakımından dünya rezervinin yarısı Rusya’da. İşlenmiş toprakların  yüzde  15-20’sinin,  tropik  olmayan  ormanların  ise  yüzde  46’sının Rusya’da olduğu biliniyor.

RF Ekonomik Gelişme ve Ticaret Bakanlığı’nın 2002 yılı sonunda yayımladığı  verilere  göre,  Rusya’nın  GSMH’sı  dünya  GSMH’sının  yüzde  2’si civarında. Dünya enerji ihracatında ise Rusya’nın payı yüzde 7. Dünya çapında petrolün yüzde 13’ü, gazın yüzde 32’si, kömürün yüzde 11’i, demirin yüzde 26’sı, kurşunun yüzde 10’u, çinkonun yüzde 15’i Rusya’ya ait. Rusya’nın ulusal zenginliğinin yüzde 85’i tabii kaynaklara dayanıyor. (Bu oran, gelişmiş ülkelerde yüzde 10’u geçmiyor.)

RF Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın 2004 Ocak ayı verileri ise, Rusya’nın nikel,  gümüş,  volfram  ve  elmas  rezervleri  bakımından  dünyada  birinci (elmas miktarı bütün ülkelerin birikiminden fazla), platin ve titanyum rezervleri bakımından ikinci, altın, demir cevheri, molibden ve kobalt rezervleri bakımından üçüncü, çinko rezervleri bakımından da dördüncü olduğunu ortaya koyuyordu.

Ekonomik durum

1998 Ağustos’unda ciddi bir krize girmiş olan Rusya ekonomisi, son yıllarda gayet olumlu bir gelişme içinde. Kalkınma hızı yükseliyor, enflasyon düşüyor, dış ticaret balansı olumlu seyrediyor, bütçe fazla veriyor, dış borç ödemeleri zamanında yapılıyor, döviz rezervi çoğalıyor, petrol fiyatlarının yüksek olması ulusal bütçeyi rahatlatıyor.

Ekonominin gelişmesi önemli ölçüde petrol ve gaz ihracatıyla bağlı. İhracatın yüzde 60’ı aşkın bölümü enerjiye dayanıyor. Dünya Bankası Şubat 2004’te yayımladığı raporda petrol ile gazın GSMH içindeki payının resmi Rus kaynaklarının belirttiği gibi yüzde 9 değil, yüzde 25 olduğunu vurguluyordu.

Ayrıca ekonomik reformlarda daha kat edilmesi gereken çok aşama var. Bürokrasinin sınırlanması, yasal mevzuatın piyasa şartlarına uygun hale getirilmesi, oldukça sorunlu durumdaki bankacılık sektöründe reform yapılması, ekonomi ve üretimde yapısal altyapı değişiklikleri gerçekleştirilmesi gibi hedefler bulunuyor. Temel sorunlardan biri de Rusya ekonomisine dış yatırımların arttırılması, yabancı sermayenin güveninin kazanılması.

Rusya  dış  ticareti  2003  yılında  önceki  yıla  göre  yüzde  25  artarak 191,1 milyar  dolarlık hacme ulaşmıştı. 2002’ye göre yüzde 25,3 artış göstererek 133,7 milyar dolara yükselen ihracat, yüzde 24,3 artarak 57,4 milyar dolara yükselen ithalattan tam 76,3 milyar dolar daha fazlaydı. RF Federal Gümrük Servisi raporlarına göre; 2004 yılında ihracat 182.0 milyar ithalat ise 94.8 milyar dolar iken 2005’de ihracat 241.352 milyar dolar, ithalat 98.505 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

2003 verilerine göre,  RF’nin BDT dışı temel dış ticaret partnerleri, Almanya (16,8 milyar dolar; artış %28,5) Hollanda (11,6 milyar; %65,1), İtalya (10,8 milyar; %35,6), Çin (10,7 mil- yar;  %33,3),  ABD  (6,7  milyar;  %23,1),  Türkiye  (5,9  milyar;  %46,2), Finlandiya (5,9 milyar; %29,5) olmuştu. 2005 yılı verilerine göre ise RF’nin Türkiye ile dış ticaret hacmi 15,189.0 milyar dolara ulaştı.

Rusya’nın ihracatının neredeyse üçte ikisi petrol, petrol ürünleri ve gaza dayanıyor. Daha sonra çeşitli metaller, motor ve teçhizatlar ve kimyasal ürünler geliyor. İthalatta ise önce metaller, daha sonra motor ve teçhizatlar, hafif sanayi ürünleri ve gıda maddeleri başta. 2003’te ihracatta başta Almanya, Hollanda, İtalya, Çin, Ukrayna ve Belarus; ithalatta ise Almanya, Belarus, Ukrayna, Çin, ABD ve İtalya geliyordu.

Rusya açısından önemli bir kazanç kaynağı da savunma sanayi. 2003 yılında  Rusya, dünya silah satışlarında 5,4 milyar dolarlık satışla rekor kırdı (2002’de 4,8 milyardı). İhracatın yüzde 70’i hava, 15’i deniz, 8’i kara kuvvetlerine ait, 7’si de füzesavar. (Uluslararası silah ticaretinin yüzde 40’ı ABD’ye, 19’u Rusya’ya, 18,5’i İngiltere’ye, 7’si Fransa’ya ait.)

Kremlin ve büyük Rus sermayedarları (oligarşi) Doğal kaynakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Rusya’da en ciddi sorunlardan biri yoksulluk. Anketlere bakılırsa, halkın yüzde 40’ı kendini yoksul sayıyor (zengin sayanların oranı yüzde 7). Resmi verilere göre ise, 2004 sonunda toplumun yüzde 18,7’si, yani 26,7 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyordu.

Böyle bir ortamda dünyanın en zenginleri arasında Rus işadamlarının ön sırada gelmesi dikkat çekiyor. Dolar milyarderleri sayısı bakımından Rusya, ABD ve Almanya’dan sonra üçüncü sırada geliyor. Şubat 2004 Forbes dergisi veri- lerine göre, Rusya’da 36 dolar milyarderi var. Hapisteki Mihail Hodorkovski’nin (Yukos) serveti 15,2 milyar dolar. İkinci Roman Abramoviç (Sibneft, 12,5 mil- yar), üçüncü Viktor Vekselberg (Sual Holding, 5,9 milyar). Dünyada en çok dolar  milyarderinin  olduğu  kent  Moskova.  36  Rus  milyarderinin  33’ü Moskova’da. Rus milyarderlerinin serveti Rusya GSMH’nın dörtte biri büyüklüğünde. Dünya Bankası’nın 2003’te yayımladığı “RF ekonomik gelişmesi üzerine memorandum” adlı belgede Rusya’da 23 oligarkın, 89 federal birimden (eyaletten) 25’ini, ulusal sanayi üretiminin 12 milyar ruble değerindeki üçte birinden fazla bölümünü, çalışanların yüzde 16’sını (19 milyon kişi), banka akti- flerinin yüzde 17’sini ve hisse senetleri piyasasının yüzde 60’ını elinde tuttuğu belirtiliyordu.

Gelir dağılımı uçurumu ürkütücü boyutlarda. Nüfusun en zengin yüzde 10’luk kısmı toplumda bütün gelirlerin yüzde 35’ini elinde tutarken, en yoksul yüzde 10’luk kitleye gelirlerin yalnızca yüzde 2,5’luk bölümü düşüyor. Yani uçurum 14 kat! (Batı Avrupa’da 7 kat.) 2003’te halkın gelirlerinde yüzde 13’lük bir artış görülürken, oligark denilen büyük sermaye sahiplerinin gelirlerinde 2,4 katlık büyüme saptandı.

Eşitlikçi  Sovyet  alışkanlıklarından  tümüyle  vazgeçmeyen  toplum,  hızla gerçekleştirilen özelleştirme sürecindeki haksızlıkların da etkisiyle, bu yeni Rus zenginlerinden nefret ediyor. Bir ankete göre, toplumun yüzde 77’si özelleştirmelerin  gözden  geçirilmesi  gerektiğini  savunuyor.  Kremlin, kamuoyunun bu tutumundan da destek alarak oligarkların üzerine gidiyor, onları sosyal sorunların çözümünde katkı yapmaya zorluyor, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluklarla mücadeleyi sertleştiriyor. Rusya’nın bir numaralı, dünyanın ise 16. büyük zengini olan Hodorkovski – siyasi çabalarının iktidarı rahatsız etmesinin de etkisiyle – bu mücadelenin kurbanı olarak hapse atıldı.

Forbes dergisinin dünyanın en büyük 2 bin şirketini listesindeki Rus şirketleri şöyle sıralanıyor: Gazprom (87. sırada), Lukoil (184), Ulusal Elektrik Kurumu RAO YeES (199), Yukos (213), Surgutneftegaz (294), Sberbank (381), Sibneft (478), Norilskiy Nikel (587), Tatneft (884), Severstal (1451), Vımpelkom / Beeline (1820) ve AvtoVAZ / Lada (1942).

The Wall Street Journal Europe ve Haandelsblatt’ın ara?tırmasına göre ise, Avrupa’nın en büyük 500 şirketi arasında Gazprom 84., Lukoil 126., RF Ulusal Elektrik Kurumu 133., Yukos 164., Surgutneftegaz 264., Sberbank 294.,  Tatneft  313.,  Norilski  Nikel  322.  AvtoVaz  360.,  Sibneft  380.  ve Transneft 454. sırada.

Bankalara gelince. İngiliz The Banker dergisinin 2003’te dünyanın en büyük bin bankası listesine 15 Rus bankası girmişti. Sermaye hacmine göre yapılan sıralamada şu bankalar vardı: RF Sberbank (155., 2002’de 191. idi; sermayesi 2,339 milyar dolar), Vneştorgbank (168., 2002’de 174.; 2,118 milyar dolar sermayeli), Gazprombank (371., 2002’de 381.; 833 milyon   dolar),   Mejdunarodnıy   Promışlennıy   Bank,   MDM   Bank, Vneşekonombank,  Globeksbank,  Bank  Moskvı,  Alfabank,  Uralsibbank, Rosbank,  Petrokommerts,  Nomos-bank,  Trast-bank,  Mejdunarodnıy Moskovskiy Bank.