NEREYE AİT OLACAĞIZ?

GHUNEKHO K.Özbay

Tüm canlılar yaşamları boyunca bir yere ait olma duygusunu yaşarlar. Bu duyguların başında da vatan gelir ki, biz sürgün Çerkesleri de burada ikilemde kalırız. Ya anavatan Çerkesya ya da sürgünde bulunduğumuz topraklara, devletlere ait olacağız. Genel olarak da bu duyguya aidiyet duygusu denir. Ait olma duygusuyla bir çok konuları tartışır, yazar, çizer, söyleriz ve kendimizi de devamlı olarak haklıda gösteririz.

Yalnız, toprak bütünlüğüne sahip ulus ve halkların haklılığını biliriz de yine gözardı ederiz. Belki de böylesi yaklaşımlarla kendimizi de avuturuz.

Ait olma, sahiplenme duygusu ülkelerin idamesini sağlar. İşte, Avustralya İşçi Partisi lideri Julia Gillard’ın, toprak bütünlüğü ve halkı için söylemi:
“Bu ülkede İspanyolca, Arapça, Hintçe, Çince, Japonca, Rusça ya da başka bir dil değil İngilizce konuşulur. Bizim resmi dilimiz İngilizce, milli marşımız ve bayrağımız budur. Burada yaşayan bütün etnik guruplar bizim kültürümüze uymak ve dilimiz konuşmak, milli marşımıza ve bayrağımıza saygı göstermek zorundadırlar. Bunu istemeyen kim olursa olsun, ülkemizden çekip gitsin! Herkes bizim kurallarımıza uymalı, aksi taktirde bu topraklardan gitmeli.” (1)

Bayan Julia gibi içinde bulunduğumuz (sürgün) devletler ve yöneticileri haklı. Her ulus kendini korurken, azınlıklar üst kültür içinde erir ve kaybolurlar. Bu sonuç daima var oldu ve halen daha olmakta,yaşanmaktadır. Bursa Çerkes Derneği yürüyüşündeki söylemede bakacak olursak:
– 
Ana dilini öğren, kültürüne sahip çık.
– 
O sizi dinliyor, ana dilinizi konuşun.

Dernek başkanımız sayın Filiz Çelik hanımın “yok olmakta olan bir dilin son sahipleri olarak pozitif ayırımcılık istiyoruz. 147 yıldır Anadolu’da yaşıyoruz. 147 yıl boyunca bu ülkede çalışan işçi fabrikasında işçi olduk, savaşlarında öldük. Bu topraklar için ölürken Türkçe bilmiyorduk. Şimdi ana dilimizi bilmiyoruz” söylemlerine katılıyorum ama dili bildiğimizde kim için, ne için öldüğümüzü biliyor muyduk. Sanırım bilmeden sürgün topraklarını kendi toprağımız sandık, devletleri devletimiz sandık. Bunun içinde aman bizlere destek verin demenin de sanırım anlamı yok. Var olma sürecindeki düşüncelerimiz ne olursa olsun her devlet kendini korumada haklı ve bizlerde bunu bilmeliyiz. Bunun içinde Çerkeslerin önünde iki yol bulunmakta.

1) Sürgün topraklarını kabullenip,içinde bulunduğumuz devletlerin egemenliklerini kabul edip onlara uyacağız

ya da

2) Çerkes topraklarını kabul edip orayla bütünleşecekler.

O halde, adına ister kalışçı, ister dönüşçü deyin Çerkesler olarak nereye ait olduğumuza karar vermek ve bu doğrultuda her şeyi ama her şeyi mubah saymalıyız. Dileğim Çerkesey olsun.

Bze zimiem lhepkh yiep,Lhepkhı zerımıs sh’ıguri xekop.
Dili olmayanın soyu yoktur. Soyun (ulus) olmadığı toprakta vatan değildir.

Bizim ahlak ve törelerimiz,
Bizim topraklarımıza bağlı.
Göklerden merhum ruhlarımızı
Tapınaklara sokmaya ne gerek var?
Perseus

DİPNOTLAR:
1) 
Hürriyet Gazetesi 21,02,2011 Sh.18 Rahmi TURAN
2) Hürriyet Gazetesi 21,02,2011 sh.16