MAYIS MATEMİNDEN BİRLİKTELİK ŞUURUNA

YEMUZ Nevzat Tarakçı
10.05.2008

Sermayesi,  yüreğindeki vatan sevgisi olan çile insanlarının, yad ellerde açlıkla, hastalıkla, yoklukla savaşırken yaşanan tükenişin yürek yakan dramıdır 21 Mayıs.

Mazisinden, vatanından, sevdiklerinden acımasızca sökülüp atılan, tatlı hatıralarından, dostlarından ayrılmak zorunda bırakılan bir neslin acı hikâyesidir 21 Mayıs.

21 Mayıs, karabulutlarla kaplı Karadeniz’ in azgın dalgalarında can veren özgür ruhların bayraklaştığı gündür.

21 Mayıs, Çerkes toplumu için hüzün tarihi! Acının, çilenin ve bölünmüşlüğün kara tablosu.

21 Mayıs, yüreklere vurulan prangaların acı hikâyesi. 

Vatanlarından sürülürken dağlarını, ırmaklarını yüreklerinde götüren bu özgür ruhlara, bu aziz insanlara, dedelerimize, bir vefa borcumuz olsa gerek.

Bir mayıs gününde daha, Kafkas toplumu olarak mayısları yeni bir diriliş kabul ettiğimizi, dilimiz, kimliğimiz ve kültürümüzle dünya durdukça yaşama sözümüzü hatırlıyor, unutanlara hatırlatıyor, bu yemini tekrarlıyor, bu ölümsüz ruhlara, duygularımız ve dualarımızla karanfillerimizi gönderiyoruz.

Bu 21 Mayıs’ta meşalelerimizin ateşiyle gönüllerimiz tutuşsun!

Karanfillerimiz artık mateme değil dostluğa, barışa, birlikteliğe atılsın.

Yeter, artık matem, ümide, mutluluğa dönüşsün.

21 Mayıs, yeryüzündeki bilinçli bütün Çerkeslerin, heyecan duyduğu, duygu yoğunluğu yaşadığı, tarihinden ibret alma fırsatını çok net yakaladığı bir andır, bu manada çok değerli bir zamandır.

Artık, 21 Mayıs, meşalelerimizle birlikte yüreklerimizin tutuştuğu, ellerimizin birleştiği,  gönüllerimizin ümit ve heyecanla titreştiği bir gün olsun.

Tarihinden gerekli dersi almış, çağa uyanmış, şuurlu insanların birliktelik günü olsun 21 Mayıs.

Maziye takılıp kalmayan, geçmişinden aldığı güçle geleceği okuyan aydın insanların kucaklaşma günü olsun 21 Mayıs.

Elbette geniş katılımlı törenlerle anılmalı atalar, yaşatılmalı bu acı tablo fakat ağlamaya vaktimiz yok bizim.

Zaman, birliktelik şuurunu geliştirme zamanıdır.

Zaman, kültürel ve sosyal sorunları aşabilmek için istişarelerle genel aklı oluşturma zamanıdır.

Zaman, yok oluşu derinden hissetme zamanıdır.

Zaman, gereğini yapma, gerekirse bu uğurda bedelin en ağırını ödeme zamanıdır.

Zaman, “beni” bırakıp tam anlamıyla “ biz “ olabilme zamanıdır.

Mayıslarda karanfiller barışa atılsın, dostluğa, sevgiye kardeşliğe atılsın, birliktelik şuuru oluşsun.

Buna çok muhtacız.

Artık, karabulutlu Karadeniz’in azgın dalgalarında birlik şuuru köpürsün. Karanfiller güzellikler mayalasın bu azgın denize.

Dalgalar, Kefken’e ümit, dostluk ve kardeşlik bıraksın.

Sahildeki kumlar sayısınca yürekler, birlikteliği yudumlasın, sevgiyle kucaklaşsın, sevgiye doysun.

Kefken’den yeni bir güneş doğsun.

Sadece mayıslarda değil yılın her gününde yüce ecdadı bu çilekeş insanları, rahmetle, saygıyla, dualarla anıyor, ruhları şad olsun diyoruz.

Bu gönül ortaklığına, bu temenni ve dua birlikteliğine Kafkaslının, özellikle Kafkas gençliğinin katılması gecikmiş bir vefanın ifası olur kanaatindeyim.

Gençliğimizin bu şuur eksenindeki birlikteliği toplumumuza çok şey kazandıracaktır.

Şairin dediği gibi: 

Biz istersek dikeni gül
Nefreti kül
Yüreği tül ederiz
Biz seversek geceyi gün
Bugünü dün
Sevdayı düğün ederiz. 

Çile insanlarını anmayı, anlamayı, anlatmayı görev bilen tarihinden aldığı dersle değerlerine sahip çıkan, dili, benliği ve kimliğiyle başı dik yaşayan Kafkas gençliği ümidimiz, tesellimizdir.

Siz Kafkas dağlarının yiğit ve ölümsüz evlatları, biz, yaşadığınız bu büyük acıyı gün geçtikçe daha derinden hissediyor, sizi daha iyi anlıyoruz.

Ruhunuz şad olsun!