KES BİR DEVE

Semra Ademey Gürel
21.01.2006

Bu haftaki yazıma esin kaynağı Hürriyet yazar Bekir Coşkun’un bir makalesi oldu.

Dünya üzerinde insanların hayvanlara yaptığını hiçbir hayvan başka bir hayvana yapmıyor. O nedenle de dünyada birbirinin neslini yok etmeye çalışan bir hayvan grubu yok Çünkü onlar karınlarını doyurduktan sonra başkasına zarar vermeye kodlanmamışlar.

İnsanlar öyle değil. Karnı doymuş da olsa, ‘tok, açı tok sanırmış’ misali davranırlar. Bu nedenle de önce komşusundan başlayıp tüm dünyayı sahiplenme dürtüsüyle hareket ederler. Halbuki doğal olanı birlikte yaşamak yaşarken de doğaya, hayvanlara zarar vermeden yaşamak.

Bekir Coşkun insan psikolojisini öyle ele almış ki, insan gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış. Bir haberden yola çıkmış. Haber şu: Adam sigarayı bıraktı diye deve kesti. Bir insanın bunu neden yapabildiğini anlamak zor ama Coşkun bunu son derece güzel dile getirmiş.

Olacak şey değil.

Kesmeden önce deve ile gazetecilere poz verirken “40 yıldır içtiğim sigarayı bırakınca kendi kendime niye içtin Kazım dedim (…) Bıraktığım için deve kesiyorum” diyor.

Devenin tabii ki bir şey söylediği yok. O buluşturduğu bir ot parçasını kemirip duruyor, birazdan Kazım sigarayı bıraktı diye canından olacağından habersiz.

Adamın sigarayı bıraktı diye deveyi kesmesini anlamak zor.

Sigarayı 40 yıldır içen kendisi.

Yani kendisi 40 yıl sigara içti ve sonra kendisi bıraktı diye devenin bir kusuru-günahı yok.

Gazetede deve ile fotoğrafını gördüm.

Deve o anda yanında duran adam sigarayı bıraktı diye canından olacağını bilmese bile, yüzünden belli ki başına bir iş geleceğinden şüphelenmekte.

Dili olsa zaten soracak:

“Ben sana sigara iç mi dedim Kazım?”

İnanılmaz güzel bir yüzü vardı devenin.

Masum ve güzel.

Bakınca şunu düşündüm:

Bir insan sigarayı bırakıp da sevinince, bir başka canlıyı niye yatırıp keser?

Sigarayı içen deve değil.

Deve sigarayı içiren de değil, tekel bayii de değil…

Canıyla ödeyecek kadar ne günahı olabilir?

Tam tersine insanoğlunun başına iyi bir iş geldiyse, bir can kurtarması, bir aç canlıyı doyurması, bir can bağışlaması, yaşama herhangi bir şekilde katkıda bulunması gerekmez mi?..

Bu deveyi kesiyor…

Bence bizim içimizde birer canavar yaşar.

Biz çağdaş insan kılığına girmiş bile olsak, o canavar oradadır. Ne yapıp yapıp canavarlığını yapacaktır.

Ve kan akıtmak için bahane arar insanoğlu.

Bu sigarayı bırakmış.

Yatırıp deveyi boğazlıyor.

Bugün 2006 yılının ilk günü, kutlu olsun.

Bir gün gelir de insanın “insan” olmasını siz daha çok beklersiniz a dostlar.

Durmuyor insanın içindeki canavar.

İşte insan ile hayvan arasındaki önemli fark. Etrafınıza baktığınızda bunun değişik versiyonlarını görürsünüz. Oğlum üniversite kazandı kes bir koç. Milletvekili köyümüze geliyor kes bir dana, besili olsun. Oğlum oldu kes bir boğa.

Bir düşünün, kaplan oğlum dünyaya geldi bir insanı boğazından dişleyim kanını akıtayım der mi. Demez. Fakat insanoğlu der. Çünkü dünyanın bir gün bu açgözlülüğü nedeniyle kendisini yok edeceğiniz düşünmez.

İşte kuş gribi. Doğa nasıl da intikam alıyor sigarayı bıraktım kes bir deve diyenden görüyor musunuz?