KENDİMİZİ TANITMAK

BABUG Ergun Yıldız
31.12.2005

Belki güleceksiniz ama bazen kendimi bilgisayarımla kavga ederken yakalıyorum, suçüstü.

Çerkes yazdığımda word programının hata kontrol özelliği devreye giriyor otomatik olarak, sözcüğü yanlış kabul ettiği için altını kırmızı çizgi ile işaretliyor ve ben buna sinir oluyorum.

Cihaz Çerkes yazdırmıyor bana, adımın Çerke”z” olarak yazılması gerektiğinde ısrar ediyor.

Bu işi resmen taktım kafaya.

Oturdum tek tek sıraladım kelimeleri; Adige, Bjedugh, Besleney, Kabardey, Shapsugh, Wubıh, Kemırguey, Hatukuay, Abhaz, Abaza…

Program bir tek Abaza’yı doğru tanıyor ama kısmete bakın ki, onu da halk yanlış tanıyor.

Şimdi siz istediğiniz kadar öfkelenin, istediğiniz kadar söylenin ve istediğiniz kadar Çerkes diye ısrar edin.

Bilgisayar diyor ki : “Çerkes” yanlış, “Çerkez” doğru.

Çünkü o teknolojiyi yaratanlar, o teknolojiye hükmedenler sizi öyle tanımlamışlar.

Bilgisayar size Çerkez diyor.

Kendinizi doğru tanıtabilmiş olsanız bu olmazdı.

Siz; konuşmalarınız esnasında, dost sohbetlerinizde “Bizim atalarımız ülke için her cephede mücadele etmişler, herkesten çok fedakarlık yapmış herkesten çok şehit vermişiz. Bu cumhuriyetin kuruluşunda  oluşan lider kadronun yarısından fazlası da Çerkes’miş” der; daha nice benzer kahramanlık hikayeleri anlatarak kasım kasım kasılırsınız.

Bir gün çocuğunuz okuldan ağlayarak döner, “Çerkes Ethem ve Çerkes Anzavur hainmiş.

”Çerkesler hainmiş, öğretmen öyle söyledi” der, iki gözü iki çeşme.

Üzüntünüzü gizlemeye çalışırsınız.

Fark edersiniz ki sizi, sizden öncekileri ve onlardan öncekileri sindirmek, kimliğinden utandırıp uzaklaştırmak için kullandıkları “ağacı yaşken eğmek” yöntemi, siz bu güne kadar sineye çektiğiniz için bu gün çocuğunuza uygulanmaktadır.

Kendinizi doğru tanıtabilmiş olsanız bu olmazdı.

Yaşadığınız ülkenin başkentinde Eti adı altında sizin tarihi  kökleriniz olan uygarlığın heykeli dikilidir, tarihi de  çarpıtılarak okutulur.

Siz çıkıp “yahu kardeşim bu Eti dediklerinizin gerçek  adı Hatti’dir, dünya da bunu böyle bilir; üstelik kafanıza göre tanımladığınız bu uygarlık bizim atalarımızın kurdukları bir medeniyettir” …uzun uzun izah edersiniz.

Adam dönüp size bön bön bakar ve şöyle söyler: Gördün mü oğlum bak, demek ki siz de Türksünüz.

Kendinizi doğru tanıtabilmiş olsanız bu olmazdı.

Adamın birisi karşınıza geçer ve şeyh Şamil’in Kafkasya’da küffara karşı nasıl cenk ettiğini, cihad eylediğini anlatmaya başlar.

Osmanlının o topraklarda üç yüz yıl nasıl mücadele ettiğini , İslam’ı Kafkaslara yaymak için Ruslarla nasıl cephe cephe savaştığını uzun uzun anlatarak bitirir.

Siz kem küm edersiniz, söze girmek, “o öyle değil” demek istersiniz ama lafı ağzınıza tıkıverir karşıdaki.

Bir ulusun varolma savaşından nemalanılmaya çalışılmakta, ucuz yollu kahramanlık yapılmaktadır atalarınızın sırtından.

Kendinizi doğru tanıtabilmiş olsanız bu da olmazdı.

Şimdi yukarıda sıraladığım şu örnekler gibi onlarca örnek daha sıralayabilirim alt alta.

Üstelik hepsinde karşı tarafı suçlayarak sonlandırabilirim meseleyi.

Eğer sıkıntımız sorunlara mazeret bulmaksa, bu çok güzel ve pratik bir yöntemdir.

Fakat, eğer sıkıntımız sorunlarımızı çözmekse, başımıza gelenlerin birinci dereceden sorumlusunun bizler olduğumuzu bilmeliyiz.

Birileri bizim adımıza, geçmişimize, tarihimize, bilumum iyi ve güzel değerlerimize sahipleniyor, bizi hayatın dışına itmeye çalışıyorsa bizler buna izin verdiğimiz içindir.

Kavgasız gürültüsüz ama bilgi ile kararlılık ve örgütlülük ile bizim olana sahip çıkma bilinci ile adım adım kaybettiğimiz mevzileri geri kazanmalıyız.

Çocuklarımızın tarih derslerinde sıraların altına saklanacak durumlara düşmesini istemiyorsak,

Farklı kimliğimize vurgu yaptığımız her yerde, birilerinin bizim üzerimizde yalan yanlış çarpıtılmış bilgilerle tahakküm kurmasını istemiyorsak,

Birilerinin bizi sürekli inkar etmelerinden, kendi kimliklerine büründürmeye çalışmalarından rahatsızlık duyuyorsak,

Artık kendi kimliğimizle ortaya çıkmalı, kendi değerlerimizi kendi kültürümüzü savunmalıyız.

Birileri bizi yok sayıyorsa; bunun sebebi yok sayılabileceğimiz düşüncesinin o kafalarda oluşmasına müsaade ettiğimiz içindir.

Yokmuş gibi davranırsanız, yok sayılırsınız.