KAFFED’İN “İNİSİYATİF“İ

YEMUZ Nevzat Tarakçı
02.03.2011

Gündem, havalarla birlikte ısınıyor.

Ucunda anayasa değişikliği düşüncesi olan seçimler kapıda.

Yeni anayasa ve seçim, hayati noktalarda toplumumuzu ilgilendiriyor.

Siyasi otoritenin muhatabı olabilecek camiamızın en büyük üst kurulu KAFFED’e bu hassas dönemde olağanüstü görevler düşüyor.

Meselâ:

Tabanının taleplerini siyasi otoriteye ve yeni anayasaya taşıyarak bu kültürün yaşatılabilmesi için devlet desteğini sağlama çabası.

Devletin, ana dili, TV’si ve diğer kültürel dinamikleriyle bu kültüre sahip çıkması için gereğini yapma gayreti.

Yani, renkleri solmaya, kokuları kaybolmaya yüz tutmuş bu zengin kültür bahçesini, devletin havuzuyla sulayarak onu koruma girişimi.

Evet, anlaşılan o ki yaklaşan seçimler, Kafkas toplumunun dilini koruması, kültürünü yaşatabilmesi için bu halkın tek yürek olmasını zorunlu kılıyor.

Eller tutuşmalı, yürekler birleşmeli ki toplumun sesi daha gür çıksın, bu zor engeller aşılabilsin.

Hal böyleyken karşımızdaki manzaraya bir bakın.

Kısa sürede gündeme gelen “Çerkes Hakları İnisiyatifi” adıyla oluşturulan yeni oluşum, miting eylemi için KAFFED’den destek ister. KAFFED bu teklifi reddeder ve hoş olmayan olaylar hızla gelişir.

Paylaşım sitelerinden izlediğimiz kadarıyla, “Mitinge katılmayan, vatan hainidir!” söylemine varan ifade sahiplerinin yanında, bu mitingin zamanlama ve üslubu boyutuyla toplumumuza zarar vereceği düşüncesini haykıranlar da var.

Her iki kesimi temsil edenlerin duygularını ve kendilerince haklı noktaları anlamak, onların düşüncelerine saygı duymak mümkün.

Merak edilen ise, bu dağınıklıktan, bu parçalı- bulutlu fırtına öncesi havadan rahatsız olanların sesi soluğu nerede?

Yoksa tarafların dışındaki herkes, bu kamplaşmadan memnun mu?

Bu dağınıklığı giderebilecek bir girişimin görünürde olmayışı normal mi sizce?

14 Mart’ta, küskün kardeşlerin sayısı mitinge katılanlar kadar olacaksa, kurumlar darbe alacaksa, suçlamalar katlanarak artacaksa bir daha aklıselimin sahne alması gerekmez mi?

Hangisine inanacağız: “ÇHİ bu mitingi, topluma daha soğukkanlı, daha detaylı, daha sevecen bir tarzda anlatabilirdi. Bu yapılamadı, kırılıp dökülenlerin sayısı çok oldu!” diyenlere mi?

Yoksa “ 60 dernekle geniş halk kitlesini temsil eden KAFFED hızlı hareket edemiyor, yönetim kurulu kendi arasındaki dağınıklığı gideremiyor.” gibi dedikodulara mı inanmalıyız?

KAFFED, bu mitingin topluma zarar vereceğine inanıyorsa kendisine bağlı dernekleri gereği gibi bilgilendirerek, yetkililerini derneklere göndererek, “Şu gerekçelerden dolayı bu mitinge katılmayacağız!” diyor, tabanını ikna etmeye çalışıyor mu, merak ediyorum.

Yoksa KAFFED, yarayı derinleştirmemek için tepkisiz kalmak gibi bir yol mu izliyor?

ÇHİ de “ Eğer belirtilen tarihte bu miting yapılamazsa büyük bir fırsat kaçmış olur. Bu miting, kurumları yıpratma pahasına da olsa mutlaka bu tarihte, bu üslupla ve bu formatta yapılmalı!” mı diyor, onu da bilmiyorum.

“İnisiyatif” kimde, nerede?

Kardeşler arasındaki kapılar kapandı, köprüler atıldı mı yani?

Hak arayışına bu dağınık halimizle mi gidiyoruz?

Böyle mi tarih yazacağız?