HAKLI ÇIKMANIN MUTSUZLUĞU -2

Dr. MEŞFEŞ’Ü Necdet Hatam

Daha önceki yazılarımı okuyanlar anımsayacaktır, halkımız çıkarlarının RF ile diaspora ülkeleri kültürel ilişkilerin gelişmişliği, ticaret hacimleri ve birbirlerine olan güvenin büyüklüğü ile doğru orantılı olduğunu çok sık dile getirdim. Sanal kahramanlıkların Rusya ve Rus karşıtı söylemlerin genelde halkımıza özelde dönüş yapmış olanlara zarar vereceğinin altını hep çizdim.

Ancak sanal kahramanlarca en hafifi yalancılık olan bir sürü güzel sıfatla ödüllendirildim. Kendilerinin de  Anavatanda yaşayanlar kadar duyarlı olduklarını dile getiren, “Aynı durumda değil miyiz ne ötüp duruyorsunuz?” demeye getiren arkadaşlarımız oldu.

Ve maalesef ben ve benim gibi düşünen Dönüşçülerin haklı olduğumuz ortaya çıktı. Ben haklı olduğumuzun elbet bilincindeydim. Ancak ne denli haklı olduğumuz daha olumlu gelişmeler, değişimlerle kanıtlanacağını umuyor, diliyordum. Olmadı. Umduğum gibi değil korktuğum gibi gelişti olaylar…

İki ülke arasında büyük kriz patladı. En büyük dileğimiz krizin daha da derinleşmemesi. Krizin derinleşmesinin ne gibi sonuçlar verebileceğini hiç düşünmek bile istemiyorum. Bugün sadece vize muafiyetinin askıya alınmasının, sanal kahramanları, hariçten gazel okuyanları mı yoksa biz dönüş yapanları, evlilikler yapmış olanları mı daha olumsuz etkileyeceğini bir düşünelim.

Dönüş yapmış ailenin hayırlı işinde, üzüntüsünde, yardıma ihtiyacı olduğunda, yurtdışı pasaportu olup ekonomik durumu da uygun olan tüm akrabaları arkadaşları kararı verdiğinin ertesi günü gelebiliyordu.

Şimdi Türkiye’den birinin gelebilmesi için vatandaşlığı ya da oturma izni olan biri tarafından davet edilecek. Davet eden bunun için bir harç ödeyecek. Davetiye dilekçesinin işleme girmesi için davet edilen sayısı ve Rusya Federasyonu’nda kaldıkları sürece geçimlerini sağlamayı garanti edecek. Bu garanti için sadece imza yeterli olmayacak. Banka hesabında asgari geçime ve davet edilenlerin sayısına göre hesaplanacak bir tutar ile dönüş biletlerine yetecek kadar bir para olduğunu gösterir bankadan alacağı bir belgeyi davetiye dilekçesine ekleyecek. Tüm bunlardan sonra da ortalama 20 gün bir ay beklenecek. Vizeye temel olacak davetiyenin gelecek olana ulaştırılması vizenin alımı için geçecek süreyi ve davet dilekçesinin olumlu olamayabileceğini de ekleyin…

Ha bunların da sadece RF şartları olduğunu sanmayın sakın. Hangi Avrupa ülkesine gidecek olursanız olun sizi davet eden kişinin aynı işlemleri yerine getirdiğini de bilin. Kalacağınız süredeki hastalık sigortası dahil. Eğer turistseniz kalınacak süre için otel rezervasyonu belgesi dahil. Bu arada Avrupa’ya çıkmış olanlar vizenin ülkeye girişi garanti etmediğini de bilirler. Pasaport polisinin vizeye rağmen kişiyi geri döndürme yetkisi olduğunu ve bunun eski deyimle vaka-yı adiye olduğunu da…

Eğer konferans ve benzeri bir etkinlik için geliyorsanız vizeye temel olacak davetiye organizasyon komitesinin imzasını taşıyacak ve süresi de etkinlik süresi ile sınırlı olacak.

Şimdi elinizi vicdanınıza koyup yanıtlayın. Bu durumdan, koşulların çok uygun olduğu günlerde bile anavatanı hiç ziyaret bile etmemiş, uzatılan vatandaşlığı almamış, hariçten gazel okuyanlar mı yoksa bizler mi daha çok etkileneceğiz?

Gelin almaya giderken bile haber verme geleneği olanlara grup olarak etkinliklere katılmak üzere geleceklerin haber vermesi gerekir dediğimizde üzerimize çullananların, demediğini bırakmayanların, ters davranışlarınız, söylemleriniz bizlere zarar verir dediğimizde yalancı olduğumuzu söyleyenlerin birazcık olsun vicdanları sızlar mı dersiniz?

Onları bilmem ancak halkımızın büyük çoğunluğunun sanal ortamdaki sessizliğini ben sağ duyunun sesi ve konunun çoğunlukça anlaşılıyor olduğunun kanıtı olarak değerlendiriyorum.

(Sürecek…)