H… AMCA

GONEPŞEY Nursel Yavuz & KEÇ-I Süleyman Yavuz

Xabze; dediğimizde sadece aklımıza kültürümüze ait uyulması gereken kurallar silsilesi gelir. Peki bunlarda eksiklik, yanlışlık olduğunda ne olurdu?

Yer Düzce; sanırım 1974 yılıydı, çok değerli bir ablamız töreye ait tüm gereklerin yerine getirildiği bir düğün sonu gelin edilir, İstanbul’da ikamet eden bir bizdenlere.

H…. Amca eskilerden, bela ! öyle ha deyince hemen yemeğe çağırmaz
kızını ve damadı töresine dair. Sanırım beş ya da altı ay sonraydı, davetinin
haberini gönderir H…. amca. Erkek tarafı töre gereği icazet eder davete ve
davette yaşananlar eksiksiz. Gel gelelim son vedalaşma anına kadar. (Kız,
evinde kalacaktır bir müddet ta ki babası, yeni akrabalarına haber gönderip
gelin diyene kadar, bu tasarrufta babaya aittir.)

Yenilir içilir sohbetlenir, sıra izin faslındadır gereğine uygun alınır izin, uğurlamalar, kapıda!, tam o anda nasıl olur bilinmez kaynana bir hataya düşer;
– Kızımızı ne zaman gelip alalım?
H…. Amca ‘’Şu vogu maf’’ (yolunuz aydın olsun).

Tamı tamına iki yıl sürdü bu süreç, araya giren onca hatırşinas insanlar olduğu halde. Benim yaşamımda tanıdığım, tek evli duldu K… abla, töre kurbanı.

Töre kurbanı dedim. Peki H…. amca çok haksız mıydı töreye dair?

O sıcacık yuva yaşamına mutluluklarıyla devam ediyor şimdilerde, ancak bizim, bize, bizeliğimizi hatırlatacak H …. amcalarımız?

Hakkın rahmetinde… Mekanın Cennet olsun H …. amca… Ben senin ödediğin bedeli anlıyorum bir baba olarak, sen neereee biz nereeee…