ESKİŞEHİR’E DENİZ GETİRDİ YARANAMADI

ŞIH Şamil
01 Temmuz 2010

Yılmaz Büyükerşen aradı ben Moskova’dayken. Biri telefonu çaldırıp kapatıyor. Kim bu diye aradım. Bizim Büyükerşen’miş. Ya kusuruma bakma kontörüm kalmadı o nedenle çaldır kapat yaptım, dedi. İçimden ‘’yuh artık’’ dedim. Koskoca Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmuş kontör alamıyor. Neyse, beni Eskişehir’e davet etti. Ben de kırmadım gittim.

ESKİŞEHİR’E DENİZ GETİRDİ YARANAMADI
CC and CNN Report, 01 Temmuz 2010

Bu adam acayip enteresan biridir. Konya’ya deniz getireceğim diyen eski politikacılar gibi tuttu ben Eskişehir’e deniz getireceğim dedi ama eski politikacılardan farklı olarak, bu sahiden de getirdi. Şaka değil. Türkiye’nin gündemini de oturdu.


Eskişehir’deki denizde sahildeyim

Fakat elması çok olan ağacın kurdu çok olur dedim içimden.

Başından geçenleri anlattı bir çırpıda. AKP iktidarı bir türlü rahat vermemiş Yılmaz’a.

Zaten Türk insanı da Yılmaz gibi acayiptir. Seçimlerde onu Büyükşehir Belediye Başkanı yapıp altındaki ne kadar il, ilçe ve belde belediyeleri varsa hepsini AKP’lilerden seçmişler.

Tabi bu alt belediyeler de boş durur mu Yılmaz’ın başına örmedikleri çorabı bırakmamışlar. Yılmaz bunlarla uğraşırken Sağlık Müdürü çıkıp ‘’denizi havuza çevir kardeşim’’ demez mi?

İşte kontörü onun için kalmamış. Onu ara, bunu ara…Türk bürokrasisine dert anlatmaya kontör mü dayanır.

Ne iş Yılmaz, dedim. Bir sor, bin işit oldu: ‘’Eskişehir Sağlık Müdürlüğü bize yazı yolladı. Gönderdikleri yazıda yapay plajın dibindeki kumların çıkarılması ve yan duvarları ile dibinin Açık ve Kapalı Yüzme Havuzları Yönetmeliği’ne göre yeni malzemelerle kaplanmasını istedi. Biz de mecburen yapay plajda Sağlık Müdürlüğü’nün istekleri doğrultusunda çalışmalara başladık.

Koskoca 350 metrelik yapay plajı Türkiye’nin en büyük havuzu haline getirmemizi istiyorlar. Zaten plajın yanında biri olimpik diğeri çocuklar için iki yüzme havuzu var. Kumsal ile su arasına set çekilecek, plaj suyu içerisindeki kumlar temizlenip sert malzemelerle kaplanacak.

Plaja bazı kesimler ‘Çakma plaj’ dedi. Geçtiğimiz yıl Fevzi Çakmak ve Gündoğdu mahallelerini gezdiğimiz sırada çocukların ve kadınların bacaklarının yamuk olduğunu fark ettik. Bunun nedenini araştırdığımızda ise bu yamukluğun D vitamini eksikliğinin neden olduğu Raşitizm hastalığı olduğunu öğrendik. Uzmanlardan da bu hastalığa en iyi güneşin geldiğini öğrendik. Böylelikle denize gidemeyenleri de düşünerek Kent Park içerisine plaj yapmıştık. Plajın suyunu 350 metreden çektiğimiz artezyen suyu ile doldurduk.

Plaj açıldıktan sonra da çok ilgi gördü, sansasyon yarattı ve Aras Çayı kenarında bazı projeler başladı. Plaj suyu her gün klorlanarak veriliyor ve Sağlık Müdürlüğü tarafından günde 3 defa tahlil yapılıyor. Biz de gelen yazı üzerine plajı Türkiye’nin en büyük havuzu haline getiriyoruz. ‘Takma Kafalara’ yapacak bir şey yok. Diyorlar ki denize çocuklar çişini yapıyorsa. Deniz olan şehirlerin kanalizasyonları denize akmıyor mu? Yaptığımız iş bir fantezi değildi. Büyükşehir Belediyesi olarak ilgili düzenlemeleri mecburen başlatmış olup, çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz plaj kent halkının hizmetine tekrar sunulacaktır.’’

Baktım Yılmaz’ın susacağı yok. Tamam anladım dedim. Bu durumu kendi köşemde ele alacağım. Bu dediklerini yayınlayacağım, dedim. Çok sevindi.

Ben sorumlu gazeteciyim. Öyle tek taraflı davranamam. Yılmaz’ın tüm ısrarına rağmen Eskişehirspor’un efsane amigosu Abaza Orhan abiyi ziyaret edeceğim, uğramadığımı duyarsa darılır, deyince sesini çıkaramadı.

Yanından ayrıldım. Hemen halkın arasına karıştım. Nedir bu plaj işi, dedim. Halkın bazısı ‘’valla hoca deniz getireceğim diyince ciddiye almamıştık amma getirdi Eskişehir’in göbeğine denizi… Deniz güzelde cıbıl cıbıl kızlar denize giriyor. Biz mutaassıp bir milletiz kardeşim. Olmaz ki’’ dedi. Tabii bunu duyunca gözlerim yerinden fırladı. Ne yani çıplaklar kampı mı oldu? Mayosuz mu giriyor kızlar, dedim. Yooo, dediler. Mayolu amma bizi günaha sokuyorlar.

Eskişehir halkının bazısı ‘’günaha girmemek’’ için denizi istemiyor. Eskişehir halkının diğer bazısıyla da konuştum. Onlarda Eskişehir’i dinci yobaz takımı ele geçirmeye çalışıyor ancak bunu başaramazlar. Çünkü Eskişehir değil Türkiye dünyanın en çağdaş kentidir, yorumunda bulundular.

Durum karışık anlayacağınız. Ağaca baya kurt dadanmış hocanın işi zor…