BİR DE BURADAN BAK BE BİRADER! (Temmuz 2015 – Aralık 2015)

30 Aralık 2015

Şu dünya lideri diye anılan Şizofreni, kadrosuyla birlikte götürüp İsviçre’de seçime soksan kaç oy alır?

Ben söyleyeyim. SIFIR! (Orada ki Türk işçilerini saymıyorum. İsveç vatandaşlarını söylüyorum.)

Peki niye SIFIR çeker?

Bir; İsveç halkı hırsız değil, avantacı değil, makarnacı hiç değil!
İki; bunlarda biat kültürü yoktur; hırsız, babası olsa gözünü kırpmadan tıkar kodese!
Üç; adil insanlardır İsveç halkı. Orada hiçbir lider, ”çoluk, çocuk dinlemeyeceksiniz, evlerine girip temizleyeceksiniz” diyemez, derse hemen bir tam teşekküllü bir akıl hastanesine yatırılır, eğer deli ise hastanenin kliniğine, deli değilse, kodese tıkılır!
Dört; İsveç ordusu ve polisi; ne bebeği dürbünlü tüfekle vurular, ne de vurulmuş bebeği hastaneye götürmek için harekete geçen aksakallı dedesini kurşuna dizmezler. Bunun için emir vereni hemen kelepçeleyerek kodese tıkarlar.
Beş; tüm dinlere öyle laf olsun diye saygı göstermez İsveçliler. O sebeple, mitinglerde ”eeeyyyyyyy İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nin lideri, senin için Katolik diyorlar, niye açık açık söylemiyorsun bunu” derse,
a şıkkı; mitingdeki halk, ”ne saçmalıyor bu ya” diye şaşkın şaşkın birbirine bakarlar.
b şıkkı; hemen görevliler kürsüye çıkıp, deli gömleğini giydirdikleri gibi, hoppa doğru akıl hastanesine götürler.

Diyeceğim o ki, böyle bir akıl hastası SIFIR çekmeyecek de ben mi çekeceğim.

Haaa, diyeceksiniz ki, nasıl oluyorda Türkiye’de yüzde 50 oy alıyor?

O da Türk halkının ayıbı!

29 Aralık 2015

Şöyle başlar;

”Kürtler bizim 1000 yıllık kardeşimizdir.”
”Çerkesler bizim ırkdaşımızdır, din kardeşimizdir.”
”Ermeniler bizim misafirimizdir, kardeşimizdir.”
”Yahudiler bizim kadim kardeşimizdir.”
”Aleviler bizim ırkdaşımızdır, kardeşimizdir.”
”Rumlar bizim komşumuzdur, kardeşimizdir.”
En son olarak;
””Türk kelimesiiiiiiiiii bir ırkın değiiiiilllllllll, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan diliiiiiiiiiiii, ırkıııııııııı, rengiiiiiiiiiiii, cinsiyetiiiiiiiii, mezhebiiiiiiiii ne olursa olsunnnnnn, tüm vatandaşlarııııııııııın bir araya gelerek oluşturduklarııııııııı ve herkesi kapsayan ve kucaklayan milletin ortak adıdııııııııııııırrrrrrrr!” diye biter…

Yalanlarınızda ve döktüğünüz kanlarda boğulun emiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!

Gündüz kahvede yandaş ve ortayolcu gazetelere, akşam evde televizyonlara bakıyorum…

Netice: Ben hayatımda bu kadar kalleş bir dönem görmedim arkadaş! 12 Eylül’de bile gazeteler bu kadar namussuz değildi.

Hepsinin derdi hendek!

Vay efendim her şey hendek yüzündenmiş. Tabi ki mesele o değil! Bunların hazmedemediği, 6 generali, 10 bin askeri, bir o kadar polis ve özel Şizofren katili, tank, uçak, helikopter, dürbünlü tüfek, ı, ıh 20-30 baldırıçıplak gencin koruduğu sokağa giremiyorlar. Hınclarını yakalabildikleri bebeklerden, kadınlardan, çocuklardan, dedelerden alıyorlar.

Ve bu televizyondaki, gazetedeki aşşağılık eşşekoğlu-kızı eşşekler bunlardan bahsetmeyip, ”Sırrı niye ‘kaçak çay içersiniz’ dedi”yi konuşuyorlar.

Alçak adamlar, alçak kadınlar; sokakta yaşlı bir kadının cenazesi 7 gün yattı. Cenazeyi almak isteyenlere yaylım ateşini Sırrı mı açtı! Cenazeyi almak isteyen insanları tarayan veya keskin nişancı olacak köpeklerin vurduğu bebeği, hastaneye götürmek için bastonuna beyaz bayrak takıp sokağa çıkan dedeyi de vuran şerefsizleri konuşsanıza!

Ben sizin taaaa …

28 Aralık 2015

Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Olağanüstü Genel Kurulu’nun ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde ‘demokratik özerk bölgeler’ oluşturulması istendi. Bildirgede ”Halk meclislerinin ilan ettiği özyönetim ilanlarını, halkımızın her alanda yürüttüğü haklı ve meşru direnişi sahipleniyoruz” denildi.

Böyle yazıyor gazeteler ve altında detayları veriliyor. O yazılanları bir Türk faşistine ”Bak Uygurlar nasıl bir bildirge yazmışlar” diye okutsan resmen sevinçten uluyarak, gözyaşı döker. O kadar normal istekler yani. Fakat Kürt istedi mi iş değişiyor! Vurun Kürt’e!

Bu bildirgeye, bizim Türkçü Adige Taha; HDP demokrasiyi değil Kandil’in güdümünü seçti diye yorumladı. Demokrasi dediği sahtekar, hırsız, katil iktidar ve onun tepesindeki Şizofren! Taha saçın sakalın ağırsın diyeceğim, zaten ağardı. Ulen hiç adam olamayacaksın. Öküz geldin şu dünyaya öküz gidiyorsun!

Son lafım Ertuğrul Özkök adlı zibidiye! HDP Eşbaşkanı Demirtaş için; “Bizi hayal kırıklığına uğrattın” diyen Özkök, “Sana ‘Hain’ demiyoruz… Ama bil ki ihanete uğradık…” demiş. Sanırsın HDP’nin tüm binalarına saldırıldığında bu öküz koştu gitti kendini siper etti. Yahu senin gibi bir adamın HDP ile ne işi olur, HDP’nin senin gibi bir züppe ile ne işi olur.

Arkadaş, ben onu, beşi bilmem! HDP de Demirtaş da bu toprakları fena salladı. Demokrasi neymiş, insanlık neymiş, dürüstlük neymiş topuna gösterdi. Bu kadar öfke ve kin ondan. Afedersiniz, poponuzu yırtsanız bunu değiştiremezsiniz. Kirli adamlarsınız, kirli!

26 Aralık 2015
Abdullah Öcalan’a senelerce ”bebek katili” dediler ve bir kurşunlanmış bebek cenazesi fotografı koydular gazetelere. Sonradan öğrenildi ki, o fotograftaki bebek Türk askerlerince öldürülmüş bir Kürt bebeğiydi. Bunu açıklayan o timde görev alan bazı bana göre şerefini kaybetmemiş askerlerdi. Nasıl köyü taradıklarını sonra bu bebeğin fotografını çekip, yetkililerce PKK yaptı diye millete sunduklarını anlattılar. Tabi senelerce yapılan propaganda yüzünden kimse inanmadı bu olaya.

Amma, artık 10 yaşındaki çocukların bile ellerinde video çekebilen telefonlar var. Şimdi artık günü gününe görüyoruz ki; Türk ordusu, bebek, kadın, yaşlı genç dinlemiyor. Katlediyor.

Abdullah Öcalan yapmadığı bir eylem sebebiyle ”bebek katili” diye anıldı hep, ama bundan sonra Tayyip Erdoğan olacak alçak tarihe yaptığı eylemler sebebiyle ”bebek katili” olarak anılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Eğer Allah dediğiniz yaratıcı varsa, böyle bir mikropu yarattıp, o bebekleri öldürdüğü için nalet olsun o yaradanınıza!

Ahmet Hakan’ı sevip, takdir ettiğimi bilirsiniz. Dinci olmasına rağmen sevdiğim birkaç kişiden biridir. Ah şu beyinlerindeki yanık devre yok mu, onu bir değiştirse arkasından gidilecek adam olacak…

Dün yazmıştı, ben atlamadım konuya. Konu, Sevan Nişanyan adlı şebeğin cezaevinden izin alıp Cihangir’de dansöz oynatması. Ahmet’in yazdığına göre; HDP milletvekileri, Sırrı ile Garo Paylan’ında katıldığı gecede dansözlere para yapıştırılmış. Bir de fotograf vardı. Sevan Nişanyan dangalağı gerçekten de dansöze para takarken resimde Sırrı ve Garo görünmüyordu.

Uzatmayayım. Ahmet Hakan bu durumu ”Silvan, Cizre yanarken Sırrı ile Garo’nun dansöze para yapıştırması yakışmadı, yazdı dün. Bugün, Garo aramış ”biz sadece uğrayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunduk ve ayrıldık. Biz dansöz falan görmedik demiş.

Ahmet’i bu kadar salakça bir şey yapmasına sebep olan ne biliyor musunuz? İşte o kafadaki yanık devre. Arkadaş hala ”Elhamdülillah Müslüman” ya, dansöz işin içine girdimi o yanık devre yüzünden olayı algılayamıyor.

Yani basit bir mantıkla, biri çok acı çekerken bir eğlence mekanına gitmek mecburiyetinde kalmış olabilir. Orada saatlerce kalmış da olabilir. Sen bu ülkenin en meşhur gazetecilerinden birisin, aranızda muhabbet de var, açıp sorsana ”ya Sırrı, Garo böyle bir şey duydum, nedir aslı” diye.

Milyonlarca insanın okuduğu bir gazetede yazarken bunu düşünememesinin sebebi işte o beynindeki yanık devre!

25 Aralık 2015

”Milliyetçilik ve yurtseverlik dikkatli olunması gereken konulardır.” demiştim dün. İçimizdeki faşistleri temizlemek kolay, fakat dincileri ne yapacağız?

Haber ODTÜ’den!

ODTÜ’de cami varmış, mescit de! Fakat bazı aşağılık yaratıklar ille de biz spor salonunda da namaz kılacağız diye tutturmuşlar. Tabi normal zekadaki bir insan bu şerefsizlerin maksadının namaz olmadığını hemen anlar. Gayeleri okulda hır çıkarmak.

Derneklere mescit isteyen çok öküz vardı içimizde. Eşşekoğlueşşekler ibadehanelerini bile ayaklarına getirelim istiyorlardı. Bunlar faşistlerden de beter. Çünkü faşist bir gün ”yahu ben ne yapıyorum” deyip insanlığa dönebilir. Amma bu softaların insan olma ihtimali sıfır!

Bu sebeple 1 gram aklınız varsa, çoluğunuzu çocuğunuzu bu adam ve kadınlardan uzak tutun. Yoksa çocuğunuzu ha kansere yakalatmışsınız ha bunlara, arada zırnık fark yok.

Okuyucum Mert bey diyor ki; Tayyip, ilkokul seviyesinde bir zekaya sahiptir. Bu yazdığımı okursa, ”iddianı ispatlamazsan müfterisin” diyecek. İftiracı olmadığım için hemen ispatlayayayım!

Zeka geriliğini olmasa; ülkeye tam demokrasi getirerek, Türkiye’yi tüm dünyanın özeneceği bir sevgi toplumu yaratarak dünya lideri olmak yerine, derin devlete teslim olarak, küçücük kasabalara tanklarla, toplarla, 10.000 kişilik ordularla saldırmazdı. Geri zekalı her diktatör gibi Tayyip de ilkokul seviyesinde zeka vardır. Buna bir de şizofreniyi eklereseniz nasıl bir ülkede yaşadığımız gerçeği daha acı çarpar suratımıza.

Selim bey de diyor ki; ”bugün (dün) gazetelerde çıkan bir fotograf var. Bir binbaşı elleri üşümüş bir Kürt çocuğun ellerini hohluyor. Aklınca ısıtıyor. Mesaj ne? Bak Türk subayı bu kadar ”insancıl” davranıyor Kürt halkına. Kafanızı hafifçe sola çevirin, o binbaşının emriyle bombalanıp yerle bir edilmiş kasabanın sokağında 2 gündür keskin nişancılar yüzünden kaldırılamamış katledilmiş Kürt anasını görürsünüz. Halkı el hohlayarak kandıramazsınız, alçak namussuzlar!”

Sezin hanım da ”Vatan hainliği” konusunda yazmış bana. Diyor ki, ”Sayın Hatko, ülkesinde ne kadar yerli üretim yapan kurum ve kuruluş varsa satan, satığı her şeyden cebine para atan, bununla yetinmeyip halkı soyan, daha da kötüsü ellerine kan bulaşmış Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın çıkıp, önüne geleni vatan hainliği ile suçlaması sadece Türkiye’de olur değil mi? Bu konuda bana katılır mısınız?”

Kıymetli Sezin hanım, bir kişi ”Vatan-Bayrak-Kuran” üzerinden siyaset yapıyorsa emin olunuz her türlü pisliği içinde taşıyordur.

24 Aralık 2015

Milliyetçilik ve yurtseverlik dikkatli olunması gereken konulardır. Bir Türk faşistinin ”Kürt diye bir ırk yok” demesiyle, ”Wubıh diye bir ırk yok demek” arasında zırnık fark yoktur. İkisi de faşist fikirlerdir.

Mikro milliyetçik lafı da bu faşistlerce ortaya atılır hep!

Öyle uzun uzadıya yazılacak bir mevzu değil, o sebeple kısa keseceğim.

Wubıhlar ve Abhazlar, Adige değildir.

Adige olsalar Adigece dilleri olurdu. Aynı Kürtçe’nin Türkçe olmadığı gibi. Eğer sen Adige olarak bir Wubıh’ın konuştuğunu (gerçi kalmadı ya, misal olsun diye yazıyorum) anlamıyor, yazdığını okuyamıyorsan niye saçmalayıp Wubıh Adige’dir diyorsun! Aynı örnek Abhazlar için de geçerli. Ama bazı ”yurtsever” görünümlü faşistler ısrarla ”Çerkes” kelimesi üzerinden emperyal hayaller kuruyor. Ben bunlara ”çüüşşşşş” diyorum. Çerkes ne ya! Hatta gençliğimizde bir arkadaşımız, (yanlış hatırlamıyorsam Yamçı dergisinde) ”Çerkes adı; Adige, Abhaz, Çeçen, Lezgi, Asetin, İnguşları kapsayan bir kavramdır” mealinde bir şey yazmıştı, ben de kendisine ”ohaaa” demiştim de kavga etmiştik. Kulakları çınlasın.

Demem o ki, böyle zırvalayanlar karşınıza çıktığında bilin ki (buna Kaf-Fed’de dahil) ha Türkeş’in ruhuyla karşılaştın ha bunlarla, kıyafetine, kendine koyduğu adı falan bir kenara koyun ve kısaca ”başka kapıya birader!” deyin.

Muzaffer bey adlı okurum diyor ki; Sayın Mülayim Bey, Doğu illerindeki faciayı ben şöyle yorumluyorum. Bugüne kadar Kürtlerin kafalarına vurup ellerindeki ekmeği alıyorlardı. O kadar fütursuzca yapılıyordu ki bu, halk arasında ”Alavere, dalavere Kürt Memet nöbete” tekerlemesi üremesine bile neden olmuştur. 2015 yılında Kürtler ilk defa ”başkaldırıyorum, ekmeğimi alamazsın, kafama vurursan ben de senin kafana vururum” dedi. Anadolu’ya adım attığı günden bu güne kadar sürekli istediğini yaptırmak için saldıran kültür, yine saldırdı. Ancak bu kez, istediğini alamadı. Tahminimce de alamayacak. Selamlar.

23 Aralık 2015

Videoda, Özel Harekat Polisleri, zırhlı araçlarıyla Diyarbakır sokaklarında ”Delikanlılar neredesiniz” diye Kürt gençlere meydan okuyor. Bir söylüyor, iki söylüyor, üçüncüsünde bir delikanlı geliyor molotofu kafasına geçiriyor. Kahraman Özel Harekat’ta bir panik, bir panik. Son sürat kaçıyorlar. Yahu bunları kim polis yapıyor?

Ben söyleyeyim size! Kendisi yobaz bir salak olan ve ”Amerika’da bir yobaz var” diyerek dangalaklıkta çığır açan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve onun zihniyeti. Bu salak polisleri, ancak bu salaklar görevlendirir!

Yahu hadi polisi anladık da Jandarma da onlardan aşağı kalmıyor. Öküzoğlu öküz bir JÖH’lü (herhalde Jandarma Özel Harekat) bir Jandarma bir sınıfa girmiş heryeri taramış. Sonra iyi .ok yemiş gibi tahtaya ”Eğitim sırası bizde. JÖH” yazmış.

Bazan düşünmüyor değilim; bunlar kasıtlı mı yapılıyor diye! İlle Kürdistan’ı kurduracaklar. Yoksa normal zekada bir akılın bunu yapması mümkün değil.

Anayasa Mahkemesi, başvuran milletvekili Ankara’da oturuyor diye HDP’nin sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili talebini reddetmiş. Şaka yapmıyorum, gazeteler yazıyor. Böyle ülkeye böyle Anayasa Mahkemesi!

22 Aralık 2015

Servet bey diyor ki, ”Niye Müslümanların olduğu yerde huzur yok? Bu kadar mı kötü bir din bu? Niye Müslümanlar kimseyle anlaşamıyor?”

Valla Servet beyciğim, sorduğunuz üç sorunun tek cevabı var. Bu arkadaşlar dünyada 1 tek insan kalmaksızın hepsinin kendileri gibi inanmalarını ve daha da kötüsü kendi gibi yaşamalarını istiyor. Sıkıntı bu ve maalesef kendileri bataklıktan çıkamadıkları için kimi tutsalar içine çekmeye çalışıyorlar. Bizim Adige-Abhazların bu kadar dejenere olmasının temel sebeplerinden bir de budur.

Savaş zaten kötü bir şey! Amma savaşırken yiğitçe savaşmak var, alçakça savaşmak var! Türkiye bu konuda maalesef sınıfta kalmış bir orduya sahip. 12 Eylül’ü yaşamış her insan bunların ne kadar alçakça işkenceler yaptığını zaten bilir. Bilmeyenler de şimdi görüyor.

İnsan Hakları Savunucusu ve Avukat Eren Keskin’i seyrettim televizyonda. O anlatıyor. Türk ordusu tarafından öldürülen kadın PKK’lıların otopsilerine girmiş. Otopsi sonuçlarında öldükten sonra bazılarının tecavüze uğradığı tespit edilmiş. Hemen hemen bütün kadın PKK’lıların göğüsleri kesilmiş. Kanım dondu.

Aradan zaman geçti. Ahmet Hakan’ın programında Eski Kurbay Başkanı İlker Bağbuğ vardı. Ahmet sordu, asker-polis bazan kanun dışı işler yapıyor. Eşşekoğlu eşşeğin verdiği cevap şu: Olur böyle şeyler. Amerika da Irak’da yaptı!

İğrenç bir ülkede yaşıyoruz vesselam!

Camilerden çıktıklarında, bir parmakları havalada, ağızlarından salyalar saçarak slogan atan tipler vardı. Bunlar İsrail’in Filistin’e yaptıklarını protesto ediyorlardı. Başlarında da İHH denen IŞİD örgütünün elemanları vardı. Şimdi Doğu’da Türk ordusu ve polisi İsrail’e rahmet okutacak katliam yapıyor, bu sakallı, şalvarlı alçaklardan tek ses çıkaran yok. Hayır anlamadığım Filistinli din kardeşi de Kürt değil mi?

Demek ki neymiş benim mal halkım; bu hayvanoğlu hayvanların derdi din iman değilmiş! Ya uyanın artık, uyanın!

21 Aralık 2015

Okuyucum Adığe Pşaşe bir resim yollamış ve şu notu yazmış. ”Sayın Hatko Mülayim. Bügün Facebook’u açtığımda raslantı olarak iki video arka arkaya düşmüş. Birinci videoda polisler tarafından öldürülen genç kız gösteriliyor, ikincisinde aynı yaşlarda bir Adığe kızının dernekte kafe oynayışı. Görünce ağlamaya başladım. Ve Adığeliğimden utandım. Ya ne kadar duyarsız olmuş insanlar. Hayır gönderenlerin ikisi de benim yakın arkadaşlarım. Ortalık kan gölüyken hala kafe oynayanların videosunu koyabilecek kadar hayvanlaştı mı bu insanlar? Yazıklar olsun, lanet olsun sizin kafenize de şeşenize de de deyip hesabımı kapattım. Ne olur siz dile getirin. Bize ailemiz ”Adığelik İnsanlıktır” diye öğretmişti. Biz insansak bunlar ne Mülayim bey? Saygılarımla.”

CC Notu: Fotograftaki kişisel bilgilerin üstü CC tarafından kapatılmıştır.

Değerli kardeşim öyle güzel dile getirmişsin ki üstüne yazacak şey bulamadım. Sadece dikkatimi çekti; genç kızın katledildiği video 340 defa seyredilirken, kafe oynan video 3.145 defa seyredilmiş. Sahiden de galiba hayvanlaştırılmışız. Ne desen haklısın…

Polislikten emekli dostum anlatıyor: Bizim teşkilatta 100 domates varsa 90’ı çürüktür. Yani nerde karaktersiz, zavallı, korkak, silik tip varsa polis olur. Polislik mesleği en kolay girilebilen meslektir. Çünkü, her polis teşkilatça iliklerine kadar sömürülür. Operasyonlara çıkan meslektaşlarımın da yüzde 99’u ruh sağlığı bozuk, elinde silahı yoksa tavşandan bile korkan, depresyonlu tiplerdir. Zaten bunlar bilinerek seçilir. Akıllı, insanlığı ölmemiş, yiğit, karakterli bir tek polisi operasyona götüremezsiniz. Hem teşkilat görev vermez, hem bu karakterdeki polis reddeder. Zira operasyon demek yargısız infaz demektir. Bunu teşkilattaki herkes bilir. Şimdiye kadar yapılan operasyonlardan bir tanesinde yargılanıp hüküm giymiş polis memuru gösteremezsiniz. Ayhan Çarkın’ı dersen, konuştuğu için içerde. Konuşanı barındırmazlar aralaraında. Kısacası bizim teşkilat baştan aşağı kirlidir. Temiz kalan bizler ya kendi irademizle silik kalırız veya sistem bizi silikleştirir.

Bu konuya nerden geldik? İstanbul’da, o.ç. polislerin savunmasız insanların evini basıp genç bir kızı katletmesinden açıldı konu. Tabi olarak bu bir ilk değildi. Türk polisinin infazıyla öldürdüğü veya yok ettiği sayı yüz binleri bulmuştur Cumhuriyet tarihi boyunca. Bu kadar alçak bir yapıdır.

Savunmasız yakalamasın, her türlü namussuzluğu yapar. Doğu illerinde millet boşuna mı hendek kazdı!

Bu konu uzun…

19 Aralık 2015

Şu sıralar baya dedikodular yükseliyor. Türkiye, Ruslardan yedikleri gollerin acısını Kafkasya’yı gıdıklayarak alacakmış. Valla orada bir halt yiyeyemezler. Üç-beş tecavüzcü İslamcı Çeçen’i gönderip kendilerini patlattırırlar, o kadar. Kafkasya’daki halklar özellikle Çeçenler, bu İslamcı katillerin ne olduğunu acı biçimde öğrendi. Fakat benim bildiğim Türk devleti boş durmaz. Yakında Kaf-Fed ve benzeri kurumları Rus elçiliği önüne dizdirirse şaşırmam. Aha buraya yazıyorum! Türkiye’nin Rusya’ya karşı en büyük kozu Kafkasya değil, Türkiye’deki satılmış bazı Adige-Abhazlardır. Soykırım lafı boşuna çıkmadı!

Okumuş-yazmış olup olmasın; insan olmayan, efendi olmayan, hakkaniyetli olmayan kişi, sonunda madara olur. Örnek: Şizofren!

Rusya’ya dayılandı, Putin ”höst” deyince tırstı ”Rus uçağını pilot vurdu, biz emir vermedik” diye mezarlık bombacısı pilotlara attı suçu. (Burada bu dingilin yalakası emirerlerine de tavsiyem olsun. Güvenmeyin buna. Anında satar sizi. Nitekim satacak da. O valileler, kaymakamlara, komutanlar hepsi içeri tıkılacak.)

Kendi köylü kurnazı olduğu ve diğer dünya milletlerini kendi milleti gibi mal zennettiği için Irak’a asker soktu. Irak yönetimi ”Bürrrrrrrsssst, bas geri” deyince, gelsin geri döndü.

Fakat öyle bir dangalaktı ki Şizofren’in yaptığı; Irak yetinmedi, Arap çocuğa şikayet etti. Yani Obama’ya. O da eline beyzbol sopasını alıp bunu aradı, ”daha önce bizim isteğimizle oraya koyduğun askerleri de çek” dedi. Yani köylü kurnazı ağababası Özal gibi 5 koyup bir alayım derken 3’ün birini bile alamadı.

18 Aralık 2015

5 bin nüfuslu Kürt kasabasına 15 bin asker-polis-özel harekatçı toplarıyla tanklarıyla saldırıyor. (Gazetelerde yazıyor.)

Senelerce bizi ”1 Türk dünyaya bedel” diye iyi kandırmışlar ha!

Kadın erkek tokalaşamaz.
Kadın 9 yaşına gelince evlenebilir.
Kadın ve gavurdan şahit olmaz.
Akraba evliliği caizdir.
Doğum konrtolü yasaktır.
İz bırakmadan karını dövebilirsin.
Evlilik dışı cimada erkeğe 100 kırbaç cezası verilir.
Evlilik dışı cimada kadına recm ile ölüm cezası verilir.

Bunları kim diyor?

Bursa Ünüversitesi, İlahiyat Fakültesi Profesörü Hamdi Döndüren!

Dikkat edin bu adam profesör, bir de hiç okumamışını hesap edin siz ve tehlikenin büyüklüğüne bakın!

17 Aralık 2015

Adam Türkiye’de bir halt olamamış, burada yaşayan 5-6 milyonlarla ifade edilen Adige halkının asimile ve yokoluşuna dair bir kibrit çöpü üretememiş, eğitim desen yok, bildiğin kara cahil, gidiyor anavatana oradaki insanlarımıza bağımsızlık getireceği iddiasıyla ortalığı bulandırıyor.

Ve koskoca Kaf-Fed, doğuda Türk devleti, çoluk, çocuk demeden infazlar yaparken gıkını çıkarmazken, ne idüğü belli olmayan bu adam için Rusya’ya ”ultimatom” verme gibi bir komikliğe giriyor. (Putin gece boyunca uyuyamamıştır, Kaf-Fed bize ultimatom verdi diye.) Sonra ben ”Kaf-Fed, Türk devletinin sevk ve idaresindedir” deyince kızıyorlar! Bu ne dangalaklıktır yahu!

Hayır, anlamadığım; bu tipler ilk defa da çıkmıyor. Üç-beş adam bir araya geliyorlar mahalle kahvesi kültürüyle ağızlarına geleni söylüyor. Yahu, biri de çıkıp ”haddinizi bilin bre ahmaklar, burası kahvehane mi aklınıza geleni söylüyorsunuz?” demiyor. Bu şebeklerden birine kardeşim anavatan ile alakalı ne proje hazırladın? Koy bakalım ortaya desen, tık çıkmaz. Çıkamaz zaten, çıkacak kapasitedeki insan böyle zırvalar mı, çıkarır ortaya koyar, tüm Adigeler de bu projeyi konuşurdu.

Sağda solda ağızları dolu dolu ”Karadenizden Hazar’a Büyük Çerkesya!” lafları..

Get len zibidi!

Türk tipi kasabalı politikacılar gibiler…

Bunları ciddiye alıp bu kadar yazmak bile zul! Amma işin içine Kaf-Fed girince duramadım.

”Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde önceki gece başlatılan kapsamlı operasyonlara iki tuğgeneral komuta ediyor.” diyor gazeteler. Baldırıçıplak Kürt gençlerine karşı Türk ordusunun tam teçhizatlı askerleri ve 2 tuğgeneral…

Türk insanın anlamadığı şu, o asker, polis ve 2 tuğgeneral Şizofren’in emirerleri. Oradaki Kürt gençleri ise Kürt halkının askerleri… Dolayısıyla rütbeleri maraşal oluyor. Onun için savaşı kazanamazsınız Şizofren’in tuğgeneralleri…

16 Aralık 2015

Bugün bir okuyucum bana bir video yollamış. Bir Kürt anası ile röportaj yapmışlar. Spiker soruyor, öğretmenlerin Şırnak’tan gitmesi konusunda ne düşünüyorsunuz. Kadın gülümsüyor ve bozuk Türkçe’siyle, ”Biz gitmelerine çok sevindik. Çünkü bizi asimilasyona uğratan ilk görevliler bunlardı. Geri gelmelerini de istemiyoruz. Biz çocuklarımızı kendimiz okuturuz.”

Valla bu zaviyeden hiç bakmamıştım mevzuya. Kadın haklı yahu! Hayır bir de öğrencilik zamanınıza dönün, öğretmeniniz tehlike var diye sizi bırakıp kaçıyor. Valla bende çok büyük travma olurdu herhalde.

Şizofren ve saz arkadaşları sayesinde Doğu galiba Türkiye’den ebediyen ayrılacak. gidişat onu gösteriyor.

Siz okuyucularım hatırlarsınız, hep derim; güçlü olmakla şişinirsen, senden güçlü biri karşına çıktığında kötü madara olursun!

Türk dış politikası da bizim Adigelerin anavatan politikasına benziyor. Yani kaslarını gösteriyor. Gerçi akıl olmayınca ne yapsın, mecbur. Başta Şizofren ile Küçük Hüsamettin efelendiler ve Irak’a girdiler. Irak ”hööööössssttt” deyince kıçın kıçın geri geldiler. Kendi koyun sürüsüne de ”Askeri gereklilik neyse onu yaptık” diye samanı verdi. Onlar yiyedursun, Şizofren Rus uçağının düşürülmesi konusunda suçu pilota yıktı. Hani şu mezarlık bombacısı pilotlardan birine! Artık dünya ”uzun” ile ”kısa”ya bir yerleriyle gülüyor!

Kırşehir’de Gül Kitabevi’nin yakılmasıyla ilgili dava başladı; sanıklar, ‘Şehitlerin üzüntüsünden galeyana geldik’ demiş. Bu şerefsizler kim biliyor musunuz? Neşet Ertaş ve onun soyuna çingene diye aşağılarken (çingene olmak sanki aşağılık bir şeymiş gibi), onun türküleriyle kafa çeken ahlaksızlar. Gel de şaşma arkadaş, Aşık Veysel’in memleketinden aydın yakan dinci softalar, Neşet Ertaş’ın memleketinden kitapevi yakan MHP’li faşistler çıkıyor. İşin kötüsü Aşık Veysel ve Neşet Ertaşlar birer ikişer ürerken, bu dinci ve faşist güruh, domuz gibi binlerce çoğalıyor.

Aydın yakan dincilerin ağababaları ve akıl vericileri olan Diyanet İşleri Başkanı olacak şebek; savaşların sekülerler, yani biz ateistler tarafından çıkarıldığını söylemiş. Onu bilmem de senin bindiğin Mersedes’i yapanların içinde de baya bir ate var! Yahu ne utanmaz, arlanmaz adamdır bunlar yahu! Tüüüü, senin suratına eşşekoğlu eşşek!

15 Aralık 2015

Yaptığı hataların sebebini, suçlu yaratarak onun bunun üzerine atanların geçmişine bir bakın, ana-baba şevkati görmemişlerdir.

Okuyucum Sedat bey diyor ki, ”AKP, öğretmenlere biz Kürtleri öldüreceğiz siz bölgeden ayrılın deyince yüzlerce öğretmen bölgeden ayrıldı malumunuz. Birkaç öğretmen ”çocuklarımızı bırakmayız” diyerek görevlerine devam ettiler. Elbette, korku duygusunu kınayacak kadar insanlıktan çıkmadım ama gün geçtikçe, bu kadar kalleşçe, bu kadar adice, bu kadar korkakça katliam hazırlığını yapanlara sessiz kalan Türk milletinden nefret eder hale geldim. Gram hakkım varsa Allah katında, Türk milletine sessiz kaldıkları için haram olsun. Tabi kendi milletime de.”

(Hatko Mülayim notu: Sedat bey Adige’dir. Kendi milletim derken Adigeleri kastetmektedir.)

Cahil olup da farkında olmayan sadece sarayda oturur zannetmeyin. Bu topraklar pıtırak gibi cahil üretiyor ve işin kötüsü bu adamlar ve kadınlar mesuliyet istenenn mevkilere geliyorlar. Son örnek Anadolu Sakatlar Derneği Başkanı Osman Kılıç! Bu dangalak Şizofrenvari bir açıklama yapmış. Diyor ki: Engelli vatandaşlar günah işledikleri için Allah tarafından cezalandırılıyor.

Artık ben ne diyeyim! Siz deyin diyeceğinizi. Aman içinizden deyin!

14 Aralık 2015

Şırnak’ın Cizre ile Silopi İlçesi’nde görevli öğretmenlere SMS ile mesaj gönderilerek ‘hizmet içi eğitime’ alındıkları bildirilmesi ve bunun üzerine öğretmenlerin ilçeleri terk etmesine Eğitim- Sen Şırnak Şube Başkanı Serhat Uğur tepki gösterip, bakanlığın suç işlediğini söylemiş. Serhat beyin mesleği daha iyi bilir.

Ben yeni bir Maraş katliamından korkuyorum. Buralarda ”olmaz” diye bir şey yok. Şizofren artık iyice zıvanadan çıktı. Fakat, böyle bir şey olur da Türk halkı hala sesini çıkarmazsa; ağzım dolusu küfür edip, inzivaya çekileceğim. Benim artık yeni Maraşlara, Çorumlara, Sivaslara dayacak takatim kalmadı.

Haaa, unutmadan söyleyeyim; herkes ”hendek açtılar” diye göya halkı devlet karşısında haksız şekle sokmak istiyor ya! Eğer o hendekler olmasaydı, şimdiye kadar Esadullah timleri çoktaaaannnn katliamı yapıp, inlerine çekilmişlerdi. Suçlarken biraz akıllı suçlayın insanları… Aklınız yoksa vicdanınıza başvurun. Eğer ki ikisi de yoksa, siz istediğiniz kadar suçlayabilirsiniz. Bu durumda ”Senin de başına aynısı gelsin, bakalım hendek mi açıyorsun yoksa ova mı?” demekten başka bir şey kalmıyor. Tha aynısını başına versin!

Ben bu milletten niye umudumu kesiyorum hele bir sorun!

Yahu arkadaş, bir bor madeni mevzusu var. Taaa üniversitedeyken başımızın belasıydı. Mesleğimiz olduğu için bor ile alakalı yazan çizilenleri bazan gülerek, bazan üzülerek seyrediyorum. İnsan bu kadar mal olur mu be birader! Konuşurken kulaktan duyma bilgilerle atıp, tutma! Azıcık araştır!

Biri demiş ki, Amerika bu bor madeni bizim büyümemizi istemiyor. Çünkü bir kilo bor ile 7000 km yol gidebiliyor araçlar! Yahu neresini düzelteyim. Bu bir bardak deniz suyu ile Almanya’ya gider araba demek kadar aptalca. Amma işte birileri sıyırıyor, diğerleri artıkları bize satıyor!

11 Aralık 2015

Ellerinde sopalarla okula baskın yapan grup ile polisin arasında geçen konuşma:

Polis Şefi: Bak, biz sizin gibi gruplarla karşı karşıya gelmek istemeyiz! Gelmedik gelmeyeceğiz de!

Ülkücü Faşist: Sıkıntı yok! Aç o zaman önümüzü, biz yemekhaneye gidelim!

Polis Şefi: Tamam abicim gideriz beraber…

Diyalog; Türkiye Cumhuriyeti, Adana’da Çukurova Üniversitesi’nde geçiyor ve kameralar kaydetmiş.

Bu topraklarda kahpelik hiç bitmeyecek!

Okuyucum Sedat bey demiş ki; ”Türk devleti yatıp kalkıp dua etsin ki; PKK, bir IŞİD değil. Eğer olsaydı, şimdi İzmit’e kadar gelmişlerdi. Türk insanı Kürt insanın bu asilliğini iyi anlasın”.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: ”Rusya’ya karşılık vermiyorsak korkumuzdan değil” buyurmuş Günlerce randevu kapmak için kapılarında nöbet niye tuttunuz o zaman bre şebek!. Bunların ağababaları da böyle. Hayatları palavra dingillerin!

Salak salak dış politika işte.

Buralarda bir laf vardır; ”Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş pipisini koparmış”, derler. Bir Nobel aldılar ne yapacaklarını şaşırdılar. Zannedersiniz ki, Nobel’i alan arkadaş, Yerköy Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik bölümü öğretim üyesi… Ulen, adam 50 yıldır Amerika’da yaşıyor. Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik bölümü öğretim üyesi. Ve daha da önemlisi bu Nobel ödülünü Amerika’da yaptığı çalışmalardan dolayı alıyor.

Ey benim alık halkım!

10 Aralık 2015
Diyarbakır’da HDP mitingindeki katliamın üzerinden neredeyse 6 ay,
Suruç katliamının üzerinden neredeyse 5 ay,
Ankara katliamının üzerinden iki ay geçti…

Planlayıcıları hakkında mahkemeye çıkarılan tek kişi var mı?

Yok!

Olmayacak da!

Öbür taraftan, sokakta oturma eylemi yapan öğrencileri tuttukları gibi kodese tıkıyorlar.

Bu ülkede ne kadar çok kalleş var be kardeşim!

09 Aralık 2015

Direnmek, yerine göre iyidir. Mesela ahlaksızlara karşı direnmek bir görevdir. Aynı şekilde hırsızlığa ve kalleşliğe de! Öküzlüğe direnmek ise bir erdemdir. Herkes aynı erdemliği gösteremez. Amma eloğlu zorla göstermeni sağlar!

Almanya’da doğup büyümüş Kerem Demirbay isimli öküz, top oyarken kararını beğenmediği kadın hakeme ”kadınların futbolda yeri yok” diye itiraz etmiş.

İstanbul 2. ceza hakimi Hüsamettin Kıçyalar da bu olaya kızmış… Yok yahu, şaşırdım, Hüsamettin gazetecileri içeri tıkıyordu. Alman 2. ceza hakimi Hans Müller, kızmış ve Kerem adlı öküze kızlar maçında hakemlik yapma cezası vermiş.

Kerem denen bu arkadaş öküzlüğüne orada da devam edip paltosuyla maç yönetmiş.

Demek ki, neymiş; öküzlere direnmek erdemmiş! Aferim Hans!

Küçük Hüsamettin! Yahu bu adam gerçekten profesör mü? Ya, tamam bu ülkede akademik unvanlar eşşeğe bile veriliyor da, bunda eşek kadar da akıl yok ki be birader. Kim verdi ulen buna bu unvanı?

Çıkmış diyor ki, “Rusya Suriye’nin Lazkiye bölgesinde “etnik temizlik” yapmaya çalışıyor”. Bunun etnik dediği kim? IŞİD! Hani şu kadınların ırzına geçip, sonra pazarlarda satan kafa kesen İslamcılar!

Rusya temizlesin dünya da buna benzer ne kadar etnik varsa! Hiç olmazsa insanlığa faydaları olmuş olur!

Bizim Adige milletinde çok yaygındır. Kim sevilen, el üstünde tutulan meşhursa ”ha onun annesi Adige veya dededen Adige” falan diyerek kendilerini iyi hissederler. Halbuki acı gerçek sen Adige’sin ama meşhur değilsin!

Bir de ne hikmetse bütün yabancı ünlüler de bizlerden etkilenmiş ve onun için ünlü olmuşlardır. Son haber meşhur filozof Nietzsche ile alakalı. Meğer, Nietzsche iki büyük Türk şairi Naili ve Nabi üzerinde çalışmıştır. Vardığı sonucu şöyle ikrar etmiştir; ‘Şair olamayacağımı gördüm, mecbur filozof oldum’, sözünü söylemiş. Bunu diyen adamı getirin buraya, eğer ”Nietzsche” adını bir yere bakmadan yazsın, size söz sakallarımı keseceğim!

Kısacası; bu gibi şeyler, gelişmemiş, kişiliği oturmamış, cahil toplumlarda çok oluyor.

09 Aralık 2015
Şizofren kafaya koydu, Padişah olacak. Bu milletten umudum son seçimlerde kesildi. Adam Irak’a yasadışı girdi, ”Tık” yok, Doğu’da emrindeki asker ve polis cellatları hergün cami, okul, ev yakmakta, masum insanların cesetleri sokaklarda, gene milletten ”tık” yok.

Bugün canım fena halde bu sessizliğe sıkkın. O sebeple kısa keseceğim.

Son sözüm şu; kendimi bildim bileli, Ermeni soykırımı olmamıştır yahu derdim. Sakalım ağardı ve artık diyorum ki, soykırımın alâsını yapmışlardır.

08 Aralık 2015

Bu millet kafadan sakat diyorum, kızıyorsunuz. Yahu akıllı insan, Rus gemisinde bir asker elindeki roketatarı kullanacakmış gibi geçti diye, kerli-ferli adamlar saatlerce televizyonlarda tartıştılar. Yani gülsen olmuyor, kızsan olmuyor. Tha, ne büyük bir günah işledik ki, bizi süre süre buraya sürdün. Rus Çar’ı mezarında ters dönesin emi! Bizi bu kafadakilere mahkum ettiğin için!

Sosyal medya üzerinde sevmediği kişilere “Senin kökenin Ermeni mi, sana Ermeni diyorlar” diyen Melih Gökçek’e “Melih Gökçek iğrenç bir adam” diyen Hayko Bağdat’a mahkeme 1000 Lira ceza yazmış. Şimdi elinizi vicdanınıza koyup düşünün bu mahkemenin hakimi alçak değil mi! Tha senin belanı versin de mahkeme kürsülerinde geber aşağılık yaratık!

Bugün sınırımı 17 saniye ihlal etti diye uçak düşüren devlet, Musul’a gitmek için 2 saat boyunca Irak sınırı ne koymadı, diklemesine girdi. Buna halk arasında ”yavuz hırsız” derler. Ama milletler arasında, ”gir bakalım, gireceğin varsa göreceğin var” derler. Olan gariban Türk er-erbaşına olacak.

Şimdi ben sizin izniniz ve haberiniz olmadan evinize giriyorum, sonra salondan geçip, oturma odasına dalıyorum. Yanımda getirdiğim valizleri odaya koyuyorum. N’aparsınız? Herhalde; ya dövüp dışarı atarsınız veya polis çağırırsınız. Bu ülkenin Hükümet Sözcüsü olacak arkadaş; “Irak’ta Türkiye’ye karşı hasmane tutum içinde olanları esefle karşılıyoruz” demiş. Ulen pişkinliğin de bu kadarına pes artık! Dangalak herif!

Şizofren’in Anayasa yazmakla görevlendirdiği şebeğini, Ahmet Hakan’ın programında seyrettim. Yahu ben daha ne diyeyim size Türk halkı! Müstahaksınız! Arkadaş, bu adamım yazdığı anayasa ile sen köy yönetemezsin. Her iki lafı birbiriyle tezat. Ondan vazgeçtim adam tam Şark kurnazı! Zaten normal adam Şizofren’in emrine girip, halkı kandırır mı?

07 Aralık 2015

Milliyet üzerinden politika yapmak, insani şeyleri savunmak tek kelimeyle öküzlüktür. İster Türk ol, ister Adige, ister Ermeni ol, ister Laz! Farketmez. Onun için Türkiye Adige-Abhaz diasporasında böyle öküzler çoktur. Tabii olarak, öküz oldukları için sadece yemlenirler, düşünme gibi bir mevzuları yoktur.

Öküz diyorsam kızma, sor bakalım niye diyorum?

Mesela;

Sen; Kıbrıs’taki Türkler için savaşan ve ölen Türk insanına şehit diyorsun! Doğu’daki Kürt, Suriye’deki Kürt için savaşıp öldüğünde ona niye hain diyorsun?

Çünkü öküzsün!

Sen; Bayırbucak Türkleri için Suriye’den toprak kapmaya çalışmayı insani refleks sayarken, Doğu’daki Kürt, Suriye’deki Kürt için toprak kapmaya çalışmasını niye kırmızı çizginin ötesine koyuyorsun?

Çünkü öküzsün!

Sen; Almanya’da bırak 1000 sene yaşamayı 50 sene bile yaşamamış Türk için, her türlü insani hakkı (haklı olarak) isterken, Doğu’daki Kürt, senden önce bu topraklarda yaşamasına rağmen, niye ümüğünü sıkıyorsun?

Çünkü öküzsün!

Sen; JİTEM’inden, Kontrgerillasına, Mafya babasına kadar geniş bir terör örgütü şebekelerine ”Onlar vatanseverdir, terör örgütü değil” derken, Tahir Elçi, ”PKK terör örgütü değildir” dediği için niye infaz ediyorsun?

Çünkü öküzsün!

Ve işin kötüsü, ölene kadar da öküz kalacaksın!

05 Aralık 2015
Tahminime göre hepinizin canı burnunda. Bir de ben kafa ütülemeyeyim. Gülümsetecek bir paylaşımla pazartesi gününe kadar hoşcakalın. Resmi okuyucum Sevda Alkan hanım yolladı. Ona da teşekkür ediyorum.

04 Aralık 2015

Arkadaş, hani şu Saray’da oturan; ”Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım” demiş. Adam, anayasa demedi, hak-hukuk demedi, her şeyi çiğneyip ikinci baş oldu, şimdi öbürünü kaldırmak istiyor. Sonra da birileri ”sen akıl hastasısın” deyince emrindeki hakimlere talimat verip, içeri tıktırıyor.

Bu toprakların temel meselesi; vatandaşın kaz kafalı olmasıdır.

Kardeşim; iyi dinle:

Bir devletimiz var, bir de sokakları süpüren temizlik işçisi!

İşte o devlet, o temizlik işçisinin köpeğidir.

Bizde vatandaş devletin köpeği.

İşte bunu anlayamadığı için kaz kafalıdır, bunu anlamadığı için sürekli acı çeker.

Şu an itibariyle, Ortadoğu’daki tüm petroller şıp diye bitse. Bir litre bile benzin kalmasa ne olur?

Şizofren, dünyanın en demokrat, en ilerici, en devrimci, en AB’ci insanı oluverir!

Padişahın damadı, hani şu enerji bakanı olacak şebek, tam kayınpederi gibi! ”Rusya doğalgazı keserse namaz kılın, namaz vücudunuzu sıcak tutar” demiş. Sana bir şey demiyorum damat. Senin oraya gelmen için oy atanların elleri kopsun. Senin gibi dangalakları başımıza sardıkları için!

03 Aralık 2015

Rusya diyor ki; Tayyip IŞİD’ten petrol alıyor, silah veriyor!

Tayyip yapar mı?

Adam sadece alyansıyla siyasete girdi, şimdi bırakın Türkiye’yi, dünyanın en zengin politikacısı.

Şimdi soruyu bir daha soralım: Tayyip yapar mı?

Sütte leke bulursun Şizofren’de bulamazsın!

Param yok, bir de Türkçe’den başka dil yok onu ekle, o sebeple Türkiye Cemahiriye’sinin dışına çıkamadım. Ama merak etmekteyim, bu topraklardan başka bir toprak parçasında; bir insanı infaz etmeden önce anasından emdiği sütü burnundan fititl fitil getiren, infaz ettikten sonra aynı insana methiye düzen bir toplum var mıdır?

En son örnek; infaz ettikleri Tahir Elçi. Dün televizyonlarda adamı yerlerde sürükleyen alçaklar şimdi gözyaşı döküyor.

Yahu, daha ne kadar aşağılaşacaksınız!

02 Aralık 2015

Gazeteci Hayko Bağdat acayip güzel bir şey yazmış. Diyor ki; Tayyip Erdoğan ”Belgelesinler istifa edeyim” diyor. Ortaya belge çıkaran kendini zindanda buluyor.

Valla tam hedeften vurmuş. Afferim Hayko!

Serhat bey yollamış aşağıdaki resimi, teşekkür ediyorum.

01 Aralık 2015

Bugün üç mühim olay oldu.

Bu üç olay Türkiye’nin iç ve dış politik durumunun aynasıdır.

Yani? ‘’Yani’’si fazla söze lüzum yok.

1. Olay: İçerdeki mallara ‘’dünya lideri’’ diye kakalanan, muhtar olamayacak adam; ülke liderlerinin çağrıldığı bir toplantıya katılıyor. Her ülkenin lideri, ev sahibi ülke başkanı ve yetkililerce kapıda karşılanırken, bunu evin kedisi bile karşılamadı. Tek başına kös kös girdi kapıdan.

Ayna ne diyor: Sen istediğin kadar kendine paha biç, ederini alıcı belirler!

2. Olay: Başçavuş olduğu söylenen bir sivil asker, HDP kadın milletvekilini dövmek için saldırıyor ama ayağı tökezleyip yere yuvarlanıyor. Bu hayvanoğlu hayvanların gücü kadına ve çocuğa yetiyor. Mezarlık kahramanı bunlar…

Ayna ne diyor: Sen istediğin kadar, ”kaharaman Türk ordusu” de, Türk ordusu dediğin çocuk öldüren, hamile kadın öldüren, ‘’Tanrı’mıza hamdolsun’’u değiştirip, ‘’Allah’ıma hamdolsun’’a dönüşen ve esadullah olan bir ordudur.

3. Olay: Kimse bizim gücümüzü test etmesin diye dayılanarak, Rus uçağını düşürüp, sonra Rusların yaptırımlarını görünce, ölen Rus pilotun cenazesini askeri törenle cafcaflı bir şekilde Rusya’ya uğurlamak AKP iktidarının klasik politikasıdır. Fakat Ruslar yemedi…

Ayna ne diyor: Ayıyı dansa kaldırdıysan, o bırakmadan dansı bırakamazsın!

Salak herifler!

30 Kasım 2015

Ben onu-beşi bilmem, Türk Devleti HDP’nin bu başarısından korktu ve Kürtleri imha etme kararı aldı. Haaa imha edebilir mi? Göreceğiz!

Tahir Elçi’nin katledilmesinde ilk mesul kişi MHP’li kışkırtıcı provakatör Uygar Aktan denen eşşekoğlu eşşektir. Kıçına kına yakıp gezsin hayvan herif…

Öncelikle Kaf-Fed’i Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesine ilişkin basın açıklaması yaptı son derece güzel bir metin sundu. Başta Yaşar olmak üzere yöneticileri kutluyorum ve Türkiye’nin bu faşist gidişine bundan sonra da daha dik durarak taviz vermemesini diliyorum.

Devlet şöyle yapıyor:

Önce muhalifin linç edilmesi için provakatörleri devreye sokup, kişinin esasında söylemek istemediği ama fikir olarak doğru bıulduğu şey söylettiriyor, sonra Şizofren’in basını başlıyor olayı köpürtmeye, sonra bekliyorlar halk adamı linç eder mi diye. Eden çıkmayınca bu sefer devreye asker-polis ve hukuki güçleri çıkıyor ve kişiyi ortadan kaldırıyorlar. Son iki örnek hukuk güçleri aracılığıyla katlettikleri Can Dündar ve Erdem Gül, asker-polis güçleri aracılığıyla da Tahir Elçi!

Hatırlarsanız bunlar; türbanlı bacımızın üstüne de yarı çıplak, deri pantolonlu Gezi’ciler işedi ve bebeğini havalara attı yalanına başvurmuşlardı. Ne oldu halk galayana gelmeyince, polis gücüyle onlarca genci kara toprağa gömdüler.

Neticede bunların hepsinin hesabı er-geç sorulacak. Öyle ahirete falan kalmayacak!

Diyorum ki şu dincilere bulaşmayayım. Ama olmuyor kardeşim. Dinci gazete yazarlarının ve Amsterdam İslam Akademisi Başkanı olacak şempanzenin yazdıklarını görünce dayanamıyorum. Hani alalade Müslümanlar bunu yazsa dersin ki cahil. Kardeşim adam anlı-şanlı profesör. Demek ki, ”İslam bu değil” diyenler hata yapıyormuş, İslam tam da buymuş, yani ölünün arkasından küfür edecek kadar alçakmış.

28 Kasım 2015

Bizim Türk kanı taşıyan Wubıh Hıncal’ı uzun zamandır takip etmiyordum. ”Karizmatik dünya lideri” kafayı sıyırınca bu da ne yazacağını şaşırdı, spora sardı. Aylardır spor ve dondurma kaymak yazıları yazıyordu. Can Dündar tutuklanınca, herkese gazetecilik dersi vermeyi pek seven bu dingil acaba bir şey yazdı mı diye baktım. Ne gezer! Tek kelime yok.

Esasında Hıncal, Türkiye Adige-Abhaz diasporasının bir aynasıdır. Kuvvetlinin yanında yalakalık yapan, güçsüzü yakalayınca üzerine çıkıp tepinen, kendi riskte değilse dünyanın en kahramanı, ama kendi tehlikedeyse dünyanın en korkak faresi olan bir karakterdir.

Hürriyet gazetesi, Rusya’nın delisinden “Boğaz’a atom bombası atalım” önerisi diye manşet atıp, altta da ”Rusya’nın aşırı milliyetçi Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Jirinovski, Türkiye karşıtı misilleme önerilerinde kantarın topuzunu iyice kaçırdı.” diye yazmış.

Sane ne elin delisinden, sen kendi deline laf geçirebiliyor musun, ondan bahset!

”Herkesin dilinde Tayyip, niye bu adamı konuşuyoruz” hep, diyor adını vermeyen okurum. Şundan kıymetli okurum; Eğer bu arkadaş, Kasımpaşa’da bir marketi olaydı ve o market hakkında kararlar alaydı, kimse konuşmazdı. Ama bir Şizofren koskoca ülkenin başına geçip, milleti kırıp geçiriyor, insanıları öldürme emri veriyorsa, herkes ister istemez hakkında konuşuyor. Şimdi bıraksın bu Cumhurbaşkanlığı’nı yarın esamesi bile okunmaz.

YPG’li Kürt güçler Fırat’ın batısına doğru ilerlemeye başlamışlar. Biri duymasın!

27 Kasım 2015

Baklava çalan çocuğun ellerine kelepçeyi takıp hapse yollayan fakat bizim rüyamızda bile göremeyeceğimiz paraları çalan iktidar mensuplarının önünde el pençe divan duran yargı, kanunlara aykırı olarak IŞİD denen kanlı tecavüzcü terör örgütüne silah gönderenlerin şikayetiyle bunu haber yapan gazetecileri içeri tıktı.

Ben sizin gibi mahkemenin de, hakimin de, savcının da, polisin de taaa

Uçaklardan anlamam fakat gazetelerden okuduğum kadarıyla Türkiye’nin iddia ettiği sınır ihlali 17 saniyelik bir ihlalmiş. Yani sınırımızın Suriyeye doğru 1.8 km’lik bir girintisi varmış, Rus uçağı oradan geçti diye vurmuşlar. Zaten uçak geçtiği için Türkiye sınırları içinde de vuramamışlar. Yahu 17 sn! Buradan şunu anlıyoruz, mezarlık bombacısı kahraman Türk pilotları milli meziyetleri olan pusuyu atmışlar, beklemişler sonra Ruslar 17 saniyelik bölgeden geçerken basmışlar dümeye.

Yaa sıkıldım artık bunların alaverelerinden… Bu ne yaa!

Esra hanım demiş ki, ”Recep bey yüzde 40 oy aldım diye kendini padişah sanmasın. Bu yaptıklarının hepsinin hesabı ondan sorulacak. Bundan hiç kuşkusu olmasın!”

Cesur yürek Esra hanım.

Başkumandan Şizofren Paşa, Bayırbucak Türklerini yedirmeyiz deyip, Rus uçağını düşürdü. Ruslar kızıp, bugün Bayırbucakların yaşadığı bölgenin tümünü ele geçirdi.

Başkumandan dediğin böyle olur!

İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi İsmail Yavuz!

Bu ismi bir yere yazın.

Şizofren’in hakimlerinden.

Yani Can Dündar ile Erdem Gül’ü hapse tıkıp, Ahmet Hakan’a planlı saldırı yapıp darp edenleri salıveren hakim.

O da yargılanacak Esra kardeşim, hem de Recep beyinle birlikte…

Bu karanlık ebediyen sürecek değil!

26 Kasım 2015

Ben hayatımda bunlar kadar namussuz, bunlar kadar üçkağıtçı adam göremedim kardeşim. Başbakan olacak bacaksızla, Şizofren diyorlar ki, Rusya Bayırbucak Türkmenlerini bombaladığı için sessiz kalamayız. IŞİD, Bayırbucakların karılarına, kızlarına tecavüz edip, pazarlarda satarken neredeydiniz? Niye o zamana sesiniz çıkmıyordu?

Sizin yatacak yeriniz yok, yatacak.

İHH diye göya yardım derneği olan bir yapı var. Hani şu Marmara gemisine binip provakasyon yapan sofular. Baştan söyleyeyim, bunların hepsi direk IŞİD’ci. Öyle sempatizanı falan değil. Alenen IŞİD’e silah götürüyorlar. İşte bu IŞİD’e yardım derneğinin silah ve muhimmat kamyonları Türkiye sınırından çıkar çıkmaz Rus uçaklarınca imha edildi.

Aslanım Putin. Dinsizin hakkından imansız gelir. Sil dünyadan bu tecavüzcü, kadın satıcısı katilleri…

Arkadaş gaza gelip; ”Camiler kışlamız, kubbeler miğfer, muminler asker” diye höyküre höyküre mallara nutuk atıyordu… Hazırlanın muminler! Doğru camiye! Ruslar geliyor… Miğferinizi giymeyi unutmayın…

Rus uçağını düşürdüler ya, şimdi kıvıracak yer arıyorlar. Çünkü papuç pahalı. Rusya bunlarının çanına ot tıkayacak. Hürriyet’te yazıyor; ”Eskişehir’deki Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’ndan, sınırı geçen uçak için ‘Vurma’ emri almayan Türk pilot, angajman kuralları kapsamında verilen yetkisini kullandı.”

Yani işi pilota yıkıyorlar. Hani Türk filmlerinde olurdu, fukara adam zengin adamın suçunu üstlenir hapse girer, zengin adam da garibanın ailesine bakardı. Yanlız pilot dikkat etsin. Eğer Türk filmindeki gibi olacaksa, zengin adam sonradan garibanın karısına asılıyor. Benden söylemesi.

Şizofren’in damadı Enerji Bakanı olunca tabii olarak ortalık karıştı. Mesele damat olmasında değil. Mesele Şizofren’in damadı ve hırsız olmasında. Adam hırsız, damadı da hırsız. Bunu ben demiyorum, ses bandındaki kendi konuşmalarından biliyoruz.

Şizofren adam gibi adam olaydı, yani; hırsız, küstah, katil, palavracı, küfürbaz, kendini beğenmiş, görgüsüz, cahil, saldırgan vs, vs… değil de politik olarak sevilmese de insan olarak sevilen biri olsaydı (mesela rahmetli Erdal İnönü gibi), damadı da hırsız olmasaydı, o zaman kimse damatlığına bakmazdı.

Kısacası, hırsız kayınbabanın, hırsız damadı tabii olarak dile düşüyor.

Günden yoğun olunca hangisini yazacağını şaşırıyor insan. Sakallı, şalvarlı yobazlar, Sivas’ın Akdağmadeni ve Şarkışla ilçesine bağlı Alevi yurttaşların yaşadığı köylere gidip ‘Bu köyde cami yok mu?’, ‘Neden sakal bırakmıyorsunuz?’ ve ‘Niye namaz kılmıyorsunuz?’ şeklinde sorular sorup insanları tedirgin etmişler. Yahu bunlar nasıl yaratıklardır, nasıl bir beyne sahiptirler.

Hayvanoğlu hayvanlar, size ne?

Beynin yerinde ot olan adamlara başka ne denir ki!

25 Kasım 2015

Çocukluğumda mahallemizde lakabı ”Puşt” Ahmet diye bir çocuk vardı. Arkadaşımızdı. Fakat tam oyuna daldığımızda birimizin arkasından gizlice gelir kafamıza koca taşı geçirir kaçardı. Sonra babasıyle gelir, ”bunlar beni dövdü” diye babasına bizi dövdürürdü.

Türkiye Rusya’nın savaş uçağını düşürdükten sonra koşa koşa NATO’ya gitmesi bana bu çocukluk arkadaşımı hatırlattı.

Şimdi ne mi yapıyor Puşt Ahmet? İnanmayacaksınız ama AKP Meclis Üyesi!

Yahu arkadaş, ”hacı hacıyı bulur Mekke’de, puşt puştu bulur AKP’de!” lafı ne kadar doğruymuş.

Daimi okuyucularımdan Saim bey diyor ki:
”Putin diyor ki, uçağımız Türkiye sınırından içeri girmedi.
Tayyip diyor ki, Rus uçağı sınırlarımızın içine girdi.

İkisinden biri yalan söylüyor. Tabii ki Tayyip yalan söylüyor. Adam tek ayak üstünde 40 yalan söylüyor. Yalancı çoban!”

Bence de Tayyip yalan söylüyor, Saim bey kardeşim, hem de yüzde 1500. Yahu bunlar sadece yalancı değil aynı zamanda kumpascı. Hatırlarsınız, bunun MIT başkanı ” sallarız iki füze Türkiye’ye savaş çıkartırız demişti. Bunların hayatı yalan, kumpas…

Genç Abrek de ”Bayır Bucak Türkmenleri” için bunlar ”Kayır Kucak Türkleri” demiş ve eklemiş, bazı ülkücüler bunlara yardım için oraya gideceklermiş. Bunların başına ülkücü olmayan bir rehber verelim yoksa Suriye diye Bulgaristan’a giderler. Durup duruken Bulgaristan ile bir kriz çıkmasın…

Yeni nesil fena… Valla dillerine düşmemek lazım. Sağol Abrek.

Okuyucum Seval hanım demiş ki; Hürriyet gazetesinde Rusların Türkiye Büyükelçiliği önünde protesto eylemleri fotograflarına baktım da, utandım. Barbarlıkla uygarlık arasındaki fark bu demek ki. Çok barbarlaşmışız çok.

Kıymetli Seval hanım, bu toplum zır cahil bırakıldı. Cehaletin olduğu her yerde barbarlık vardır.

Bugün fazlaca okuyucu e-maili vardı. O sebeple onları yayınlıyorum. son olarak da Çetin Güldal beyin yazdıklarını vereyim. ”Mülayim beyefendi, Rusya Federasyonu Başkanı Putin, ”Sırtımızdan bıçaklandık” demiş. Kimler bıçaklanmadı ki! Başta Kürtler olmak üzere, Ermeniler, Rumlar, Aleviler, hatta biz Çerkesler… Maalesef herkesi sırtından bıçaklayan bir ülkede yaşıyoruz. O nedenle bir tane dost ülke yok. Türk yurdu Azerbaycan bile… Yazık!

24 Kasım 2015

”Çerkesya Yurtseverleri” adlı dangalakların dün Kabardey’de öldürülen IŞİD’liler için ”Katliam gibi operasyon” duyurusuna çığ gibi tepki geldi. En çarpıcı olanı ”Bunların kadınlarını, kızlarını IŞİD ele geçirirse ”katliam” nasıl olurmuş görürler” cümlesi oldu. Yani, Rus düşmanlığı öyle gözlerini karartmış ki, IŞİD gibi gelmiş geçmiş en büyük tecavüzcü ordusunun yanında yer alıyorlar. Ve bu adamlar ortalıkta Adige’yim diye dolaşıyor. Sizi IŞİD paklar alçaklar!

Diyorum ya; bu memleketin suyundan mıdır, havasından mıdır bol miktarda öküz yetiştiriyor. Bunlara bizim Adige-Abhazlar da dahildir. Netice de onlar da bu havayı soluyup, bu toprakların suyunu içiyor. Bu öküzleri okullar da eğitemiyor. Adam Prof oluyor, ama kafa tam bir beton. O sebeple Celal Şengör denen şebek de bu takımdan!

İlim irfan cenahı buyken, politikacısı da şöyle: Doğu bölgelerimizde Şizofren’in emriyle resmen çoluk, çocuk, ana, baba, dede, emmi katlediliyor, politikacılardan (HDP hariç) tık yok, Bayırbucak Türkleri öldürülüyor diye kıyamet koparıyorlar.

Sizin insanlığınızın taaaaa

Serhat bey demiş ki; ”Bu güne kadar orduda rütbeli bir Çerkes olduğunda göğsümüzü kabarta kabarta, filanca paşa Çerkes, derdik. Şimdi Hava Kuvvetleri komutanı Çerkes ve başımızı önümüze eğdirtti. Çünkü mezarlık bombalatıyor. Keşke bu aşağılık emirleri vereceğine, rütbelerini kendi elleriyle söküp, sokakta limon satsaydı. O zamana tarihe; ‘mezar bombalatan paşa’ olarak değil de ‘mezar bombalamamak için sokakta limon satan paşa’ olarak geçecekti.” Şu tarihe adam gibi geçecek insanımız olmayacak mı bizim!

23 Kasım 2015

Okuyucumun yolladığı fotograf ve yorumu mükemmel. Diyor ki Ahmet bey; ”Danimarka’da Hristiyan halk kundaklanan bir caminin etrafında el ele tutuşup müslümanlarla dayanışma gösterirken, bizde maçlarda, saygı duruşunda ıslıklanıp yuhalanan terör kurbanları.
Kültürler arası fark acı verici seviyede!”

Bu arada Kabardey Balkar polisi 11 IŞİD tecavüzcüsünü temizlemiş. Ellerine sağlık diyorum. Haberi veren ”Çerkesya Yurtseverleri” adlı şebekler ”Katliam gibi operasyon” yazmış. Cahil dangalaklar! Katliam, insan veya hayvana yapılırsa olur, bunlar bildiğin tecavüzcü katil!

21 Kasım 2015

Hayretle bekliyorum. Kaf-Fed ve türevleri hala ”Rusya derhal Suriye’den çekilsin, bize soykırım yaptığını kabul etsin” diye ortalığa çıkmıyor. Bence çıkmalı. Acayip puan toplar. Hatta KaçakSaray’a bile davet edilirler.

Yoksa artık akıllanıyorlar mı ne? Yani dünyanın öyle höt,zortlarla, kendi uydurduğun tarihle sesini kimsenin dinlemeyeceğini anladılar herhal! Hadi bakalım.

Rusya ve Saray deyince Şizofren’i anmadan olmaz. Bu arkadaş biliyorsunuz Kasımpaşalı olduğunu her daim söyler ve önüne gelene fırça atar, azarlar. Çok canını sıkan olursa tehdit eder, daha da kızarsa bedenen saldırır. Bu güne kadar gördük de söylüyoruz. Adam İngilizce bilmiyor, yabancı misafirleri dövecekmiş gibi hav ar yu diyor. Hayır ben de ingilizce bilmiyorum bu ayıp değil, biliyormuş havalarına girmek, insanı salak gösteriyor, o bakımdan dedim. Asıl meseleye dönersek, dedim ya çok yiğit bir adam fakat yiğitliği gücünü yetirdiğine yapıyor. Mesela PYD’ye posta atıyor ”sıkıysa IŞİD bölgesine gir” diyor. Aslanım Putin bunun kafasına hergün bomba yağdırıyor ”tıııııııssssss”! O kadar kabarıyorsun hindi gibi, gücün yetiyorsa Putine diklensene! Diklen de şöyle ağzının ortasına okkalı bir şamar indirsin. Ellam o sebaple ses çıkaramıyor.

Herkes TBMM’ndeki yemin için ”metin” tavsiye ediyor. Ben de edeyim de geri kalmayayım: İnsan evladı olacağıma namus ve şerefim üzerine yemin ediyorum!

Eğer inançlıysanız dininize, imanınıza cevap verin: Bu ülkedeki hakimler aslanlar gibi karar veriler, hiç bir gücün tesirini kabul etmezler. Öyle mi?

Eğer inançsızsanız şerefiniz üzerine cevap verin: Bu ülkede demokrasi var, özgür basın var. Öyle mi?

20 Kasım 2015

Rasim bey demiş ki; Sevgili Mülayim bey, ben artık korkmaya başladım. Çevremde gencecik çocuklar alenen IŞİD propagandası yapıyorlar. Bir arkadaş ”sizin ananız babanız yok mu? Bu ne rezillik” dedi. Cevaben ”cihad başlasın ilk onların kellerini alacağım, kafir oldular” dedi. Kanımız dondu. Kendi ana babasının kafasını kesmeyi kafaya koymuş bu gençler aramızda! Burada bir kitapevini basıp oradaki Hristiyanları da keserek öldürmüşlerdi. Biz de bunlar çürük elmalar, genellenemez diyorduk. Tahmininizden çok insan varmış, heyecan içinde kafa kesmeyi bekleyen. Allah yardımcımız olsun.

Valla Rasim beyciğim stadyumlar işareti veriyor! Durum vahim!

Rasim beyin dediklerini destekleyecek bir şey okudum gazeteden.

Öğretmenler arasında yapılan bir deneyde, kendi alanlarında 50 soru sorulmuş. Doğru cevap oranları şöyle:

Türkçe öğretmenleri; 50 sorudan 32’sine (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Matematik öğretmenleri; 50 sorudan 16’sına (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Fen öğretmenleri; 50 sorudan 13’üne (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Türk Dili ve Ed. öğretmenleri; 50 sorudan 21’ine (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Fizik öğretmenleri; 50 sorudan 16’sına (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Kimya öğretmenleri; 50 sorudan 19’una (ortalama) doğru cevap verebilmiş.
Biyoloji öğretmenleri; 50 sorudan 19’una (ortalama) doğru cevap verebilmiş.

Durum resmen felaket. Tabii bu çocukların suçu değil. Sistem böyle olmasını dayatıyor. Öğretmeni iyi olmayan okullar bol miktarda cahil insan üretiyor. O sebeple de IŞİD sempatizanı sayısı artıyor. Durum bu kadar basit. Kafasında bilgi olmayan, eline kılıcı alır.

19 Kasım 2015

Türkiye Cumhuriyeti tarihi içinde devletin organize ettiği çokça katliam vardır. 80 öncesi cinayetlerin yüzde 95’i devletin elemanları ve MHP komandoları tarafından işlendi…

İşte bu yakın tarih içinde AKP kadar kalleş olanı görülmedi. Dün gariban askerleri Silvan halkının arasından yürüterek kışlalarına döndürdüler. Gayeleri onlarca ölüsü olan Silvan halkının askerlere linç girişiminde bulunmasıydı. Ama yiğit Kürt halkı orada da asaletini gösterdi ve gariban askerlerden birinin bile burnu kanamadan kışlalarına gitti.

Türk halkı uyan artık!

Oğlunu askere vatan için göndermiyorsun, AKP iktidarı senin canını-cigerini mayınlı araziye sürülen eşek yerine koyuyor. Uyan artık!.

Günün haberi Devlet Opera ve balesinden: ”Ali Baba ve Kırk Haramiler” adlı oyununun adını, ”haram” kelimesi geçiyor diye değiştip, ”Ali Baba ve Kırk” yapmışlar. Ya burası nasıl bir ülkedir, bu topraklarda yetişen sebze meyveye gavurlar ilaç mı katıyor? Yahu bu olay şaka değil!

Sen benim aklımı koru adil ve ulu Tha!

Deniz hanım (veya bey) adlı okuyucum demiş ki; stadyumlarda tekbir çekip, ıslık çalan kişiler yakında kendi döktükleri kanların içinde tekbir çekecek! Umarım yetkililer bu tehlikeli gidişe dur derler. Yoksa kendi kanları da olacak o göl içinde!

Bu ikinci oldu zannedersem… Milli maçı seyretmek için stada giden büyük bir öküz taraftar, hem maçtaki Paris katliamı için saygı duruşunda ”Ya Allah bismillah, Allahi ekber” diye anırmışlar, hem Yunanistan’ın milli marşı çalınırken ıslıklamışlar.

Kim bunlar biliyor musunuz, hani Türk bayrağını üç defa öpüp kafasına koyan tayfa. Tabii bunlar cahil cühela, ayak takımı! Bunların ağababaları da aynı, hatırlarsınız mitinde binlerce kişiye Berkin’in annesini yuhalatmıştı. Bunlar ne insanların dirisine saygı gösterirler, ne ölüsüne. Mezar yıkıcısı alçaklar!

Bir de benim dikkatim i çeken bir şey var. Emekli Büyükelçi Yalım Eralp söyleyince aklıma geldi. Avrupalılar acıları için çok zarif biçimde yas tutarlar. Sahiden de cenazelerinde falan bağıran, çağıran, kendini yere atan göremezsiniz. Bizim Adige-Abhaz yasları da son derece sessiz tutulur. Bu stadyumdaki öküzler bu sebeple mi böyle hönkürüyorlar acaba?

18 Kasım 2015

Türkiye Cumhuriyeti Millet Meclisi:
”(…) Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Türkiye Cumhuriyeti İlkokulları:
”(…) Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

Türkiye Cumhuriyeti bir inşaat alanı:
Bu devlet size ne yaptı ulaaaannnnnnn! Türk’ün gücünü göreceksiniz!”

Türkiye Cumhuriyeti Silvan ilçesi:
Türksen övün, değilsen itaat et!

Bu beş cümle her şeyi kabak gibi ortaya koyuyor koymasına da anlayan yok!

Arkadaş, insanda biraz gurur olur yahu! Hadi gururun yok bari biraz aklın olsun. Gerçi akıl olsa sen, sen olur muydun o da ayrı mesele!

Şizofren’in şu G-20 toplantısındaki durumunu ben şöyle tahlil ediyorum.

Yaptığı hırsızlık o kadar büyük ki, bu kadar liderin aşağılaması pahasına o podyuma çıktı. Obama resmen -halk diliyle- ”köpek çekti” bu pişmiş kelle gibi sırıttı.

Normal bir insan bunun yaşadığının yüzde birini yaşasa, dünyaya küser dışarı çıkmaz, onda birini yaşasa intahar eder. Yüzü meşinleşmiş artık!

Leyla Zana!

Yemini doğru dürüst etmemiş!

”Boynu vurula” diyen çok!

Bu ülke tuhaftır kardeşim! Adam vatan, bayrak, Türk, din, iman der deveyi hamuduyla götürür, bu öküz millet ”tık” etmez, yemini doğru okumadı diye bir kadını linç etmeye kalkar.

Tha sizi bildiği gibi yapsın demiyorum, yapmış zaten!

17 Kasım 2015

İbrahim Tatlıses adlı ibiş daha yeni yeni meşhur olurken, Yılmaz Güney demiş ki; ”Bu adama dikkat edin insanları apolitikleştirmek, lumpenleştirmek için yıllarca kullanacak egemenler” demiş. Nitekim aynen dediği gibi oldu.

Ahmet Kaya diye bir protest şarkıcı vardı. O da solcuların İbrahim Tatlıses’i idi. Adam tam bir arabesk, tam bir lumpen. Ama egemenler parlattılar. Fakat bu da Şizofren gibi şişirildiğini anlayamadı ve bütün dağları ben yarattım demeye başladı ve saçma sapan bir hayat yaşayarak göçtü gitti. Ama hala kullanılyor. Yoksa arkadaş bir Ruhi Su değildi yani!

Dünya üzerinde başka millet var mıdır bilmem, amma ben bu yaşıma geldim Türkler ve Müslümanlar kadar hem kel, hem fodul insan görmedim.

Yahu sen git masum yüzlerce insanı katlet, sonra çık katlediğin insanları suçla.

Yiğit olun, yiğit! Aslanlar gibi savaşın! Öyle kalleşçe sivilleri katletmeyin.

Namussuz alçaklar!

Şizofren; ”Halkını katleden Esed’in Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur; o, bu şansını çoktan kaybetmiştir.” diyor.

Bu lafı ettiği saatlerde, Nüsaybin’e saldığı köpekler hamile bir kadını öldürüp, iki çocuğunu ağır yaraladı.

Yahu bu adam, sahiden tımarhanelik!

Okuyucum Mete bey, ”Mülayim bey, ”deniz mavi, bulut beyaz” örneğiniz çok isabetli olmuş. Şizofrenlerin en önemli özelliklerinden biri budur. Örneğin; şizofren hastaları, ‘kar beyazdır’, ‘domates kırmızıdır’ gibi doğruları yineleyerek anlatımlarını güçlendirmeye çalışırlar. Cumhurbaşkanı’nda bu örnekleme sık sık görülmektedir.” diye bir bilgi notu yollamış. Teşekkür ediyorum.

16 Kasım 2015

”İnternette dolaşıyor videosu, PYD’liler bir IŞİD’liyi esir almışlar. İnsan gibi davranıyorlar. O IŞİD’li PYD’li birini esir almış olsaydı neler yapacağını bütün dünya biliyor.

İşte sosyalist olmakla İslamcı olmak arasındaki derin fark bu.” demiştim iki gün önce…

IŞİD denen namussuz alçaklar bu sefer de Paris’i kana buladılar.

Televizyonları seyrettim, gazeteleri takip ettim, her kafadan bir ses çıkıyordu ama tek doğru lafı Nuray Mert söyledi. Müslümanların genelinde bir aşağılık komleksi var.

Bu kompleksi; gariban olan da kafa kesip, kendini patlatmasında; çalıp-çırpıp mal, mülk yapan da ise Obama’nın yanağını sıkarken yüzündeki ifade de görebilirsiniz.

CC’de çok güzel afişler hazırlanıyor. Sordum, Adige genci TSEY Özkan Demir hazırlıyormuş. Kendisini huzurlarınızda tebrik ediyorum. Böyle gençlere sahip olduğumuzu görünce geleceğe dair umudum artıyor.

İnternette Paris katliamından sonra ”İslamiyet bu değil” diye yüzlerce yorum görürsünüz. Çoğu zır cahil tipler. Hatta bir dostum, ”bunlar kitabını okumadıkları dine iman eden tuhaf yaratıklarlardır ve de son derece tehlikelidirler” demişti.

Dangalakları bir kenara bırakalım, bu dinin ilmini yapmışa bakalım, o ne demiş?

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan: “IŞİD’in bütün yaptıkları meşrudur”

Bence de IŞİD Kuran’a en uygun hareket eden Müslüman gurup. Kitapta ne varsa aynen hayata geçiriyorlar. Demircan denen şebek de doğruluyor zaten!

Şizofren, ”deniz mavi, bulut beyaz” der gibi ”Terörün dini, milliyeti falani filanı olmaz” dedi. Tabii zeka meselesi bu. Arkadaş bu lafları ederken, Turizm Bakanı olarak atadığı dangalak terörizmin şahı olmuş Abdullah Çatlı’nın mezarın ziyaret etti.

Gelelim Doğu’da terör estiren Özel Tim’e! Bu şerefsizler; katliam yaptıkları Silvan’da duvarlara ”Türk’sen Övün, Değilsen İtaat et” diye yazmışlar. Bunlardan biri ”Türk’ün gücünü göreceksiniz” diye gariban insanları tehdit etmiş, sonra PKK bunu esir alınca maymuna dönmüştü.

Şu son 5 ayda tüm dünyanın gördüğü üzre, bunların hepsi silahsız, gariban, yoksul insanlara karşı aslan, PKK karşısında kuzu, kuzu!

Bu arada Adige-Abhaz’ım deyip bu hayvanlara methiye düzenlere ”Türk’sen Övün, Değilsen İtaat et” lafı hediyem olsun! Gerçi, zaten itaat ediyorlar ya!

14 Kasım 2015

Bir insanla, bir hayvan arasındaki mühim farklardan birisi ‘vicdan’dır.

Hayvan içgüdüsüyle karar verir ve uygulamaya geçer.

İnsan aklıyla karar verir ve vicdanından süzdükten sonra harekete geçer.

Bu topraklarda işte bu ”vicdan” yok.

Son olaylardan sonra benim kati kararım, ”bu milletten bir bok olmaz”dır.

İnternette dolaşıyor videosu, PYD’liler bir IŞİD’liyi esir almışlar. İnsan gibi davranıyorlar. O IŞİD’li PYD’li birini esir almış olsaydı neler yapacağını bütün dünya biliyor.

İşte sosyalist olmakla İslamcı olmak arasındaki derin fark bu.

Ve… Bu ülkenin iktidarı IŞİD’in yanında mevzileniyor.

Şimdi anlıyor musunuz HDP ve Doğu illeri üzerinde estirdikleri terörü…

Türbanlı bacılara kelepçe takılınca millet dellendi ya, aha diyorum insanlarda uyanış başladı, 2 gün geçmiyor, HDP’nin türbanlı milletvekili polisin jopunu kafasına yiyiyor, milletten gene tık yok.

Artık yoruldum arkadaş bu memleketten!

13 Kasım 2015

Bugün size yazacağım çok kısa olacak:

Bu topraklarda o kadar çok namussuz, alçak var ki, sahiden de bedeva yaşıyoruz. Sıkmabaş’a kelepçe takıldı diye kıyameti koparak millet, genç kızların saçlarından sürüklenerek, ırzına geçilme tehdidiyle işkence yapılanlara ”tık” demedi ya arkadaş.

Topunuzun Tha belasını versin, aşşağılık namussuz alçaklar!

12 Kasım 2015

Ahmet Hakan’ın programına ceza verildi ve arkasından tekrarı halinde kanalı komple kapatacağız tehdidi gelince, Diyarbakır AKP milletvekili ekrana çıkarılıp bol bol AKP’nin nasıl hakkaniyetli katliam yaptığı reklamı yapıldı. Bu işler böyle.

Diyarbakır milletvekili Ensari denen şebek, kendi halkını katledenlerin elini öpüp, kutsayarak bitirdi programını.

Bizim Alparslan Türkeş’ten bile daha Türkçü olan Adige-Abhazlar geldi gözümün önüne. Demek ki, kansızlık milliyetle alakalı değilmiş dedim. Kürtlerden de böyle kalleş, halkını satan namussuzlar çıkabiliyormuş.

Benim bildiğim bir şey varsa; halk ne isterse o olur. Bak, Türk halkı Şizofreni istiyor, adam paşalar gibi sarayda gönül eğlendiriyor. İran halkı şeriat dedi, dibine kadar şeriatı yaşıyorlar.

Bu sebeple; Türk ordusu ve polisi isterse topyekün gitsin, tüm silahlarını da yanına alsın, Doğu’da iş bitti. Kürt halkı ne isterse o olacak. Ensari denen orangutan da kansızlığıyla tarihin çöplüğündeki yerini alacak…

İran demişken; İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Paris’e yapacağı resmi ziyaret sırasında onuruna verilecek öğle yemeğinde masaya şarap servisi yapılmasını istememiş ve menünün tamamen helal yiyeceklerden oluşmasını talep etmiş. Fransa da “Cumhuriyet ilkelerine aykırı” olacağı gerekçesiyle öğle yemeğini iptal edip, kahvaltı önermiş. İran, bu öneriyi “basit” bulurak reddetmiş.

Yeminle bu müslümanların beyninde bir şey var. Yahu bir Fransız yetkili senin ülkene gelse ”masada niye şarap yok, ben domuz eti yemek istiyorum, getirin bakiyim!” dese, kıyameti koparırsınız değil mi?

Size diyeceğimi derim de CC yayınlamaz…

Şizofren; ”Suriye ateşine odun taşıyan herkes çok yakında kendilerini o ateşin içinde bulacaktır.” buyurmuş. IŞİD’e odun sevkıyatı yapan kendi değil mi? Doktooooorrr yetiş adam iyice gidiyor elden!

Kadın Kolektifi üyesi öğrenciler, Akdeniz Üniversitesi’nde arkadaşlarını taciz ettiğini söyledikleri bir erkek öğrenciyi ellerinde resimlerle sınıf sınıf aramış. Derse giren kadınlar diğer öğrencilere tacizci olduğu iddia edilen öğrencinin resmini göstermiş. Kadın öğrenciler, aradıkları genci bu kantinde bulmuş. Arbede çıkınca öğrencilere üniversitenin güvenlik görevlileri müdahale etmiş.

Yeminle, içlerinde bizim Apsuwa Nilgün de vardır ha! Amma helal olsun kadınlara.

11 Kasım 2015

Gezi direnişçileri diye anılan grupla olan maddi-manevi bağıma son veriyorum.

ÇArşı grubuyla da…

Doğu’da asker ve polis çoluk çocuğu kevgire çevirerek katlederken bu iki grup ”tık” çıkmıyor.

Yazıklar olsun size…

IMC TV’den bir haber: ‘Türk ordusu Kobani’ye saldırdı’

YPG, TSK’nın Kobani’ye saldırı düzenlediğini iddia etti. Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada saldırının bugün öğleden önce Kobani’nin Çarıklı köyüne yönelik A4 ağır silahlarla düzenlendiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca IŞİD’in de Kobani’ye bağlı Eyn Îsa kasabası mevkiine yönelik saldırısı nedeniyle 4 sivilin yaşamını yitirdiği bildirildi.

Sol niye iktidar olamıyor, diye önüne gelen bir şey söylüyor.

Yahu arkadaş, sol diyor ki; ”madende ölmek fıtrat veya kader değildir, sizi sömürenlerin sizi kandırmasıdır!” Madenci gidiyor AKP veya CHP’ye oy veriyor.

Solcu daha ne yapsın! Senin yerine ölsün mü desem, zaten ölüyor!

Bu milletin geni bozuk kardeşim. Vladimir Ulyanov İliç Lenin mezarından kalkıp gelse Amerikalıyı bile solcu yapar ama bunları yerinden kıpırdatamaz.

Bir okuyucum daha önceleri demişti ki, ”İmkan olsa da Türkiye’nin en kıraç, en sevimsiz, en yaşaması zor yerlerinden bir bölgeyi bize verselerde şu asalak toplumla birlikte yaşamasak! Sosyalist bir düzen kurup adam gibi yaşasak!”

Demem o ki, sol; İslamiyet’in olduğu bir yerde yaşayamaz! NOKTA.

10 Kasım 2015

Bizim Adige-Abhaz milletinin burnu büyüktür. Yere düşse, eğilip almaz. Genel olarak tembel ve avantacıdır. Mesela anavatanda üretilen hiçbir eser para ile satın alınmaz. İçimizde hırsız vardır ama azdır ve göz önünde olmazlar. Çünkü utanma gibi bir meziyetleri vardır (tabii iliklerine kadar asimile olmamışsa).

Bunları niye yazdım!

Okuyucularımdan çoğu bana soruyor ”niye Tayyip Erdoğan’a bu kadar kötü tavır alıyorsunuz” diyorlar.

Her Adige de olduğu gibi ben de burnu dik olmanın başka, küstahlığın başka olduğu aile eğitiminde aldığımız için…

Hırsızlığın utanılacak, hatta bırakın küstahlık yapmayı, ortada bile görünmemenin gerektiğini aile eğitiminde aldığımız için…

Düşmanın bile olsa evinin arazisinden çıkana kadar ona saygıda kusur etmemen gerektiğini aile eğitiminde aldığımız için…

Bir şeyi avanta olarak alsanda, avantalardan milyon dolarlar elde etmemen gerektiğini aile eğitiminde aldığımız için…

İbadetini başkasının gözüne sokarak yapılmasının en basit tabiriyle öküzlük olduğunu aile eğitiminde aldığımız için…

İster terörist ister katil olsun, kadın ve çocukların kıllarına zarar vermenin dünyanın en hayvanlık hali bilincini aile eğitiminde aldığımız için…

Başkalarını korkutarak veya tehdit ederek çıkar sağlamanın insanı aşağılık bir yaratık haline getireceğini aile eğitiminde aldığımız için…

İşte bu sebeplerden dolayı Tayyip’i sevmem!

Haaaa, bu durum Şizofrenin umurunda mı? Yahu benim gibi garibanı koyun bir kenara, yanındaki en sadık adamı bile umurunda değil.

Adamın ki; ”Hep bana, Rab bana”, hali yani…

İzmir Karabağlar karakolunda hayvanoğlu hayvan iki polis bir kadını dövmüştü ve karakolun kameralarından da açık seçik dayak kaydedilmişti. İşte o dayak atan polisler beraat ederken, ağzını burnun kırdıkları kadına savcı, polislere direndiği için 5 yıl hapis cezası istemiş.

Bir kadını dövdükleri için o iki polisin ta

Böyle bir ceza istediği için o savcının ta

09 Kasım 2015

Bu millet salak deyince kızıyorlar.

AKP denen hırsızlar, arsızlar ve katiller partisi yüzde 49 oy alınca canlı bombalar buhar oldu…

Yahu şu milletten bir tane adam çıkmaz mı bunu sorgulayan?

Çıkmaz!

Çünkü alan razı, veren razı kardeşim…

Pekala, Şanlı Türk Ordusu niye IŞİD’e ses etmez de PYD’lilere saldırır? Hadi PKK’yı anladık da PYD’den ne istiyorsunuz?

Bir tane adam çıkıyor mu bunu soran?

Kısacası neresine dokunsan pislik akıyor.

Pazartesi, pazartesi şöyle içaçıcı bir şeyler yazayım diyorum, lakin, ne mümkün!

07 Kasım 2015

Geri kalmış ülkenin geri zekalı valisi ne yapar?

Karşısına aldığı öğrenciye; Kafan bitmiş senin, kafan kopsun, kafa mı kalmış sende zaten” der.

Kim bu vali?

Ahmet Altıparmak! Nam-ı diğer; öküz aleyhisselam!

Olay şu; bu vali olacak öküz, 20-30 öğrenciyi -kendi ifadesiyle- karşısına alıyor, ”Neler okuyorsunuz” diye soruyor. Birinden ”Kafam karışmasın diye okumuyorum!” cevabını alıyor. Vali olacak orangutan sinirleniyor ve öğrenciye ”Kafan bitmiş senin, kafan kopsun, kafa mı kalmış sende zaten” diye karşılık veriyor. Bunu da utanmadan Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin 2015-2016 akademik yılı açılış töreninde anlatıyor.

Adam emir vermiş, polisler marifetiyle babasını makamına getirtmiş, aşağılarcasına; ”baba bak, beni beğenmiyordun, senden bir bok olmaz diyorsun. Ama ben Vali oldum” demiş.

Babası ters ters bakmış, ”Ben sana vali olamazsın demedim ki, bir bok olamazsın dedim” demiş.

İşte bu anekdotta anlatılan vali var ya; Vali Ahmet Altıparmak!

Milli Eğitim etkinliği olarak öğrenciler namazla arınacakmış. Valla benim tavsiyem bunu yapmasınlar; namazla arınan bir hırsız başımıza musallat oldu, yeni hırsızlar yetişmesin…

Televizyonlarda herkes, özellikle de Ahmet Hakan; Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a suç buluyor ve PKK’ya karşı güçlü biçimde ”dur” diyemedikleri için oy kaybettiler diyor.

Ben de diyorum ki: JITEM davasında herkes serbest kaldı…

Şimdi Ahmet Hakan ve aynı fikirdekiler bu iki olayı bir kağıda yazıp, uzun uzun baksınlar. HDP niye kaybettirildi, cevap orada…

Bu alçaklığa, Selocan ne yapsın, Figen kızım ne yapsın!

06 Kasım 2015

Adolf Hitler, Almanların lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Hideko Tojo , Japonların kralı ve lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Saddam Hüseyin, Iraklıların lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Francisco Franco, İspanyolların lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Benito Mussolini, İtalyanların lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Abdullah bin Abdülaziz el-Suud , Suudların lideriydi… Halkın yüzde 99’u ona tapıyordu… Kitap okur, sanatla içli dışlı olurdu. Karizmatikti… Hırsız değildi.

Gelgelelim:

Bu hırsız!

Zır cahil!

Üstüne üstlük küstah!

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede askeri olarak harekete geçme planları olduğunu söylemiş.

İt iti ısırmaz!

Kıbrıs Türk kesiminde 3 caminin sabah ezanını hoparlörden okuması mahkemece yasaklanmış.

Kıbrıslıları ve mahkemelerini kutluyorum. Darısı buradakilerin başına!

05 Kasım 2015

Bütün partiler seçim sonuçlarına itiraz etmişler. Öbürlerini anladım da AKP’ye ne oluyor. Hem hırsızlık yapıp oyları çal, sonrada itiraz et. Size yavuz hırsız diye boşa denmiyor. Adamlar çalmaya o kadar alışmışlar ki, çaldıklarının kendilerine ait olduğunu zannediyorlar artık. Sizin suratınıza tüküreyim, hırsızlar!

Adige-Abhaz diasporasının büyük bir kısmı AKP’ye oy vermiş.

Şaşılası bir durum mu?

Yooo!

Anavatana dönüş yapmak için bile avanta isteyen bir güruhun TKP’ye oy vereceğini mi zannediyordunuz?

Türki halkı nasıl gün geçtikçe mallaşıyorsa, Adige-Abhaz diasporası da o oranda mallaşıyor. Bu kadar oynamaya meraklı bir kitleden fazla bir şey beklemeyin.

Haaa, şunu da söyleyeyim; diasporada gençleri koyunlaştırmak isteyenlerle, gençleri aydın birer insan yetiştirmeye uğraşanlar arasında amansız bir savaş var.

Kim kazanır?

Onu zaman gösterecek!

Ama benim tahminim mallaştıranlar kazanacak! AKP nasıl kazanıyorsa aynı!

”Televizyondaki kadın program yöneticileri ne kadar çok konuşuyor yahu, misafir ettiği adamlardan fazla laf ediyorlar” dedim, yeğenim Janset ”Amca yıllarca susturuldular ya, şimdiye kadar içine attıklarını şimdi çıkarıyorlar” diyerek bana güzel bir ders verdi.

04 Kasım 2015

Bazı okuyucularım bana takılıyorlar. ”HDP, HDP dedin az daha baraj altında kalıyorlardı” diye… Valla haklısınız. Esasında toptan yok edilmediklerine dua etmek lazım. ”Dağdan in, düz ovada siyaset yap” diyenler HDP’nin burnundan fitil fitil getirdiler.

CC’li gençler bugün (dün) bir video koymuşlar. AKP nasıl zafer kazandı, diye. İşte aynen öyle. Ben hayatımda bu kadar adaletsiz bir seçim görmedim kardeşim. Seçimden önce televizyolarda herkes HDP’yi konuşuyordu fakat kendilerini savunmak için HDP’lileri çıkarmıyorlardı. Yani tam bir recm olayı. Gerçi ne şaşırıyorum, bunların genlerinde var recm! Yani elini kolunu bağla, taşla. Yiğitsen, onun da ver eline taş görelim kaç karatsın!

HDP bu ülkenin 90 yıllık siyasi ve sosyal hayatında başına konmuş tek ve biricik talih kuşu. Ben diyeyim de, aklı olan bunun kıymetini bilsin!

AKP niye kazandı! Açıklayayım!

0-6 yaş erkek; ağladın annen popona yapıştırdı terliği. Baban öyle bir hınçla baktı ki, basacağın yeri şaşırırdın.

6-17 yaş erkek; yaramazlık yaptın, baban, öğretmenin öyle bir dövdü ki, bacağındaki demir maşa izi, parmak ucuna dikine vurulan tahta cetvelin sızısı günlerce geçmedi.

17-22 yaş erkek; askere gittin kompleksi astsubay, teğmen ve üsteğmenlerden yediğin dayak ve aşağılanmak yetmiyormuş gibi, senden üç ay önce gelmişten bile tokat yedin.

22-50 yaş erkek; işvereninin, patronun, şefin, amirin seni öyle aşağıladılar ki, hıncını gidip karın ve çocuklarından çıkardın.

50-90 yaş erkek; bacağında demir maşa izi bıraktığın çocuğun senin isteklerini yerine getirmediği gibi devlet-i Âli seni köpek yerine koyar gibi önüne yal atıyor.

0-80 yaş kadın; beşikten mezara kadar hep ”eksik etek” olduğun için zaten sen ”yok”tun hiç…

Onun için seni kim tehdit ettiyse ona biat ettin!

İşte AKP ve sağ iktidarlar bu sebeplerden dolayı hep kazandı ve kazanacaklar.

Ahmet Hakan yazmış:
”Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyasetine gelmiş geçmiş…
En zarif.
En nazik.
En eleştiriye tahammüllü.
En demokrat.
En saygılı.
En özgürlükçü.
En dinlemesini bilen.
En iyi niyetli.
Politikacıların başında gelmektedir.
Ama maalesef ”LİDER” değildir, ”LİDER” olamamıştır.”

Çıkan sonucu da ben yazayım:

En kalleş, en hırsız, en kumpasçı, en katil, en şizorfen değilsen ”LİDER” olamazsın!

Nerede?

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde!

03 Kasım 2015

Bizim gibi düşünen ve herkesin dilediği gibi fakat kimseye dayatma yapmadan hayatını devam ettirmeye ”Evet” diyen insanların bu topraklarda nefes alamayacağını yazar dururum, beni takip edenler bilir. Ya düşünebiliyor musunuz, AKP-IŞİD ortaklığıyla bu ülkede 100’lerce insan katledildi. Ve halkın yüzde 80’si bu katillere ve bunların baş destekçisi CHP ve MHP’ye oy verdi.

Bunun manası nedir?

Bir; bizim gibi azınlıktaki hıyalara bu memlekette huzur olmadı, olmayacak!
İki; Kürtler artık kendi kaderlerini kendileri tayin edecek.
Üç; Geri kalan halk, bu lağımın içinde güle oynaya hayatlarını devam ettirecek.

Olay bundan ibarettir.

Seçimlerden sonraki gazeteleri okuyorum, hepsi ”Halk şöyle dedi, halk böyle dedi” şeklinde haberler yapıyor. Yani halkı tanımlıyorlar okuyucularına.

Kadeşim, Türk halkı şöyle der:

– Benim yeğen makine mühendisi oldu, DSİ’de iş ayarla…
– Benim 50 milyon vergi borcum var onu sil…
– Trafikte bir çocuğu ezerek öldürdüm, bana ceza verilmemesini sağla…
– Benim Rusya’ya yolladığım mallar bozuk çıktı iade oldu, iç pazarda satmama engel olma…
– Benim bahçem 10 metre komşunun arazisine sarktı, gözmezden gel…
– Avantamı isterim…
– Dükkanımın önüne park edemezsin…
– Kadın sokakta sakız çiğniyorsa fahişedir…
– Kırmızı ışıkta geçtim, kabul memur bey, ama şu çorba parasını alıver…
– Benim oğlum çapkındır…
– Benim oğlum asla i..e değildir.
– Benim kızım başörtülü kafasını kaldırmadan yürür sokaklarda…
– Bayrak inmez, ezan susmaz…
– Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
– Çalıyor ama çalışıyor…
– Bana dokunmayan yılan bin yaşasın…
– Biz oruçluyuz ulaaannnn, ne sigara içiyon?
– Tamam çocuk olabilir ama elinde sapan varmış, ölmeyi haketmiş…
– Benden sonra tufan…
– Bir fincan kahve verdiysem sana, 40 yıl hatrıma katlanacaksın…

Misalleri çoğaltabilirsiniz…

Ben böyle halkın taaa

02 Kasım 2015

AKP yeniden sahnede. Bir okuyucum diyor ki; Şizofren seçimden 2-3 gün önce ”Seçimde ne çıkarsa saygı duymak gerekir” diye boşuna demedi. Hırsızın, arsızın bu kadar çok olduğu bir ülkede iktidara ben gelecek değilim.

Okuyucumla aynı fikirdeyim.

Bundan sonra yapılacak şey nedir, diye sorarsanız; iki parti bu ülkeden silinmedikçe AKP ve benzer hırsız partiler mütemadiyen kazanacaklardır. Yani bu memleketin sıhhatini bozan AKP değil, CHP ve MHP’dir. Bu iki faşist parti yok olmadıkça daha çoookkkk AKP gelir. İşte dönün bakın yakın tarihe: DP-AP-ANAP-DYP-AKP!

Bundan sonra ne olur diye sorarsanız; Şizorfen daha da zincirlerinden boşalacaktır.

Tha bu milletin aklını korusun!

31 Ekim 2015

Kendimi bildim bileli bizim Adigelere atfedilen ve Adige gencini salak mı salak, öküz mü öküz gösteren amma ne hikmetse anlatıldığında milletin alkışlarla desteklediği bir parmak hikayesi vardır. Kaf-Fed’in başı Yaşar’da anlatmış bir toplantıda. Alkış kıyamet.

Bu hikayeyi bir de benden dinleyin:

Bir Adige delikanlısı çok samimi olduğu bir arkadaşının köyündeki düğüne gidiyor. Arkadaşı ”artık yaşın geçiyor, beğen bizim köyden bir kızı da sana kaçıralım” diyor. Yani arkadaşına kız teklif ediyor, hem de seçmece. O da ”yahu bu ne biçim teklif, sen gavat mısın” demiyor, ”şu kız olsun” diye bir kızı gösteriyor. Delikanlı arkadaşı için kızı kaçırıyor. Günlerce düğün yapıyorlar. Neyse zifaf gecesi geliyor. Kızın suratı asık. Oğlan kızı parmağıyle dürtüyor (Yaşar öyle diyor) ”Niye suratın asık, bir mesele mi var” diyor. Kız ”Yok, mok” falan dese de sonunda ağzından baklayı çıkarıyor. ”Senin arkadaşınla biz evlenecektik ama o, sen beni isteyince verdiği söz için benden vazgeçti.” Oğlan buna çok üzülüyor ve ”sana sadece parmağım değdi”, deyip parmağını kesip atıyor.

Kız ”çok salaksın biliyor musun!” diyor. Parmağını kesmeden önce, karpuz seçer gibi kız seçmeyecektin. Önce kaşen olacaktın! Git şimdi parmağını sar, yoksa kan kaybından gebereceksin!

Oğlan dışarı fırlıyor, doğruca arkadaşının evine gidiyor. Çocuk açıyor kapıyı. ”Ne oldu” diye şaşkın şaşkın soruyor. ”Ulan gerizekalı, insan sevdiği kızı, arkadaşına eş yapar mı? Sen de hiç mi duygu yok, ahlak yok şerefsiz!” diye cevaplıyor arkadaşı.

…Ve bu hikaye (Tabii benim anlattığım şekilde değil, kılıflanılarak) 2015 yılında, bir toplantıda Kaf-Fed gibi; toplumun önüne hedef koyacak, gençlerin eğitilmesinde rehber olacak, kültürün dejenerasyonunu geciktirecek bir kurumun başkanı tarafından anlatılıyor, oradaki güruh da ‘Hülooooggggg” diye alkış tutuyor.

Tha sizi bildiği gibi yapsın!

Kocaeli Kafkas Derneği’nin vıcık vıcık yağ kokan Cumhuriyet Bayramı kutlaması gözden kaçmadı. Okuyucularımdan baya bir tepki geldi. Ben sadece şunu demekle yetineyim: Bu dernekleri yönetenler gariban tipler. Yani mahallede muhtar bile olamayacak adamlar özellikle seçilip konuluyor. Çünkü ”devlet” öyle buyuruyor. Her zaman söylüyorum, bunlar ”devlet”ten izin almadan tuvalete bile gidemez altlarına yaparlar. O kadar yağlama yıkamayı hoş görün! Altına mı yapsın adamlar!

30 Ekim 2015

Bu topraklardaki hırlaşmanın temel sebebi şudur:

Atatürkçüsü Atatürk gibi yaşamak ister. Mesele var mı? Yooo! Yaşa kime ne? Ama olmaaaaaaz, ille de sen de Atatürkçü olacaksın!

Tarikatçısı, takip ettiği tarikat lideri gibi yaşamak ister. Mesele var mı? Yooo! Yaşa kime ne? Ama olmaaaaaaz, ille de sen de tarikatçı olacaksın!

Liberali, libaral gibi yaşamak ister. Mesele var mı? Yooo! Yaşa kime ne? Ama olmaaaaaaz, ille de sen de libaral olacaksın!

Milliyetçisi, Ortaasya’daki gibi yaşamak ister. Mesele var mı? Yooo! Yaşa kime ne? Ama olmaaaaaaz, ille de sen de bıyığını sarkıtıp, uluyacaksın!

Kardeşim herkes istediği biçimde yaşasa olmaz mı? Olmaaaaazzzz! Şimdi anladınız mı bu ülkeye demokrasi neden gelmez.

Şizofren lütfetti: ”1 Kasım’da milletimizin tercihine saygı göstereceğiz.”

İster göster, ister gösterme; eninde sonunda o ellerine kelepçe takılacak!

”Kendini mafya zanneden zibidi nasıl anlaşılır, diye sorarsanız; Trabzonspor kulübü başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na bakın, yeterli…

29 Ekim 2015

Gezici Araştırma Şirketi’nin anketine göre; Ankara’da IŞİD-AKP ortaklığı ile yapılan katliamdan önce AKP oyları 40,8 iken, katliamdan sonra yüzde 43 olmuş.

Bunun, benim nazarımda iki açıklaması var!

Birincisi; Gezici denen şirket AKP’den rüşvet alıyor ve anketleri manupile ediyor.

İkincisi: Bu yüzde 40’lık halk, dünyanın gelmiş geçmiş en şerefsiz halkı.

Nokta.

Bizim Taha (Akyol) bile bu televizyonlara el koyma konusunda tedirgin olmuş! Şaşırdım.

Dinci yazar Ali Bulaç ”Mala el koyma bir cahiliye adetidir” buyurmuş. Aklı sıra Feto’nun şirketine yapılan baskıya gönderme yapıyor. Millet koyun ya salla! Senin peygamberin değil mi ganimetleri paylaşan? ”Ganimet düşmandan alınandır” diye hoplamayın yerinizden. Şizofren ile Feto düşman değiller mi zaten?

İslamiyet doğduğundan beri cahiliyetini yaşıyor, şu anda bile! IŞİD’ın bayrağındaki damga, Kral IV.Lui’nin mi yoksa Muhammet’in mi? Diyorum ya bunların kafasındaki bir devre sistem dışı!

Bu topraklarda; Atatürkçüsü iktidara geldiğinde, solcusunu, dincisini kanun manun dinlemeden derdest eder, içeri tıkar.

Bu topraklarda; Ülkücüsü iktidara geldiğinde, solcusunu kanun manun dinlemeden derdest eder, içeri tıkar.

Bu topraklarda; dincisi iktidara geldiğinde, solcusunu, Atatürkçüsünü, hatta maddi çıkar çatışması yaşarsa dindaşını kanun manun dinlemeden derdest eder, içeri tıkar.

Onun için bu memlekete demokrasi gelmezzzzzzzzzzz!

Olan solcuya olur!

28 Ekim 2015

Küçük Hüsamettin’in yardımcısı Yalçın Akdoğan isimli şempanze, televizyonlardaki adaletsiliğe dair soruya verdiği cevap tam ahmaklara söylenmiş gibi: Başbakanın konuşmasıya AKP Genel Başkanı’nın konuşmalarını bir saymak yanlış!

Ulen, senin Küçük Hüsamettin her iki pozisyonda da seçim propagandası yapıyor şebek. Sen anca AKP koyunlarını kandırırsın böyle…

‘Suriye’ye girip Emevi camisinde Cuma namazı kılmak” diye yola çıkıp, 2,5 milyon Suriyelinin Türkiye’deki camilerde 5 vakit namaz kılmasına sebep olmaya;Türk dış politikası denir.

”Alma mazlumun ahını çıkar aheste, aheste!” diye bir laf vardır. Fetocu olduğunu gizlemeyen İpek şirketine AKP el koymuş. Bu şirket yine AKP sayesinde -cinim kadar sevmediğim- faşist Tuncay Özkan’ın KanalTürk adlı televizyonunu gasp edip, bedavadan ele geçrimişt. Bu kanal da dahil, bitin varlığına el koymuş Şizofren.

Bu sefer pek aheste, aheste çıkmamış. Baya bağırttırmışlar İpek’in sahibini…

27 Ekim 2015

Bu fotograf sosyal medyada dolaşıyordu. İşte böyle bir toplumun içinde çoluğumuzu çocuğumuzu yetiştiriyoruz. Bu fotografın hikayesi haber ajanslara göre bambaşka. O insanların arasında yerde yatan kişi, AKP-IŞİD ortaklığıyla Diyarbakır HDP mitinginda patlatılan bomba sebebiyle yaralanan polis memuru. Çevresindeki ”Kart-Kurt”lar kan kaybetmesin diye kanayan yarasına pres yapıyorlar. Ve aşşağılık yaratıklar bu fotografı alıp, altına böyle şeyler yazarak millete gönderiyorlar.

Bu fotografa inanlar olmuş mudur? Türk halkının yüzde 70’nin inandığına kalıbımı basarım. Türk ordusunun öldürdüğü bebeği, ”PKK’nın öldürdüğü bebek” diye senelerce kullanmadılar mı? Herkes inanmadı mı? İtirafçı subay ve astsubaylar olmasaydı, kim bilecekti bu bebeği Türk askerinin öldürdüğünü?

Sen Profesör ol, sonra git üniversite mezunu olduğu bile şüpheli bir hödüğün taktığı tasmayla ülke yönetmeye kalk! Sana o profesörlüğü veren hocanın da üniversitenin de boynu altında kalsın!

26 Ekim 2015

Dilek Doğan adlı kızımız ölmüş. Balık hafızalara hatırlatayım. AKP polisleri operasyon yapacağız diye kızımızın evini basıyor. Dilek ve annesi açıyor kapıyı. Operasyona geldiklerini söyleyip içeri girmeye kalkıyorlar. Dilek ”Ayakkabılarınızla giremezsiniz, galoşla girin” diyor ve o anda hayvan oğlu hayvan polisin biri tabancasını çekip genç kızı göğsünden vuruyor. Ağır yaralanan Dilek’i hemen hastaneye kaldırıyorlar.

Canlı bombaları neredeyse eskorla Ankara’ya taşıyan polisle, bu genç kızı katleden aynı AKP polisi.

Şu anda hayatta istediğim tek şey var. Dilek’i vuran polisi karşıma getirseler. Yüzüne şöyle bir okkalı tüküreyim. Ve bu şerefsiz polis madalyasını takmış, elini kolunu sallayarak aramızda geziyor. Ya artık istifra edesim geliyor bunlardan bahsedince…

Dilek suçsuz günahsız katledilirken, özellikle dinci cenahı ayaklandırmak için, ”Eldivenli, üstü çıplak 100 kişi bana saldırdı, bebeğimi havaya fırlattılar, üzerime işediler” diye Gezi Direnişçilerine iftira atan Zehra Develioğlu adındaki kadına bu polis tek işlem yapmadı.

Ben sizin adaletinizi …

Benim hayatta fikrimin değişmediği bir mesele vardır. Eğer biri hırsızsa ve sen onla yol arkadaşlığına devam ediyorsan veya yol arkadaşı olmak istiyorsan sen de ya hırsızsın veya hırsız olmaya hazırsın.

Bu sebeple Şeyini şey ettiğim şeyi Arınç bir hırsızdır. Hiç şimdi televizyolara çıkıp günah çıkarmaya kalkmasın! Hırsız olarak mezara gireceksin! Bu arada bu hırsızın şeyine kalpak takan sözümona Adigeler vardı. Onlar da hırsız! Hırsız olmasalar şeyini şey ettiğimin şeyinin şeyine niye kalpak taksınlar! Tarihe; hırsızın şeyine kalpak taktılar diye geçti dangalaklar!

24 Ekim 2015

255 sanığın yargılandığı davada, 244 kişi, 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezalarına çaptırıldı.

Hangi dava bu?

Gezi direnişinde insanları acımasızca gazlayan, bombalayan, sokak aralarında öldüren katil polislerin davası…

Şaka yahu!

Türk adaleti öyle dangalaklık yapar mı? Gezi direnişine katılanlara açılan dava bu!

Ben sizin gibi mahkemenin taaaa

Tuhaf ülkedir burası!

Devletin başındaki hırsız, ses kayıtları olmasına rağmen, elinizde belge mi var da beni yargılıyorsunuz diye bas bas bağırıyordu…

Sonra; Ankara’daki patlamayı IŞİD, PKK, El-Muhaberat, PYD, ALS, KPS, MLT, SFT, Karnıbahar Terör Örgütü, HHHR ve KP-MLPTN ortaklaşa yaptı, diyor.

Elinde belge var mı diyemiyorsun, böyle bir zırvaya bile belge bulmazsa namerdim. Adam hırsızlıktan yakalandıktan sonra ses kayıtlarını incelettiği TUBİTAK’ın başkanı olacak ”bilimadamı” şebeğe; ”Ben hissediyorum, bant sahte” dedirtti ya.

Herkes layık olduğu şekilde yönetilir kardeşim.

Merak ediyorum, gavur dedikleri ülkelerde insanlar ”Aman oylar çalınmasın, herkes sandık başında tedbirini alsın!” diyorlar mı? Yahu ne utanç verici bir şeydir bu!

23 Ekim 2015

Siyasi olarak sol cenahtaydık ama farklı perspektiflere sahiptik.

Çetin Altan!

Vefatına çok üzüldüm. Çetin Altan, Türk solunun önemli isimlerindendi… Bu toplumun adam olması için çok uğraştı, çok acı çekti, çok canı yandı, hayatı burnundan fitil fitil getirttiler. Amma boyun eğdiremediler. Maalesef bu halka 3 numara büyük bir insandı…

Canım hiçbir şey yazmak istemiyor. Kusuruma bakmayın. Yarın görüşmek temennisiyle…

22 Ekim 2015

Senelerce biz solcular ”Doğu’da beyaz Toros marka araçlarla insanlar toplanıyor ve işkenceyle öldürülüp, ya yol kenarlarına atılıyor ya asit kuyularında yok ediliyor” dedikçe; sağcısı, dincisi, milliyetçisi, mukedesatçısı, hacısı, hocası, askeri, polisi ”yalan söylüyorsunuz, Türk polisi ve askeri öyle şeyler yapmaz” diye bize hakaret edici lafları sıraladılar.

Fakat doğruların, olmadık zamanda, olmadık şekilde ortaya çıkması gibi bir hakikat vardır. Başbakan Küçük Hüsamettin, Van’da ”pırt” diye söyleyiverdi beyaz Toros arabalarını!

Şimdi beyaz Toros arabalar gitti yerini Range Rover denen lüks arabalar aldı. Tek fark, şimdikiler Şizofren’in sarayına yakışır arabalar. Ve gene sağcısı, dincisi, milliyetçisi, mukedesatçısı, hacısı, hocası, askeri, polisi ”yalan söylüyorsunuz, Türk polisi ve askeri öyle şeyler yapmaz” diyor. İnanmazsanız açın sosyal medyaya bakın.

Ne zor arkadaş, bu ülkede yaşamak!

Adam, doktor olmuş, yetinmemiş doçent olmuş! Ama Nato kafa, nato mermer. Yahu bunlara kim dağıtıyor bu unvanları. Herifin ağzından çıkanı mahalle bakkalı söylemez.

Yerköy’in eski MHP’li belediye başkanının oğlu imiş. Adı: Kürşad Zorlu.

Diyor ki, şempanze; Ankara’da ölen insanlara üzülüyorum ama şehitlerimiz de var onlara da üzülmek lazım. Programın konusu Ankara katliamı. Bunlarda nasıl bir neyin var ki, (geröi var mı o da tartışılır) ölümleri yarıştırıyor. Tha belanı versin salak herif.

Cem Küçük adlı Tayyip medyasının meşhur tetikçisi, ‘Kabataş haberi kurguydu’ demiş. Ne oluyor yahu! Fareler gemiyi mi terketmeye başladı.

21 Ekim 2015

Yahu şu bacaksız, dünya liderlerinin parmakla çağırdığı Başbakan’a bak. Resmen ve alenen Van halkını tehdit etti. Faşizm işte böyle bir şeydir. Yani soytarı bile olamayacak adamlar böyle hadlerini aşarlar.

”Beyaz Reno’lar gelir, bize oy atmazsanız!” Bre dangalak, bugün Kürt halkının artık yeter deyip ayağa kalkmasının sebebi bu zaten. Dene bakalım sonunda tokatı kim yiyecek!

Okuyucularım dün yazdığım kumpasçı MHP’li faşistin adını sormuş! İhtiyarlığıma verin, bazan yazdığımı zannediyorum. Siz sorunca baktım bu soytarının adını yazmamışım. Bu faşist provakatörün adı, Uygar Aktan.

Kahraman Türk polisi, Ankara’nın göbeğine kadar ellerini kollarını sallayarak gelen IŞİD’li canlı bombaları görmedi değil mi? Evet…

Amma bu kahraman polis ailesiyle evinde oturan bir genç kızı ”Ayağınıza galoş giymeden evimize giremezsiniz” dediği için annesinin gözü önünde göğsünden vurup, komaya soktu. Pekala, sebep olarak ne gösterdi biliyor musunuz? Bu genç kız canlı bombaymış!

Bu topraklarda bu kadar pislik nasıl ürüyor, anlamak mümkün değil.

20 Ekim 2015

Mersedes’in yok da,
BMW’en yok da,
BAYER’in yok da,
ADİDAS’ın yok da,
AEG’n yok da,
HENKEL’in yok da,
SİEMENS’in yok da,
ERICH FROMM’un yok da,
BEETHOVEN’ın yok da,
ENGELS’in MARKS’ın yok da,
Hitlerin kötü bir kopyası diktatörün varsa;
halk olarak altın varaklı taht ile hacete gidebilirsiniz!

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara’da 102 kişinin katledildiği terör saldırısıyla ilgili olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, CHP, DİSK VE KESK Genel Başkanlarını ziyaret edip, başsağlığı diliyor. Başbakan olacak Küçük Hüsamettin bu işe bozuluyor. Ulen ne zamandan beri katile taziye ziyareti yapılıyor balta! Hem 102 insanı katledeceksin hem de ”taziyeye bana gelmiyorlar” diyeceksin. Ne yaparsan yap, başta Şizofren olmak üzere hepiniz bu katliamın sorumlusu olarak mahkemeye çıkarılacaksınız…

MHP duran saat gibi! 24 saatte 2 defa doğruyu gösteriyor.

AKP faşizmi, tartışma programında kumpas kuran MHP’li faşist bir milletvekilinin ısrarlı sorusuna ”PKK terör örgütü değil” diyen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi Hakkında “PKK Terör örgütü değildir” sözleri nedeniyle yakalama kararı çıkardı…

Başka bir faşist MHP milletvekili adayı Mehmet Aslan da aynı programın bu geceki yayınında AKP Mardin milletvekili Orhan Miroğlu’nun da ‘PKK terör örgütü değildir’ dediğini söyledi. Aslan, canlı yayında Orhan Miroğlu’nun ses kaydını dinletti. Aslan, Miroğlu’nun bu sözleri nedeniyle savcıların harekete geçmesini belirterek suç duyurusunda bulundu.

İlk defa bir faşist bu topluma faydalı bir iş yaptı, partidaşının kumpasına gelen bir baro başkanına ”dolaylı” destek verdi.

19 Ekim 2015

Şu Star Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak denen dingilin arabası kurşunlanmıştı. O kadar kurşun sıkılmasına rağmen koruması, şoförü ve kendisi çizik bile almamış, araba kevgire dönmüştü. En akılsız insanın bile bir bakışta, ya alacak-verecek veya haraç baskını diyeceği bir olayı, bunlar; ”Basın özgürlüğü” gibi büyük laflarla kullanmaya kalkınca foyaları 3 gün geçmeden ortaya çıktı. Murat Sancak denen adam bir kumarbazdı ve borcunu ödemediği için başına bu gelmişti.

Ben kendimi bildim bileli ne kadar sağcı ve dinci varsa hepsi yalanın kralını söylerler. Öyle böyle değil, o kadar kolay yalan söylerler ki, bir an ”yahu doğru mu söyleüyor ne” diye en uyanık insanı bile tereddütte bırakırlar. Amma meşhur laftır, ”Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!”

AKP öncesi valiler, ketum idiler, gaddar idiler, burnu büyüktüler, ukelaydılar, kendini beğenmiş idiler… Gittikleri yerlerde yaşlı başlı insanlara ellerini öptürecek kadar öküzdüler…

AKP valilerilerini uzun uzun yazmaya gerek yok. Hepsi birer Tayyip prototipi. Tayyip neyse aynen valiler de öyle…

’Yalnız değilsiniz, Türkiye’nin en büyük ailesi’ projesi kapsamında 3 şehit ailesinin çocuklarına bilgisayar ve tablet hediye edilmiş. Bilgisayar dağıtımı yapan Erzincan Valisi, espri yaparak ‘ihtiyacın yoksa başkasına verebiliriz’ demiş. Şehit kızı da “benim bilgisayarım yoktur ama benden daha çok ihtiyaçlı olan arkadaşlar var onlara verebiliriz” diye cevap vermiş.

Yani, eski valiler öküzdüler, yeni valiler öküzoğlu öküz…

10 10 2015 ANKARA KATLİAMINI UNUTMAYACAĞIZ!

10 Ekim 2015

Televizyonda herkes ama herkes demokrasiyi konuşuyor. İnsanın kafası kazan gibi oluyor.

Yahu arkadaş demokrasi dediğin bu kadar konuşulacak bir şey değil ki!

Tek cümlelik izahı var: Herkes, başkasının özgürlüğünü ihlal etmeden özgür olacak. Bu kadar basit.

Gene, televizyonda herkes ama herkes IŞİD’i konuşuyor. İnsanın kafası kazan gibi oluyor.

Yahu arkadaş IŞİD dediğin bu kadar konuşulacak bir şey değil ki!

Tek cümlelik izahı var: İslamiyet var oldukça IŞİD var olacaktır. Bu kadar basit.

Gene, televizyonda herkes ama herkes Şizofren’in tarzını konuşuyor. İnsanın kafası kazan gibi oluyor.

Yahu arkadaş Şizofren’in tarzı dediğin bu kadar konuşulacak bir şey değil ki!

Tek cümlelik izahı var: yüzde 40 koyun var oldukça Şizofren tarzı var olacaktır. Bu kadar basit.

Rusya, Türkiye’yi ti’ye alan açıklamalar yaptı ya, Şizofren ”Putin’e küstüm”, Küçük Hüsamettin’de ”Doğalgazı başka yerden alırız” demiş. Şizofreni geçiyorum, o artık yerlerde sürünüyor. Küçük Hüsamettin bu lafları söyleyince Gazprom, Türkiye’nin ilave doğalgaz talebini reddetmiş. Artık tezek yakarlar sarayda…

İşkenceci Özel Timlerin yeni hedefi derin dondurucularmış. Derin dondurucalara ateş etiyorlarmış. Ya arkadaş daha ne kadar daha aşağı ineceksiniz?

9 Ekim 2015

Türk faşizmi 90 yıldır öyle bir basınç yapmış ki, 2015 yılında bir biliminsanı kimya branşında Nobel alıyor. İlk açıklaması ”Ben Atatürkçüyüm, ben Kürt değil Türk’üm. Türk bayraklı fotograflar falan…

Herkes şimdi aldığı Nobel’i bıraktı Kürt olmasına rağmen ne kadar iyi bir Türk olduğunu alkışlıyor.

Şizofren boşa bu kadar oy almıyor!

Genç bir insanı işkenceyle öldürüp, ölüsünü polis aracıyla sokaklarda sürüklediler dünya ayağa kalktı. Tabii bizim gibi dünyanın her yerinde bunu AKP ve Şizofrenin köpekleri tarafından yapıldığı biliniyordu. Şimdi bu kötü durumdan kurtulmak için, polisi yaktılar elimizde görüntüleri var ama yayınlamayacağız diye haber yayıyor AKP yalakaları. Maksat aldıkları büyük darbeyi hafifletecekler.

Yemezler… Hepiniz katilsiniz ve mutlaka bu ülkeye demokrasi gelecek ve hepiniz mahkemeye çıkarılacaksınız! Şizofren her şeyini hazırladı kaçacak ama siz kaçamayacaksınız ve kodese gireceksiniz.

Fetullah’ın bütün kanalları Digitürk denilen yerden çıkarılmış. Kıyamet koptu. Biliyorsunuz bunlar AKP iktidarının ortağı idiler. Şimdi bar bar bağırıyorlar, basına sansür yapıyorlar, diye. Benim dikkatimi çeken şey başka bir şey. Arkadaş bu Feto ne adammış yahu, bizim mahalle televizyonumuz bile yokken onun nasıl 7 tane kanalı oluyor? Bu adam bu kadar parayı nerden buluyor. Cemaat veriyor desen bunların eti ne butu ne. Toplasan 100 bin kişi bile etmiyorlar. Kısacası acayip karanlık bir adam bu Feto! Şizofren boşa tırsmıyor bundan.

8 Ekim 2015

Hava Kuvvetleri Komutanı biliyorsunuz hemşehrimiz Muhittin Ünal’ın kardeşi. Tabii olarak biz de gurur duyuyoruz. Fakat çok talihsiz bir kardeşimizmiş. Bir şizofrenin yönettiği ülkede, emrindeki askerlere mezarlık bombalatıyor. Tarihe, mezarlık bombalatan Hava Kuvvetleri Komutanı olarak geçecek! Tha’nın bizim millete verdiği ceza ne büyükmüş arkadaş!

Bir genci yakalıyorlar, işkence ediyorlar, vücuduna 28 adet kurşun sıkıyorlar, sonra polis aracının arkasına kafasından iple bağlayıp sokaklarda sürüklüyorlar ve ağza alınmayacak küfürler ediyorlar, bunu videoya çekip servis ediyorlar.

Tamam bunu yapanların hepsi onun bunun çocuğu…

İyi de arkadaş, biri dahi devletçe ensesinden yakalanıp, adaletin önüne niye çıkarılmadı? Bunları koruyanlar ne çocuğu?

Evet aklınızdan geçenin çocuğu!

Selocan’ın dediğine göre, bu hayvanlar Ankara’dan gelip, görevlerini yapıp dönüyorlar. Yani sarayın köpekleri. Yahu insanın kanı donuyor. Belki, merhabalaşıp, elini sıktığımız adamlardan biri bu onun bunun çocuğundan biri. Ellerini kollarını sallayıp aramızda geziyorlar.

Rusya, IŞİD denen aşağılık hayvanları bombalayınca, sıkmabaşlar ellerine KAHROL RUSYA, DEFOL RUSYA yazan pankartlarla ortaya çıktı. Gözlerim; ellerinde Adige-Abhaz bayrakları, kafalarında kalpaklarla bizim şempanzeleri aradı. Ama göremedim. Açıkçası şaşırdım. Adam mı oluyorlar ne?

Hu, hu! Kaf-Fed?

7 Ekim 2015

Bugün televizyon haberlerinde söylediler. Mültecilerin sırtından para kazanmak isteyen bazı dükkanlar, sahte canyelekleri satıyormuş. Canyeleğinin içinden sünger çıkıyormuş. Yani suya girdiğinizde, bırakın su üstünde kalmayı daha da batıyorsunuz.

Şimdi, bunu üretene mi küfredelim, satana mı, satılamasına göz yuman belediyelere mi yoksa devlete mi? Hadi hatrınız kalmasın hepsine birden:

Bu sosyal medya denilen mekanda Adige adını kullanan öyle ahlaksızlar görüyorum ki, ”Yahu tamam asimile olduk da bu kadar da mı ahlaksızlaştık” diyorum.

Rus savaş uçakları Türk savaş uçaklarını sürekli taciz ediyormuş. Eeeee? Ne oldu ki, Suriye savaş uçaklarına yaptığınız gibi, mukabele etsenize!

Sizin gücünüz, çoluk-çocuk, yaşlı ve mezardaki ölülere yeter! Rusya’ya kafa tutmak için mangal gibi yürek lazım!

Şizofren gittiği yerde de huzuru bozuyor. Adamın korumalarından birisi Belçikalı güvenlik elemanlarına saldırmış. Belçikalılar Türk korumanın dişlerini eline dökünce ortalık sakinleşmiş.. Gazete aynen öyle yazıyor.

6 Ekim 2015

Hiç kimse kıvırtmasın. Doğu’daki katliam emri de, Ahmet Hakan’a ve gazetecilere saldırı emri de şizofrence verildi. Adam gidici. Giderayak ne kadar çok insandan intikam alırsam kardır, diyor.

Bu arada Ahmet Hakan’ı dövdürmek için satın aldığı alçaklar vardı ya, hani gazetecilere ”Bizi ne çekiyorsunuz lan, vatan haini miyiz” diyen hayvanlar; meğer fiyatları 100 bin Lira imiş. Siz vatan haini bile olamayacak kadar zavallı, aşağılık yaratıklarsınız. Çünkü hem satılıksınız, hem bir kişiye 4 kişi saldıracak kadar korkaksınız.

Şizofren ve AKP kanun, mahkeme, hukuk falan dinlemiyor. Herkesi tehdit ediyorlar. O kadar açık, aleni yapıyorlar ki bunu. Mesela Başbakan olacak o Küçük Hüsamettin ”YSK falan dinlemiyoruz, biz bu yasağı kabul etmiyoruz” diyerek Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararı hiçe sayıp şu bismillahlı seçim şarkısını kullanmaya devam ettiler.

Bunların gözüne görünen bir şey var. Çok fazla cami duvarına siğdiriyorlar.

Bu ülkenin düze çıkıp, insanca bir hayat için Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı, Figen Yüksekdağ’ın Başbakan olmasına ihtiyacı var. Ancak o zaman nefes alır bu topraklar. Yoksa kan koklamaya doyamayacaksınız. Demedi demeyin!

5 Ekim 2015

Bu hafta sonu üşenmedim, Ağustos ve Eylül aylarının gazetelerini taradım. Yeğenlerimin de yardımıyla, 2 ayda öldürülen PKK’lı sayısı 9.456 kişi. Sabah gazetesinin haberine göre toplam PKK’lı sayısı (Yurtiçi-Yurtdışı dahil) 11.000.

11.000 eksi 9.465 eşittir 1.535 PKK’lı.

Bu demektir ki, 10-15 gün içinde hiç PKK’lı kalmayacak dünya üzerinde.

Yediyseniz, afiyet olsun!

Mesude hanım diyor ki: Sayın Mülayim bey, Ben bir Cumhuriyet kızı olarak büyüdüm. Atatürk’ü atam, Türkiye’yi yurdum, askerimi kahraman Mehmetçiğim, polisimi kahraman polisim olarak andım.

Gencecik bir kadının ölüsüne işkence yaparak, çırılçıplak soyup sokakta utanmadan poz verdiklerinde son nefesimi almış; bunlar Türk askeri ve polisi olamazlar, mutlaka dış güçlerin ajanları demiştim.

Bugün gencecik bir çocuğun cesedini polis aracının arkasına takarak sokaklarda sürüdüklerinde son nefesimi verdim.

Artık; ben bir Cumhuriyet kızı değilim. Atatürk’ü de, Türkiye’yi de, askerini de, polisini de reddediyorum. Bugünden başlayarak vatandaşlıktan nasıl çıkılır bunu araştıracağım ve bu utançtan kurtulmak için elimden geleni yapacağım.

Sizinle dertleşmek istedim. Saygılarımla.

Sadece Mesude hanım değil, birçok okuyucum hemen hemen aynı hissiyattalar. genç bir okurum da, ”Bize kahraman Türk ordusu derken, çocukları ve yaşlıları keskin nişancılarla öldürenlerden bahsettiklerini bilseydik, alkışlamazdık” diye yazmış…

Yani, 90 yıldır kahramanlık şarkı ve şiirleriyle beynimize kazılan Türk ordusu ve Türk Polisi’nin gerçek yüzü ortaya çıktı.

Başka bir okuyucum; ”Ha IŞİD ha bunlar! Aralarında ne fark kaldı? Onlar da cenazelere ”Allahü Ekber” nidalarıyla işkence ediyorlar, Türk Özel Harekat polisleri de. Yok birbirlerinden farkları!” demiş.

Nesrin hanım; ”Türk’ün gücünü göreceksiniz” diyordu Özel Harekatçılar. Keşke görmeseydik. Yazıklar olsun sizin gibi polise de insana da! Pisliğinizde boğulun hayvanlar!”

3 Ekim 2015

Okuyucum Sedat bey soruyor: Mülayim bey, çok kısa basit bir soru soracağım size. Tayyip Erdoğan mı, Putin mi tercih edilmelidir? Neden?

Ben de basit bir cevap vereyim. Uzak-ara Putin!

Sebeblerini de 10 maddede yazayım:

Bir: Putin hırsız değil, bu hırsız!
İki: Putin arsız değil, bu arsız!
Üç: Putin yalancı değil, bu yalancı!
Dört: Putin sahtekar değil, bu sahtekar!
Beş: Putin riyakar değil, bu riyakar!
Altı: Putin palavracı değil, bu palavracı!
Yedi: Putin korkak değil, bu korkak!
Sekiz: Putin zevzek değil, bu zevzek!
Dokuz: Putin dinci değil, bu dinci!
On: Putin zavallı değil, bu zavallı!

Ha, hangisinin düşmanın olmasını istersin dersen, yine uzak-ara Putin derim. Yalancı, hırsız, dolandırıcı, kaypak düşmanım olacağına Putin gibi düşmanım olsun!

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, partisinin aday tanıtım toplantısında Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı kınamış ve sert ifadeler kullanan Kamalak, “Herkes köpeğine sahip çıksın, sahip olsun. Eğer saldırgan bir köpeği başıboş olarak bir kimse sokağa bırakıyorsa, emin olun o saldırgan köpeği sokağa bırakan sahibi o köpekten daha haysiyetsizdir, daha şerefsizdir” demiş.

Daha ne diyeyim! En güzel sözü söylemiş, Kamalak!

2 Ekim 2015

Biri bana ”Sence Müslüman nasıl olmalı” dese, Ahmet Hakan gibi olmalı derdim. Hataları yok değil, inancının verdiği sekterlikler de yaşıyor amma insan evladı bana göre. İşte bu çocuğa saldırıp dövdüler. ”Karın ölse de cinsel münasebete girebilirsin” diyen Müslümanı kutsayanlar saldırdı Ahmet’e. Elleri kırılsın diyorum bu eşşekoğlu eşşeklere!

Bu memlekette en ucuz şey insan hayatıdır. Boşu boşuna ölür insancıklar. Ve ”kader” ile geçiştirilir. Ulan otobüsün periyodik bakımını yapmazsan, o fren patlar ve 12 insan ezilerek ölür. Kaderle ne alakası var alçak!

Meclis açıldı.

Şizorfen muhalefet partilerine verdi veriştirdi.

Meclis kapandı.

Tam Türk işi demokrasi…

İlk defa duydum: Çağırmalı koruma.

Böyle dangalakça şey olur mu yahu! Evine gidiyorsun. Dört hayvanoğlu hayvan seni dövmek için yolunu kesiyor. Diyeceksin ki; bir saniye hayvanlar bir telefon edeyim. Hayvanlar ağızlarından salyalar akıtarak bekleyecek. Sen telefon edeceksin Emniyet Müdürlüğü’ne ”Beni dövecekler adam yollayın”. Görevli yola çıkacak… Falan… Filan…

Ahmet Hakan’a devlet ”Çağırmalı koruma” vermiş, iyi mi!

Aklıma mukayyet ol Yüce Tha!

1 Ekim 2015

Benim gibi 70’e merdiven dayanmışlar bilir. Polis sorguda konuşturamadıklarını emniyet binasının en tepesine çıkarıp ordan atarlar, sonra intahar etti derlerdi. Evlerinde infaz ettikleri silahsız insanların yanlarına daha önce ele geçirilmiş silahları koyup basını çağırırlardı. Bunlar işin politik kısmıydı. Bir de adli olanlar vardı ki, genellikle karakol polislerinin başvurdukları numaralardı. Polis içeri tıkmak istediğinin cebine uyuşturucu koyar, sonra ”üzerinde bulduk” diye karakolda misafir ederlerdi.

Tuhaf olan bunları gizli yapardı bizim dönemin polisleri. Şimdikiler aleni yapıyorlar. Haberi aynen kopyalıyorum: Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde 29 Eylül sabah saatlerinde gerçekleşen polis saldırısında 9 yaşındaki Berat Güzel adlı çocuk yaşamını yitirdi. Halil İbrahim Oruç Parkı’ndaki saldırının ardından Güzel’in cansız bedeninin yanına giden polis, Güzel’in yanına bir nesne bıraktı ve ardından fotoğrafını çekti. Parka yürümek isteyen halka ise polis ateş açarak karşılık verdi. Kaynak: http://sendika1.org

Spor Toto Süper Lig’de oynanan Kasımpaşa-Çaykur Rizespor maçından sonra canlı yayında, hatalı kararlar verdiğini belirtip özür dileyen hakem Deniz Çoban, gözyaşları içinde hakemliği bıraktığını açıkladı. Yahu arkadaş bu millet niye her konuda ağlaşıyor. Bir hata yapmışsın, yücelik gösterip istifa etmişsin. İyi de niye gözyaşı döküyorsun.

Size söyleyeyim, millet kafayı yedi iyice. Gidişat hiç iyi değil.

30 Eylül 2015

Biri eğer şişinmek ve efelenmek için memleket veya mahallesini söylüyorsa, bilin ki; o adam hırsızdır, arsızdır, korkaktır, kaleştir, namussuzdur, ahlaksızdır.

Mesela; Ben Kadırga çocuğuyum, diyorsa…
Mesela; Ben Keşan çocuğuyum, diyorsa…
Mesela; Ben ÇinÇin çocuğuyum, diyorsa…
Mesela; Ben Angara çocuğuyum, diyorsa…

Sen o bu çocuğusun da diğeleri ne çocuğu şebek!

Benim dinci Adige uzun zamandır görünmüyordu. Gene ortaya çıktı. Bana diyor ki; ”Bakıyorum da Türk askerini, polisini kötülerken, PKK teröristlerini yere göğe sığdıramıyorsun.”

Zır cahil olduğun için Bilal’e anlatır gibi anlatayım sana. Ne olsa kafa olarak zırnık farkınız yok!

Ben, hayvanlık kim yapıyorsa onu kötülüyorum. Özellikle Türk oldukları için değil. Bu topraklarda yaşadığım için tabii olarak onlara söylüyorum, söyleyeceklerimi.

Sen de mutlaka seyretmişsindir. ”Bordo Bereliler” diye bir siteden sürekli bu çeşit videolar geliyor. Öldürülmüş PKK’lıların kulaklarını, burunlarını kesmişler, cenazelerini kahkaha atarak tekmeliyorlar, askeri arabaların arkalarında süründüryorlar, falan. En son bir kadın PKK’lını cesedini çırılçıplak soyup, cesede eziyet ettikten sonra sokağa atmışlardı.

Şimdi, sen insan olmadığın için bunları normal karşılayabilirsin. Fakat ben bu aşşağılık davranışı ne yaparım, ne yapana iki laf etmeden durabilirim. Peki PKK ne yapıyor, Türk askerini öldürdüğünde. Veya esir aldığında. Otur bunları bir düşün.

Bu haber de sana hediyem olsun: Karayılan’dan çarpıcı iddia: Devlet töreniyle kaldırılan cenaze elimizde >>>

Elini vicdanına koy demeyeceğim, çünkü sende yok ama azıcık düşün, kahramanlıkla taçlandırılan asker veya polis cenazeye işkence yapar mı yapmaz mı? Yaparsa; kahramanlığı devam mı eder yoksa insanlık gözünde aşağılık bir hayvan mı olur? Cevabı kendine ver, bana değil!

29 Eylül 2015

Burhan Kuzu olacak şebek; ”O kadar yol yaptık hala ölüyorsunuz” demiş. O yollar insanlar için yapıldı, koyunlar için değil. Eeee, koyun o yola çıkınca ölüyor. Koyun sadece bu şebeklere oy vermek için klonlanmıştı. İşiniz zor yani Burhan Kuzu!

Şizofren, ”gençler ölü yıkamayı öğrenmeliler” buyurmuş. Gidici mi ne? Hadi, inşallah!

İran Hac ve Ziyaret Kurumu Başkanı Evhedi, “Mina’daki izdihamda ölen hacı sayısının en az 4 bin 700 kişi olduğunu düşünüyoruz. Halen 21 TIR’da en az 3 bin ceset tahliye ve teşhis için bekliyor” demiş. Yahu bunların Türk’ü, Arap’ı, Acemi, Zencisi farketmiyor. Hepsi üçkağıtçı. Ne kadar kolay yalan söylüyorlar!

Küçük Hüsamettin, Amerika’da ”Terörün belini kırdık” diye demeç verdiğinde, polis ve ordu sivil halkın önlem aldığı kasabalara giremiyor, uzaktan bombalıyordu. Yani, bırakın PKK’nın belini kırmayı, normal halkı bile dize getiremediler.

Solcular bunu şiir okudu diye dövmüş ya (kendi ifadesi) herhalde kafasına çok vurmuşlar. Akıl kalmadığı gibi izan da kalmamış. Zaten her konuşmasında beni bir gülme alıyor! Komik adam yahu!

28 Eylül 2015

Bir Türk pilot düşünün. Milyon Dolarlık savaş uçağına biniyor, verilen koordinatlara gidiyor. Ve bombalayıp dönüyor. Akşam da görevini şanıyla yapmanın verdiği huzurla uyuyor.

Bu kahraman Türk pilot arkadaşın bombaladığı yer neresi biliyor musunuz?

Kürt mezarlıkları…

Çüüüüşşşşşşşşşşşşşşşş…

Şanlı Türk Ordusu’nun düştüğü duruma bakın. Yuh size yuuuuhhhhhh! Ulen köylüleri bombaladınız, çocukları bombaladınız, katırları bile bombaladınız! Artık gücünüz mezarda yatan Kürtlere mi yetiyor! Yazıklar olsun size de size emri verene de! Utanmaz arlanmaz eşşekoğlu eşşekler!

Pilotu böyle olanın Bakan’ı nasıl olur? Adam milletin gözünün içine baka baka, her yerde videoları olmasına rağmen yalan söyledi iyi mi? İşin tuhafı, hala da yalanını savunuyor. Şu ambülans şoförünün polisler tarafından taranma mezusu.

Zenci gencin cenazesini görevliler ve polis taşımak istemeyince ortada kalmış. Yok arkadaş bu ülke bitmiş.

Şizofren tek ayak üstünde kırk yalan söylüyor. Yahu nasıl adamdır bu! Hiç mi haysiyet kırıntısı yok içinde! Son yalanını Hürriyet gazetesi sahibi çıkardı. Adamın söylemediklerini, söyledi diye anlatmıştı. Meğer küllüyen yalanmış. Belgeli, ispatlı açıkladı Aydın Doğan! Ama adamda ar kalmamış ki! İkincisi ve bence daha da önemlisi; Şizofren, Aydın Doğan’la özel görüşmüş. Hangi insanlığa girer özel konuştuğun bir konuyu genele yaymaya! Ama bunların mayasında var! Yayar mı yayar!

Bu topraklarda ben kendimi bildim bileli din, siyasetin vazgeçilmez argümanı olmuştur. CHP-DP-AP-MHP-MSP-ANAP-AKP ve hatta HDP dini tepe tepe kullanmışlar ve netice de almışlardır. Böyle millete sahipsen ve sahtekarsan dini kullanmaman salaklıktır zaten.

OdaTv adlı -sözüm ona solcu- gazeteyi ibretle takip ediyorum. Türk solunun ne kadar kaypak olduğunun en güzel misalini veriyorlar. Yahu bunlara güvenerek insan kahvehaneye bile gitmez. Tüüüüüü suratınıza reziller! Son iki aydır Yeni Şafak veya Akit’te ne farkınız kaldı. Aynı politikayı güdüyorsunuz alçaklar.

25 Eylül 2015

753 ölü… Hacca giden hacılar, Şeytan taşlayalım derken birbirilerini ezip öldürdüler. Bu iş kesinlikle Tha’nın işi. Suriye’den onbinlerce gariban Müslüman IŞİD denen alçaklardan kaçıp, aç susuz yollara düşerken onların yardımına koşmak yerine kendin için hacca gidersen Tha böyle alır canını. Sahilde yatan o çocuk cesedinin intikamı bu!

Her yer gene kan gölü. Kendini kesen kasaplar da dahil! Kesif bir kan kokusu sardı etrafı sabah sabah. Böyle bayram mı olur yahu!

Benim için her türlü bayram akraba ziyareti manasına geliyor. Pazartesi günü görüşmek üzere.

24 Eylül 2015

Sıkmabaş kadın ve kızların tokaşlamayarak morarttığı insan sayısı ne fazlaymış arkadaş. Bugün gelen 30 e-mailin en az 20’si bu konudaki şikayet. Ortak fikir, bunlar saygısız, terbiyesiz, kendini bilmez, cahil insanlar. Aynen katılıyorum.

Avrupa’da yaşayan bir meslekdaşım ziyaretime geldi. Konu konuyu açtı, ormanların talanına konuştuk. Yahu, dedi, Avrupa’da bir dal keserken bile 40 sefer düşünürler. Yeni yerleşim yerlerini doğanın en kıraç yerine yaparlar ki, hem yeşili katletmezler hem yerleşim yerinin etrafını ağaçlandırarak yeşile yeşil katarlar. Onun için haritalarda bizim gibi ülkeler sararırken, onlar yeşeriyor.

Tam da mesele bu işte. Yeni orman yaratmak uzun soluklu ve yorucu iş. Orman manzaralı ev yapmak için bu kadar zahmete ne gerek var. Git ormanda bir alanı kes yap evi, işte hazır orman manzaralı ev. Tam Türk, Adige, Abhaz kafası!

Birinci merhale: Sevap işlemek için hayvanların kafalarını kesmek.
İkinci merhale: Sevap işlemek için ”Kafirler”in kafalarını kesmek.

Sonra da bunu bayram diye kutlamak. Tam karanlık kafa mantığı.

AKP bu seçimlerde hırsızlık yapacak diyor şu her şeyi bilen Avni, kimse yok yahu demiyor. Hırsızlık o kadar normalleşti ki!

Hep tuhaf bulmuşumdur. Şu, Nihat Genç denen şebeği. Solcuyum der ama tipik CHP solcusudur! Beyefendi ”milli olmak için yerli tohum olmak lazım” demiş. Başta kendi tohumunu inkar etmiş. Bu arkadaş tipik Laz uşağı. Şimdi anladınız mı niye şebek dediğimi.

23 Eylül 2015

Suriyeli Arap sığınmacı: Türkiye’de yaşayamıyoruz. Avrupa’ya gitmek istiyoruz.
Suriyeli Adige sığınmacı: Türkiye’de yaşayamıyoruz. Avrupa’ya gitmek istiyoruz.
Suriyeli Kürt sığınmacı: Türkiye’de yaşayamıyoruz. Avrupa’ya gitmek istiyoruz.
Suriyeli Türkmen sığınmacı: Türkiye’de yaşayamıyoruz. Avrupa’ya gitmek istiyoruz.

Türkiye Adige-Abhaz Diasporası: Yediğimiz kaba tükürmeyiz! Tek bayrak, tek millet. Biz Çerkez Türk’üyüz!

AKP milletvekili adayı sıkmabaş Ravza Kavakçı adlı kadın, Başbakan Davutoğlu ile el sıkışmadı. Küçük Hüsamettin’in eli havada kalmış, fotografta mosmor duruyor. Dalga geçtiğimi zannetmeyin. Benim de başımdan geçti ama ben ağzının payını verdim gerizekalının. Reklamcıymış, geldi bizden reklam almaya. Oda kalabalık. Ben de kalktım elimi uzattım ”hoşgeldiniz” diye. Elimi havada bıraktı aşağılık yaratık. Ben de ”kızım elimi havada bırakacaksan, ne halt etmeye beni ziyarete geliyorsun. Şimdi defol odamdan dedim. Ne diyeceğini şaşırdı.

Tokalaşmayı inancı sebebiyle doğru bulmuyorsan, o ortamı yaratma. Senin ne hakkın var insanların içinde başkalarını utandırmaya. Bunların hepsi ruh hastası kardeşim. İnanç senin, sıkıntıya beni sokmaya ne hakkın ve de ne haddin var!

Şimdi sıkı durun!

Bu sıkmabaş Adige idi. Ve bir akrabamın tavsiyesiyle gelmişti randevuya. Ulen din, din diye ne hale getirdiniz insanlarımızı. Tha belanızı versin! Gencecik kız, babası -biraz daha zorlasanız- dedesi yaşındaki adamın elini havada bırakıyor. Yuh sana! Senin inancın da batsın, dinin de!

22 Eylül 2015

Bazı arkadaşlara diyorum ki, ”anavatan hakkında fikirlerinizi ve tenkitlerinizi tabii yapabilirsiniz. Fakat bunu yaparken dikkat etmeniz gerkenleri unutmadan;

Bir: Uzmanı olmadığın konularda fikrini söyle, akıl verme!
İki: Tenkit edeceğin konuyu etraflıca araştır. Tek tarafı dinleme. Beş lafından dördü yalan olan kaynaklardan uzak dur.
Üç: Koyun gibi her kavalı çalanı dinleme. Azcık merak et, icra ettiği türküyü doğru çalıyor mu dikkat et.
Dört: En iyi bildiğin mevzularda bile kendini abartma. Karşındaki senden daha iyi biliyor ihtimalini unutma. Yoksa mor suratla gezmek mecburiyetinde olursun.
Beş: Haftada en az bir adet bile olsa kitap okumuyorsan, kestirmeden çeneni kapa, zira senden hiçbir halt olmaz.
Altı: Mevzuyu kahvehane muhabbetine çevirme. Mutlaka neticeye bağla. Yoksa ikinci konuşmanda seni kimse ciddiye almaz.
Yedi: Boş boş konuşma. Hele hele yurtseverlik, bayrak, savaş, yiğitlik gibi sadece akıl fukaralarının argümanlarıyla konuşma.
Sekiz: Haddini bil, fakat pısırık da olma. Arasını bul yani.
Dokuz: Karşında konuşanı dört kulağını açarak dinle. Eğer anlamadıysan ”anlamadım” de. Anlamadıysan bu ayıp değil, fakat anlamadan ”anlamış” gibi rol kesersen salaklığın çok çabuk ortaya çıkar. Rezil olursun.
On: Sesini yükseltme. Karşındakini dövecekmiş gibi konuşma. Olmadık biri çıkar karşına dişlerini eline döker. (Bu lafım herkesle posta atarak konuşan yurtsever arkadaşa gitsin. İyi ki, karşılaşmıyoruz senle arkadaş!)

Bu yazdıklarımı yapmayıp burnunun istikametinde gidersen, duvara tosladığında ağlama…

Bu topraklardaki en büyük mesele; herkesin kendine demokrasi istemesidir. O sebeple Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından demokrasi asla ve kat’a giremez.

Nerden çıkardın bu neticeyi diyene tek cevabım var: H D P !

Adamlar 80 milletvekili çıkardılar, vay sen misin bu kadar oy alan. Dış ülkelerin baskısı olmasa başta HDP’liler olmak üzere ne kadar HDP’ye oy vermiş varsa onlar da dahil tüm Kürtleri ipe çekecekler.

Benim Türk bayrağına olan saygım, o Kürt çocuğunu linç edip sonra bayrağa sararak poz verdirenlere Türk Devleti’nin hiçbir ceza vermemesiyle bitmiştir.

Tha’ya milyon defa teşekkür ederim ki, ne yerliyim, ne milli!

Herkesin ağzında bir ”algı operasyonu yapıyorlar” lafı var. Ulen koyunlaştırılmış bu millete nasıl operasyon yapacaksın. Dünyanın en büyük hırsızı ve şizofrenine hala yüzde 38 oy çıkıyorsa bu yüzde 38’e sıkıysa sen algı operasyonu yap, balta!

21 Eylül 2015

Torunumla haberleri seyrediyorduk. Doğu’daki korucuların sayısı arttırılacakmış. Onunla ilgili haberleri söylüyordu spiker. Cankat döndü; ”Korucular da ne?” dedi. Ben de hani bizim Kaf-Fed, Çer-Fed, Bir-Kaf, Şamil Vakfı falan var ya, onlar gibi bir şey. Kendi insanını yok etmek için görevlendirilen paralı askerler, dedim ve ekledim. Sadece önemli bir farkları var, bizimkiler bunu para için yapmıyorlar, ”yedikleri kaba pislememek” için karın tokluğuna çalışıyorlar!

Ağzını açtığında anavatan üzerine kusanların, ”Suriyeli Adige göçmenler niye anavatanı değil de Avrupa’yı seçiyorlar” demelerinin tek sebebi dangalak olmalarıdır.

Yıllarca Ürdün Kralı’nın kıçını yalamış, saray kapısında milli kıyafetlerimizle nöbet tutmuş ve bu işten emekli olmuş bir adam çıkıp da bize ”Soykırım”dan bahsetmiyor mu, kafayı yiyor insan!

Melih Gökçek adlı adamın bir bürokratına sahte Melih Gökçek kimliğiyle Twitter mı ne atmışlar: Hav hav yaz! Adam da havlamış, iyi mi! Şimdi Melih Gökçek’e mi acırsın, bürokratına mı, insanların bu hale getirilmesine… Şeç, beğen, al!

O kadar kolay ve büyük yalanlar söylüyorlar ki, ”bu kadarı da yalan olamaz” diye inanan insan sayısı çok fazla. Şizofren’in AKP için düzenlediği bayraklı mitinge resmi makamların rakamlarına göre 8 bin kişi katılmış. Yandaş basına bakıyorsun hemen hemen hepsi milyonlar mitinge katıldı yazıyor. Milyonlar dediğine göre 3-5 milyon olması lazım. Şimdi rakamla yazarsak:
Resmi makamlar: 8.000
Yandaş basın : 3-5.000.000

Yalanınızda boğulun namussuz herifler! Bu birincisi!

İkincisi; ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitingi deyip, bunu AKP seçim mitingine çevirecek kadar ahlaksızsınız.

Üçüncü ve en önemlisi: İktidar olabilmek için yüzlerce insanı toprağa verip, çalgılı çengili ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses” mitingini ancak sizin gibi kanı bozuklar yapar.

Hadi şimdi defolun bu toprakların başından, ahlaksız, namussuz hırsızlar!

19 Eylül 2015

Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Maya Arakon televizyonda, gözlem için gittiği Cizre ile alakalı çok çarpıcı şeyler anlattı. Kahraman polis ve ordumuz sivil insanları avlamak için sokaklarda ”domateesssss, bibeerrrrr” diye seyyar satıcı gibi bağırıp, milletin pencerelere ve balkonlara çıkmasını sağlayıp, sonra tarıyorlarmış. Yahu bu kadar mı hayvanlaştınız, insanlıktan çıktınız. Tha belanızı versin.

Servet bey diyor ki; ”Mülayyim bey tespitlerinizin hayranıyım. Dün bayrak mitinginden sonra her yer bayrak çöplüğü gibiydi. Ben hayatımda böyle rezalet görmedim. Mitinge katılanlara içimden en ağır hakareti yaptım. Maksat bayrağa saygı değilmiş. Biraz geç uyandım ama uyandım üstat.”

18 Eylül 2015

Türklerin Kürt kardeşiliği mantığı ”Bayramlık elbise bana alınsın, küçülünce kardeşim giyer” gibidir.

Şu bayrak yürüyüşünü görünce ilk defa bu milletten umutlandım. Bu kadar az katılımın manası: ”Bizi, bayrak-vatan-şehit laflarıyla gaza getiremezsiniz”dir!

Olaylar nasıl da maskeleri düşürüyor. Perinçek ve tayfasının foyası baya önce ortaya çıkmıştı. Oda Tv adlı gazete baya gizlendi amma sonunda MHP çizgisine oturdu. Hayır kızdığım konu kendilerini solcu diye lanse etmeleri. Ulen solcu sizin yaptığınız faşistliği yapar mı?

Bu arada söylemedi demeyin; Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na da dikkat edin. O da sağlam ayakkabı değil. Bakmayın Şizofrenle takışmasına falan!

Demem o ki, bırakın solculuğu, ”insanım” diyen herkesin lanetleyeceği Cizre katliamına kim ”hık, mık” diyorsa ona dikkat edin!

17 Eylül 2015

Benim asabımı bozan asker ve polisin ölümü değildir. Şizofren’in de dediği gibi bu mesleği seçmişsen ölüm riskini de almış oluyorsun. Benim içimi yakan ölen polis ve askerin ailelerinin durumu. Yüzde 99.9’u gariban, yoksul aileler. Yani polis ve asker olmasının temel sebebi yoksulluk. 29 yaşındaki polis memuru Mehmet Tuhal’ın ölüm haberini vermeye giden kaymakamı çeken kameralar gösterdi. Salonun duvarlarının sıvalarında bile dökükler var. Anne ve babanın kılık kıyafeti içler acısı.

İşte gözünü kırpmadan yoksul insanların canını alan bu polislerin çoğunun ailesi de böyle yoksul. Paradoks gibi gelmesin. Akıl alındı mı beynin hiçbir faydası olmuyor.

Gelelim Hassa kaymakamı Mustafa Pala’ya!

Kaymakam Pala, sen katıksız bir öküzsün! Tha senin belanı versin.

Bu topraklar artık insanlıktan çıkmış. Yahu adam resmen başkasının ölümünün üzerinden reklam yapıyor. Yuh!

İnsanlıktan sadece bu kaymakam mı çıkıyor? Ne gezer! Topu böyle! CC’den arkadaşlara videoyu yolluyorum. Eğer koyarlarsa görün. Yazmaya gerek yok. Görüntüler her şeyi anlatıyor. Polisi, doktoru, siyasetçisi, simitçisi, kaptanı, bankacısı, askeri, sivili… Herkes zıvanadan çıkmış kardeşim… Yuh kere yuh!

16 Eylül 2015

Özel harekatçı gidiyor; çoluk demiyor, çocuk demiyor, kadın demiyor, kız demiyor, bebek demiyor, nine demiyor, dürbünlü tüfekle infaz ediyor, boy boy poz verip sırıtıyor.

Peki bu devletin savcıları ne yapıyor?

Ne yapacak, bu aşağılık hayvanoğlu hayvanları kahraman ilan ediyor.

Şizofren’in gazetelerinden biri Hürriyet gazetesi hakkında düzmece bir haber yapıyor, bunun üzerine polis Hürriyet gazetesini basıyor.

Peki bu devletin savcıları ne yapıyor?

Ne yapacak, gazetecileri terör örgütü üyesi ilan ediyor.

Ben sizin gibi savcının taaaa …

Marmara adlı gemiye doluşup Filistin’e destek için yola çıkan mollaları hatırlıyor musunuz? Hani ”İsrail sivil halkı öldürüyor” diyen soytarıları!

Cizre için bir tanesinin çıkıp, tek kelime ettiğini duydunuz mu?

Bunlar dünyaya gelmiş en sahtekar, en hırsız, en soysuz, en ahlaksız adamlardır. Bazı diasporalılar peşlerine takılmıştı. Onlar da bunlardan farklı değildi. bizim aramızda da azımsanmayacak sayıda sahtekar, hırsız, soysuz, ahlaksız var. ”Çerkeslerin Kürtleri desteklemesini anlamıyorum” diyen gerizekalıları saymıyorum bile.

15 Eylül 2015

Bahçenizdeki köpeği, döversiniz, aşağılarsınız, azarlarsınız, iki lokma ekmek verdiğin için sana tabii olmaya devam eder. Çünkü, hayvanın tabiatı böyledir.

Ammaaaaaaa! Bahçenizdeki bahçevanı, döverseniz, aşağılarsanız, azarlarsanız, iki lokma ekmek değil saray verseniz, döner senin alnının çatına kazmayı indirir. Çünkü, insanın tabiatı böyledir.

Ülkemizdeki Kürt sorunun basitçe anlatımı budur!

Okuyucularımdan bazıları bana sitem ediyorlar. Türk insanına fazla yüklenmiyor musunuz diyorlar.

Hala Şizofren’e yüzde 38 oy çıktığını gösteriyormuş son anketler. Şimdi ben size daha ne diyeyim?

Haziran’dan bugüne kadar 100’lerce insanın kanı döküldü bu toprakların üzerine. Polisinden, bebeğine, askerinden ninesine, dedesine, gencine… Yüzlerce insan! Ve tek sorumlusuna hala yüzde 38 oy çıkıyorsa ben az bile söylüyorum demektir. Bırakın yüzdeyi, binde 38 bile çıksa; ”insanım” diyen bir topluma bu yakışmaz.

16 yaşındaki çocuğun yanında bir polis tankı (tank gibi bir şey. Adını bilmediğimden tank yazdım.) duruyor. Belli ki içindeki polisler çocukla konuşuyor. Çocuk ellerini kaldırıyor. Sonra içinden 2 hayvanoğlu hayvan iniyor ve çocuğu tankın içine alıyorlar. Gidiyorlar. Ertesi gün çocuğun tek kurşunla vurulmuş cansız bedeni çöplükte bulunuyor.

Bu ilk defa mı oluyor?

12 Eylül’den bu yana binlerce defa yapıldı! Katlettikleri çoğu canın mezarı bile yok! Analar fotograflarla Galatasaray önünde oturuyor her Cumartesi…

Sonra şeref yoksunu televizyon tartışmacıları Kürtleri savunanlara soruyor: ”Açıkça söyleyin PKK’yı kınıyor musunuz?” Tabii karşısındakiler dışarı çıktıklarında linç edilmemek için ”hık, mık” diyorlar.

Şerefsiz demem kızdırmasın sizi, şerefli olsalar, önce 16 yaşındaki çocuğu infaz eden hayvanlara Türk Devleti’nin ne işlem yapıldığını sorarlardı!

14 Eylül 2015

Bu topraklardaki kafadan sakat sayısı, aklı başındakilerin sayısından bin kat fazla.

İki olay yazacağım, bu da ispatı olmuş olacak!

Sabah gazetesi internet sitesi, sinema yıldızı Gerard Depardieu’nun, Fransa’dan ayrılma kararını “Bu ülkeden çekip gitmek istiyorum” başlığıyla haber yapıyor.

Gazete okuyucuları altına yorum yazan birçok kişi adama ağza alınmayacak küfürler ediyor, Fransız oyuncunun Türkiye’den sınır dışı edilmesini istiyor.

Bu bir!

İkinci vaka:

Değerli kızımız oyuncu ve yazar Gülse Birsel, Hürriyet gazetesindeki köşesinde bugün, “Ne kıymetli ülkeniz varmıış!” başlıklı bir yazı kaleme alıyor.

Vay efendim, sen nasıl böyle yazı yazarsın diye hem gazete yazı altına, hem Twitter’da ağzına geleni kusmuş millet.

Kızımız tepkiler üzerine, “Şu tweet’in altına “Evet çok kıymetli, şimdi defol buradan” yazan üstün zekalılar! Yazıyı okuyun, konu Macaristan!” diyerek isyan etmiş…

Vallaha da billaha da nefesim daralıyor!

12 Eylül 2015

Keskin nişancı ne kullanır? Dürbünlü tüfek!

Yani görmeden vurması mümkün değil, dürbünlü tüfek ve adı üstünde keskin nişancı!

Kimi vurup, öldürdüler? 7, 9, 12 ve 15 yaşlarındaki çocukları!

O dürbün bir yerinize girsin namussuz, alçak köpekler!

Ben bu memleketten niye umudumu kestim biliyor musunuz?

Çünkü bu topraklarda bir tane insan evladi varsa, yüz tane kalleş, aşağılık yaratık var.

Kahramanca Kürt bebelerini öldürdünüz, hadi size eğlenceli hafta sonları!

Çocuk katili polis ve asker Cizrelilere megafondan bağırıyor:
Hepiniz Ermenisiniz!
Cizreliler seslerini duyuramıyor, ben onların adına cevap veriyorum:
Ermeni olmaktan onur duyarız. Ama siz onun bunun çocuğusunuz!

Yozgat ilinin girişindeki yol tabelasının altına ”İt girebilir Kürt giremez” yazmışlar. Benim tavsiyem Yozgatlı insan evladı olanlara ve Kürtlere: Ya çıkın Yozgat’tan, bırakın bu köpeklere Yozgat’ı. Veya bu itlere gerekli cevabı verin! Yoksa tüm Yozgatlıların adı it olarak kalacak!

11 Eylül 2015

”Dün ‘Kürtsün’ diye dükkanımı yaktılar… Bugün çocuğumun ”şehit oldu” haberini verdiler!” Bunu diyen dün dükkanı yağmalanan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı!

Polislerin katlettiği bebeğini, mezarlığa gitmesine izin verilmediği için buzdolabında saklayan anne de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı!

Tüm bunlar 80 milletvekili çıkarmanın bedeli.

Bu topraklarda sandıktan medet uman sadece dinciler ve Türk kökenli faşistlerdir. Geri kalanı avucunu yalar.

Yani dinci olarak; AKP, Faşistler olarak CHP ve MHP…

CHP’ye iki satır laf etmedin diye kızanlar var bana. Yahu CHP zaten bu ülkenin çanına ot tıkayan. CHP Türkiye’nin tek ve biricik devlet partisidir. Sadece Kürtlerin değil, herkesin uzak durması gereken bir partidir. Yani, ne demokrattır, ne de sosyaldir. Bildiğin faşisttir.

Zerre kadar demokrat olsalar Ankara’da lak lak edeceklerine, Şizofren’in polis ve askerine inat Cizre’ye girer, halkın önünde bu açık faşizme göğüs siper ederdi.

Bu durumda Kürtler için, MHP’den bile bir şeyler beklerim ama CHP’den asla!

10 Eylül 2015

“Türk’ün gücünü göreceksiniz” diye anırarak, gariban inşaat işçilerini yere yatırıp, ters kelepçeleyen “Ersin Demirel” adlı Özel Harekat Komiseri’ni PKK’lılar tutuklamış. Arkadaşın süngüsü düşmüş.

PKK’lılar yarın bu işkenceci öküzle yaptıkları röportajı yayınlayacaklarmış. Bekleyelim bakalım.

Şizofren olduğunu, bırakın doktoru alalade insanın bile anladığı bir adama ”Karizmatik lider” dersen, işte ülke bu hale gelir. Deli doktorlarının lafını niye dikkate almıyorsunuz be birader!

Üç tane baldırıçıplak ”barış istiyoruz” diye Taksim’e yürümeye kalkınca, polis olacak eşşekoğlu eşşekler insanları gaza boğup, kafalarını jopla kırıyor. Aynı polis; gazeteleri, inşaatta çalışan işçileri, parti binalarını, Kürtlerin işyerlerini, şehirlerarası otobüsleri taşlayan, yakan, yıkan hayvanlara kol-kanat gerip, kolluyor. Bu halk bunu görüyor ise ne alâ, yok görmüyorsa vah Türkiye vah!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Kimse Türk milletini korkutacağını zannetmesin. Şahsen ben 60 yaşındayım. Her dakika çağırdıkları zaman savaşmaya hazırız. Büyük Türk milleti her zaman sağolsun” demiş. Öküz aleyhisselam, koskoca savcısın savaş çığırtkanlığı yapıyorsun. Millet de senden adalet bekliyor.

Şimdi bu adamla, sokakta terör estiren itlerin arasında ne fark var? Ört ki ölem!

09 Eylül 2015

Bu topraklarda bu hayvanlar varolduğu müddetçe yapılacak bir şey yok.

Okuyucularımın ortak fikri; artık Türklerin Ermeni soykırımı yaptıklarına inandıkları doğrultusunda.

Tabii siyasetle alakalı olmayan insanları bu fikre şimdi yazacaklarım sebep oluyor. Bütün gazeteler yazdı haber şu:

Sosyal medyada düşmanlık mesajları her geçen gün artarken gazeteci kimliği taşıyan ve devletin resmi ajansı olan AA’da görevli muhabirlerin Facebook hesaplarına yazdıkları kan dondurdu. “Şehit için son görev onun naaşını taşımak değil, kan akıtmalıyız kan, kan, kan kokmalı o dağlar… Son görevimiz KATLİAM olmalı… Genç, yaşlı, hamile, çocuk gözetmeksizin.” sözlerini paylaşan Anadolu Ajansı çalışanı Mustafa Uygun’un bu sözlerine yine aynı bölgede çalışan AA muhabiri Burak Akay’dan destek geldi. Akay, “Yemin ederim yetki versinler katliam yaparım… Çok fena psikoya bağladım” yazdı. Çanakkale İHA temsilcisi olduğu bildirilen Gürkan Düzenli de “Düşmana merhamet, vatana ihanettir” diyerek paylaşıma destek verdi.

Bu 3 hayvandan ikisi devletin resmi haber ajansında çalışıyor. Ve ajanstan ”tık” yok.

08 Eylül 2015

Sinan Ogan diye bir faşist var. Eski MHP milletvekili. Gece Ahmet Hakan’ın programında resmen ağzından salyalar akıtarak konuştu. Hani birini ısırsa kesin kuduz ederdi. İşin kötü yanı böyle aşağılık yaratıklar bu topraklarda yığınla var. Adamın gözünü kan bürümüş. Şaftı kaymış.

Bir şey daha dikkatimi çekti artık ana akım medyada da Şizorfen medyası gibi HDP’ye kapılarını kapattı.

Türkiye’nin her yerinde HDP binaları yakılıp, yıklıyor. Linç girişiminde bulunuluyor.

HDP’nin 80 milletvekili alarak meclise girmesinin bedelini çok kötü ödetiyor Türk milleti!

Asker, polis ve Özel Harekatçılar çoluk çocuk demeden insan öldürüyor.

Durum resmen ikinci bir ”Ermeni Soykırımı”na doğru gidiliyor.

07 Eylül 2015

Dostumuz zannettiğimiz jandarma 12 Eylül’de kafamızda odun kırdığında kalleş olduklarını anlamıştık amma iş işten geçmişti. Biz sosyalistler de elimizden geldiğince halkımıza bu jandarmaya güvenmeyin diyorduk, fakat dinletemiyorduk.

Şehit olan askerin yakını cenaze töreninde bağırarak Şizofren’e laf edince savcılar harekete geçti. Fakat bir şey yapamadılar, çünkü söyledikleri suç değildi. Ne zaman ki, (Radikal gazetesinin haberine göre) 3 jandarma, şehit yakınını ispiyonladı, adamcağız tutuklandı.

Bu millet bizim anlattığımız basit doğruları, çok büyük acılar çekerek öğreniyor! Yazık oluyor.

Jandarma, bu yaptığın kalleşliği tarih yazdı bir yere!

”Sizi sultanın ülkesinde Cennet bekliyor” deyince, benim halkım mülteci olarak gemilere doluşup geldi Anadolu topraklarına. Karadeniz’in haşin ikliminde telef oldukları gibi, indikleri sahillerde de hastalıklarla kırıldılar. O zamankiler uyanamamışlardı vazifeye. Ve benim halkım hala uyanamadı…

Şimdiki mülteciler uyanık. Bir tanesi bile Arap ülkelerine ve Türkiye’ye iltica etmek istemiyor. Hepsinin rotası Avrupa!

Düşünün atalarımız dangalaklık etmeyip, ”bunlar Müslüman hadi onların ülkesine gidelim” demeyip, Avrupa’ya gitselerdi şimdiki durumumuz ne olurdu bir hesap edin.

Gerçi çok da haksızlık etmeyeyim. İslamiyet’in gerçek yüzü son 20 yılda çıktı ortaya. Evvelden hep bir kadife ile kaplıydı üstü. İnsanlar okumadıkları için de anlatılanlarla eyvallah diyordu.

Demem o ki; insanlar, oluk oluk çocuklarının geleceğini Haçlı Seferleri yapan ırkın topraklarında arıyor. Keşke bizimkiler de arasalarmış.

“Bugün Almanya’nın hiçbir yerinde işçiye öğlen yemeği yoktur. Otobüs servisi yoktur, sabundur falandır hiçbiri yoktur. Bizim işçilerimiz evine kadar götürülsün istiyor. O zaman biz Avrupa’yla rekabet edemiyoruz.”

Bu lafları söyleyen dingil, Şizofren’in telefonda ağlattığı gazete patronu Erdoğan Demirören!

Eşşekoğlu eşşek, sen ver bana 2000 Euro maaş, ben dediklerinin hiçbirini istemiyorum. Hatta kendi paramla sana sabun da alırım, zira ağzın çok pis kokuyor, yıkarsın!

Başı kim ki, kıçına laf söylüyorum!

05 Eylül 2015

Yazdıklarımdan dolayı bu siteye büyük baskı yapıldığının haberleri geliyor. Şundan emin olun ki, ne kadar tehdit aldıklarını bilmiyorum amma bana tek kelime etmiyorlar. Ben de mümkün olduğunca dikkat ediyorum yazdıklarıma.

Devlet baskısı gelmediği sürece yazmaya devam edeceğim. CC yönetimine açık çek veriyorum, hukuken en ufak taciz olursa mahkemeye kendi ayaklarımla giderim.

Dersim’de iki PKK’lı emniyet binasını basıyor. Gündüz vakti yapılan saldırıda, bu iki kişi yaralanıp etkisiz hale geliyor. Polis tam infaz edecekken halk müdahale ediyor ”sıkıysa infaz edin” diyorlar. (Görüntükleri internette var.) Polis geri çekiliyor, yaralılar ambülansla hastaneye kaldırılıyor.

Bunları niye yazdım? Tarih göstermiştir ki, eğer halk istiyorsa değil polisi, ordunun tümünü oraya yığsan nafile. Orada sistem değişir. Küba gibi, İran gibi…

Şizofren büyük panik içinde… Ve yaşadığımız topraklara ya demokrasi gelecek adam gibi, veya iki devlete hazır olun. Türkiye ve Kürdiye Cumhuriyetleri!

Demedi demeyin…

Eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ”90’lı yıllarda devlet, PKK’ya karşı Hizbullah’a göz yumdu ve birtakım Hizbullahçıları da görevlendirdi” dedi.

Bu devlet hiç ahlaklı bir savaşa girişmeyecek mi yahu?

04 Eylül 2015

Şizofren, ”Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi?”, Küçük Hüsamettin Davutoğlu da sahile vuran çocuk cesetleri ile alakalı ”Kaybeden bütün insanlıktır!” diyerek ellerindeki kanı yıkamaya çalışmış. İkiniz de insanlık önünde yargılanacak ve mahkum olacaksınız. Öyle kaçmak yok!

Ertuğrul Özkök, (Hürriyet Başyazarı) bu ülkeye gelmiş geçmiş en büyük korkak ve dönektir. Korku insani bir şeydir, korkan insanı kınamak aptalcadır. Fakat başkasının ardına sığınarak yiğitlik yaparsan, korkun insanilikten çıkar. Salak herif!

03 Eylül 2015

Türk insanı tuhaftır. Suçluyu bırakır, suçsuzu linç eder! Sahile vuran bebek resimlerini gördüm gazetelerde. İnsanım diyen acı ve üzüntüden yemek yiyemez. Ben de yiyemedim. Haberin altındaki yorumlara bakıyorum, millet ha bire Avrupa ülkelerine çakıyor.

Yahu arkadaş, Suudi Kralı altın klozete s…yor, Dubai prensleri yaban hayvan besliyor evinde. 28 tane milyon Dolarlık arabası var en fakir olanının. Peki bunca mülteci niye Arabistan’a, Dubai’ye, Ürdün’e, İran’a değil de akın akın Avrupa ülkelerine ölümüne gidiyorlar?

İşte Türk insanı bunu tahlil etmez! Çünkü kafa yerine sepet taşıyor!

CHP’nin faşist bir parti olduğunu ısrarla kabul etmeyenlere yazıyorum. Eğer olmasalardı, 100 milletvekiliyle gider Türk ordu ve polisinin bombaladığı ilçelere canlı kalkan olurlardı.

Amma ne yaptı? Meclis’in alacağı ”Savaş” kararına ”Evet” oyu vereceğini açıkladı.

Benim artık bu ülkeden umudum kesildi. Kürtleri yaşatmayacak bu millet!

02 Eylül 2015

Nermin hanım diyor ki; Hatko bey, ben Tayyip Erdoğan’ın iç savaş kararına kadar Ermeni Soykırımı’nı şiddetle ret ederdim. Ama şimdi artık kabul ediyorum. Çünkü, damda yatan anne kızı vuracak kadar canileşmiş bir orduya sahip bir millet herkese soykırım yapar.

Bu internet ortamında bazıları proganda maksatlı fotograflar koyuyorlar. Bunlardan biri PKK’lı göstericilerin bir ambülansa saldırma fotografı var. Altında yazılanları okuyamazsınız yüzünüz kızarır. Küfür kıyamet! Şimdi biri de şu doğu ilinde ambülansa ateş açan ve yaralıya müdahale için koşan hemşireyi öldüren polislere dair görüntüleri koymuş. Hem de başka bir ambülans geliyor onu da kurşun yağmuruna tutuyor polisler. O küfür edip kıyamet koparanlarda tek kelime yorum yok! Bu kadar ikiyüzlü, şerefsiz bri toplum olduk!

Bunlarda ahlakın zırnığı kalmamış. Adam diyor ki, ”muhalefet (AKP dışındakileri kastediyor) Anayasa’ya aykırı davranıyorlar.” Vallaha da billaha da böyle diyor. Yavuz hırsız bunlar, yavuz hırsız!

Dolaptaki suları döktü diye sokaktaki her dükkan sahibinin bir adamı linç etmeye kalktığı, fakat aynı sokakta karısını eşek sudan gelinceye kadar döven adama sesini çıkarmayan esnafa milliyetçi, mukedesatçı, Alperen Türk esnafı denir…

01 Eylül 2015

Yeni kanuna göre bütün vatandaşlar ispiyonculuk yapabilecek.

Kimse kıvırmasın… Tam bu millete yakışan bir kanun. Eğer yüzde 80’i ispiyonculuk yapmazsa ben insan değilim. Hele hele ucunda para varsa!

Hemen itiraz etmeyin. Adam kimliğini göstermek istemediği için pilot üsteğmen olmasına rağmen PKK’lı diye linç edildi.

Böyle bir halk komşusunu satar mı? Satar!

Eski CHP’li, yeni AKP’li İlahiyatçı İhsan Özkes denen soytarı ”Hazreti Muhammed yaşıyor olsaydı Aksaray’a giderdi” demiş. Bence de giderdi ve ”Toz ol bakim Tayyip, senin odanda bundan sonra ben oturacağım” derdi.

Telekom 175.ci yılını kutluyormuş. Telefon 135 yıl önce icat edildi. Burası Türkiye, artık hiçbir şeye şaşırmıyorum!

31 Ağustos 2015

Benim abone dinci Adige’m, yazdıklarımdan dolayı ”İspat etmezsen müfterisin” demiş.

Ulan neyi ispat edeceğim!

Tek ayak üstünde 40 yalan söylüyorsunuz!

Önüne gelene iftira atıyorsunuz!

Dostu, düşmanı alaya alıp, dalga geçiyorsunuz!

Hırsızlıkta sınır tanımıyorsunuz!

Her girdiğiniz ortama fitne sokup, milleti birbirine kırdırıyorsunuz!

Her kılığa giriyor, insanları kışkırtıyorsunuz!

Kendi dininizden başka her dini ve dinsizi kafir ilan edip, öldürmekle tehdit ediyorsunuz!

Özetlersem, demem o ki; senin baban müfteri, eşşekoğlu eşşeğin eşşeği!

Sana özel not: Müfteri deyince dinin sana sevap mı yazıyor? Şuna iftiracı desene, özenti herif!

29 Ağustos 2015

Daha 2 gün bile geçmedi be birader!

İrlandalı bir turist, linççi Aksaray esnafını sıra dayağına çekince Türk halkı İrlandalıya destek vermişti. Bu da bende büyük bir umut yaratmıştı.

Konyalılar, bugün bir Türk’ü PKK’lı diye linç etmişler. Üstelik bu Türk, bir pilot üsteğmen. İki esnaf (biri büfeci biri taksici) adres soran üsteğmene kimlik soruyorlar. Üsteğmen bunları tersleyince, bozuluyorlar ve aralarında münakaşa çıkıyor. Üsteğmene güçleri yetmeyince etraftakilerine ”Bu PKK’lı terörist” diye bağırıyorlar. İşte orada ne kadar eşşekoğlu eşşek varsa üsteğmene saldırıp linç ediyorlar.

Yok yahu! Bu topraklarda insan olana nefes aldırmayacaklar!

Servet bey diyor ki; ”Değerli Mülayim bey, dikkatinizi çekti mi bilmem. PKK için her zaman terör örgütü diyenler, kendi yaptıklarını gizliyorlar. Ben doğu ilçelerinin birinde memurum, burada askerin ve polisin yaptığı zulümü görseniz insanlığınızdan utanırsınız. Türk medyası korkusundan yazamıyor. PKK’ya önceden çok kızardım. Şimdi hak veriyorum. Bu zulmü benim aileme yapsalar ben de dağa çıkardım.

Bir de, bebek katili dedikleri PKK’nın hiç sivil halka saldırdığını görüyor musunuz? Ki, çok rahat IŞİD gibi canlı bombalarla ülkemizi kan gölüne çevirebilirler. Ama yapmıyorlar. Sadece polis ve askerle çatışıyorlar. Zaten Türk halkı da PKK konusunda uyanmaya başladı. Ama buralarda durum hiç iç açıcı değil. Ordu ve polis büyük bir katliam yaparsa şaşırmayın.”

Şizofren, vatandaşın cebine uzandı ve oradaki sigarayı aldı. Sonra elini adamın omuzuna attı ve emrivari bir ses tonuyla; ”Şu mübarek Cuma günü sigarayı bırak” dedi.

Neresinden tutarsanız tutun!

Bir: Sen kimsin ki, adamın cebindeki sigarayı izinsiz alıyorsun?
İki: Sen kimsin ki, adamın omzuna elini atıyorsun?
Üç: Sen kimsin ki, adama emrediyorsun?

Ben böyle ülkenin de, böyle vatandaşın da, böyle yöneticinin de, böyle anlayışında, böyle öküzlüğünde…

28 Ağustos 2015

Türk solunun handikapı Atatürk ilkeleridir. Türk solu faşisttir. Bakın ”solcuyum” diyen kim varsa, biraz altını deştin mi ”Ulusalcı” görünümlü faşistlik çıkar. Bunu gizleyemeyen Perinçek’ten başlayarak tüm ”sol” liderlerde görebilirsiniz. Bunlarla değil devrim yoluna çıkmak, mitinge bile gidilmez. Son misali Levent Tüzel’dir. Adam HDP’den milletvekili oluyor, ama HDP’nin aldığı ilkesel kararı bozup, siyasi olarak puan kaybetmesine sebep oluyor. Bunu AKP yapsa, dersin ki, adamlar HDP düşmanı tabiidir. Ama ben solcuyum diyen bu dingil yapınca insan tuhaf oluyor.

Kürt ve diğer halklar Türk Solu’na çok güvenmesinler! Anında satılabilirler!

Peki Adige Solu? Daha da beter. Kendi vatanını Türk politikaları ile tahlil ediyorlar, gerisini siz hesap edin!

27 Ağustos 2015

Hayatımda ilk defa bu kadar büyük şaşkınlık yaşadım. Şu İrlandalı vatandaş, Aksaray esnafını sıra dayağına çekmişti ya; Türk insanı esnafı alaya aldı. Bir iki dingil, ”o esnaf Türk değil Kürt” gibi yorumlarla eşşekoğlu eşşekçe kıvırtma yaptıysa da ezici çoğunluk, esnafın Türk olduğunu söyleyip, İrlandalıyı savundu.

Bu beni baya umutlandırdı. Çünkü bu güne kadar bu halk hep linçlerle anılırdı. Yani erkekçe iki kişi karşılıklı kavga etmez, çoğunluk azınlığın kafasını kırardı. Bu topraklarda yaşayan Kürt, Alevi, Ermeni, Yahudi, Hristiyan, ateist halkların kafalarındaki yara izleri o sebeple fazladır!

Bu kadar adeletsizliğe bu halk bile isyan ettiğine göre, sahiden de bir şeyler değişiyor galiba…

Hadi yahu, artık insan sevgisiyle dolu, herkese hoşgörüyle bakan, kimsenin inancına, yaşamına karışmayan, adam gibi adam bir Türk halkı görelim.

Bir İrlandalının bana yaptığına bakar mısınız! Bunca seneden sonra yeniden umutlandırdı beni…

Sümeyye Erdoğan ve Dilek Öcalan. Biri Şizofren’in kızı, diğeri Apo’nun yeğeni.

Açık açık mertçe yazacağım:

Bu iki genç kadına yapılanlar ahlaksızcadır. Kim yaparsa yapsın!

Şizofrenin kızı için IŞİD yönetici talepte bulunmuş gibi haberler, Dilek Öcalan için de fotoşopla maymun suratı falan yapmalar…

Genç kız diye, söz söylenmeyecek, eleştirilmeyecek hatta suçlanmayacak diye bir şey yok… Hepsini yapabilirsiniz. Ancak edepsizlik yapmadan.

Buna alet olan Adige-Abhaz gençlerini ikaz edeyim.

Bir ikazda daha bulunayım: İnsanların fiziki durumuyla alay etmek hayvanca bir davranıştır! Bizim kültürümüze çok uzak bir şeydir!

26 Ağustos 2015

Esasında acıyorum! Gerçekten acıyorum.

Daha önce yazmıştım esnaf hakkındaki düşüncemi. Hele hele çakal İstanbul esnafı! Küçük menfaatleri için yemeyecekleri herze, yapmayacakları alçaklık yoktur. Bir de biri kavga etti mi, hepsi eline sopa alıp lince katılırlar. O sebeple esnafa dalaşacağına köşeyi dolacaksın… Tabii biz bu ülkede yaşayanlar biliyoruz bunu ama elalemin İrlandalısı nerden bilsin.

Olay şu: İralandalı turist su almak için bakkalın önündeki dolabı açıyor, bu arada plastik su kapları yere düşüyor. Esnaf olacak hayvan elinde sopa ile geliyor yanına! Turiste dayılanıyor. Diğer çakallarda geliyor. İrlandalı’yı dövecekler. Ama işte olay öyle olmuyor. İrlandalı 7-8 esnafı evire çevire dövüyor.

İlgili video: http://webtv.hurriyet.com.tr/haber/irlandali-turist-tum-esnafi-dovdu-_118542?hid=29903829

Buradan iki netice çıkarıyorum:

Bir: Demek ki, bir Türk dünyaya değil, bir İrlandalı 10 Türk’e bedelmiş.

İki: Her sakallıyı deden zannetmeyeceksin.

25 Ağustos 2015

Ne zaman, kardeşinin tabutu başında isyan eden Yarbay Mehmet gibi bir subayın, öldürüldükten sonra işkence edilen, etleri kesilen ve sonra ibret olsun diye çırılçıplak soyularak sokağa bırakılan PKK’lı kadın için; ”Ben yiğit bir Türk subayıyım. Bu aşağılık işi yapanları yakalayıp, Türk mahkemelerine teslim edip, yargılanarak hapse girmesi için bütün gücümle çalışacağım” dediği gün bu ülke yaşanabilir olmaya başlayacak!

Dün Yarbay Mehmet’e AKP medyası hakaretler etti, iftiraralar attı. Bunun en çarpıcısı Mehmet’in Alevi olduğuydu. Yani diyorlardı ki, bu komutan Alevi onun için şov yaptı. Tabi bu ahlaksızların nasıl bir beyne sahip olduklarını tahmin ediyorsunuzdur. Aileden açıklama geldi: Biz Alevi değil, Sunni’yiz. Ama gene de Alevilere yapılan bu hakareti kınıyoruz.

Bu namussuzların dini imanı para. İyice ortaya çıktı tıyniyetleri.

Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde 300 köpek evladı, tarım işçisi 3 Kürt’e saldırmış ve linç etmiş. Bir işçinin durumu ağırmış ve komadan çıkamamış. Tamam vicdansız olduğunuz zaten belli de, akıl da kalmamış sizde! Ulen birazcık olsun yiğit olun be… Böyle olayları duydukça iyice tiksiniyorum MHP’li faşistlerden…

Bu ülkenin gelmiş geçmiş tüm idarecileri tabiatı katletti. Son gelen AKP’de tüy dikti. Tabii olarak da tabiat bunlardan intikamını alıyor. Koca koca şehirler su altında kalırken, Artvin’de 7 insan sellere kapılıp öldü.

Ağacı kestiğinde o toprağın tutunacak bir şeyi kalmadığını düşünemeyecek kadar öküz değil bu idareciler tabii ki! Peki niye kesiyorlar? Çünkü bu ülkede en ucuz şey insan canıdır!

24 Ağustos 2015

Bu topraklarda pıtrak gibi namussuz ürüyor be birader! O kadar çok aşşağılık yaratık var ki, insan nefes almakta zorluk çekiyor.

Bunlara dokunmadığın müddetçe her türlü rezilliği yapabilirsin. Yeter ki bu hayvanlara bulaşma. Haaa, hakkında her türlü araştırmayı yapıp, bir kenara not ederler, lazım olduğunda da ortaya çıkarırlar. Yani, kalleşlik oluk oluk akar damarlarından!

Bunları niye yazdım?

Dün, Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenaze törenine üniformasıyla katılan şehidin ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan “Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonuna kadar savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ‘Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok” diye bağırdı.

Vay anam vaaaayyyyyyyy! Sen misin şizofrene laf söyleyen! Yarbay Mehmet hakkında yandaşlar öyle şeyler yazdı ki, resmen kusarsınız. Ya, bu kadar cibiliyetsiz insanlar bu ülkeyi nasıl 12 yıl yönettiler! Bu halk bu kadar mı aşşağılık bir halk!

Topunuzun Tha belasını versin!

Adam çıkıyor, ”Türkiye Türklerindir” yazısını dağa taşa yazıyor. Ya arkadaş ayıp oluyor, diyorsun; ”merak etme gardaş burada Türk ırkı tarif edilmiyor diyor. Eeeee, mesele yok o zaman; Türkiye Lazlarındır, diyelim o zaman! Bunda ne sakınca var? Veya Türkiye Boşnaklarındır, diyelim? Tııııııısssssssss…

Şöyle dünyaya bir bakın. Kim başka ülkeleri işgal etmiş ise bu tür ciddi meselelerle boğuşmak zorunda kalıyor. Yani Türkler Ortaasya’daki orijinal memleketlerinde kalsalardı, ülkelerinin adını da Türkiye koysalardı, göğüslerini gere gere ”Türkiye Türklerindir” derlerdi, kimse de gık diyemezdi.

Ama ne yaptılar? Geldiler Anadolu’yu işgal ettiler. Bununla yetinmeyip her yere uzanmaya yeltendiler. Şimdi herkes hooop diyor. Bu da son derece tabii bir tepkidir.

22 Ağustos 2015

Benim gibi torun-tosun sahibi, takma diş takan eski tüfek solcular; 12 Eylül’den önce ”Jandarma biz, sosyalistiz, dostuz yalnız, biz sana” diye marşlar söylerdik. Ne zaman ki, jandarma kafamızda odun kırdı, o zaman anladık ki, o aynı duyguları paylaşmıyor!

Biz taaaa o zamanlarda Türk polis ve askerinin ne kadar zalim ve işkenceci olduğunu bilirdik! Bilirdik de kendi ailemizi bile inandıramazdık. ”Bizim askerimiz-polisimiz öyle şey yapmaz” derler ağzımıza lafı tıkarlardı. Tabii, o zamanlarda böyle sanal denilen ortam yok, telefonlarda kamera yok, çeşit çeşit kanal yok. Bir TRT var, o ne derse o!

Şimdi halk polisin ve askerin ne kadar acımasız olduğunu videolarda gördü. Öldürdüğü kadının cenazesine bile işkence yaptığını, öldürdükleri insanların kafasını kesip yan yana dizerek veya cesetlerini tekmeleyerek kahkaha attıklarını, işçileri yere koyun gibi yatırıp ”Bu devlet size ne yaptı lan!” diye höyküren hayvanları gördü!

Aboooovvvvv, dedi halk! Ulan bizim askerimiz polisimiz bu muymuş deyip, artık bu vatana evladım feda değil demeye başladı.

Öyle videolar var ki, ”IŞİD bile polisten, askerden daha vicdanlıymış” dersiniz.

Yani zaten işkenceci, hayvanlaşmış duyguları olan polis ve askeri biz biliyorduk da şimdi halk da gördü… Olan gariban ailelerin şehit düşen çocuklarına oldu! Böyle hayvani duygulara sahip bir ordunun-polis gücünün uğruna kara toprağa girdiler.

21 Ağustos 2015

İstanbul Emniyeti’nin ikinci adamının, dangalak bir vatandaşı nasıl infaz ettiğini videolardan izlemişsinizdir.

Adam polis müdürü olmuş fakat tek satır insanlık görmemiş. Böyle bir dangalak karşına çıksa, sen insansan hta onda bile olsa ”Pardon kardeşim, hata bende dersin” olay biter. Koskoca emniyet müdürü vatandaşla tekme tokat kavga ediyor.

Bu olaylar gösteriyor ki, güvenliğimizden mesul adamlar sizi infaz edebilir.

Millet sahiden uyanıyor mu ne? Artık şehit cenazelerinde gerçek katiller yuhalanmaya başladı! Hadi be Türk halkı, tık şu katilleri hapse de ülke huzura kavuşsun…

Bahse girmek isteyenler sıraya girsin. Şu Tayyip’e aşık olan Star gazetesi sahibi Ethem’in kardeşine yapılan silahlı saldırının failleri bulunamayacak! Bu kadar kör gözüm parmağına yapılmaz ki birader!

Benim gibi yaşı biraz geçkin bir kadın polislere bağırıyor: ”Siz Tayyip’in itlerisiniz!” Polislerden tık yok. Eeee, ”ben emir kuluyum” diye önüne geleni infaz eder, önüne geleni gaza boğarsan, bir cesur kadın çıkar ağzınızın payını verir!

20 Ağustos 2015

”Terör 78 milyon Türk vatandaşını hedef almış, varlığımızı ve birliğimizi sabote etmek için pusuya yatmıştır. Kaybedecek vakit yoktur. Çünkü başka bir Türkiye olmadığı gibi, sığınacağımız, gideceğimiz, göç edeceğimiz başka bir vatan coğrafyası de olamayacaktır.”

Kim diyor bu lafı?

Faşist Devlet Bahçeli!

Ulen, Ortaasya’dan çıkıp çekirge sürüsü gibi kuruta kurata taaa Anadolu’ya geldiniz. Güzelim toprakları da kuruttunuz.

Nasıl mı?

Kendinizden başka herkesi düşman görerek!
Herkese baskı ile ”Türk” adı koyarak!
”Vatandaş Türkçe konuş, yoksa görürsün ananın örekesini” diyerek!
”Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diyerek!
”Türkiye Türklerindir” diyerek…

Batı’dan başlayarak;

Yunanistan ile düşmansın!
Bulgaristan ile düşmansın!
Rusya ile düşmansın!
Gürcistan ile düşmansın!
Ermenistan ile düşmansın!
İran ile düşmansın!
Irak ile düşmansın!
Suriye ile düşmansın!
Kıbrıs Rumları ile düşmansın!

En be dangalak Bahçeli, tabii olarak sığınacağınız, gideceğiniz, göç edeceğiniz başka bir vatan coğrafyası de olamayacaktır!

19 Ağustos 2015

Nedret hanım demiş ki; ”Mülayim bey, ben bir asker kızıyım, eşimde asker emeklisi bir Çerkes. Bugüne kadar Türkler Ermenilere soykırım yaptı dediklerinde, hemen karşılarına dikilir ‘Türk askeri esir alır ama soykırmaz’ diye itiraz ederdim. Bahsettiğiniz fotografı ben de gördüm. PKK’lı kızı işkenceyle etlerini kesip, cesedini çırılçıplak sokağa bırakmışlar ya, kendi kızım gözümün önüne geldi. O zaman dedim ki ‘Evet biz Türkler Ermenilere kesin soykırım yapmışızdır.’ Bunu yapabilen bir zihniyetin parçası olduğum için de büyük bir utanç duyuyorum. Ben artık bu günden sonra kendimi Türk olarak değil Çerkes olarak isimlendireceğim. Kabul buyurunuz. Saygılarımla.”

Rica ederim Nedret hanım. Ne haddime kabul buyurmak, şeref duyarız.

Metin Altun bey diyor ki; ”Sayın Hatko, Doğu illerinde insanların ”Öz Yönetim”i seçmelerinin asal nedeni, özellikle polisin içinde yuvalanmış MHP’li katillerin halkı katletme olasılığıdır. Bahsettiğiniz gibi Maraş ve Çorum’da katliam yapan bu faşist sürüleri Kürtlere de katliam yapma planı içindeler. Bunu farkeden halk kendini koruma kararı almıştır. Özellikle içimizdeki AKP’li ve MHP’li Çerkes soysuzları bu katilleri savunuyor ya içim ona yanıyor.”

Servet bey diyor ki; ”Türk halkı gerçekten gariptir sevgili Mülayim sizin de değindiğiniz gibi… Örneğin; Anayasa kitapçığını ”Anayasaya uy” diye Ecevit’e attığında Türkiye ekonomisi çöktü dediler. Tayyip Erdoğan alenen ”Ben darbe yaptım” diyor kimseden ses çıkmıyor. Esnaf Ecevit’e kasa fırlatıyor, Dolar 1-2 puan yükseliyor, kıyamet kopuyor, Türkiye kan gölü içinde Dolar 15-20 puan yükseliyor, yine kimsenin sesi çıkmıyor. Benim anladığım şu: Türk halkı korkak bir halk. Kim höt yaparsa pısıyor, kim efendi davranırsa dayılanıyor.”

Kafkas Kartalı bey diyor ki; ”Eğer bir ordu öldürdüğü insan terörist bile olsa, cenazesine eziyet ediyorsa, o ordu alçak ve ahlaksız bir ordudur. Kimin ordusu olursa olsun. IŞİD’de aynısını yapmıyor mu?

Wunekoşum Hatko Ahmet bey diyor ki; ”Herke HDP’nin barajı geçemeyeceği üzerinden yaptı hesabını. Yani Kürtler Meclis’e giremeyecek AKP iktidarda kalacak ‘al gülüm ver gülüm’ işler devam edecekti. Türk halkının da desteğiyle HDP, MHP kadar milletvekili çıkarınca derin devlet paniğe kapıldı ve doğal olarak Tayyip Erdoğan’da! Bu çıkarılan savaşın tek nedeni budur.”

18 Ağustos 2015

Bugün televizyonda bir MHP’li milletvekili esip, gürlüyor. Efendim, HDP, PKK ile bağlarının olmadığını açık açık söylemeli ve onları reddettiğini açık açık belirtmelidir, diyor.

Yahu, bunu MHP dışındaki hangi parti milletvekili veya siyasetçisi söylese kabul edilebilir. Ulen sizin kadar terörle iç içe olan dünyada ikinci bir parti var mı şu cihanda alçak adam! Milletin hafızası zayıf diye herkes aynı mı balta!

MHP, PKK’dan 100 kat daha tehlikeli bir terör örgütüdür. Hatta PKK terör örgütü değil, MHP terör örgütüdür. PKK çıkıyor dağa diyor ki; ben savaşıyorum kardeşim. Kimle savaşıyor? Türk Ordusuyla!

MHP ne yaptı bu güne kadar? Masum insanları katletti. Kahramanmaraş’ta öldürdükleri hamile kadının karnını deşip, cenini parçaladılar. Unutuldu mu sandın ahlaksız! Hık, mık diyen olursa açsın baksın, gazete arşivlerinden kolayca bulursunuz. Bunu yapanların başında MHP eski milletvekili vardı. Sadece Maraş mı? Değil tabi ki! MHP terörünün estiği yüzlerce katliam var.

Ve böyle bir partinin bir öküz vekili çıkıp ahkam kesiyor. Tuuu suratınıza ahlaksız kalleşler!

Bir kalleşlik de MİT’ten!

Bizim gibi yaşı kemale ermişler zaten bilir de ben gençler de bilsin diye yazıyorum. Milli istihbarat teşkilatları normal olarak kendi ülkelerinin güvenlikleri için görev yapar. Türk milli istihbaratı ise kendi insanını provake etmek için görev yapar. Ben kendimi bildim bileli böyle.

Hani ”teröristler otobüse molotof attılar Serap Eser adında genç kızı yakarak öldürdüler” diye haberler çıkmıştı. İşte o teröristlerin terörist değil MİT elemanı olduğu ortaya çıktı. Millet şaşkın… Yooooo, şaşırma benim koyun milletim, daha nice işler yaptılar, aklınız durur!

Şimdi söyleyin bakalım hangisi terör örgütü?

Türk ordusuyla savaşan PKK mı?

Kendi insanı olan hamile kadının karnını deşip, cenini dışarı çıkarıp parçalayan, masum insanları katleden MHP mi?

Kendi vatandaşına provakasyon yapıp, kendi vatandaşını yakan MİT mi?

Kararı kalbinizle değil beyninizle verin!

17 Ağustos 2015

Bir milletin asil olup olmadığını, o milletin polis ve ordusunun düşmanı ile savaşına bakarak anlayabilirsiniz. Savaş ne kadar lanet bir şey olsa da savaşanın bir savaş ahlakı vardır.

Sizler de görmüşsünüzdür. Türk ordusu PKK’lı bir kadını boğarak öldürmüş, sonra ölüsünü taramış (otopsi raporu yazıyor), sonra çırılçıplak soyup sokağa bırakmış. İki gün önce öldürülen a-politik oldukları açıklanan 15 ve 16 yaşındaki çocuklar da yargısız infaz edildikten sonra araçlarıyla sürüklemişler.

Türk polis ve ordusunun bu kadar ahlaksız savaşması eğer Türk halkı tarafından lanetlenmezse (ikinci bir IŞİD olarak anılmak istemiyorlarsa tabii!), tüm dünya, bu halkı vicdanlarında mahkum edecek!

Türk halkı eğer namusunu temizlemek, asil bir millet olarak tarihte yerini almak istiyorsa, içindeki bu cerahatı bir an evvel dışarı atmalıdır.

Hepimizin ailesinde asker veya polislik yapan insanlar vardır. Benim de var. Bugün hepsini aradım telefonla ve ağzıma geleni söyledim. Eğer dedim, düşmanın kim olursa olsun, yargısız infaz yaptıysan, işkence yaptıysan, esir aldığın veya tutukladığın insanlara hakaret ettiysen seni akrabalığımdan atıyorum, cehenneme kadar yolun var. Benim böyle aşağılık ne akrabam olabilir ne arkadaşım!

Bu arada televizyondaki haberlere göre; PKK’lı kadını öldürüp, sonra vucuduna işkence yaparak sokağa bırakılılan ilçede halk sokağa dökülmüş. Valilik sokağa çıkma yasağı koymuş. Bu arada PKK’lılar da gelip asker ve polisleri bulundukları binada esir almışlar. Dışarı çıkartmıyorlarmış… Yani PKK bir ilçeyi resmen ele geçirmiş. İlçe halkı da hendek kazarak onlara destek oluyormuş.

İşler hiç iyiye gitmiyor. Şizofren, ülkenin ortasına pimi çekilmiş bombayı bıraktı. Adamın zaten zihniyetinde var intihar bombacılığı… Şimdi kendine bomba bağlayıp, Türkiye’yi komple patlatacak!

15 Ağustos 2015

Tayyip sonunda son kozunu da oynadı. Valla deli cezaretini bile aşan bir şey yapıp ”Türkiye’nin yönetim sistemi fiilen değişmiştir” dedi. Normal demokrasilerde buna sivil darbe denir ve cezası -eğer idam cazası kalkmamışsa- idama kadar gider. Siyasette anlayamanlar için tercümesini yapacak olursam, arkadaş dedi ki; ”ben istediğimi yaparım, sıkıyorsa karşı çıkın!”

Sıkıp sıkmadığını halk cevaplandıracak tabii olarak! Göreceğiz…

Türkiye diasporasının Türkiye politikaları aşağıdaki hikaye gibidir.

Diplomatın biri fakir bir adama gider ve:
– Oğlununun evlenmesini sağlayabilirim,der.
Fakir adam yanıtlar:
– Asla oğlumun hayatına karışmam.
– Ama kız Lord Rothschild’in kızı.
– O zaman başka…

Diplomatın sıradaki durağı Lord Rothschild’dir:
– Kızınız için bir kısmet buldum lordum.
– Ama benim kızım evlenmek için çok küçük.
– Ama bu delikanlı halihazırda dünya bankası başkan yardımcısı.
– O zaman başka…

Diplomat bu sefer soluğu dünya bankasi baskanının yanında alır:
– Size başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim bir delikanlı var.
– Ama benim şimdi ihtiyacimdan fazla başkan yardımcım var zaten.
– Ama bu delikanlı Lord Rothschild’in damadı.
– O zaman başka…

14 Ağustos 2015

Orhan Aslan 16 yaşında…
Emrah Aydemir, 15 yaşında…

İkisi de fırın işçisi ve a-politik çocuklar…

Özel Harekat Polisi olacak katiller bu iki çocuğu önce öldürüp, sonra üzerlerine gerilla elbisesi giydirmeye kalktı. Fakat yerel esnaf olaya şahit olunca, bu sefer esnafa terör estirdiler. Bunları gazetelerde yazan haberlerden öğreniyoruz.

Ağrı, Diyadin İmam Hatip Lisesi 3’üncü sınıfa giden Emrah Aydemir’in okul harçlığını çıkarmak için fırında çalıştığını ve birlikte öldürüldüğü Orhan Aslan’la arkadaş olduklarını belirtiliyor. Katledilen çocukların patronu, ‘’ikisi de a-politik çocuklardı. Bırakın HDP’yi, CHP’nin bile mitingine gitmezlerdi.’’ diye konuşmuş.

İşçileri yere yatırıp ‘’Bu devlet size ne yaptı ulan!’’deyip, hakaret eden polis şefine cevabım: Bu devlet, işte bunu yapıyor, hayvanoğlu hayvan!

AKP’li yetkililer Amerika ile ilgili ne derlerse, onlar tam tersini açıklıyorlar. Dış İşleri Bakanlığı resmen maymun oldu.

Berlin Duvarı yıklırken sevinç çığlıkları atan, sonra kendi sınırlarına 3 metre yüksekliğinde duvar ören zihniyete Türkiye sağ-dinci-faşist zihniyeti denir!

13 Ağustos 2015

Aman dikkat!

Fetullahçı, dinci Ajans Kafkas yalan haberlerlerle yine kaşıyor anavatanı. Bu hayra alamet değil…

Bu dincilerin, sağcılardan bir tık aşağılık olmalarını ispatlayan olaylar yaşıyoruz. Birincisi; tek ayak üstünde kırk yalan söylüyorlar. Bu Ajans Kafkas adlı Fetullah örgütünün Kafkasya üzerine yaptığı kışkırtıcı provakatör haberler ne ilk, ne son. İkincisi; bunlar kendileriyle işbirliği herkesi anında satarlar ve arkasından her türlü alçaklığı yaparlar.

Haaa, sadece Fetullahçılar mı? Yooo, öbürleri de aynı. Mesela, Tayyip’in hırsızlığının ortaya çıkmasından önce ‘’kahraman’’ ilan edilen ‘’heykeli dikilecek adam’’ diye nitelendirilen Zekeriya Öz denen arkadaşın şimdi arkasından demediklerini bırakmıyorlar. Bu alçak savcının saçma sapan iddialarla yıllarca içeride tuttuğu demokrat ve solcuların ne kadar yüce insanlar olduğu görülmüş oldu.

Bu sebeple dincilerden uzak durun. ‘’Allah bir’’ deseler inanmayın. Bunların cibiliyeti bozuk.

Kadının saçlarını görmeyi bile kendine haram sayan bir beynin, bebek emziren kadın görünce dumura uğraması normaldir. Hayatı bu kadar zorladığınız için, önünüze gelene tecavüz edip, kafasını kesme noktasına geldiniz.

Tayyip, muhtaları topladı gene! Seçim olacak belli oldu! Fakat muhtarlardan ispiyonculuk yapmasını istedi. Hırsız mırsız ama adam milletini çok iyi tanıyor birader.

12 Ağustos 2015

Servet bey ”Sünnet konusunda yaptığınız ironi, son yıllarda gördüğüm en güzel tespitti. Bizim Çerkes milletinin Müslüman tayfası ile diğer milletlerin Müslümanlarının genel kanısı sadece kendilerinin sünnetli olduğudur. Halbuki, sünnet asıl Yahudilerin dini gerekliliğidir. Müslümanlar onlardan aparmıştır. İşin enteresanı sadece sünnet de değil, kafalarına geçirdikleri takke, seccade, tesbih, oruç, kutsal kitapları okurken sallanma, sakal uzatma, saç uzatma gibi daha birçok ritüel de bu aparmaya dahildir. Tabii olarak bizim insanımız bunları bilmedikleri için sadece sünnetlilerin Müslüman olduklarını sanıp, sözcü gazetesi gibi haber yaparlar. Bir kez daha bu ince ironiniz için tebrik ediyorum.” demiş. Sağolun, varolun Servet bey.

Birgün, 20 çocuğu taşıyan minibüs azgın nehre düşüyor. Siz bir saniye bile düşünmeden atlıyorsunuz suya ve 20 çocuğu kurtarıyorsunuz. Ülkenin tüm basını sizi kahraman ilan ediyor… Sonra dünyanın en büyük hırsızı ve arsızı bir yetkili geliyor ve göğsünüze madalya takmak istiyor. Ne yapardınız? Sesli cevap vermeyin, içinize söyleyin!

Tayyip erken seçim için; ”45 günü esnetmeye yetkim yok” demiş. Duyan da zanneder ki, o kadar prensip sahibi! Adam Anayasa’yı elek yaptı, delmediği madde kalmadı. Vatandaşla resmen dalga geçiyor. Millet bunu hakediyor mu? Hem de her şeyden fazla!

Suriye sınırları içindeki ne biliyim ne Şıh’ın türbesini IŞİD’e karşı koruyamayan Türk askerlerinin Kürt oluşumu olan PYD’nin bölgesinde, PYD’nin korumasına bırakılması ne kadar güzel bir yardımlaşmaysa, Türk Ordusu’nun PYD’yi bombalama arzusu o kadar kalleşçedir. Son sözüm tabi ki, AKP Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’na: Ya kardeşim yiğitçe ya düşman olun, ya dost! Sinirin batsın senin…

11 Ağustos 2015

Tuhaf ülkenin tuhaf gazeteleri, tuhaf gazetelerin de tuhaf haberleri olur!

Sözcü ”öldürülen terörist sünnetsiz çıktı” diye başlık atmış.

Bu haberden iki sonuç çıkıyor:

1) Bunlar öldürdükleri insanların orasına bakıyor.
2) Öldürülen Yahudi değil.

Dedim ya tuhaf bir ülkede yaşıyoruz!

Hayattaki en iğrenç şey, bedelini ödemediğin yerde kahramanlık taslamaktır. Onca genç askerin, polisin cenazeleri ailelerine teslim ediliyor, Tayyip’le, Küçük Hüsamettin kahramanlık taslıyor. Gönderin kendi çocuğunuzu cepheye, sonuna kadar arkanızdayız. Benim çocuğumun üzerinden ne kahramanlık taslıyorsunuz!

Bir dostum dedi ki, şehitliği en yüksek mertebe olarak gösteriyorlar millete. Benim çocuğumun o yüksek mertebeye layık değil. Çünkü, ne vakıfı var imam hatiplilere yardım edecek, ne dini inancı, bildiğin dinsiz. Alalede bir inşaat mühendisi. O yüce mertebeye Bilal layık. Onu göndersin Tayyip.

Koca göbeğini öne çıkara çıkara kasılan Fetullahçı savcı Öz’ü hatırlarsınız. Hakkında yakalama kararı çıkınca Gürcistan’a kaçmış. Dayılanarak ”herkes yargıya saygı duymalı” diyen kim varsa, yargı kendisine yöneldiğinde vııınnnnnn!
Çünkü bu topraklarda adalet beklemek, Mars’ta hayat oluşsun beklentisiyle aynı şey.

10 Ağustos 2015

Yüksekova’da özel harekât timleri 5 Ağustos’ta bir şantiyeye baskın yapıyor ve o baskında gariban işçileri gözaltına alarak yere yatırılıyor. Sonra timin başı olan eşşekoğlu eşşek işçilere hakaret ediyor. (Bu videoyu CC’de göstermeleri için gençlere yolluyorum.)

Diyecek çok şey var ama Ali Karatay adlı okuyucunun yorumu çok güzel, o sebeple onu aktarıyorum:

”İşte ulusalcı-milliyetçi kafası budur: Kürt’ü yere yatır, bin türlü hakaret et, “TÜRK’ün gücü” ile Kürt’ü tehdit et, sonra da sor: “Ne yaptı lan bu devlet size?” Elinin körünü yaptı, işte senin yaptığını yaptı, hem de 90 yıldır: Vurdu, öldürdü, yok saydı, inkâr etti, dilini kültürünü iğdiş etti, geri bıraktı, bok yedirdi, Hizbulkontra’yı üzerine salıp satırlarla doğradı, domuz bağlarıyla boğdu! Sonra da utanmadan sordu: “Neyiniz eksik?” Kürtlerin bir eksikliği yok, eksiklik bütün bunlara sessiz kalan, hatta açıkça onaylayan biz Türklerde. Bir de utanmadan “et-tırnak” muhabbeti yapıyoruz, insan kardeşine bunları yapmaz!”

8 Ağustos 2015

Servet bey, ”derneklerimize haksızlık etmeyelim Mülayim bey”, demiş eklemiş. ”İlk hatayı, sizi Cennet’e götüreceğiz lafına kanıp akın akın buraya göç eden atalarımız yapmış. Savaş mavaş bahane. Tabii olarak derneklerdeki insanlarda bu ataların torunları. Ben Cennet’e gideceğim diye vatanını satanın torunu anca uşaklık yapabilir. Siz daha ne bekliyorsunuz ki?”

Bu Cennet de neymiş be birader! Kimi Cennet için vatanını satar. Kimi kelle keser, kadın satar. Hayır gidip de dönen olsa, bize de anlatsa tamam diyeceğim. Cennet’iniz batsın sizin!

Finlandiya halkına sormuşlar, çevrenizdekilere güvenir misiniz diye. Yüzde 70’i evet cevabı vermiş. Aynı soru Türkiye’de halka sorulmuş, yüzde 7 evet demiş. Şimdi anladınız mı meselenin özünü!

7 Ağustos 2015

Bu topraklardaki bütün Kafkas dernekleri Türk Devleti’nin sevk ve idaresindedir. Devletin haberi olmadan tuvalete bile gidemezler.

Bunu dediğimde bazıları itiraz ediyor. İtiraz etmeyin! İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin ”Kamuoyumuzun Dikkatine” duyurusunu okuyun. Kaleme alan sanki bir Adige-Abhaz örgütü değil de MİT Halkla İlişkiler Bürosu! Yahu bari niyetinizi belli etmeyen zekada yazın bildiriyi. Bu kadar da açık açık çanak yalanmaz ki! (Hani diyorlar ya ”yediğiniz çanağa ihanet etmeyin” diye, onun için dedim. Yanlış anlaşılmasın!)

Bu derneklere devlet iki vazife vermiştir kardeşim. Birincisi; olabildiğince Rus düşmanı yetiştirmek. İkincisi; toplumumuzu hızla asimile etmek. Bu kadar net! Bu iki konuda ne kadar başarılı olduklarını da zaten göz önünde.

Bir laf da bildiriyi kaleme alan baltaya söyleyeyim. Benim yaşımdakiler bile bu kadar Osmanlıca, Arapça kullanmıyor. Yalakalık yapacağım diye kendini zorlama. Senin vazifen gençlerimizi asimile etmek. O sebeple onların anlayacağı dilde yaz yazacağını.

NOT: İKKD yöneticilerine bir abileri olarak tavsiyem, bu tip durumlarda bari susun. Tamam susmak kabul etmektir ama hiç olmazsa uşaklık yapmanızı gözümüze sokmamış olursunuz, biz de kendimizi daha iyi hissederiz.

İçimde zerre kadar insanlık kaldı diyen biri bile, ”şimdiye kadar şehit olanlar oyumuzu 2 puan artırdı. Bu da yeterli değil” der mi yahu? Eşşekoğlu eşşekse der. Hatta bunu söyleyen eşşekoğlu eşşeğin eşşeğidir. Tamam tamam kim olduğunu da yazayım. AKP yayın organı Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi! Boyun, posun devrilsin Selvi!

6 Ağustos 2015

Bu topraklarda hırsızlık yapmayanı sopayla kovalarlar. Kimi para çalar, kimi hak çalar, kimi namus çalar, çalar da çalar.

Bu sebeple ”Kürtler elektrik çalıyor” palavrasına anında inanırlar.

Geçen ay Altan Tan bir çağrıda bulunmuştu. Ben de sonucu bekleyeyim ona göre yazarım dedim. Tan ”eğer doğu illeri elektrik çalıyorsa hemen araştırma kurulu oluşturulsun. Bakalım elektrik kaçağı kullanıcılardan mı kaynaklanıyor yoksa hatlardaki eski teknolojiden mi! Eğer elektrik hatlarından kaynaklanmıyorsa ben milletvekilliğini bırakırım dedi.

AKP de aynı bizim Kaf-Fed gibi, ”tık” yok.

İşte bu ülkede bu kadar kolay iftira atılır. Çünkü herkes hırsız!

Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Temsilciliğinde görevli Türk personel, kendilerine haksızlık yapıldığını belirterek isyan etmiş. Kamuoyuna açık bir mektup yayınlayan çalışanlar, “BM Temsilciliğindeki Türk personel ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir. Uluslararası personelin ve onlarla biat eden işbirlikçi Türk personelin maaşlarına yüzde 50 zam yapılırken kanun ve kurallar içinde işinde gücünde olan Türk personele yüzde 0,5 ila 2 oranında zam yapılmıştır” ifadelerini kullanmışlar.

Dünyanın neresine gidersen git 2. sınıf kalacaksın. Çünkü sen kendinden başka herkese 2.sınıf muamelesi yapıyorsun. Ermeniye, Yahudiye, Kürt’e, Roman’a, Alevi’ye, ateiste! Kısacası ”bir Türk dünyaya bedel” senin kafanda! Eh Türkiye sınırı dışına çıktığında şaaaaaakkkkk diye gerçeği suratına çarpıveriyorlar.

İçindeki kurdu öldür artık. Normalleş. Dünya insanı ol!

5 Ağustos 2015

Yok yahu, vallahi de billahi de bu millet ya süzme salak veya dünyanın en zalim halkı.

Hürriyet dev gibi fotograf basmış. PKK’lılar Hakkari’de, Yüksekova Emniyet Müdürlüğü’ne saldırmış. İki maskeli kişi mobese kameralarınca çekilmiş. Birinin elinde kalaşnikov gibi bir şey, diğerinde roketatar.

Buraya kadar her şey normal görünüyor. Gelirler tararlar, roketatarı atarlar sonra da hızla kaçarlar. Yani topu topu 2-3 dakikalık bir saldırı!

Fakat haberi okuyup, videoyu seyrettiğinizde iş değişiyor. Çünkü PKK’lı olduğu iddia edilen iki kişi tamı tamına 20 dakika Yüksekova Emniyet Müdürlüğü’nü esir alıyor. Ve de içindeki 100’lerce polisi.

Yahu bir kalaşnikofta kaç tane mermi olur be birader. Hadi 40 diyelim. Hesaba göre her dakika da sadece 2 mermi atmışlar. Sizde hiç mi mermi yoktu!

Artık saçmalığın da bir sınırı olur. Bu kadar da göz göre göre provakasyon olmaz ki!

Peki bu milletin salak mı yoksa zalim mi olduğu sorusunu nerden çıkarıyorum. Haberin altındaki okuyucu yorumlarından! Bazılarını okuyorum, tamam bu millet salak, bazılarını okuyorum tamam bu millet zalim neticesine varıyorum…

Bahçeli ve onun zihniyetindekiler bu toprakların utancıdır. İnsan celladı olmakla beraber terbiye yoksunudurlar.

Maraş ve Çorum’da yaptıkları katliamlar hala unutulmadı. Şimdi 3 bin kişilik bir liste yapmışlar. Yani, yeni Maraşlara, yeni Çorumlara hazırlanıyor katiller sürüsü. Bunların karaktersizliğini savunmasız insanları katletmelerinden anlayabilirsiniz.

Lafın kısası; bunlar engerektir, çıyandır (Ahmed Arif’e selam olsun). NOKTA.

4 Ağustos 2015

Namussuzlukları, alçaklıkları, asker-sivil gencecik çocukların katledilmesine artık bir şey diyesim yok. Bugün size bu günleri anlatan bir şiir koyuyorum köşeme. Ahmed Arif’ten…

DİYARBEKİR KALESİNDEN NOTLAR
VE
ADİLOŞ BEBENİN NİNNİSİ

1.

Varamaz elim
Ayvasına, narına can dayanamazken,
Kırar boynumu yürürüm.
Kurdun, kuşun bileceği hal değil,
Sormayın hiç
Laaaaal…
Kara ferman çıkadursun yollara,
Yarin bahçesi tarumar,
Kan eder perçem

Olancası bir tutam can,
Kadasına, belasına sunduğum,
Ben öleydim loooy…
Elim boş,
Ayağım pusu.
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim.
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir Kalesi…

2.

Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan…
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı…

3.

Hamravat suyu dondu,
Diclede dört parmak buz,
Biz kuyudan işliyoruz kaba – kacağa,
Çayı kardan demliyoruz.
Anam sır gibi saklar siyatiğini,
“Yel” der, “Baharın geçer”.
Bacım, ikicanlı, ağır,
Güzel kızdır, bilirsin.
İlki bu, bir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi.
Bir can daha çoğalacağız bu kış.
Bebeğim, neremde saklayım seni?
Hoş gelir,
Safa gelir,
Ahmed ARİF’in yeğeni…

4.

Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü…

Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü…

Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü…

3 Ağustos 2015

Öyle gizli tanık falan değil. Kimliği belli, adı belli, çıkıp aslanlar gibi kameralar karşısına anlatmış. Diyor ki; bana komutanlarım emrir verdi ben de yaptım. Kendi askerlerimizi biz patlattık. Sonra da PKK yaptı dedik.

Ne diyordum ben? Türk ordusu kendi askerini öldürüp, sonra PKK yaptı diye ortalığı velveleye veriyor. Yani çok kirli savaşıyor.

Türk anaları daha çooookkkk ağlayacak!

1 Ağustos 2015

Suruç’ta 31 genci resmen, göz göre göre katlettiler. Sonuç: Türk ordusu PKK’ya savaş açtı.

Basit soru: 32 genci kim katletti?
Basit cevap: AKP iktidarının beslediği IŞİD.

Basit soru: O zaman neden IŞİD’e değil de PKK’ya savaş açıldı?
Basit cevap: Çünkü bu Türk tarihinin başladığından beri olan bir şeydir. Yani sebep hiç mühim değildir. Neticedir önemli olan!

Basit soru: Ama bu ahlaksızlık değil mi?
Basit kontr soru: Sen bunlarda ahlak mı arıyorsun?

Mesela, Tayyip varken Küçük Hüsamettin’in hükümet kurma şansı var mı? Mümkünatı yok. Peki o bacaksız niye ”koaliasyon çalışmaları yapıyoruz” diye milleti kandırıyor? Ahlaklı bir insan bunu yapar mı?

Mesela, mahallemizde bir katil var. Bütün mahalle bir araya geliyoruz ve gidip polise bulun bu katili diyelim diyoruz. Ama bir komşumuz olmaz, gidemezsiniz diyor ve engel oluyor. Bu komşunun sizce durumu nedir? Ve yaptığı ahlaki midir?

Mesela, kendi evlatları çürük raporlarıyla askerlikten yırtan Tayyip ve AKP ileri gelenlerinin ”Biz gerekirse evladımızı feda ederiz” demesi sizce ahlaki midir?

Ahlak yüce bir şeydir! Birinde yok ise o insan değildir! Maalesef bu topraklarda da bol miktarda mevcuttur!

31 Temmuz 2015

Sabah kalktığımda kendime söz veriyorum. Bugün şöyle güzel şeylerden bahsedeyim. Azcık Adige ırkçılığı yapayım. Biraz gençleri gaza getireyim.

Ama ne mümkün!

Kendine Adige diyen bir öküz ”HDP’ye verdiğim oyu geri istiyorum” deyince kan beynime yine sıçrıyor. Ulen şebek, verdiğin oy eğer emanetse zaten mesele yok. Önümüzdeki seçimde bunlara oy vermessiz olur biter. Yok para karşılığında oyunu HDP’ye sattıysan, o zaman zaten sen satılmış aşağılık herifin tekisin. Bari Adige olduğunu sakla da yüzümüzü kızartma!

Hadi rahatladım derken bir videoya rastladım. Türbanlı bir genç kız, zannedersem bir düğünde hızlı müzikle baya kıvrak dans ediyor. Videoyu yayınlayan kişi göya türbanı tenkit ediyor, kızın dansıyla alay ediyor. Fakat doğru bir şey yapmıyor. Türbana kızmak başka bir şey. Bir genç kızı cümle aleme afişe etme çok hayvanca bir davranış. Zaten dayanamadım videoyu yayınlayana da bu sözlerimi aynen yazdım.

Türkiye’nin tam bir Avrupa ülkesi gibi, demokrasisinin tıkır tıkır işlemesi için: Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı, Figen Yüksekdağ Başbakan olsun. Bakın o zaman tadından yenmez bu memleket. Haa oyunu geri isteyen Adige öküzünü bana bırakın, ben öderim onun ücretini. Fiyatı ne tutacak ki dingilin, gazoz parası!

Burası, üç para maaş için askerlik yaparken karanlık ellerce öldürülen garibanın cenaze namazını milyon dolarlık makam aracıyla gelerek kıldıran imamların ülkesidir.

Ve… Şundan emin olun ki, bu hırsız ve namussuzlar iktidar olduğu sürece sizin çocuklarınız ölecek; onların çocukları, sizin çocuklarınızın cenaze namazınızı kılacak!

Ferdane kardeşimize hakaret eden ve kendini Adige olarak lanse eden hayvan oğlu hayvan ile bugün (dün) Mecis’te ”Bir kadın olarak sus” diye kadın milletvekilini susturmaya çalışan hayvan oğlu hayvan aynı ahırda semizleniyor. Bu sebeple şaşırmadım! Bunların kadına bakışı bu kadar net!

Son iki haftada işlenen asker-sivil tüm cinayetlerin faili AKP ve onun stepnesi MHP’dir. Kesin bilgi. Nerden mi? Meclis’ten! Buyurun: CHP’nin terör olaylarının araştırılmasına yönelik Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önerge Genel Kurul’da AKP ve MHP’nin hayır oylarıyla kabul edilmedi.

Bunlar ne kadar fütursuzca yalan söylüyorlar yahu! AKP’li saksıcı Akdoğan HDP’ye karşı resmen Öcalan’ı savundu! Bunların yatacak tek yeri var o da Türkiye!

29 Temmuz 2015

Şimdi gündemde HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması var. İşareti Tayyip çaktı. Yani demek istiyor ki, sen beni başkan yaptırmadın ben de seni kodese yollarım. Tabi herkesi kendi gibi hırsız zannettiğinden HDP’lilerin ”ben ettim sen etme” diye yalvaracaklarını sandı. Fakat ne oldu; Selocan ”Ulen çorbadan dönenin kaşığı kırılsın, dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için yarın (bugün) biz dilekçe veriyoruz” demesin mi! Tayyip kıç üstü oturdu.

İnsan ister istemez yahu niye bizim Kaf-Fed’in başında veya diğer STK’larımızın başında böyle yiğit başkanlar yok, diye düşünüyor. Bizimkiler anavatan konularına gelince tam bir aslan, diaspora konularına gelince tam fare oluyorlar… Uzaktan kahramanlığın tadı başka oluyor herhalde!

Millet birbirine soruyor: Yahu ne oldu da birden bire kan gövdeyi götürmeye başladı!
Cevap çok basit: Tayyip padişah olacam derken kodesin yolu göründü.

Daha ne olsun!

Şafak kardeşim soruyor: ”Mülayim abi, IŞİD, içinde bizim hemşerilerimizden olan insanların da olduğu 31 kişiyi katletti. AKP iktidarı HDP’ye savaç açtı. Bu ne iş?”

Çok basit Şafak! IŞİD’in Türkiye Eyaleti’nin başında Tayyip var! Gerçi o Ortadoğu’nun halifliğini bekliyordu ama kısmetine bu düştü, yedirmediler.

28 Temmuz 2015

Sırf bir şizofrenin istikbali için ortalığı kan gölüne çevirdiler. Tam tahmin ettiğim gibi. Gerçi tahmin etmesen ne olacak, o kadar fütursuzca yapıyorlar ki, insanda bir gram beyin olsa bunu anlar! Fakat hala bazıları anlamıyor ya! Yahu tıbben beyinsiz bir insan nasıl yaşıyor? Biri izah etsin bana!

Bizim Kaf-Fed ve benzer STK’ların niye bu kadar Türkçü olduklarını anladınız mı şimdi! Kürtler 80 milleti çıkardı diye analarından emdikleri sütü fitil fitil burunlarından getirtiyorlar. Nerdeyse iç savaş çıkaracaklar. Adige Abhaz tayfası böyle bir riske girer mi? Hayatta girmez. Onların yurtseverliği de, yiğitlikleri de uzaktan anavatana dayılanmak! Onun dışında fare bile bunlardan daha cesurdur.

Hiç öyle dallandırıp budaklandırmaya lüzum yok. Bu ülke asla ve kat’a demokratik ve çağdaş bir yer olamaz! Olamaz kardeşim.

Seniha hanım demiş ki; ”Ferdane kardeşime küfreden o adamı tanıyorum. Umut ediyorum ki, bundan sonra da herkes tanıyacak. Bu küfürü ölene kadar kendisini takip edecek.

Mülayim bey Çerkeslik falan kalmadı artık. Vicdan da kalmadı. Temiz giyimli, alçakgönüllü insanlarımız yok artık. Şimdi sokak kabadayısı, aşırı Türk milliyetçisi veya cemaate bağlı insanlar çoğunlukta. Dolayısıyla ne Çerkeslik kaldı ne xabze.

Önceden insanlarımız dik ve saygılı otururdu. Geçenlerde bir derneğin fotografını gördüm. Bunlar mı derneğine gelen Çerkesler. Utandım resmen. Kimi kaykılmış, kolunu atmış saldalyenin arkasına, kimi biraz daha gayret etse oturmayacak da yatacak. Artık Çerkeslik kalmadı Mülayim bey. Kalanlar ne kadar da biz Çerkes’iz deselerde, yok artık, geçmiş olsun.”

Seniha hanımın dışında çokça e-mail geldi. Özellikle gençler bu küfürbaz namussuzun kim olduğunu soruyor. O ahlaksızın adı önemli değil gençler. Bunun gibi yüzlercesi var. Ben zaten o sebeple ismini yazmadım ki, aynı tıyniyettekilere de gitsin lafım.

27 Temmuz 2015

Kalpağı takar, Adige veya Abhaz bayrağını o pis eline alır ve her türlü dinci ve Türkçü eylemlerde sallar. Aynı şeyi solcu yaptı mı ”Bayrağımızı, kalpağımızı siyasete alet etmeyin” der. Bu tiplere söyleyeceğim şey: Tek kelimeyle aşağılık eşşekoğlu eşşeklersiniz!

Diaspora solcuları ne zaman akıllanacak diye merak ederdim yıllardır. Ana oğul iki değerimizi toprağa vermeyi bekliyorlarmış. Şimdi sanal dünyada Adige-Abhaz solcularının şaşkınlığını görüyorum.

Adam bırakın Adige-Abhazlığı, insanlıkla bile nasibini almamış, tam bir hayvan olmuş, alçakça katledilmiş bir Abhaz kadının arkasından hakaret ediyor! Bizim solcular şaşkın! Nasıl olur da bizim insanımız bu hale gelir, ne ara bu hale geldiniz, diyorlar.

A benim şaşkın solcum:

Sen değil misin, Allahü ekber nidalarıyla gemi kaçıran Çeçen görünümlü şebekleri desteklemek için sahillere koşan! Sonra bu alçakların mafya olup işadamlarını kaçırıp, işyerlerine el koyduklarında tek kelime söz edemeyen!

Sen değil misin, tecavüzcü Çeçen katillerin Oset çocuklarını katlettiklerinde ”fakat, ama, ancak, lakin” gibi lafları ağzınızda geveleyen!

Sen değil misin, ”Birleşik Kafkasya”, ”Kuzey Kafkasya”, ”Büyük Çerkesya”, ”1864 Soykırımı!” gibi Türk devleti projelerine sahip çıkıp, yıllarca asimile olan.

Sen değil misin, ”Ekmek yediğin Türkiye’ye ihanet etme” dediklerinde ”Ulan bana ekmeği bedavamı veriyorsun hayvan!” demek yerine ”kem küm” eden!

Sen değil misin, hala çocuğuna adını; Ahmet, Ayşe, Mehmet, Merve, Muhammed, Emine, Şamil, Fatma, Ömer, Asena İsa, Musa, Osman, soyadını; Türkoğlu, Türkkan, Turan, Akın, koyan!

Sen değil misin, kendi sülale ismini mahkemeye gidip Türkçe ismiyle değiştirmeye cesaret edemeyen!

Eh! O zaman, Kendini Adige-Abhaz diye adlandıran bir hayvan oğlu hayvanın katledilmiş bir kadın değerimize aşşağılık küfürler ettiğinde şaşırmayacaksın! Bu hayvanın hayvanlaşmasında senin de azımsanmayacak katkın var!

Bu şerefsiz ”hıyarım” dediğinde, tuzu alıp koşmayacaktın benim şaşkın solcu Adige-Abhaz’ım!

25 Temmuz 2015

Geleceği bilmek konusunda baya e-mail atmışsınız. Ben kaçırdım ama okuyucum kaçırmamış. Serkan kardeşim diyor ki; ”Mülayim abi, bir geleceği bilme konusu da şu Anti-kapitalist dinci İhsan Eliaçık’ı da ekleyin. Onu da bildiniz. Adam “IŞİD’in yaptıklarına karşıyım, kendisine değil.” diye tweet atmış.”

Serkan kardeşim, diyorum ya, bunların kafalarındaki bir devre yanıyor. Tıpçı olmadığım için neresidir bilmiyorum. Bunun geleceği bilmekle de alakası yok. Dialektikle alakası var. Yahu Muhammet’in kendisi emperyalistti. Uydurduğu din nasıl anti-emperyalist olur. O sebeple İhsan denen adamın şarlatan olduğunu ben taa ilk zamandan anladım. Bunlardan, inançları sebebiyle; komünist, sosyalist, bilimadamı, demokrat, sanatçı, anti-faşist, anti-emperyalist, hümanist adam da çıkmaz kadın da!

”Niye patlamada ölenler arasında HDP’li yok?” Bunu soran gerizekalı ahlaksız, ölenlerin içinde HDP yöneticisinin olduğunu bilmediği gibi, gençlerinin çoğunun HDP gençliği olduğunu da bilmiyor olamaz! Biliyor ve itliğine söylüyor… Doyamadılar genç insan kanına, doyamadılar.

Kim mi bu adam?

”Şeyini şey ettiğimin şeyinin şeyi” lafı ile meşhur şeyini şey ettiğimin şeyi!

24 Temmuz 2015

CC yönetiminden ikaz aldım sakin olmam konusunda. Gerçi onlar gayet saygılı ricada bulundular ama ben bunu ikaz olarak kabul ediyorum. Ve haklı buldum, daha dikkatli yazacağım.

Devlet Bahçeli olacak faşist Suruç’ta bombayı patlatanlar kadar, ölen geçleri oraya götürenlerinde bulunmasını istemiş.

Diyene bak hele!

Sen dön de kendine bak! Elin kan içinde. Sen önce elini sonra ağzını yıka Devlet! Bu gençler senin tosunların gibi gerizekalı değiller. Sen kendi köpeklerinle (Özür: CC’ye sözüm vardı) kurtlarınla karıştırdın galiba! Hadi başka kapıya!

Herkes soruyor. Sen de aynı Fuat Avni gibisin, nerden biliyorsun olacakları, diye. Valla Fuat Avni nerden biliyor bilmiyorum, fakat ben sadece geçmişi ve olanları mukayese ediyorum, gelecek kabak gibi çıkıyor ortaya.

Bu olayların çıkacağını da şuradan bildim. Tayyip felaket sıkışmış durumda. Eğer bir şekilde demokrasi işler de Meclis çalışırsa kodesi boylayacak. Hem de sittin sene kalacak içerde anca o sevdiği kefenle çıkacak. Bunu bildiği için zaten Cumhurbaşkanı olmasına rağmen tüm kanunları ayak altına alıp AKP için mitingler yaptı. Fakat yemedi. AKP düştü iktidardan. Açık açık yazayım, Tayyip erken seçimde de gümleyecek, bunu çok iyi biliyor. Gene de şansını denemek istiyor, Çünkü çaresiz. O sebeple şimdi Türkiye’yi savaşa sokup aradan kendi sıyrılacak.

Peki bu plan tutar mı?

Fuat Avni’lik yapayım: Tutar!

Hala olayları kavrayamayan bir yüzde 70 var bu topraklarda. Kürtlere köpek muamelesi yapan!

Amma buraya yazayım da tarihe not olsun: Eğer Kürtleri böyle ite kaka savaşa sürüklerseniz, çoluğunuz çocuğunuz birer birer toprağa vermeye başlayınca ”barış barış” diye inleyerek sizde geberip gideceksiniz. Yani ”biz ne halt ettik” diye dövecek diziniz de olmayacak!

İnanmıyor musunuz? A ha, Halep oradaysa arşın burada! Göreceğiz!

23 Temmuz 2015

Suruç katliamının arkasından bir uzman çavuş öldürülüyor. Ardından AKP aracının altında ”zaman ayarlı” bomba bulunuyor. Ardından iki polis, evlerine buyur ettikleri ”PKK’lı teröristler” tarafından infaz ediliyor. Ve uçan sineği takip edip GBT yapan emniyet güçleri hiçbirinin faillerini bulamıyor…

Yer misiniz?

Vallaha da billaha da hala bunu yiyen öküzler var bu ülkede!

Senelerce Kafkasya birliği diye, kültürleri birbirine zıt halkları aynı kültürmüş gibi kakaladılar bize. Ulan bir Avar’la benim kültürüm nasıl benziyor veya Çeçenle veya İnguşla veya Oset’le? Folklorik kıyafetlerin benzemesi yeter mi? O zaman Gürcü de benziyor, Kazak da, Azeri de, Ermeni de! Onlarla niye birlik olmuyoruz?

Sebep başka a dostlar. Karadeniz’den başlayıp, Hazar’a kadar Kafkas sıradağlarının kuzeyini şeriat yeşiline boyamak. Haa, zannetmeyin ki şimdi olan bir proje bu! Taaa, Şeyh Şamil denen alçak namussuzun zamanından beri var bu emel! Oradaki Adige, Abhaz ve Oset halkları yemediler bu tezgahı. Kavga onun kavgası! Onun için Nalçik’te halkı katletmek üzereyken öldürülen Vahabi köpek için tekbir çekerken, çocuklara oyuncak götüren Nartan’a ”ne işi vardı orada” diyen hayvanlar var içimizde!

Bu olaylar gösterdi ki, 1864’ten önce de sonra da şimdi de bırakın aynı sofrada oturmayı, birlikte hava bile teneffüs edemeyeceğiniz adamları iyi tanıyın. Bunlar sadece Adige-Abhaz değil o bölgedeki tüm halkların asıl düşmanıdırlar. Aranıza sokmayın bu ahlaksız tecavüz heveslilerini… Her Adige-Abhaz’ım diyene açmayın kapınızı. Yoksa başta kendi karınız kızınız olmak üzere tüm eş dost akraba kadınlarını tehlikeye atarsınız. Bunların Adigelikten, Abhazlıktan çıkmaları taaa 150 sene öncesine dayanıyor. Demedi demeyin!

22 Temmuz 2015

Diaporanın içinde azımsanmayacak kadar dangalağın olduğunu yazdığımda kızıyordunuz. Ki, Suruç’tan sonra gördük ki, azımsanmayacak kadar şerefsiz de varmış. ”Orada ne işleri vardı?” diyecek kadar beyinsiz öküzlere denecek tek şey var: Tha belanızı vermiş ki, bu topraklarda yaşıyorsunuz ama yetmez daha da çok bela versin aşağılık eşşekoğlu eşşekler! Siz tecavüzcü dinci Çeçenlerin yanında olun, size anca onlar yakışır!

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande,Tayyip’i arayıp Suruç katliamı için taziyede bulunmuş. Hollande taziye için katili değil, katledilenlerin yakınlarını arayacaktı, karıştırmış!

Suruç katliamının seyrine baktığınızda, bazı gazete yazarlarının dedikleri çkıyor. Hani şu gizlice dinlendiğinde MİT başı Hakan Fidan’ın ”sallarız Suriye’den 2 füze buraya işi bitiririz” dediğini hatırlayın. Ne oldu? Suruç’ta katliam yaptılar, sonra bir Asker öldü dediler. Yani barışa darbe sözümona. Herkes biliyor ki, ölen askeri de kendileri öldürdüler. Yani ne ilk defa ne son defa yaptıkları bir şey bu. Bizzat bu tip olaylara şahit olan asker yakınım var. Amma bu sefer tutmayacak gibi görünüyor.

21 Temmuz 2015

Çok kısa ve net olarak yazıyorum:

Suruç saldırısı, HDP’nin yüzde 13 oyla meclise girmesinin yarattığı korkudur. AKP, dinciler ve ırkçılarla işbirliği yaparak Kürtleri yok etmek için düğmeye bastılar…

20 Temmuz 2015

Okuyucum iki fotograf yollamış ve altına şu notu yazmış; ”Biz Adigeler dünyanın en ileri toplumlarından biriyken, 150 yılda en gerileri içinde yer alıyoruz! Önceden Adige dendiğinde insanlar erişilemez bir kültürden bahseder gibi heyecanlanırlardı. Şimdi artık ”Çerkes Tavuğu” bile önemini yitirdi. Size iki resim yolluyorum. Sağdaki Türk kültüründeki dejenerasyonun, soldaki de bizim dejenerasyonunun ispatı. Arkadaş dans mı ediyor akrobat mı anlayamadım. Az daha apış arası parçalanacak. Bu ne kepazeliktir! Yazık oldu şu güzelim kültüre!”

Değerli kardeşim, bu fotografta gördüğümüz Adige gencinde değil suç. Suç ona gelecek çizemeyen, yol gösteremeyen öküzlerde. Kendini izah edebileceği tek alanın dans pisti olduğunu dernekler gösteriyor. Bir tane dernek var mı ”bilimsel proje gecesi” düzenleyen! Çapları anca folklorün dans kısmına eriyor. Genç de ne yapsın! Böyle maymunluklar yaparak kendine yer arıyor.

Son diyeceğim şudur; derneklere yönetici diye hödükleri seçersen, oğlun da maymun gibi milletin önüne çıkar. Ya adam gibi yönetici seç veya çoluğunu çocuğunu bu kifayetsizlere teslim etme!

Dernek ”gece düzenleceğim” diye para topladığında para verme. İlla oynamak istiyorsa canın, bol bol düğün yap. Dernekleri pavyonlara çevirmeyin, eğitim ve bilim yuvası haline getirin. Pavyon diye boşa yazmadım. ”Kafkas” ekibini pavyonlarda bile gören şahitlerim var! Buraya kadar düştü iş!

Doğu’daki yangınlardan pis kokular çıkıyor. Umud edelim ki, bizim kocamış burnumuzun koku alma melekesi bozulmuş olsun. Daha önceleri de ”Terörist barındırıyor” diye Türk ordusu bizzat orman yakıyordu. Palavra falan da değil, o dönemin komutanları resmi olarak açıklamışlardı.

Savaşmayı pek seven eşşekoğlu eşşeklere iki diyeceğim var.

Bir; savaşıyorsan, insan gibi savaş. Asker askere! Cephe cepheye! Kimyasal kullanma… Sivillere zarar verme!
İki; savaşı kazanacağım diye doğaya zarar verme salaklığı yapma… Kazansan da kaybetsen de o ormanlara ihtiyacın var!

17 Temmuz 2015

Trafik kazalarında bu kadar can kaybı olmasının birbirine bağlı iki sebebi var.

Biri cehalet.

Öbürü bencillik…

Kaza raporlarında en yüksek oran hatalı sollama olarak gösteriliyor. Ben öyle ihtiraslı bir şoför değilimdir amma ara sıra kamyon peşinde sıkıldığım oluyor.

Bayram, düğün, dernek derken o günler insanların ölüm yıldönümlerine dönüyor. Cehalette ve bencillikle savaş şart. Eğer bu konuda ileri gidersek Tayyip gibileri de bizi yönetemez. Bir de bunu düşünün. Hem trafik de can kaybı olmayacak hem adam gibi adamlar bizi yönetecek.

Tayyip deyince! Adam rektör atamış. Sahte diplomayla üniversite mezunu birinin üniversitelere rektör ataması da sadece bizim gibi gerizekalı ülkelerde olur!

16 Temmuz 2015

Kimseyi rahatsız etmeden, germeden, gözüne sokmadan, tehdit etmeden aşağılamadan, çalmadan-çırpmadan orucunu tutanların Ramazan Bayramlarını kutluyorum.

16 Temmuz 2015

Ortalıkta gene Çeçen dinciler peydahlandı! Aman dikkat!

Gerçi diaspora akıllandı amma gene de ben ikaz edeyim. Sosyal medyadan ve e-maillerimden ”Halkların Kardeşliği” solaganıyla IŞİD’in Kafkasya’ya transferi hazırlıkları başladı. Kendine Çeçen diyen cibiliyetsizler yapıyor bunu.

Gerçek manada Çeçen bir elin parmakları kadar kaldı. Çoğunluğu Vahabi ve IŞİD’in kucağında oturuyor. O sebeple dikkat diyorum!

Bir Çeçen eğer ”Halkların Kardeşiliği” diye yaklaşıyorsa bilin ki, tek kelimeyle namussuzun tekidir. Uzak durun. Eğer halkların kardeşiliğine bu kadar önem veriyorsa önce kendi içindeki Vahabi ve IŞİD’li eşşekoğlu eşşeklerle savaşsın.

Önce kendi bir temizlensin. Sonra bakarız, kardeş miyiz değil miyiz…

Unutmayın bunlar halkların kardeşiliği diye diye kadim Oset halkının çocuklarını okullarda katlettiler!

Aman dikkat!

NASA Pluton’dan ilk resimleri kamuoyuna sunduğunda benim aklıma okunmuş fasulyeye ödül veren TUBİTAK geldi… Demek ki, neymiş: Nerde TUBİTAK orda BIRAK!

‘Kadının kafasındaki saçtan tahrik oluyor, kafasına türban dolatıyorsan, sen tipik bir ruh hastasısın. Öyle olmasa gün, 24 saat aklında cinsellik olur mu bre dangalak!

Hiç dikkatinizi çekmiyor mu? Televizyona çıkan dincilerin en akıllısından, en manyağına hepsinin aklı fikri cinsellik! Hüriler için Cennet istemek ne demek yahu! Tabii bu ruh hastaları kafa keser!

15 Temmuz 2015

Bu milletin ne çok ”kırmızı çizgisi” varmış arkadaş! Duyan da zanneder ki, dünyanın en ilkeli, en prensipli insanları!

Dünyanın en büyük hırsızları bu topraklarda yaşıyor!
Dünyanın en büyük canileri bu topraklarda yaşıyor!
Dünyanın en büyük tecavüzcüleri bu topraklarda yaşıyor!
Dünyanın en büyük kadın ve kendini farklı cinste hissedenleri katledenler bu topraklarda yaşıyor!
Dünyanın en büyük arsızları bu topraklarda yaşıyor!

Lakin herkes ”kırmızı çizgisi”ni çekiyor önümüze! Defolun gidin ulan başımdan!

Tayyip, ”Türk, Kürt, Çerkes, Laz, Abaza… Bizim kitabımızda bunların yeri yok. Biz TC vatandaşlığında bütünleşmeye mecburuz” demiş.

Bu lafın üzerine söyleceğim iki laf.

Birinci laf: Senin gibi bir hırsız ve eline gençlerin kanı bulaşmış biriyle bir Adige olarak asla ve kat-a bütünleşmeye mecbur değilim!
İkinci laf: Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, Yahudiler bu ükenin vatandaşları değil mi? Yoksa ümmetçiliği mi kakalıyorsun insanlara!

Uyanın eeyyyyyyy Adige-Abhaz diasporası! Taaa Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’ten 2.ci Cumhuriyet’e kadar hepsinin dini imanı emperyal hayaller… Sizi gene ”din kardeşiyiz” numaralarıyla uyutuyorlar! Akıllanın artık siz din kardeşi falan değilsiniz! Siz sadece uşak olarak stepne halde tutlan bir halksınız! Bakınız Kaf-Fed’in halleri!

14 Temmuz 2015

Öncelikle geçmiş olsun mesajları için sağolun, varolun. Meşhur laftır, nezle; ilaçla yedi gün, ilaçsız bir haftada geçer derler. Benim 4 günüm gitti kaldı 3 gün.

”Türbanlı bacımızın üzerine işediler” diye kıyameti koparan Star gazetesi, şimdi nedamet getirip ”Bizi de kandırdılar” diye yazı yazmış. Tüüühhhhhh sizin suratınıza rezil, rüsva adamlar. Masum insanlara iftira attığınız için başta o türbanlı bacınız ve Tayyip’iniz olmak üzere, Tha topunuzun belasını versin de türbansız kalın, eşşekoğlu eşşekler!

Devlet yeni kumpaslarla kendi halkının üzerine ateş açarak PKK’ya yıkma gayreti içinde. Fakat her yalanda olduğu gibi, bunda da mızrak çuvalı delip pırtlıyor dışarı. Yaralanan minibüs yolcuları, ateşin asker tarafından açıldığını beyan etmesinler mi!

Senelerce insanları kandırdınız. Hadi buna bir şey demeyeyim. Asıl lafım hemen HDP’ye parmak sallayanlara… Mesela Ahmet Hakan! -Ki, dincilerin içinde en aklı başında olanı- O bile HDP’ye hitaben; ”PKK’ya dur deyin, yoksa aldığınız yüzde 13 haram olur” diyor…

Birincisi; sivillerin yolculuk yaptığı minibüse ateş açan Türk askeri…
İkincisi; HDP anasının ak sütü kadar helal oylarını aldı. Hadi yüzde 9’du da senin ”sadakan”la yüzde 13 oldu. Utanmıyor musun vermediğin ”sadaka”nın hesabını sormaya eşşekoğlu eşşek!

Yok kardeşim yok, bu milletle aynı cephede savaşılmaz. Döner seni vurur, çıkarı için!

Bir yerde sağlam bir adalet sistemi yoksa, orada insan canı kıymeti sokak köpeğinden farksız olur. Herkes adaletini kendi arar. Bursa’da olan olay bu dediklerimin ispatı. Bir müteahhit, bir esnaf ile bir araya geliyor. Anlaşmazlık var aralarında. Müteahhit yanında mafya özentisi bir serseri ile geliyor, belli ki, gözdağı verecek. Bu serseri, esnafın oğlu ile silahlı çatışmaya giriyor ve genci vuruyor. Gencin babası da oğlunun silahını kaptığı gibi çakalı vurup öldürüyor.

Gazeteler öldürülen serserinin Facebook sayfasını yayınlamış. Adam ülkücü faşist! Hemen hemen tüm fotografları silahlı. Omuzları düşük. Kolları yana açık! Havasına bakarsan, zannedersin tüm dünyayı ayağının altına almış böcek gibi eziyor. Tabii kaderi onun karşısına ben yaşlarda yaşlı adamı çıkarıyor ve canından oluyor.

Serseriye gram üzülmedim. Bir mikroptan kurtuldu dünya. Fakat, iki çocuğu varmış. Onlar için kahroldum. Tayyip üç çocuk yapın diyeceğine, böyle manyakları kısırlaştırma kanunu çıkarsın. Şimdi bu iki sabinin ne günahı var? Böyle rezil bir adamın çocuğu olmaları onların suçu mu?

Tabii ki, tüm bunlar geri kalmış ve geri zekalılarca idare edilen bir ülkede yaşamanın kaçamayacağınız neticeleri.

Çünkü bu topraklarda; ne mahkemeler mahkeme, ne hakimler hakim, ne savcılar savcı, ne cezaevleri cezaevi… Hepsi cerahat içinde. Her yerden foseptik kokusu gibi koku geliyor. Bu sebeple de insanlar kendi adaletini arıyorlar. Ararken de böyle dangalak öküzlere mafyalık taslamak düşüyor.

“Yargıtay, Danıştay, YSK, RTÜK şimdi AYM. Yakında TSK zıplar. İktidar boşluk kaldırmaz. Vakit kaybetmeden erken seçim. Ya zillet ya millet.”

Bunu kim diyor?

Şamil Tayyar!

Çocuğunuza Şamil adını koymayın! Şaban ile aynı manaya gelir oldu. Zaten 150 yıldır Şeyh Şamil denen namussuzun Adige olduğunu kakaladılar bize. Güzelim Adige-Abhaz isimleri varken ne işiniz var Şamil’le, mamille! En azından Şamil Tayyar denen bu yaratıkla adaş olmasın, yazıktır!

13 Temmuz 2015

Yaşlılığın meydana getirdiği rahatsızlıklar oluyor. Yazın nezle olunur mu? Valla ben yaşa gelince olursunuz. O sebeple bir şey yazamadım. Kafam kazan gibi.

Yarın görüşmek üzere!

11 Temmuz 2015

IŞİD denen öküzler ordusu ”Hiçbir nesne put ve tapınma öğesi olamaz” diyerek Mısır’daki piramitleri de yıkacaklarını açıklamış. Bunlarda beyin yerine muhallebi var. Sıcağı yiyince daha da cıvıyor kafatası içinde!

Dünya üzerinde piramitlere tapan bir tek adembaba var mı? Yok! Eeeeee? Ki, tapan da olabilir sana ne! Sen günde 5 vakit Kabe’deki o dörtgen binaya dönüp namaz kılıyorsun, tapınıyorsun. Kimse sana Allah o binada mı da oraya dönüp kılıyorsun diyor mu? Sen binaya secde et, sonra piramitleri yık! Bunların kafada muhallebi yok da ne var?

Bu milletin koyun olduğu nereden belli? Seçimler bitti, toplu açılışılar bitti!

Demek ki, neymiş? Toplu açılış falan külliyen yalan!

Sonra kızıyorlar, ben bu millet koyun deyince!

Yalan haberlerle gaza gelen süzme salaktır. Ve bu süzmelerden bizim cenahta da bolca vardı. Kafkasya bölgesinden bolca yalan haber yapılır, bunlar da höykürürlerdi.

Hani şu uydurma Uygur Türkleri haberleri yok mu benzerlerini Ajans Kafkas adındaki Fetullahçı şirket yapardı. Millet de inanırdı.

Demem şu ki; eğer toplumunuzun eğitim ve gelişmişlik seviyesi ne kadar düşerse süzme salak sayısı o kadar artar!

Maalesef bizdeki durum da hiç iç açıcı değil…

10 Temmuz 2015

Daha önceleri yazmıştım. Bu topraklarda yaşayan esnafın yüzde 80’i köylü kurnazı ve ”bugün de doyduk elhamdürillah”cıdır. Küçücük çıkarı için Türkiye’nin her yeri satılır umursamaz. Amma kendi çıkarına ters giden en küçük şeyde hemen aslan kesilir. Çıkarı da beyni kadar küçük olduğu için sistem bunları çok sever, hoş karşılar, sırtını sıvazlar.

Bugün (dün) Ankara’daki esnafı ayağa kaldıran; Türkiye’deki kadın cinayetleri, işçi ölümleri, doğa katliamları, siyasilerin cep doldurmaları, dini istismarlar, rüşvet ve yolsuzlar, gençlerin sokaklarda katledilmesi değil…

Ne biliyor musunuz?

Mafya kılıklı adamların İ. Melih Gökçek’ten aldıkları otopark ihalesi.

Siz gene şaşırmayın ama, sebep bu da değil.

Ayaklanma bu mafyanın esnafın araçlarından da para talep etmesi.

İşte bu ülkenin esnafı bu kadar cücük beyinlidir… Cebindeki paranın 10’da dokuzunu çalan iktidara ”gık” demeyen bu esnaf, arabası için istenen otopark parası için gencecik çocuğunu anasının koynundan, toprağın koynuna gitmesine sebep oldu.

Bu pilav daha çooooookkkkkkkk su kaldırır!

Anladım ki, basında şöhret olan Adige-Abhazlardan adam çıkmayacak!

Mesela Taha… Taha Akyol! Adam MHP’lilerin turistlere linç girişimi ile Gezicilerin eylemlerini aynı tutuyor… İzansızlık buna deniyor işte!

Mesela Hıncal… Hıncal Uluç! Bunun durumu daha da felaket… Adamın bir gün dahi cinsellik aklından çıkmıyor. Tamam yaşın kemale geldi anladık da ayıp be birader!

Pardon! Hıncal Türk kökenli Wubıh idi!

Bahçeli, Ahmet Hakan’la yaptığı röportajda tam anlamıyla saçma sapan konuşuyor, elemanlarının linç girişimlerini geçiştiriyor, hatta sempatikleştirmeye çalışıyor. Elinde çay bardağıyla fotograf. Ahmet Hakan açıklama yapıyor ve fotografın arşiv fotografı olduğunu söylüyor. Dinciler soruyor; Bahçeli oruç tutmuyor mu?

Ulan sana ne! Eşşekoğlu eşşek! Tutar veya tutmaz! Adamın linççilerini korumasına takmıyorsun da orucuna mı takılıyor o oksijensiz kuş beynin!

09 Temmuz 2015

Doğu Türkistan Maarif Derneği üyesi yaklaşık 200 kişilik grup, Tayland’da bekletilen 200 Doğu Türkistanlının Çin’e iade edileceği gerekçesiyle, Zincirlikuyu’daki Tayland Konsolosluğu binasına ”Allah-ü Ekber” nidalarıyla saldırmış. Konsolosluk binasının kapısını ve camlarını kırarak içeriye giren grup, içerideki klasör ve evrakları sokağa dömüş…

Bu güzel ve akıl dolu eylemin aynısını Kaf-Fed ve benzeri diaspora örgütlerinden Rus Elçiliği için bekliyoruz.

Aman aman durun! Kinaye yaptım. Sizde MHP’liler kadar da da akıl yok, yapar mı yaparsınız…

Küçük Hüsamettin Ahmet Davutoğlu biliyorsunuz Profesör. Bunu kim profesör yapmışsa asıl onun diploması araştırılmalı… Kesin sahtedir. Yahu bir insan profesör olup da bu kadar salakça laf eder mi?

Ne demiş yazayım: ”Koalisyon kurulamaması halinde erken seçime gitmekten çekinmeyiz.”

Bak sen! Bre adam! Kanuni mecburiyet zaten koalisyon kurmazsan seçime gidilmesi. Yani sen çekinsen de eşşek gibi gideceksin, çekinmesen de… Bir daha yazayım: Kanuni mecburiyet var!

Küçük Hüsamettin’in bu lafı, ”yeşil ışığa yetişemezsem kırmızıda dururum” der gibi bir şey! Gerçi örnek de kötü oldu. Sanki kırmızı ışıkta duran var gibi!

Ben kime yazıyorum yahu! Böyle milletin böyle başbakanı olur!

08 Temmuz 2015

Tayyip Nasrettin hocanın ”Ye kürküm ye” hikayesindeki hikmeti yanlış tarafından anladığı için olacak; ”Yabancılar Saray’ı görünce ‘Burası büyük bir devlet’ diyor, demiş. Bir şeyi de doğru anlasa zaten bu duruma gelir miydi? Görgüsüz herif!

Gazeteler yazıyor ve fotograflıyor:

Ülkücüler kan isteyen afiş asmışlar: ‘Burnumuzda tütüyor Çinlinin kan kokusu.’

Genç İslami Müdafaacılar can isteyen afiş asmışlar: ‘Lut kavminin çirkin işini yapanı görürseniz faili de mef’ulü de öldürünüz.’

Ve biz bu hayvanoğlu hayvanların arasında sağlam Adige-Abhaz nesiler yetiştireceğiz öyle mi! Hayali bile zor!

Kısa Not: İslamcılar nazikler ama! Rica ediyorlar ”öldürünüz” diye! Ülkücüler gibi öküzlemesine dalmıyorlar mevzuuya!

07 Temmuz 2015

Ben onu-beşi bilmem; bir insanda mantık bitti mi izan da bitiyor. Bir yazıda gördüm, adam Büyük Çerkesya’yı Karadeniz’den Hazar’a kadar diye tariflemiş. Çüşşşşşşş, dedim. Bu da Adige-Abhazların faşisti. Tabii bir sürü gerekçe ve haritalar falan. Sanırsın tarihçi ve uluslararası ilişkiler master derece sahibi. Yok yahu bildiğiniz dangalak! Adige-Abhaz tarihinin hiçbir döneminde Hazar’ı görememiştir halkımız. Orada yaşayan halklar da kadim halklardır. Onun için içinizdeki faşist hislerinizden kurtulun ve salaklık yapmayın!

Bir programda rastladım. Üniversite hocası olan bir bilimadamı anlatıyor, ”insanlar kulaktan dolma tıp bilgileriyle çocuklarını aşılatmıyorlar. Büyük hata yapıyorlar. Hatta domuzdan yapılan aşılar var diye dedikodu yayıyorlar” diyor.

Bu toprakların en büyük meselesidir zaten dedikodu.

Dedikodu yüzünden insanlar öldürülür.
Dedikodu yüzünden Çinli diye Koreliler dövülür.
Dedikodu yüzünden otelerde insanlar yakılır…
Dedikodu yüzünden aile içi katliamlar yaşanır…

Yaşanır da yaşanır…

Niye? Çünkü, bu ülkenin yüzde 60’ı ilkokul eğitimi seviyesinde ve yüzde 30’unun okuma yazması yok! 2015 yılındayız!

Aşıda domuz kanı var diye çocuğunu ölüme mahkum edecek kadar cahil bir toplum.

Gerçi artık görmüyoruz ama kız diye doğan çocuğunu diri diri toprağa gömen güruh da vardı bu memlekette! Şimdi başka türlü gömüyorlar kız çocuklarını o da ayrı mesele!

Cahillik bir toplumu yer, bitirir…

Şimdi anlıyor musunuz Adige-Abhaz diapsorası bitme noktasına niye geldi. Çünkü hızla cahilleşiyor!

06 Temmuz 2015

Çinliler niye dünya harikası 6000 km uzunluğundaki Çin Setti’ni yaptılar? Çünkü dün İstanbul’da Çinli diye Koreli turistlere saldıran azgın köpeklerin ataları da gerçek Çinlilere saldırıyordu. Yani bunların meşrebi böyle…

Yahu bunlarla aynı ülkeyi paylaşıyor olmak ne büyük ızdırap! Cebimizde üç Kuruş para olsa da tası tarağı toplayıp anavatan gitsek! Ben bu yaşıma geldim anladım ki, bu hayvan sürüleri hayat var oldukça olacaklar…

Tayyip kısaca demiş ki; ”Müslümanın içki ve sigarayla işi olmaz.” Boşver bu marvaları. Sen Müslümanlarına önce Müslüman’ın hırsızlıkla işi olmaz”ı öğret ve daha önce de kendin uygula…. Yavuz hırsız dıye misal arıyorsanız aha sarayda oturuyor…

04 Temmuz 2015

Biri, ”Abhazya, sadece Abhazlara bırakılamayacak kadar önemlidir.” demiş. Kim dediyse bilsin ki, kendisi süzme salak! Bu topraklarda ancak çapsız, ağzından çıkanı kulağı duymayan, cahil cühela adamlar yetiştiriyoruz.

Boyundan büyük laf etmeyi ne çok seviyor bu millet yahu! Sorsan kıçında donu yok, Abhazya’yı kurtaracak dingil!

Burada 150 yıldır gel keyfim gel bir hayat yaşamış olan Adige-Abhaz diasporasında böyle şebeklerin çok olması şaşırtıcı değil. Kültürlerini kaybettikleri yetmiyor gibi artık Türk gibi oldular. Yani bol bol palavra! Sırtını birine dayamışsa kahraman, tek başınaysa tavuk!

Mesela, Türkiye tek başına (yani ABD’den veya Rusya’dan izin almadan) zart diye Suriye’ye girebilir mi? Naaaahhhhh girebilir! Değil Suriye’ye Sınırın bir adım ötesine giremez. Fakat yetkililerin açıklamalarına bakarsanız, zannedersiniz ki bunlar kendi istekleriyle girmiyorlar. Ne kadar benziyor Adige-Abhazlara (sadece Türkiye diasporasını kastediyorum) değil mi?

Adam olun adam. Sırtınız sağlam duvara dayalıyken değil, yekten çıkın ortaya da görelim kaç karat olduğunuzu?

Son 15 yılın en kalleş adamı kim diye sorsalar aklınıza kim gelir?

Devlet Bahçeli!

Bu cevap açık ara kazandı!

03 Temmuz 2015

Ölmüş karınla cinsel ilişkiye gireceksin,
9 yaşındaki kız çocuğuyle evlenip gerdeğe gireceksin,
Amcanın, dayının kızlarıyla veya karılarıyla evleneceksin,
Hayvanlarla cinsi münasebete gireceksin,
4 kadınla evleneceksin,
Ananın diz kapağını görünce tahrik olacaksın,
bütün bunları normal görüp, sapık olmayacaksın, sonra kalkıp LGBT’lileri sapık ilan edeceksin.

Sen o LGBT’lilerin tırnağına kurban ol! Sen sapığın kralısın kralı…

Bu sözlerim; Yeni Akit Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya’nın, “Devlet; hem ‘ahlâk katili’, hem de ‘Türkçe katili’ bu güruha engel olmakla kalmamalı, belli merkezlerde toplamalı ‘psikolojik tedavi’ süreçleri başlatmalı ve iyi olmadan da insan içine salmamalıdır!” lafının üzerine söylenmiştir. Tarihe böyle geçsin!

Ayrıca bazı dangalak diasporalarının törenle şeyini şey ettiğimin şeyinin şeyine kalpak taktıkları Bülent Arınç denen hödük de Hasan denen baltaya benzer açıklamalarda bulunmuş.

Asıl sizi tımarhaneye kapatmak lazım aşşağılık yaratıklar!

Toz olun ulan hayatımızdan…

02 Temmuz 2015

Kübalıların nüfusu 11 milyon. Diaspora Adige-Abhazların nüfusu kimine göre 5 kimine göre 7 milyon. Ortalama nüfusumuz Küba’nın yarısı kadar yani.

Tüm dünya Küba’yı konuşuyor.

Sebep?

Çünkü çoğumuzun burun kıvırdığı Kübalı HIV virüsünün anneden çocuğa geçişini durdurmayı başarmış.

Biz ”nasıl kıvrak dans ederiz”, ”nasıl güzel gecelere yaparız”, -sahte imam gibi- ”nasıl 21 Mayıslarda salya sümük ağlarız” diye günümüzü gün ederken, Kübalı dünyayı kurtarıyor.

Ya arkadaş, seni kim takar kafana kalpak takıp, eline bayrak aldın diye. Bırak dünyayı, kendi insanına ne katkı sağlayabildin! Hadi onu da geçtim, kendi anana babana, çoluğuna çocuğuna nasıl bir gelecek sağlayabildin!

Sen bu kafayla anca günlük sosyal medyaya meze olursun bre şebek! Nitekim oluyorsun da! Bugün varsın yarın yok!

Deniz Baykal’ın Adige olduğunu cümle alem bilir. Onun siyasi kaderi ile Türkiye Adige-Abhaz diasporasının kültürel kaderi ne kadar benzeşiyor değil mi! Sürekli kaybediyorlar. Ama kaybettiklerini an-la-mı-yor-lar.

Bir askerin su içerken fotografını internete koydu sanatçının biri. Dinci eşşekoğlu eşşekler veryansın etmişler. Vay efendim asker niye oruç tutmuyor diyeninden, sanatçıyı vatan haini ilan edene kadar, bir sürü dangalak hakaret üstüne hakaret. Millet sahiden de delirmiş yahu!

01 Temmuz 2015

Hem ”biz Kürtlere ne ayrımcılık yapıyoruz ulan” diye atarlanan,
hem de Doğu’ya yapılan tayinlere ”mecburi hizmet”,
cezalandırmaya ise ”Doğu’ya sürgün” diyen
insan müsvettelerinin yaşadığı yere Türkiye denir!

”AKP’den milletvekili seçilen Markar Eseyan’ı bana tarif eder misin” derseniz. ”Bizim için Kaf-Fed ne ise Ermeniler için de Markar o!” derim. Yani, kendi halkını asimile etmekten başka hiçbir halta yaramaz!

Televizyonda belki denk gelmişsinizdir. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa diye bir şebeği çıkarıyorlar ekranlara son zamanlarda. Adam tam manasıyla cibiliyetsiz… Hem de öyle böyle değil! Daha fazla yazamıyorum CC engelliyor.

Bu ahlaksız adam IŞİD, PDY’den daha iyidir dedi! Vallaha da billaha da dedi. Ki, o IŞİD bunun ırkdaşlarının anasının, bacısının ırzına geçti, sonra da pazarlarda sattı. Şimdi bu namussuz adam gelmiş Türk televizyonlarında Tayyip ağzıyla IŞİD’i övüyor. Türk ordusunu Kürtlerin üzerine salmak için kışkırtıyor.

Ulen PYD olmasa senin anan, bacın da IŞİD’in elindeydin alçak!

Bunlarda insanlık yoktu ama ar-namus da kalmamış birader.