BİR ÇOCUĞUN YAŞAM ÖYKÜSÜ

MAMIRIKO Nuriyet
Adige Mak Gazetesi, Aralık 2013
Çeviri AÇUMIJ Hilmi

İnsanın, çocuk dahi olsa yaşamını büyüteç altına alacak olursak dile getirilecek anlatılacak çok şey buluruz; zaman ve dönemin olayları, etrafındaki insanlar ve çocuğun kendisi, bu çevrenin onun üzerine etkileri, onun çevreye bakışı…

Bence HURME Hüseyin tüm bu açıları ‘Sokağımızda Güneş Yükseliyor’ isimli romanında ele almış. İlk cildi 2011 yılında basılmıştı ikincisi ise bu yakınlarda yayınlandı.

Yazar bu cildin kapağını da kendi yaptığı resimle bezemiş. Sülalesini temsil eden ağacın köklerinde sülalesinin arması var, hepsinide, evren, güneş ışıkları çevreliyor. Bütün canlılar için baharın mutluluk getirdiği, kuşların kanatlandığı, her şeyin ayaklandığı dönem olduğunu resim gözler önüne seriyor.

Yazar ilk sayfada anne-babası, kardaşleri, kızkardeşleri, yetiştiği büyüdüğü Hatıjıkuaye köyünün nahıjlarını iyi bir şekilde anarak günümüzde aramızda bulunmayanlara eserini ithaf ediyor.

Herkesin çocukluğu aklında kalıyor, en güzel hatıralarını oluşturuyor. Bunun sebebi ise iyi, kötü, güzel, çirkin, kendini ifade etmek, çabalamak gibi herşey o zaman öğrenilmiştir. O yüzden atalarımız boşu boşuna «ицIыкIугъом умыгъасэрэр ины зыхъукIэ пфэгъэсэжьыщтэп – küçükken eğitmediğini büyüdükten sonra eğitemezsin’ dememişler. İşte bu yüzden eğitimin zorluğu ve ivediliği sebebiyle genci-yaşlısı, köylüsü-mahallelisi bir olup çocuğun sadece ailesi değil diğer hepsi de bu konuda çabalarlardı. Çocuk sadece ailenin değil tüm köyünde çocuğuydu.

Hurme romanında bütün bunları özene özene, dikkat ede ede işliyor. Bana göre çocukluğu unutulmaz kılan bitmez bir sevinçle-mutlulukla sonu olmayan pek çok sayıda umutla dolu olması ve çocuk yüreğinin güvenle dolu olmasından kaynaklanıyor olmalı. Çocuk her şeyi öğrenmek ister, her şey ona ilginç gelir işte bu yüzden o zamanlarda duyduğu şeyler gördükleri diğer zamanlarında gördüklerine kıyasla yüreğinde daha derin yerler edinir. Bu yüzden çocuğun faydalı bir şekilde eğitilmesinin büyük önemi vardır. İşte bu  yüzden, bu roman Adıgelerin eleştirebilecek yönü dahi olmayan eğitim sistemlerinin yaklaşımlarının ele alındığı  bir örnek niteliğindedir.

Sanatsal normlara sahip bu romanın özünü aslında HURME Hüseyin’in anıları oluşturuyor. Romanın ana kahramanı ikinci dünya savaşı ardındaki zorlu yıllarda yetişmiş olan Salbıy. Evet, yaşam bu zaman diliminde kolay değildi, İnsanlar savaştan çıkmış zayıf, fakat zaferi kazanmış olmalarının verdiği onurlada güçlüydüler, el ele vererek ülkeyi yeniden düzene kavuşturuyorlardı. Roman kahramanı çocuğunda annesi-babası, akrabaları, komşuları köyün akıllı-vakur nahıjları da böyleydi. Bütün onların sıcaklıkları romanda bize iletiliyor. Salbıy’de onların bu hallerinden etkileniyor ellerini aklını onlardan gördükleri üzerine geliştiriyor. Bu minval üzerine yaşamın içerisinde yer alıyor. Onun etrafında kavramadığı anlamadığı pek çok şeyde var; Köydeki yaşam, evlerinin ailelerinin içindeki xabzeden, bakış açılarından yaklaşımlardan içinde bulundukları zamanın şartlarına uymayan şeylerin varlığı ve diğer pek çok sorun… Bütün bunlara çocuk yüreğiyle yaklaşıyor kendince anlamlar veriyor çıkarsamalarda bulunuyor.

İki ciltten oluşan ‘Sokağımızda Güneş Yükseliyor’ isimli romanın adınında çocuk düşüncesini sembolize ettiğini, oradan kaynaklandığını düşünüyorum. Çocukken, evimiz gibi bir başka evin olmadığını, sokağımız, bahçemiz, etrafımızdakilerin eşsiz olduklarını düşünür ardından kavrama yetimizin genişlemesi ile  dünyayı değerlendirmeye başlarız.

Roman çalışkan bir Adige gencinin doğuşunu, yetişmesini, kendi önünde uzanan yolu açarak genişletmesini anlatıyor; Salbiyciğin köyünü, buradaki derenin akışını, şırıltısını, köylülerinin samimiyetini çalışkanlıklarını, ailesini izliyoruz. Bütün bunlar tüm yazılanları hoş, okunası kılıyor, geçtiğimiz 20. yüzyılın ikinci yarısının bir resminin, sesinin yeterli olarak duyulması bizi memnun kılıyor. Eserde hem olaylar hem o dönemde yaşamış insanlar canlı ve olduğu üzere açık açık anlatılmış.

İki ciltlik bu eser çeşitli kısımlardan oluşuyor. Birinci ciltte 25 kısım, ikincisinde ise 43 kısım var.

Adige okurlar iki cilt olan bu eseri alıp okuduklarında bizim değinmediğimiz bahsedecekleri pek çok şeyi görmüş olacaklar.

Ayrıca yeni romanı ile büyük bir adım atmış olan HURME Hüseyin’i de tebrik ediyoruz.