BAYRAĞA TAKILANLAR

YEMUZ Nevzat Tarakçı
12.01.2008

Nerede, hangi salonda bir Kafkas programı yapılsa, programla hiç ilgilenmeden, hiçbir şeyi önemsemeden Çerkes bayrağı arayanlar.

Bulamazsa kıyameti koparanlar.

Bulursa, bayrağın boyuna takılanlar.

Boyu da yeterliyse, “Hangi ’boy’ un bayrağı?”diyenler.

“Adigey mi? “

“Kaberdey mi?”

“Niye Abahazya bayrağı değil?” demekten vazgeçemeyenler.

Bayrağa takanlar.  

Programın niteliğini, içeriğini, düzenini, akışını, üslubunu hiç merak etmeyenler.

Bayrağa takılanlar. 

“Hangi ülke olursa olsun, hangi salona asılırsa asılsın en büyük bayrak, Çerkes bayrağı olmalı!” diyip bayrağın boyutunda boğulanlar. 

“Salonda, alanda varsa Çerkes bayrağı sorun kalmamıştır!” diyenler.

Devamında ise:

“Bir dur bakayım! “

“Çeçen bayrağı, Abhaz bayrağı değil mi yoksa bu bayrak!

“Yoksa Dağıstan, Kaberdey, Adigey… bayrağı mı? “

“Ne anlamı kaldı ki, benim “boy”umun bayrağı değilse!” diyenler. 

Bayrak özgürlükse,

Bayrak, insanca hür yaşamaksa,

Bayrak sevgisi, ne ulvi bir duygu, kim alkışlamaz ki bu sevgiyi?

Bayrağa saygı;

Topluma saygıysa,

Milliyetçilikse,

Vatanperverlikse ne hoş bir duygu! 

Ama bu “ Sadece benim bayrağım sevgiye, saygıya layıktır, diğerleri tu kakadır!” boyutuna gelirse, otur ağla, kalk ağla! 

Var mı daha aramızda Kafkasya’yı dünyanın merkezi, “ Çerkes ” ligiyse evrenin ekseni sananlar? 

Efsanelerden, genel kabullere geçemeyenler! 

Başkalarının da güzelliklerinin olabileceğini, insana yakışanın evrensel değerlere saygı duymak olduğunu, düşünemeyenler! 

Milliyetçiliği, kupkuru ırkçılık sananlar!

Bayrağa takanlar, bayrağa takılanlar, bayrakta boğulanlar! 

Ezberini tekrar edenler, yeni güzelliklere yelken açamayanlar!

Siyah ve beyazdan başka renk tanımayanlar!

Hâlâ var mı sizce? 

Sahi, “Tek bayrak, benim bayrak!” mantığını kullanan var mıdır aramızda?

Sözüm, tabii ki bayrağını sevenlere, bayrağına değer verenlere, bayrağının değerini bilenlere, topluma katkı için çırpınanlara değil asla! 

Sözüm, “Neden Türkiye’de Türk bayrağı, Rusya’da Rus bayrağı var?” diyenlere.

“Neden Türkiye’de Atatürk’ün, Ürdün’de kralın posteri asılıyor?” diyenlere. 

Bu şarkılar eskimedi mi sizce de? 

Yaşadıkları devletin yasalarını tanımayanlar, devletlerarası hukuk kurallarını anlamak istemeyenler ne yapmak istiyor anlayan var m? 

Anlayan var mı, “Ben sevmeden sevilmeyi bekliyorum!” diyenleri? 

Var mı anlayan “Nefretin karşılığının sevgi olabileceğini ” sananları? 

Bir aydınımızın, yılların tecrübesiyle derinden acılar hissederek sitemkârane “ Türkiyeli Çerkeslik miğferi “ dediği bu mu yoksa?  

Her bayrak saygıdeğerdir!

Elbet, her bayrağa saygı duyulmalı. 

Ya, her ne sebeple olursa olsun, dedesinin kanını da taşıyorsa bu bayrak… 

Ya da bayrağını veya bayrağının dalgalandığını hiç görmediyse bu insan! 

Ne dersiniz? 

Bence, bayrakların büyüklüğünü değil de yüreklerin büyüklüğünü tartışalım önce! 

Yüreklerdeki bayrakları konuşalım! 

Gönüllerdeki barış duygusunu, özgürlüğü, sevgiyi, kardeşliği…

İnsanların toplumu, kültürü, öz değerleri için ne yaptıklarını, ne yapabileceklerini konuşalım. 

Toplumu için yazan, toplumu için konuşan, kültürü için üreten güzel insanları konuşalım.

Konuşalım da sayıları artsın örnek şahsiyetlerin. 

Konuşalım, toplumuna hizmet için çarpan yürekleri, başkaları için de yaşamayı hayat tarzı kabul etmiş yiğitleri!  

Konuşalım, bu yiğitlerin yüreklerinin zirvelerinde temiz duygularla dalgalanan o güzel bayrakları. 

Konuşalım da toplum olarak bizler de ideallerimizi, asalet ve zarafetimizi, bayraklaştırıp gönüllerimizin zirvesine dikelim! 

Yüreklerimiz, özgürlük ve barış duygularıyla dalgalansın!

Bu bayraklarla gönüller fethedilsin! 

Bayrağa saygı,  hiç şüphesiz, onun temsil ettiği değerlere, birliğe ve bütünlüğe, bağımsızlığa sahip çıkmaktır. 

Tabii ki toplumumuzun, 1864’ten gelen vatan, bayrak hassasiyeti asla unutulmamalı!  

Bayrak ve vatan boyutunda biriken acılar, bu acıların büyüttüğü öfkeler mutlaka vardır, olmalıdır. 

Ama asla sevgi ve özlem, nefrete, kine, öfkeye dönüşmemeli.

Her ne hal olursa olsun, her tavırda akıl ve sağduyu hâkim olmalı. 

Bayrak elbette toplumun mührüdür.

Güvenin, birliğin, barışın dalgalanan sembolüdür.

Bayrağı sevmek, özgürlüğü, barışı, insanlığı sevmektir. 

Kıskançlık, nefret gibi duygular rüzgârı olmasın bayrakların.  

Dostlukların, güzelliklerin rüzgârı dalgalandırsın bayrakları. 

Hoşgörü, tahammül ve anlayış bayraklaşsın gönüllerde. 

“Benim bayrağım bana ne diyor acaba?” diyip bayrağıyla dertleşenlere, 

Yüreğindeki vatan aşkıyla yanıp tutuşanlara, 

Bayrak sevgisiyle coşanlara,  

İnsanlığa hizmet duygusuyla devleşenlere binler selâm olsun!