“AĞLATAN DANS” IMIZA NE OLDU?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
15.10.2016

Şu meşhur TV dizimizden bahsediyorum.
Şu ilk göz ağrımız, “Ağlatan Dans” ımız.

İlhamını Çerkes toplumunun efsane ezgisi “Ağlatan Kafe” den alan “Ağlatan Dans”

Bilirsiniz, ilkler önemlidir.

İlkler derin izler bırakır.

İlk sevgili,

İlk aşk,

İlk göz ağrısı…

Toplum olarak, namı diğer bu diziyle güzellikleri ve eksiklikleriyle bir ilki yaşadık.

 

İNSAFSIZCA ELEŞTİRDİK!

TV dizisi konusunda çok yeniydik.

Çok acemiydik.

Bir o kadar da duygusaldık.

Belki bilemedik,

Belki beğenmedik.

Ama estik, gürledik.

Eleştirdik!

Hem de acımasızca, insafsızca eleştirdik.

Ve başlamadan bitirdik.

Daha iyisini öneremeden diziyi tükettik.

“Bu dizi bir ilk!” diyemedik.

Hoşgörülü olmadık.

Ve diziyi bitirdik, rahatladık!

 

DİZİYİ, ÇERKES BELGESELİ SANDIK!

Diziyi keyifle izlemek varken yoksa biz bu diziyi “Çerkes tarihi belgeseli” mi sandık?

Hepimiz tarihçi mi kesildik?

Galiba, insafsız eleştirilere “Durun bakalım beyler, biraz insaf, bu dizi, bu kültüre değinen ilk dizi.” diyemedik.

“Bu dizi, ilerleyen süreçte çok daha güzel dizilere kapı aralayabilir.” sözünü söyleyemedik.

Vur deyince öldürdük.

Galiba yine mükemmeli istedik.

Bulamayınca idama mahkûm ettik.

Dur bakalım, bize daha yetişmiş çok sanatçı lazım.

Çok Zoloy,

Çok Setenay,

Çok Zalina,

Çok Elbruz lazım, diyemedik.

Aşkla, şevkle izleyemedik.

O güzel müzikleri duyamadık, dinlediklerimizi hissedemedik.

Emeği geçenlere teşekkür edemedik.

Top yekûn yüklendik.

Yok ettik.

Tükettik.

 

BİZ BÖYLEYİZ İŞTE!

Her şeyde bir eksiklik bulmak, güç beğenir olmak, galiba Çerkes toplumunun önemli bir özelliği.

Sanki “üzümün çöpü armudun sapı” deyimi bizim için söylenmiş.

Yapıcı eleştiriye can feda!

Ah şu yıkıcı eleştiri olmasa!

Beğenmemek…

Hiçbir şeyi beğenmemek…

Sahi biz, CHERKESS filmini de mi insafsızca eleştirmiştik!

İstemek…

Hep mükemmeli istemek ama sadece istemek.

İstemenin ilerisine geçememek!

Daha da kötüsü bunu “kader” bilmek.

Sonra oturup ağlamak!

 

GALİBA AĞLAMAK YARAMIYOR BİZE!

Ağlatan kâfa,

Ağlatan dans…

Galiba ağlamak yaramıyor bize!

Biraz da gülsek mi, ne dersiniz?

En azında halimize!