|
|
................... |
|
................... |
YÖNETİCİLERİMİZ
ve KİMLİK |
GHUNEKHO K. Özbay |
|
 |
................... |
|
................... |
Çerkesler kendi içlerinde bir çok alanda olduğu gibi yönetici ve
idarecilerimizde çıkmıştır. Ben bunlardan dernek başkanlarımıza
değinmek istiyorum.
Derneklerimizin yönetimlerinde her meslekten, her konumda
insanlarımız yer almakta, alıyor da. Ancak,
Çerkes olarak baktığımızda bazı enteresanlıkları da görmekteyiz.
Görürüz ancak üzerinde de durmayız. Sizlere bu konuda içimizde
birini, yani ağabeyim C. Özbay'ı tanıtmak istiyorum.
Kendisi özünde çok iyi bir kişi. Kimsenin kalbini kırmaz ve
herkese de yardımcı olmaya çalışır. Bunun dışında 60 yıllarından
beri derneklerimizde yöneticilik ve yazılarıyla karşımıza
çıkmakta. Evet baktığımızda her şey güzelde; kendisi iyi bir
Çerkes aile babası olabilmiş midir?
C. Özbay, 22 yaşlarında Slav (Boşnak) kökenli biriyle evlenir. Üç
çocuğu olur ve isimlerini Setenay, Nart, Canset koyar. Kızları
Çerkes olmayanlarla evlilik yaptılar ve Nart’ın da bunlardan
farkının olacağını sanmıyorum. Ailede çocukların eğitimi anneden
başlar. Annenin kültürü, düşüncesi çocuğun yetişmesinde en büyük
etkendir. Yıllardır Çerkes, Çerkeslik diyen ağabeyim, Çerkeslik
adına çocuklarına bir şey veremedi. Bunun gibileri de
derneklerimizde mevcut. Hatta kendileri çok faaller ve her zamanda
ön saflardadırlar. İşte sorunda bu noktada başlamakta. Hem
Çerkeslikten bahsedeceksin, hem geleceğimiz olan çocuklarımız
başka kimliklere endeksleyeceksin. Bunların durumunu bir hata
olarak da görmemiz mümkün değildir. Bu düşüncede olanlarımız ne
kadarda mutlu görünseler de Çerkes’iz deseler de kendilerini
kandırdıkları gibi bizleri de kandırdıklarını sanırlar. Çünkü
Çerkeslik düşüncesi olan ulusunun gelecekle ilgili düşüncesinde
olanlar, Çerkeslik dışı evlilik yapmazlar. Demek ki bunlar kendi
kimliklerinin farkında değiller, vardıklarında da geç kalmış
olurlar. O halde, neden ön saflarda olduklarına baktığımızda
sıkıntılarından, ezilmişliklerinden kurtulma isteminin yattığını
görürüz.
Bu konuyla ilgili yıllar önce BLENEGHAPTSE Bekir Özütemiz Bey
şöyle demişti:
- Eşim Çerkes değil, kızlarım var, yaşantımdan da sıkıntılarım yok
ama, onları Çerkes yapamıyorum. Mutfağa girdiğimde halıjhun kokusu
burnumda tütüyor, yaşantımızı mutluyuz diye kimliğimizin üstüne
kurmaya çalışıyoruz…
Daha sonraları kızları da başkalaşmışlar.
Doğal olarak içlerinde bedelini ödeyen, ödetilenlerde var.
Bunların dışlanmasını da düşünmüyorum ama çocuklarımıza küçük
yaşlarda kimliğimizi aşılamalıyız ki bu sorunları yaşamayalım.
Evet, konuları biraz dağınık olarak yazarken yöneticilerimizin
olması gereken vasıflarını da belirmek istiyorum:
- Dernek başkanı ve yöneticilerimiz mutlaka Çerkes olmalı.
- Bu yöneticilerimizin de eşlerinin Çerkes olması gerekli.
- Ana dillerini konuşabilmeli, okuyabilmeli, yazabilmeli.
- Genel olarak yüksek okul mezunu, meslek sahibi ve yabancı dil
bilmeli.
- Çocukları mutlak surette Çerkes ortamında ve evlilikleri de
Çerkeslerle olmalı.
Ben bunların geleceğimize yönelik kurallar arasına katılmasını
istiyorum, bu benim düşüncem ama şovende değilim. Toplumumuzun
geleceği Çerkes’im diyenlerin elinde olduğuna inanıyorum. Karışık
olana da "sen ne biçim Çerkes’sin" diye sorulmaz mı? |
|
|
|
|
|
|
 |