Yusıf'ın babası Şaban, 1990 yılında
Türkiye'den büyük bir grupla birlikte gelip Adigey'e
yerleşenlerden biriydi. Yusıf , sadece pşıneyi
değil, şık'epşıne'yi (шык1эпщынэ/kemaneyi) de
"konuşturuyor". Parmaklarını yaylar üzerinde
gezdirerek ulusal nostaljiyi (tlepq cvej)
canlandırıyor. Yaşamın ürettiği düşünceleri şık'epşıne
aracılığıyla insanlara duyurmak istiyor.
Müzik insanın kanına bir girmesin, onu kim
durdurabilir ki? Şaban'ın oğluna Yusıf adı verildi.
Çocuk, artık dedesinin adını taşıdığını biliyor. Çocuk
şık'epşıneye yatkın olduğunun da bilincinde. Yedıc
Guş'ave Türkiye'den gelince, AC halk sanatçısı
Ğonejıko Asker'in yardımıyla pşınave/akordeonist
oldu, ulusal sanatımıza içten bağlandı.
Yedıc Guş'ave ile minicik Bğoşe Yusıf birlikte Adige
şarkılarını çalmaya bir başladıklarında, duyduğumuz
sesler, neredeyse gök kubbeyi dolduruyormuş gibi
oluyor. Bütün bir dünya da bu sesleri ah bir duysa,
diyerek coşkuyla onlara alkış tutuyoruz, bu ikisi
ulusal nostaljiyi yeniden bize yaşatıyorlar.
Teşekkürler, Yusıf! Şık'epşınen (telli kemanen) barış
için hep böyle çalmaya devam etsin, ulusal
nostaljiyi sürekli diri tut, insanlığa mutluluk ve
sevinç saçmayı sürdür. Yeryüzünü aydınlatan ve hiçbir
zaman sönmeyecek olan barış meşalesini (джэныкъо
маш1ор) taşıyanlardan biri oldun artık, tüm
mutluluklar seninle olsun.