YEMİNLİ KARDEŞLİK (L’AQUE)

TLETSERUK Nahit Serbes
01.02.2016

Çerkesya tarihi ile yakın bağlantısı olan “L’aque (Tlako) (1)” dünyada benzeri az, soylar arasında ve yemin ile girilen, korunmaya dayalı bir örgütlenme şeklidir. Bu kuruluşun yardımlaşma gibi aşağıda okuyacağınız başka yararları da vardır. Çerkesya’yı ziyaret eden gezginler, L’aque kelimesine sosyal anlamda; Arapça: “Cemiyet’ül İkha eş-Şerkesiyye”, Fransızca: “Amicale Circassienne” ve İngilizce: ” Society of Fraternity” demişler ve sonuçta L’aque’yi “Kardeşlik Cemiyeti” olarak tanımlamışlardır (2). L’aque’ler: Selam vermekten, alış veriş yapmaya, cezaların uygulanmasından, eğitimin nasıl verileceğine dair tüm kurallarını kendi içlerinde belirlemişlerdir. L’aque’lerin kişi sayısı kimi zaman 100’den az veya daha fazla kişiden de oluşabiliyordu.

L’aque fertleri; insanları hoşnut edebilmek için, davranışlarıyla sosyal hayatı bir aktör gibi yaşarlar ve karşılarında bulunanları bu centilmenlikleriyle etkilerlerdi. L’aque mensuplarının arasında, küçük veya büyük ayrımı yoktu. Ne küçüklük kayırılma sebebi olabilir, ne de tek başına büyüklük kişiyi üstün kılardı. Üyelerinin hepsi eşit olup, hiçbirinin gördüğü saygı ve sevginin ötesinde bir imtiyazı yoktu. Tarih boyunca büyük bilginler yetiştiren L’aque’lar, haklı bir üne sahiptiler. İddiaları, barışa ve mutluluğa giden yolda tüm insanlarla kardeş olmaktı. Bireylerinin isimleri, centilmenlik ve kahramanlık şiirlerinde geçerdi. Fakat hiçbirinin sosyal veya hukuki bir ayrıcalığı yoktu. Tüm davranışlarında dikkatli olmak zorundaydılar. Sade vatandaşın yaptığı ve kamuoyu tarafından normal karşılanan bir davranış, L’aque için hoş karşılanmayabilirdi. Onlar kadim gelenek, görenek ve kabullerine göre duruş ve davranış sergiliyorlardı. Saygılı bakmalı, nezaketli oturmalı, ölçülü ses tonu ile konuşmalı, kişileri önemseyerek iletişim kurup, kendileriyle ne kadar barışık ve sosyalleşmiş olduklarını göstermeliydiler.

Bütün L’aque fertlerine, iyi insan olmaları konusunda dersler verilirdi, daha sonra da savaşçı ve şövalye ruhlu olmaları için eğitilirlerdi. Bu nedenle bütün L’aque fertleri birbirlerine kardeş ve kız kardeş gözüyle bakarlardı.

Yeminli Kardeşliğin Bazı Önemli Noktaları

1) Kardeşlik yemini eden soylar bu yeminden sonra kardeştirler ve kardeş sayılırlar.

2) L’aque fertlerinden birisi bir felaket ile karşılaştığında, kardeşlerce ona yardım eli uzatılır.

3) Evlenecek olan gençlere, yardım edilir.

4) L’aque fertlerinin gelişmiş insan olmaları için, gerekli erdemler akıl ve sezgi yoluyla bulunup, uygulanır.

5) Güçlüklerin aşılmasında, savaş ve düşmanlık gibi durumlarda; kardeşler birbirine yardım eder. (3)

6) Yeminli kardeşlik grubu üyelerinin birbirleriyle evlenemezler.

Yeminli kardeşlik grubu üyelerinin biri birleriyle evlenmelerinin katı yaptırımlarla engellenmiş olmasının amacı; evlenmenin gerektirdiği bazı örf adet yükümlülüklerinden dolayı, aynı grup içerisinde bulunan fertler arasında bir takım anlaşmazlıklara yol açma ihtimalinin ve beraberinde toplumsal düzenin bozulma tehlikesinin ortaya çıkabilecek olmasıydı.

Avrupa Birliği’nin Türkiye Temsilcisi olan Hans Jorg Kreschmer, Ankara’da Çerkes’ce öğrenen çocukların diploma töreninde yapmış olduğu konuşmasında, Çerkes kültürü hakkında: Avrupa kültürünün kökü ve anası”, nitelemesi yapmıştır.


Hans Jorg Kreschmer      

Dolayısıyla, Yeminli Kardeşlik’in Batı’ya nasıl taşındığı konusundan da biraz söz etmemiz gerekiyor. 

İnsan topluluklarının göç yolları üzerinde olan Kuzey Kafkasya’yı, antik gezginlerin ziyaret etmeye başlamaları ve orada “yüksek bir kültür” ile karşılaştıklarını yazmaları, çok eski dönemlere uzanmaktadır.

Çerkesya’yı gezen antik gezginlerin çoğu İskoç, Gal ve Kuzey İrlanda asıllıydılar. Heredot, Verrius, Mela, Strabon ve Plutark, Kafkasya’yı gezip, Çerkes kültüründen övgüyle bahseden gezginlerin bazılarıdır. Çerkesliğin öğretilerine, örgütlenme (L’aque) şekline ve gizli kalmış sırlarına vakıf olabilmek için, Kafkasya’ya gönderilen bu İngiliz asıllı antik zaman gezginleri, Çerkeslerin arasında faaliyetlerde bulunmuşlar, Çerkeslerin yaşam biçimlerini, kültürel değerlerini incelemişler ve gazetelerde yayınlamışlardır.(4)

Bütün bu olayların sonucunda, Avrupa erken bir tarihte Yeminli Kardeşlik Kuruluşu ve Çerkes kültürü ile tanışmıştır. 17.yy İngiltere’sinde, öğreti arayışı içerisinde olan İngiliz soyluları, aydınları ve iş adamları, Çerkes halkının ürettiği yüksek kültürel değerleri: “L’aque”, Adığağe ve Zexes eğitim sistemlerini gözlemişlerdir. Yani Çerkesliğin öğretilerini, üstün insan olma ve saygıya dayalı Kardeşlik Zinciri adıyla yeni bir öğreti tarzı, sanat akımı olarak, köklerinin de çok eskilere uzanan kadim İngiliz kültürü olduğunu vurgulayarak, Londra’da Rahip James Anderson’a bir tüzük yazdırılıp dünyaca ünlü olan Anderson Yasası‘nı yayınlamışlardır.

Dipnotlar:
(1) L’aque, kelimesi Çerkesce ”onurlu, kibar insanların ülkesi” anlamına gelir. Yusuf İzzet Paşa, “Evrikalarım -Bulduklarım”, İstanbul 1915, Osmanlıcadan – Doğan Erdinç.
(2) Yunus Emre Özsaray, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2012.  Baj, Jabağı Çerkesya’da Terbiye ve Sosyal Yaşayış, 1. Baskı, Ankara: Kafdav,2007
(3) Pçentleş Dr. Memduh Ceylan, www.Dzıbe.com. Düzce, 17.11.2013
(4) Soner Daur: www.circassiancenter.com/cc-turkiye/kultur/093_cerkeslerin-2.htm