VAR MI O ÇERKES’İ TANIYAN?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
13.01.2014

Bir Çerkes var canı fena halde sıkılan.

“Ah!”, “Vah!” ve “Eyvah!” ları çok olan.

Talihine isyan eden,

Tarihini eleştiren,

Haksızlıkları kabullenemeyen.

Bir Çerkes var oldukça endişeli.

“Dilim unutuluyor, kültürüm elden gidiyor, yok oluyorum!” diyen.

Bir Çerkes var öfkeli, kabına sığmayan.

“Hadi, ne duruyorsunuz, ne gerekirse yapalım, yıkalım, kırıp geçelim!” diyen.

Bir Çerkes var durgun ve donuk.

Merak etmeyen, okumayan, araştırmayan…

Sadece konuşan, kendini her zaman haklı bulan…

Bir Çerkes var oldukça bencil bir o kadar kıskanç.

Gerçekle hayali karıştıran, dev aynasının içinde yaşayan.

Tarihine, kimliğine, kişiliğine, hayallerine toz kondurmayan.

Bir Çerkes var “Ben, mutlu ve umutluyum!” diyen.

Gününü gün eden, unutulmuşluğa, tükenmişliğe, yok oluşa aldırmayan.

“Kâfe” dinlemekten başka işi olmayan, yarını düşünmeyen, hiç endişe taşımayan

Bir Çerkes var durmadan düşünen.

“Dil” in yok oluşunu, “xabze” nin tükenişini,

Dağınıklığın yayılışını,

Yetkililerin gülüşünü,

Gençliğin eğitimsizliğini, yeni neslin geleceğini,

Kimlik ve kişilik sorununu,

Dilsizliği, dinsizliği,

Ayrımcılığı,

Haksızlığı,

Acıyı, sancıyı,

Yok oluşu,

Derneği,

Direnişi,

Dağınıklığı,

Samimiyetsizliği,

Vurdumduymazlığı,

Umursamazlığı,

150’yi,

Soçi’yi,

Kaf-fed’i,

Suriye’yi,

Birkaf-fed’i,

Çerkes-fed’i,

Ana dili,

Ana vatanı,

Olanı biteni…

Bir Çerkes var samimiyetle dolan.

Bin Çerkes var samimiyetten uzak kalan.

Yüz bin Çerkes var her daim tribüne oynayan.