VAHABİZM KABUSU

Boris Zhamborov
Çev: Nefin Güçlü
Savaş ve Barış Haberciliği Enstitüsü’nün, 22 Aralık, Haftalık Rapor, Nalçik

Vahabizm kabusu Kuzey Kafkasya’daki yerel hükümetleri kovalamaya devam ediyor çünkü Vahabizm genç insanlara mevcut düzene karşın bir alternatif sunmakta.

Kuzey Kafkasya’daki sürdürülmekte olan Vahabizm kovuşturmaları Çeçenya savaşıyla ilgili değildir. Hatta, şu anki askeri olaylardan çok önceleri gelişen bir durumla bağlantılı.

İslam fanatiklerinin bu kadar baskı altında olmalarının en önemli nedeni: Kafkas Cumhuriyetlerinde egemen olan bozuk rejimlere tek başkaldıran tarikat olmalarıyla birlikte, genç insanlara farklı bir sosyal yapılanma ve farklı ahlaki değerleri alternatif olarak sunabilmesidir.

Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra, Kuzey Kafkasya’daki yerel yönetimler bölgede islamın yeniden canlanma girişimlerine büyük destek vermiştir. Ancak 1990 yıllarının ortalarına doğru yerel bürokratların çoğunluğu bulundukları konumların maddi avantajlarını kötüye kullanmaya başlamışlardır. Halkın yoksullaşmasına karşın büyük bir hızla kişisel servetler edinmeye başlamışlardır.

Doğal olarak bulundukları konumu tehlikeye atabilecek herhangi politik ya da sosyal hareket onları endişeye sokacaktı ve, 1995 yılından başlayarak, hızla artmakta olan bir takım İslami örgütlerin etkisi ciddi boyutta bir endişe kaynağı oluşturmaya başladı.

Sonraki yıl, Nalçikte (Kabardey-Balkar`ın başkenti) bulunan müslümanlardan oluşan genç bir topluluk, bir kaç önde gelen bürokratların oğullarına saldırıda bulunup dövüp ve onları “Devlet paralarıyla yağlanmakla” suçladılar. 

İslam hareketi statüko`ya meydan okuyor.

Yetkililerin tepkisi çok hızlı oldu, sakallı olan her genç adamı tutukladı (sakal dini inançların en belirgin simgesi olarak algılanmakta). Polis, sabah ve akşam ibadetleri sırasında camilere baskın yaparak 45 yaşın altında olan herkesi tutukladı.

İçişleri Bakanı, Khachim Shogenov (Peter the Great’ın modern versiyonu) hatta o kadar ileriye gitti ki, suçlu olma olasılığından kuşkulandığı her kişinin sakallını makasla kestirdi.

Daha sonra 5 kişi Apparatchiki’ye saldırı suçuyla 6 ve 9 yıl arası hapis cezasına mahkum edildi.

Bu noktadan başlayarak Nalçik rejimi kendilerinden yüksek bir manevi otoriteye hesap veren bir toplumu hüküm etmektense, kendini alkol ve uyuşturucuyla teselli etmeye çalışan sınıfsız ateist (komünist) bir toplumla baş etmenin daha kolay olduğunu fark etti.

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ne karşı yerel İslami topluluk tek bir lider altında birleşip mevcut düzeni tehdit etmeyi başarmıştır.

Cumhuriyetin müftüsü olan, Shafig Psikhachev, durmak bilmeyen kovuşturmalara karşın sessiz kalmayı seçerek kitlesinin saygısını kayıp etmiştir. Bunun yanı sıra Pshikhachev, 5 yıl önce Nalçik’te bir cami ve İslam derneği kurmak amacıyla toplanan milyonlarca Ruble’nin nereye harcandığına ilişkin bir açıklama yapamamıştır.

Büyük bir olasılıkla yetkililer bu skandal sonucu müftüye sürülen lekeden yararlanarak, olayı inceleme girişimlerinde bulunmamışlardır. Sonuç olarak Kabardey-Balkar bölgesinde “Fundemantelizme dayanan dini etkinliklerine karşı verilen savaştaki sorunlar” başlığı altındaki yapılan görüşmeler de tek yanlı değerlendirilen toplantılar haline dönüşmüştür.

Bu ay içinde Pshikachev, Nalçik kentinin dış bölümü olan Chegem’de böylesi bir toplantıya katılmıştır. Bu toplantıda İçişleri Bakanlığı temsilcisi Anzor Shorov müftüye: “İslam’ın hızla politikalaştırıldığını ve şu ana kadar cumhuriyette 350 Vahabinin varlığının saptandığını” belirtmiştir. Bunların yüzde 40’ının sabıkalı olduğunu ve 1996’dan beri, İçişleri Bakanlığı’nın 13 mafya örgütünü ele geçirdiğini ve bunların hepsinin dini amaçla hareket ettiklerini açıklamıştır.

Shorov’un çıkardığı sonuç ise: Bu örgütlerin önde gelen amaçları Kuzey Kafkasya da bir İslam devletinin kurulması isteği olduğunu yönünde olmuştur.

Doğal olarak, bunun yanı sıra bir başka teori de; tüm Vahabilerin aslında Batı dünyasının gizli servis elemanı oldukları, cumhuriyetlerin Rusya’ya karşı bağımsızlıklarını ilan ettirme amacıyla çalıştıkları iddiasıdır.

Bu ay Komsomolskaya Pravda gazetesinde açıklanan bir yazıya göre: İslam’i güçlerin 9 Rus cumhuriyetine (bunların içinde Dağıstan, Çeçenya, İnguşetya, Kuzey Osetya, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıge Cumhuriyetleri) saldırmaları için kışkırtıldıklarını yazmıştır. Aynı gazetede Rus gizli servisinin EL-Riyad’daki hazırladığı bir operasyon raporu yayınlamıştır. Bu rapora göre İslam ordusu Batı gizli servislerin başlarının tam desteği ile hareket ettikleri, ve bir saldırı söz konusu olduğunda Kafkasya’daki etkilerinin artmalarını istediklerini belirtti.

Batı güvenlik servisinin bu anlamda sözde destek verdikleri yaygaracılara Kabardey-Balkar’da yardım sunmamaları soru işaretleri oluşturmakta.

Bu ay ki toplantıda, Chegem polisinin açıklamalarına göre yerel dini çevrede bir yeni adetin dikkat çekmesi ise; genç kuşak camiye yalnız akşam ibadeti için gidiyor ve yaşlılar ise yalnız gündüzleri gidiyor olmalarıymış.

Yetkililer, bu genç eylemcilerin geceleri bir araya gelip ülkeye karşı komplo hazırladıklarının açık bir delili olarak görülmesi gerektiğini savundular.

Bir polis memuru müftü Pshikacheve şunu söyledi: “Siz kitlenize caminin bir otel olmadığını ve geceleri orada konaklamalarına izin verilmemesi gerektiğini anlatmalısınız”.

Ancak benim kişisel izlenimim genç Müslümanların bu suçlamaların hiçbirini hak etmemeleridir.

Geçenlerde bulunduğum bir düğün töreninde genç çift saf İslami inançlarını gizlemezken:

Düğün davetlileri alkol ve sigara kullanmadılar. Küfür etmediler ve yüksek sesle konuşmadılar. Onlardan bir tanesi bana Avrupa müziklerini şeytan icadı olarak gördüğünü ancak benim ona katılmadığımı belirttiğimde bana Hazret-i Muhammed’in dini felsefesi hakkında nutuk vermek yerine gülümseyip “her insan Allah’a giden yolunu kendini belirler” dedi ve benim The Beatles hayranlığımı olgunlukla karşıladı.

Maalesef bu “Yaşa ve Yaşat” mantığı Kabardey-Balkar Cumhuriyeti yöneticilerinde yok. Bu sakin ve mütevazı yaşam biçimini ne yazık ki kendilerinin bozulmuş yaşam düzenine karşı bir yargı olarak görmektedirler. Ayrıca Vahabileri kurban ederek halkın dikkatini kendi, karanlık aktivitelerin’den dağıtmaya çalıştıkları düşüncesindeyim.

Not:

Boris Zhamborov Kabardey-Balkar Başkenti Nalçik’te  serbest gazetecilik yapmaktadır.