ÜMİTLER Mİ YEŞERİYOR?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
27.09.2014

Ah şu kültür, ah şu dil ve dernek mevzuları!

Toplum olarak bu konuları, bilip- bilmeden, zamanlı- zamansız ne çok konuşmuş, ne çok tartışmış, konuyu, ne çok dağıtmışızdır.

Ama neticede yine “biz!” kazanmış, “ötekiler” kaybetmiştir.

Zira kaybetmeye mahkûmdur onlar.

Siz ne bilirsiniz ki “Biz var ya biz!”

Biz ki yaşımız, biz ki maddi gücümüz, biz ki konumumuz…

Siz, dünkü çocuk, yaşınız kaç ki 50 bile değil!

Siz kim, fikir beyan etmek kim?

“Yönetime talip olmak mı?” dedin, o da ne?

Siz çok oluyorsunuz, bilin haddinizi!

Susun ve oturun oturduğunuz yerde!

Siz gençler, lüzumu halinde gelirsiniz cenaze alanına, gelirsiniz derneğe, taşırsınız sandalyeleri.

Toparlarsınız sağı solu, düğünde de oynarsınız!

Daha ne, siz saygıda kusur etmeyin yeter!

Ne yazık ki aşağı yukarı her tarafta manzara-i umumiye bu!

İstesek de bu, istemesek de, sevsek de sevmesek de!

 

DEĞİŞMELİYİZ!

Dünya değişiyor biz de değişmeliyiz.

Kök değerlerimizden ayrılmadan değişmeliyiz.

Değil mi ki değişmeyen tek şey değişimin kedisi!

Donanımlı gençlerimize daha fazla güvenmeli, onlara daha çok sorumluluk yüklemeliyiz.

Gençler yeniden ümidimiz olmalı, ümidimizi yeşertmeliyiz!

 

STATÜKO YIKILIYOR MU?

Gençlerin sohbetindeyim.

Konu, “Ne olacak bu halimiz, hani dilimiz, kültürümüz, xabzemiz?”

Gençler dertli, gençler endişeli, gençler öfkeli.

Gençler, “Yeni bir bakış açısı lazım, yıkılmalı bu statüko!” diyor.

“Her şeye rağmen ümitliyiz!” diyor.

“Bakın, taşlar oynadı, ezber bozuluyor, yeni dalga geliyor, statüko yıkılıyor!”

“Sancı düştü yüreklere, toplum güzelliklere gebe!” diyor.

Ben de diyorum ki:

Gençler, siz yoksanız dil de yok, kültür de!

Siz yoksanız, salonlar heyecansız, sahneler renksiz, mikrofonlar sessiz…

Siz yoksanız düğünler lüzumsuz, cenazeler anlamsız!

 

Bak gülller üşüyor Elbruz Dağında, ağlıyor mor menekşeler.

Gençler güç çağında, ümitsizlik, ilgisizlik yükünü çekiyor.

 

HAYDİ!

Kültürümüzün değerini bilemedik.

Umutlar döküldü yollara,

Sarsıldık yol uçlarında,

Köşe başlarında donup kaldık.

İçimizde katılaştık, içimizde taşlaştık.

 

Birlikte olmayı, samimiyetle haykırmayı beceremedik.

Aldı umutlarımızı gözyaşlarımız?

İçimizde katılaştık, içimizde taşlaştık.

 

Vefayı bilemedik nedense,

Tahtımızı feda edemedik birazcık!

Bahtımız uçup gitti ellerimizden.

Eridi tüm umutlarımız,

Zamanın hızlı yelesinde,

Bir gölge bile kalmadı bizden…

 

Hadi bu tabloyu değiştirin gençler, yeni şarkılar, yeni besteler sizi bekliyor!

Unutmayın, sizi alkışlamaya, sizi kucaklamaya hazır çok insan var.

Haydi!