TİMUR’UN KAFKASYA’YI İSTİLASI

Çeviri: ADAMEY Ahmet
www.chechnyafree.ru/index.php?lng=eng&section=historyeng&row=7

Kuzey Kafkasya’nın Topal Timur (resmi kaynaklarda ki adıyla Timurlenk)
tarafından istilası aslında Çağatay Hanı Timur ile Altın Orda Hanı Toktamış arasındaki büyük düşmanlığın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Timur’un ordusu ilk olarak 1395 yılının Mart ayında Çeçen düzlüklerini geçti. Fakat daha acil bir çağrı üzerine orada fazla kalamayıp geri çekilmek zorunda kaldı.15 Nisan 1395’te Timur, Terek civarında Toktamış’ın ordularını bozguna uğrattıktan sonra Altın Ordu’nun Kafkasyalı müttefiklerine saldırarak istilasına devam etti.

Karaçay-Çerkessk ve Kabardey-Balkar’daki Adige toprakları ve Kuzey Osetya’ya birkaç tehlikeli sefer düzenleyen Timur ikinci bir seferin hazırlıklarına başladı. Bu sefer ki hedef Çeçen-İçkerya düzlüklerinin iç bölgesindeki Simsim eyaletiydi.

Resmi kaynaklara göre bu seferin amacı Niyathan veya Kurbek olarak da
bilinen Simsim hükümdarı Gökhan (Gaukhan)’ın kendisi üzerindeki
otoritesini tanımasıydı. Daha geniş bir bakış açısıyla seferin amacının
Altın Orda hükümdarı Toktamış’ın Orta Asya seferleri sırasında oluşturduğu
Kafkaslarla olan ittifakını yıkmak olduğu anlaşılmaktadır.

Simsim eyaletinin nüfusunu daha önceden Orta Asya’dan gelen Türk kavimler ve ataları dağlardan düzlüklere inen bu bölgenin yerli halkları olan
Vaynaklar oluşturuyordu. Büyük ihtimalle Türklerin atalarını Tama-Togday
zamanlarından kalan Kıpçak grupları oluşturmaktaydı.Bunların bir kısmı
Müslüman’dı ve hepsi de Toktamış’ın müttefikleriydi.

Timur’un birlikleri Pyadigorsk bölgesinde kısa bir ara verdikten sonra
Simsim istikametinde devam etti. Birçok savaştan zaferle çıktıktan sonra
tamamen tamir edilen Magas şehri tekrardan yerle bir edildi. İstilacı
kuvvetler Sunza nehrinin sağına geçmek için bugünkü Grozni’nin
yakınlarında Çeçenlerin Timaran-Gecho (Timur’un Köprüsü) dedikleri köprüyü inşa ettiler.Timur’u kabul etmek istemeyen bölge halkı dağların yüksek yerlerine çekildiler.

İstilacı kuvvetler bugünkü Duba-Yurt köyünü kuzeybatısında kalan ve hala
Astag – Timar Sezna -Metting olarak bilinen yerde konakladılar.Bu bölge
aslında Timur’dan daha önce de Vaynak destekli bir yerleşim birimiydi fakat insanlar orayı Timur’un ordularının konakladığı yer olarak bilirler.

Timur bir sonraki seferini dağlara doğru kaçan yerlilerin yaşadığı
boğazlara yapmayı planladı.İlk olarak Gökhan’ın oğlu Muhammet bölge
halkına alçak gönüllü bir şekilde göründü ve daha sonrada istilacı
birliklerine katılıp Timur’un sağ kolu olmayı başardı.

Çoğu tarihçi bu seferin İçkerya istikametinde ilan edildiğini savunur
Timur’un seferi dağlık kısımların içlerine kadar ilerliyordu fakat Timur
beklemediği şekilde kayıplar verdi. Bölgede ulaşılması çok zor yerlerde
yaşayan önemli miktarda yerli halk vardı. Kuzeydoğu Kafkasya’yı almak
konusunda kararlı davranan Timur bölgeye bizzat kendisi ordunun başında
gitti fakat yerli halkın çok katı karşı koymasından dolayı bir hayli
zorluklarla karşı karşıya kaldı. Fakat daha sonralarda Timur tarafından
aşağı sürüldüler bu sırada Gökhan’ın oğlu Muhammet de onlara öncülük
ediyordu.

Timur’un dönemini inceleyen tarihçilere göre o devirde dağlar kale ve
ancak acımasız saldırılarla alınabilecek gözlem kuleleriyle
destekleniyordu. Bu Çeçen-İçkerya bölgesinin doğu kısmında neden
Vaynakların yok olduğunun bir açıklaması olabilir.

Dağlılar Timur’un ordusuna her taraftan saldırıyordu. Bu savaş büyük
Kafkas dağlarının karla kaplı yüksek noktalarına kadar çıkabiliyordu ki,
buralar bir insanın hayalinin bile yetişemeyeceği kadar yüksek ve
ulaşılması zor yerlerdi. Dağlarda çok sinirlenen Timur önüne gelen yaş-
kuru her şeyin yakılmasını ve camiler dahil her şeyin yıkılmasını
emretti. Fakat Timur’un Ortaçağ dönemini inceleyen birinin unutmaması
gereken bir nokta var. Diğer Kafkas kavimlerinin aksine Çeçen sözlü
edebiyatı Timur’un imajını daha zayıf tanıtır. Adigelerin, Osetlerin ve
Dağıstanlıların Timur’u bir istilacı olarak bilmesine karşılık Çeçen ve
İnguşlar onu komşu Türk kavimlerinden gelen bir masal kahramanı olarak
bilirler. Çeçenler de onun hakkında sadece iki tane hikaye vardır .
Çanti-Argun Boğazı’ndakilerin ki, bu hikaye Timur hakkında çok eksik
bilgiler vermektedir ve Timur’un dağlarda yenilmekten korkup Kumuk
düzlüklerine yöneldiğini savunan U.Dalgat’a ait Galashkis’ tir.

Şunu da belirtmek gerek ki, Çeçenya’da Timur katliamına dair hiçbir iz
bulunamamıştır. Tam aksine bulgular hayatın tamamen normal seyrettiği
doğrultusundadır. Ancak şu inkar edilemez bir gerçektir ki, istilacılar çok
sayıda ilkel sazdan ev ve yapıyı yıkmışlardır. Fakat Thaba-Yardi ,
Albi-Yardi ve Targimsk’teki camiler bugüne hiç zarar görmemiş bir
vaziyette ulaşmışlardır. Aynı şekilde Timur’un istilasından önce inşa
edilmiş olan birçok Vaynak kulesi de hala ayaktadır .

Büyük ihtimal Timur Simsim’i yerle bir ettiğinde çok mutluydu. Aynı
şekilde dağlık İnguşetya, Batı ve Orta Çeçenya’yı da az kalsın diğer
bölgeler gibi yerle bir edecektiler. Timur’un bu şekilde vazgeçmesinde
asıl amacı olan, ‘Altın Orda’ya gözdağı verip aralarındaki düşmanlığı
korumaktaki başarısı sayılabilir. Tarihi kaynaklar Altın Orda ile
Adigelerin, Osetlerin ve Dağıstanlıların arasında bazı bağlar olduğunu
göstermektedir. Fakat Vaynaklarla ilgili hiçbir bulgu yoktur. Aynı zamanda
Çeçen-İnguş folkloru Altın Orda’nın kuruluşunda etkili olan çevredeki Türk
topluluklara negatif olarak değinmesine rağmen Timur’a haddinden fazla
övgü ithaf etmektedir. Barkikhoyev ailesi hakkındaki bir İnguş efsanesi
ailelerinin Timur’un ortak düşmanlarını düzlüklerde yenmesinden sonra
geliştiğini anlatır. Daha fazlası aynı efsaneye göre ortak düşmanla savaşta
istilacıların Barkikhoyevlerin bir atasından cesaret aldıkları
anlatılmaktadır. Bu her ne kadar bir efsane de olsa gerçeğe ait ip uçları
içermektedir. Çeçen ve İnguşlar Altın Ordu’nun düşmanlarıydılar ve Timur’la
beraber onlara karşı savaşmamış olsalar bile onun tarafını
desteklemişlerdir.

Timur’un orduları bugünkü modern Çeçen ve Dağıstan Cumhuriyetleri arasında ki Avar adındaki bir Vaynak topluluğun iskan ettiği dağlık bölgede
kuruluydu. Yanbek adındaki bir kişi Avkharlara (Avar) liderlik
ediyordu. Yanbek savaş içinde oldukları Gazi Kumuklarının komutanının
ajanları tarafından ziyaret edilmiş ve müslüman olup olmadıkları
sorulmuştu. Avarlar da ‘Evet elhamdülillah müslümanız’ diye cevapladılar ve
ordularının çok az olduğunu eklediler. Ajanlar da o zaman oklarınızı
kullanın diye tavsiyelerde bulundular. Avarlar ilk Asyalı saldırısını
püskürttüler. Daha sonrada Gazi Kumuklarının imdada yetişmesiyle savaş
daha da alevlendi. Amr-Yurt dağlarının yakınlarındaki Kisher-Avkhar
köyünde ki savası Çeçen-Dağıstanlılar kazandı ve karşı tarafa 3.000 kayıp
verdirerek muhteşem bir zafer kazandılar. Savaşta ölen Yanbek’in yerini
oğlu Muyalda aldı.

Beşinci ve son savaşta Galyakh-Pala dağları yakınlarında gerçekleşti. Çok
acımasız bir saldırı sonucu istilacılar, o zaman 7.000-8.000 ailenin
oturduğu Dağıstan’ın Salatav bölgesindeki Almakh köyünü ele geçirdiler ve
çevredeki yerli halkı düzlüklere sürdüler.

Aukh savaşı Timur’a duyulan nefretle bitti fakat savaş Dağıstan’da bir
süre daha devam etti. Büyük savaşlar sonunda bir çok köy ve bölgeyi yakıp yıkan istilacılar Uskhuja denilen bölgeye çekilmişlerken sayıları 3.000’i bulan Çeçen-Aukh orduları komşularının yardımına koştular.Dağlıların bekçi koymadan dinlenmeye çekilmiş olmalarını fırsat bilen Timur hiç beklemedikleri bir anda saldırarak Kafkasyalıları bozguna uğrattı ve Shamkhhal savaşta şehit edildi.

Timur Aukh-Dağıstan Müslümanlarının kendi inançlarında olmayanların
üzerine yılda bir sefer düzenlediklerini biliyordu ve onlara; ‘’Siz
Müslümanlar önce sizin inancınız da olmayanlara saldırıyordunuz, ne oldu
şimdi size’’ diye sormaktan kendini alıkoyamadı fakat yine de onları
serbest bıraktı ve şu mesajı onlara iletti; ‘Ben sizden başka Hıristiyanlar ve farklı inançlılara karşı savaşan Müslüman görmedim. Dağlardan ovalara kadar tamamen özgürsünüz.’

Alguziani adındaki eski bir Gürcü şiirinde Gökhan’ın, şiirdeki adıyla
Kyarikhan’ın, Timur istilasından sağ kurtulup, Osetlerle ya da Gürcülerle
yapılan bir bölgesel savaşta öldüğü anlatılır. Aynı şiirde Gökhan Çeçen
Sezar olarak adlandırılır. Bütün gerçekleri hesaba katınca Gökhan’ın
aslında bir Çeçen olduğunu kabul edebiliriz.

Timur daha sonra Gürcistan’a yöneldi. 7.Sezar Georgi savaşçı birlikler
kurdu ve onlara ek olarak da Kuzey Kafkasya’dan savaşçı dağlılar Gürcülerin yardımına geldiler. İlk savaşta Kafkasyalı müttefikler Timur’un öncü birliklerini bozguna uğrattılar. Fakat daha sonra Timur ‘un asıl birlikleri
yetişti ve Kafkasyalıları feci bir şekilde yendiler. Timur Katarina, Mitiuleti ve Aragui Boğazlarını yakıp yıktıktan sonra Daryal Geçiti’ni geçti. Orada Çeçen-İnguş seyyare birlikleri tarafından karşılanan Asyalılar kanlı bir yenilgi aldılar ve tekrar Barda’ya dönmek zorunda kaldılar.

Savaş sonunda İçkerya ve Çeçenya tamamen yakılıp yıkılmış bir vaziyetteydi ve korkunç düşman ile yapılan savaşlar uzun süre yerli halkın
hafızalarından silinmedi.