SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN MİLLİYETLER POLİTİKASI VE KAFKASYA (Bugünkü Kafkasya’yı Anlama Kılavuzu)

Ali İhsan Aksamaz

Çkin kianas mince va’uns,
Vai çkini uça dğasu

(Bizim ülkemizin koruyanı yok,
vay bizim kara günlerimize.
)
(Megrel-Laz Atasözü)

Sosyalist bir süreçten geçmiş olan etnik grupların, “kızıştırıcı başka faktörler” (!) olsa bile, “statü”leri ve başka sebeplerle birbirleriyle kanlı çatışmalara girmeleri ve birbirlerine diş bilemeleri ve “tarihsel topraklarımız” söylemini kendilerine dayanak yapmaya çalışmaları anlaşılabilir bir durum mudur? Kafkasya neden bir “barut fıçısı”dır?

Kafkasya, Sovyet Devrimi öncesi, Çarlık Rusya’sının yönetimi altında bulunan bölgelerden biriydi yalnızca. Sovyet yönetimi iktidara gelince, Kafkasya’daki bazı etnik grupları “birlik- Cumhuriyeti”, özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statülerine kavuşturmuştur.

Kafkasya’daki etnik grupların “birlik cumhuriyeti” statüsünde örgütlendirilenlerini bir tarafa bırakırsak, sayıca daha az olan bazı etnik grupların “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statüsünde örgütlendirilmeleri hangi kıstaslara dayanılarak gerçekleştirilmiştir? Bu kıstaslar bugün bile açık seçik olarak bilinmemektedir. Daha doğrusu belirli kıstasların bulunup bulunmadığı bile başlı başına bir tartışma konusudur. O halde, Sovyet yönetimi, sayıca daha az bir etnik grubun “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statüsüyle örgütlendirmesinde hangi kıstaslara dayanarak hareket etmişti? Muhtemel kıstasları sorular sorarak ortaya çıkarmaya ve Kafkasya’daki uygulamalara dayanarak cevap vermeye çalışalım:

1) Etnik grubun nüfusu kıstas alınmış olabilir mi?

Bu soruya ilk cevap “evet”tir.

Etnik grupların 1926’daki nüfuslarını verelim: Abhazlar 56 bin 957, Çerkesler 65 bin 270, Kabardeyler 139 bin 925, Karaçaylar 55 bin 123, Balkarlar 33 bin 307, Osetler 272 bin 272, İnguşlar 74 bin 097, Çeçenler 318 bin 522, Acarlar 71 bin 426.

Bu etnik gruplar, Sovyetler Birliği dağıldığında şu statülerde yapılandırılmış durumdaydılar: Abhazya Özerk Cumhuriyet, Adige Özerk Bölgesi, Karaçay-Çerkes Özerk Bölgesi, Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti, Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti ve Güney Osetya Özerk Bölgesi, Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti ve Acaristan Özerk Cumhuriyeti.

Bu etnik grupların nüfusları kıstas alınarak ‘özerk cumhuriyet’ veya ‘özerk bölge’ statüsüyle örgütlendirilmesinde bile bazı çelişkilerin bulunduğu aşikardır.

Çerkesler, 1926’da Sovyet yönetimi tarafından Çerkes ve Kabardey olarak ikiye bölünürken, 1959 ve 1970’de neden Adigeler, Çerkesler ve Kabardeyler olarak üçe bölündüler? Neden aynı dili konuşmalarına rağmen, tek bir yönetim altında örgütlendirilmelidir? Yine aynı şekilde, aynı dili konuşan Türkik Karaçaylar ve Balkarlar neden tek bir yönetim altında örgütlendirilmediler?

“Pontuslular”/ Rumlar neden yok sayıldılar?

Hemşinliler neden sürüldüler?

Birinci soruya, aşağıdaki etnik gruplara yönelik uygulamayı göz önünde bulundurarak bu kez “hayır” cevabını veriyoruz.

1926’daki etnik nüfusları 242 bin 990 (1897’de 239 bin 625) olan Megreller ve yine etnik nüfusu 13 bin 218 olan Svanlar , “Özerk Cumhuriyet” veya “Özerk bölge” statüsünde yapılandırılmamışlardır. Üstelik Svanlara ve dilsel nüfusları 284 bin 834 olan Megrellere kültürel hakları da verilmeyip “yok sayılmışlardır.”

2) Etnik grubun yoğun olarak topluca yaşadığı bölge veya bölgeler kıstas alınmış olabilir mi?

Bu soruya ilk cevap “evet” tir.

Abhazlar, Çerkesler, Kabardeyler, Karaçaylar, Balkarlar, Osetler, İnguşlar ve Çeçenlerin yoğun olarak topluca yaşadıkları bölge veya bölgelerin, bu etnik gruplar için bir kıstas olarak ele alınmış olduğunu anlıyoruz.

Bu soruya da ikinci cevap “hayır”dır.

“Yok sayılan” Megreller ve Svanların yoğun olarak topluca yaşadıkları ve otokton oldukları bölge ve bölgeler doğal olarak (!) kıstas alınmamıştır.

3) Etnik grubun anadili kıstas alınmış olabilir mi?

Bu soruya ilk cevap “evet” tir.

Evet; Abhazlar, Çerkesler, Kabardeyler, Karaçaylar, Balkarlar, Osetler, İnguşlar, Çeçenler için anadilleri kıstas olarak alınmıştır.

Hayır; Megreller ve Svanlar için anadilleri kıstas olarak alınmamıştır.

4) Etnik grubun dini kıstas alınmış olabilir mi?

Acaristan’da “evet; yalnızca Kafkasya için değil tüm Sovyetler Birliği etnik grupları için “hayır”. Ancak adlarını bugün bile taşıyan bir özerk cumhuriyet ihdas edilen Acarlar daha sonra yok sayılmışlardır.

5) Etnik grubun tarihi kıstas alınmış olabilir mi?

Evet; Abhazlar, Çerkesler, Kabardeyler, Karaçaylar, Balkarlar, Osetler, İnguşlar, Çeçenler için tarihleri kıstas olarak alınmıştır.

Lazika (yani Egrisi) Krallığı’nın günümüzdeki mirasçısı, Hıristiyan Megreller ve Müslüman Lazlar ve diğer etnik grup Svanlar için ise “hayır”.

6) Etnik grubun, “etnik bilinç düzeyi” kıstas alınmış olabilir mi?

“Özerk cumhuriyet” veya “Özerk bölge” statüsünde örgütlendirilen etnik gruplar veya “yok sayılan” Megrellerin, Svanların ve diğerlerinin 1920’lerdeki “etnik bilinç düzeyleri’nin ne durumda olduğunu ortaya koyan objektif çalışmalar olmadığından, bu soruya hem “evet” hem de “hayır” şeklinde bir cevap verilebilir.

7) Etnik grubun Kafkasya, yani Sovyetler Birliği dışında başka bir ülkedeki diasporası kıstas alınmış olabilir mi?

Evet. Kafkasya’daki Kuzey Kafkasyalı etnik grupların ve Acarların Türkiye’de yaşayan diasporası muhtemelen kıstas alınmıştır.

Hayır. Önceleri yalnızca kültürel haklar verilen Sovyetler Birliği Lazlarının bu haklarının daha sonra iptal edilmesi ve kendilerinin yakın akrabaları Megreller gibi yok sayılmaları gerçeği, Türkiye’deki Laz nüfusunun bir kıstas olarak ele alınmamış olduğunu göstermektedir.

8) Sıralanan bu kıstaslardan birkaçı veya tamamı , aklımıza gelmeyen (!) başka kıstaslarla birlikte temel alınmış olabilir mi?

Bu soruya, yukarıdaki sorulara verdiğimiz çelişkili cevaplardan hareket ederek hem “evet” hem de “hayır” şeklinde, yine çelişkili bir cevap verebiliriz!

Sovyetler birliği yönetimi, “özerk cumhuriyeti” veya “özerk bölge” statüsünde örgütlendirerek ” kültürel haklar ” verdiği bazı etnik grupların dışında kalan etnik gruplardan bazılarına yalnızca ” kültürel haklar ” vermiştir.

Kafkasya’daki bazı etnik gruplara yalnızca ” kültürel haklar “verilmesinde de belirli kıstasların göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı ve birtakım kıstaslar olmuş olsa bile bunların her etnik grup için dikkate alınıp alınmadığı yine bir tartışma konusudur.Burada muhtemel kıstaslar tahmininde bulunmak yerine, “kültürel halklar” verilen bazı etnik gruplardan bazılarının 1926’daki nüfuslarını vermek daha doğru olacaktır:

Avarlar 158 bin 769, Lezgiler 134 bin 529, Dargiler 108 bin 963, Kumuklar 94 bin 549, Laklar 40 bin 380, Nogaylar 36 bin 274, Tabasaranlar 31 bin 983, Abazalar 13 bin 825.

”Kültürel hakları” verilmeyen bazı etnik grupların 1926’daki nüfusları da şöyleydi: Megreller 242 bin 990, Kaytaklar 14 bin 430, Svanlar 13 bin 218.

1926 nüfus sayımında gözüken etnik gruplardan bazıları daha sonraki nüfus sayımlarında birden ortadan kaybolmuştur! Ortadan kaybolan(!) Kafkasya’daki etnik gruplardan bazıları şunlardır: 242 bin 990 Megrel, 71 bin 426 Acar, 14 bin 430 Kaytak, 13 bin 218 Svan, 7 bin 840 Andi, 5 bin 305 Karata, 3 bin 812 Tindi, 3 bin 683 Ahvah, 3 bin 438 Çamala, 3 bin 354 Botlih, 3 bin 276 Dido, 3 bin 54 Bagula, 2 bin 371 Kubaçi, 1 bin 448 Bezheta, 1 bin 425 Godoberi, 1 bin 019 Hvarşi, 863 Arçi, 670 Dzhek ,106 Hunzal , 105 Hinalug, 7 Bats(Tuş), 1 Buduh.

1926 nüfus sayımında gözüken ve daha sonra ortadan kaybolan (!) bazı etnik gruplardan ikisinin, tarihsel olarak topluca yaşadıkları ve otokton oldukları diğer bölgelerde de değil , yalnızca Abhazya Özerk Cumhuriyet’in 1991 nüfus sayımında yeniden gözükmeleri oldukça ilginçtir! Burada sözünü ettiğim iki halk, Megreller ve Svanlar’dır.

1991 Abhazya Özerk Cumhuriyeti nüfus sayımına göre; Megrellerin nüfus sayımına göre, Megrellerin nüfusu 155 bin 000, Svanların nüfusu 25 bindir. Samegrelo (yani Megrelya’daki) Megrellerin ve Svaneti’deki Svanların nüfusları hala belli değildir. Çünkü onlar 1939’dan beri “Gürcü”dür!

Sovyetler Birliği yönetimi, bazı etnik grupları “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statüsünde örgütlendirerek “kültürel halklar” vermekle veya bazı etnik gruplara yalnızca “kültürel haklar” sağlamakla kalmamış, bu iki grupta yer alan etnik grupları bir de “uluslaşmadaki evrim düzeyleri”ne göre sınıflandırmıştır. Burada karşımıza üç terim çıkmaktadır. “Natsiya”, “natsionalnost” ve “narodnost”.

Bir etnik grubun “natsiya”, “natsionalnost” veya”narodnost” olarak sınıflandırılmasında Sovyetler Birliği yönetiminin kıstaslarının bu kez açık ve net olduğu izlenimi uyanmaktadır. Ancak bu kez sorun, Sovyetler Birliği yönetiminin bu kıstasları her etnik grup için göz önünde bulundurup bulundurmadığıyla ilgilidir.

Sovyet etnografi teorisi teorisine göre, etnik gruplar “natsiya”, “natsionalnost” ve “narodnost” olarak sınıflandırılır: “Natsiya” “ulus”; “natsionalnost” “milliyet” ve “narodnost” “ulus -altı statüsünde olan” anlamında kullanılır.

Bir etnik grubun “natsiya” olarak sınıflandırılması için, Sovyet yönetimi o etnik grupta şu şartları arar: “Dil birliği”, “bölge birliği”, “ekonomik hayat birliği” ve “kültürel birlik”.

“Natsionalnost”, “natsiya”nın politik çağrışımını taşımaz!

“Narodnost” ile “natsionalnost” arasındaki fark, “ekonomik hayat birliği”yle ilgilidir. Buna göre, Sovyet etnografi teorisi, “300 binin altında bir nüfusa sahip bir etnik grubun”, “ekonomik hayat birliğinin” olamayacağını savunur. Böyle bir etnik grup “narodnost” olarak gruplandırılır! Kıstas nüfusun üzerindeki bir etnik grup ise “natsionalnost” veya “natsiya” olarak sınıflandırılır;

Ancak daha sonraki kullanımlara bakıldığında karşımıza iki terim çıkmaktadır: “Natsiya” ve “narodnost”.

1960 Şubat’ında Kafkasya’daki bazı etnik grupların, kendi adlarını taşıyan veya taşımayan “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölgeler”deki “evrim düzeyleri” ve 1959’daki nüfusları şöyleydi:

79 bin 631 Adige: “narodnost”; 30 bin 453 Çerkes: “narodnost”, 203 bin 620 Kabardey: “natsiya”; 65 bin 430 Abhaz: “Natsiya”; 19 bin 591 Abaza: “Narodnost”; 412 bin 592 Oset: “Natsiya”; 418 bin 756 Çeçen: “Narodnost”; 105 bin 980 İnguş: “Narodnost”; 38 bin 583 Nogay: “Narodnost”; 81 bin 403 Karaçay: “Narodnost”; 42 bin 408 Balkar: “Narodnost” ; 270 bin 394 Avar: “Narodnost”; 223 bin 129 Lezgi: “narodnost”; 158 bin 149 Dargi: “Narodnost”; 63 bin 529 Lak: “Narodnost”; 34 bin 700 Tabasaran: “Narodnost”.

“Natsiya” veya “narodnost” sınıflandırılmasında da adil davranılmadığı açıktır. Bu adaletsizlik yalnızca “var sayılan” etnik gruplar arasında değildir. “Yok sayılan” Megrellerin 1926’daki nüfuslarının bile, 1960’da “natsiya” gözüken bazı etnik grupların nüfusundan çok fazla olduğu göz önünde bulundurulursa adaletsizliğin boyutu daha açık bir şekilde anlaşılır.

Sovyetler Birliği yönetimini, 1928’lere kadar esas aldığı “doğal evrim”den hareket etmeyi terk ederek “yönlendirilmiş bir evrim”i desteklemesi, bazı etnik grupları “hiçbir kıstası göz önünde bulundurmaksızın”, istediği gibi “sınıflandırma”sı ve bazı etnik grupları da “yok sayma”sı için bir mazeret oluşturmuştur.Buna göre, bir etnik grubun “natsiya” olarak sınıflandırılması için aranan,”dil birliği” “bölge birliği” , “ekonomik hayat birliği” ve “kültürel birlik” şartlarının son üçünden vazgeçilerek, “dil birliği” şartı esas alınmıştır.Böylece “ulusal yerleşim bölgesinde” azınlıkta olmak bile “natsiya” olarak sınıflandırılmaya engel teşkil etmemiştir!

Abhazya’nın 1921’de Gürcistan ile ittifak antlaşmasıyla tam bir cumhuriyet olarak Transkafkasya Federasyonu’na dahil edilmesi ve 1931’de “özerk cumhuriyet” statüsünde örgütlendirilmesi ve 1921’de Kuzey Kafkasya Dağlıları Cumhuriyeti’nin kurulması ve bu cumhuriyetin çok geçmeden statü ve sınırları sürekli değiştirilen etkisiz bir yapıya dönüştürülmesi Sovyetler Birliği yönetiminin Kafkasya’daki etnik gruplara yönelik tutarsız uygulamaları arasındadır.

Sovyetler Birliği yönetiminin Kafkasya’ya yönelik uygulamalarından biri de, İkinci Dünya Savaşı sırasında “Almanlar ile işbirliği” yaptıkları gerekçesiyle bazı etnik grupları “sürgün” etmesiyle ilgili olanıdır.Karaçay-Balkarlar,Çeçen-İnguşlar, bazı Müslüman ve Protestan Gürcüler, Hemşinliler, Ahıska Türkleri, Lazlar uydurma belgelerle sürgün edildi.Karaçay-Balkarlar ve Çeçen-İnguşların adları Sovyet haritalarından silindi ve toprakları komşu ülkeler arasında paylaştırıldı.

Oysa Ruslar da dahil olmak üzere, “Almanlar ile işbirliği” yapmayan hiçbir etnik grup yoktu!

Etnik gruplardan bazılarının “özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statüsünde yapılandırılarak “kültürel haklar” verilmesi; bazılarının yalnızca “kültürel haklarının” tanınması; bazılarının “kültürel haklarının” sonradan iptal edilmesi; bazılarının “yok sayılması”; bazılarının “natsiya” veya “narodnost” kabul edilmesi; bazılarının sürülmesi; bazılarının sürgünden dönmelerine izin verilmesi ve bazılarının sürgünden dönmelerine izin verilmemesi Sovyetler Birliği yönetiminin Kafkasya’da uyguladığı “milliyetler politikasının” yalnızca bir yönünü gözler önüne sermektedir.

Sovyetler Birliği yönetiminin, milliyetler politikasının Kafkasya’daki bazı etnik gruplar arasında çeşitli hoşnutsuzluklara sebep olduğu biliniyordu.1985’de Gorbaçov iktidara gelince, hoşnutsuzlukların tartışılması için zemin hazırladı.Böylece sorunlar su yüzüne çıkmış oldu.Tartışmaların ardında da muhtemel bazı yönlendirmelerle çatışmalar başlamış oldu: Ermeni çoğunluğa sahip Dağlık Karabağ’ın hangisine bağlanacağıyla ilgili olarak Ermenistan ile Azerbaycan arasında çıkan savaş; Güney Osetya’nın statüsü ile ilgili olarak Osetler ile Gürcüler arasında çıkan çatışmalar; Abhazya’nın statüsü ile ilgili olarak Abhazya ile Gürcistan arasında çıkan savaş ve Çeçenlerin Rusya Federasyonu dışında kalmak için verdiği ve günümüzde de devam eden savaş…

Bütün bu çatışmalar sonucu on binlerce insan hayatını kaybetti ve yüz binlerce insan da mülteci durumuna düştü. Kafkasya’nın birçok yerinde demografik yapı çok kısa bir sürede değişti.

Özellikle Abhazya-Gürcistan Savaşı yalnızca Kafkasya’daki diğer etnik gruplarla Gürcüler arasında etkisini uzunca bir süre sürdürecek bir husumete yol açmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Kafkasya kökenliler arasında da anlamsız bir saflaşmaya sebep oldu. Aradan beş yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Abhazya-Gürcistan Savaşı’nın Türkiye’deki tarafları Abhazya konusunu sağlıklı olarak değerlendirememiş ve ilk günkü sorgulanmamış duruşlarını bugüne kadar korumuşlardır.

Yalnızca Abhazya-Gürcistan Savaşı’nın Türkiye’deki tarafları değil, Kafkasya’daki diğer çatışmaların tarafları da, Kafkasya’da yaşanan kanlı olayları objektif olarak değerlendirmemişler ve kendi taraflarının “haklılığını” ispatlamaya girişmişlerdir.

Sovyetler Birliği yönetiminin ” özerk cumhuriyet” veya “özerk bölge” statüsünde yapılandırarak “kültürel haklar” verdiği veya yalnızca “kültürel haklar” verdiği etnik gruplardan bazılarını “natsiya” ve bazılarını da “narodnost” olarak sınıflandırması Sovyet etnografi teorisinin tuhaflığını ortaya çıkarmaktadır.

“Var sayılan” sayıca daha az etnik gruplar açısından bugün üzerinde durulması gereken “resmi dil” statüsündeki anadillerin durumudur.Bu, sayıca daha az etnik grupların, Sovyet yönetimi tarafından “tanındıkları an”dan başlamak üzere Sovyetler Birliği’nin yıkılışına kadar zaman içinde anadilleri nasıl bir gelişim izlemiştir? “Resmi dil” statüsündeki bu diller, izleyen yıllara göre hangi noktadan hangi noktaya gelmiştir?Bu, bugün yalnızca Türkiye’deki sokaktaki adamın değil, Türkiye’deki Kafkasyalı aydınların da bilgi ve ilgisi dışındadır:

Sovyetler Birliği çözülme sürecine girdiğinde, Batı, öncelikli olarak Sovyetler Birliği’ni oluşturan 15 birlik- cumhuriyetiyle ilişkilerini geliştirmeye başladı.1991’de Sovyetler Birliği çözülünce de bu birlik – cumhuriyetlerini tanıma yoluna gitti. Günümüze kadar devam eden süreç içinde de, Sovyetler Birliği yönetiminin, bu birlik-cumhuriyetlerinin bazılarında sebep olduğu haksızlıkları önemsenmedi ve dikkate alınmadı.

Önümüzdeki günlerde Kafkasya’da hangi sebeplerden dolayı, hangi etnik gruplar arasında veya hangi etnik gruplarla hangi otoriteler arasında, hangi çatışmanın ne zaman patlak vereceği önceden kestirmek oldukça zor. Ancak Sovyetler Birliği yönetiminin milliyetler politikasının patlamaya hazır bir “barut fıçısı” haline getirdiği Kafkasya’da önümüzdeki günlerde de yeni çatışmaların patlak vereceğini kestirmek için kahin olmak gerekmemektedir.

KAYNAKLAR:
1)
“Abhazya Parlamentosu’nun açıklaması”, Kafkasya Yazıları, sayı 6, İlkbahar 1999.
2) Acaristan Özerk Cumhuriyeti* , “Batum ve Havalisi Kültür Derneği”, İznik, tarihsiz.
3) Ahıska Türkleri’nin Sürgünüyle İlgili Bir Belge”, Kafkasya Gerçeği, sayı 10, Ekim 1992.
4) Ali İhsan Aksamaz* “Haydi Türkiye Demokratikleşmeye…” Yeni Kafkasya, Temmuz, 1994.
5) Yura G. Argun*, “Abhazya’da Yaşam ve Kültür”, Nart Yayıncılık, İstanbul , 1990.
6) İsmail Avcı Bucaklişi*, “…Hasan Helimişi”, Kafkasya Yazıları, sayı 7, Sonbahar, 1999.
7) İsmail Avcı Bucaklişi*, “Lazuri Nena/Laz dili”,Mjora, sayı 1, Kış 2000.
8) Hüseyin Demirel*, “Kafkasya’da Neler Oluyor?”,Bir Adım, sayı 1, Haziran, 1999.
9) Aydın O. Erkan* ,”Tarih Boyunca Kafkasya” ,Çiviyazıları, İstanbul,1999.
10) Hayri Ersoy*, “Abazalar (Abhazlar) Üzerine Tarihçe”, Kafkasya Yazıları, sayı 1, İlkbahar , 1997.
11) Dr. Vasfi Güsar, Cevdet Hapi, Rahmi Tuna, İzzet Aydemir, Orhan Alparslan, Yaşar Bağ*,” Kafkasya Üzerine Beş Konferans”, Kültür Derneği, İstanbul, 1977.
12) B. George Hewitt*, “Çeçenler ve Komşuları”, Birikim, sayı 78, Ekim, 1995.
13) B.George Hewitt*,”Güney Kafkasya ve Megrel-Lazların Kültürel Hakları”, Birikim, sayı 85, Mayıs, 1996.
14) B.George Hewitt*,”Diller Dağı: Kafkasya” , Tarih ve Toplum, sayı 189, Eylül, 1999.
15) N.S.Kruşçev*, “Kongre Gizli Raporu”, Pencere Yayınları, İstanbul, 1991.
16) J.Stalin*,” Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu”, Sol Yayınları, Ankara, 1994.
M. Agtzidis, “The Persecution of Pontic Greeks in the Soviet Union”, Journal of Refugee Studies, Vol. 4, no:4, 1991.
17) Ronald Wixman*,” Language Aspects of Ethnic Patterns/Processes in the North Caucasus”. The University of Chicago, İllionis, 1980.
18) Ronald Wixman*, “The People of the USSR”, Michigan, 1984.
19)
aksamaz@gmail.com
20)
Tarih ve Toplum” (Aylık Ansiklopedik Dergi) Temmuz 2000 (Cilt 34, Sayı 199), İletişim Yayınları, İstanbul. (Not: Ayrıca 5 şema ve açıklaması için bakınız : DOĞU KARADENİZ ‘ DE RESMİ İDEOLOJİLER KUŞATMASI”
21)
http://www.nadirkitap.com/dogu-karadeniz-de-resmi-ideolojiler-kusatmasi-ali-
ihsan-aksamaz-kitap156322.html
)
22)
http://www.netkitap.com/kitap/46765/dogu_karadeniz_de_resmi_ideolojiler_
kusatmasi.htm