SEVGİLİ GENÇLER, VAR MISINIZ?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
27.11.2008

Bu ince zarif kültürü yaşamak, siz sevgili gençlere ne çok yakışıyor.

Ne çok yakışıyor size asalet, estetik ve birliktelik.

Size, kültürel değerler adına donanımlı olmak, heyecan, coşku, uyum yakışıyor; yeni şeyler söylemek yakışıyor, sevgiyle, muhabbetle kucaklaşmak yakışıyor.

Kırmadan, kırılmadan bir araya gelip güzel şeyler üretmek yakışıyor. 

YETER Mİ? 

Size yeter mi “düğünler”, “kâfe “ CD’leri, “kaşenlik muhabbetleri”?

Yeter mi size “Kafkas dans figürü” çıkartmaları?

Ya bilgisayarınızdaki güzel “müzikler”, “masa üstü görüntüleri”!

Evinizin baş köşesini süsleyen “Çerkes kaması”, “Çerkes kalpağı” dernek takvimleri…

Mutfaktaki “pısıhlıve”, “haluj”, “cırdıngiş”, ”şıpsı”…

Yeter mi kupkuru övünmeler, afralar, tafralar, abartılar…

Yeter mi “Ben Çerkes’im!” demek, düğün tarihlerinin çetelesini tutmak?  

Yakışır mı kimseleri beğenmemeler, düşmanlıklar, saplantılar?

Yakışıyor mu, Kafkas sitelerinde anlamsızca dolaşmalar, takma isimlerle yazışmalar, sataşmalar, “Var mi bizim kabile gibisi!” tarzındaki övünmeler… 

Hani nerde gürül gürül şuurlu Çerkeslik?

Hani işin özünü anlamışlık? 

Sevgili gençler, en güzel dansları yine siz yapın, en güzel “kâfe”yi siz çalın, siz dinleyin!

En mükemmel oyunları siz oynayın, “kaşen”lerin en güzeli sizin olsun!

Ama bu yeter mi, yetmeli mi size?  

NE DERSİNİZ? 

Ya kafanızdaki bilgiler, ya yüreğinizdeki duygular, ne haber bunlardan, desem ne dersiniz?

Kırılır mısınız, gücenir misiniz? 

Yoksa, “Bilgimle, kültürümle, yüreğimle ben varım!”, “Bu kültür benimle yaşayacak! Birlikte yaşatacağız bu kültürü!” mü diyorsunuz? 

Peki var mı kültürünüzle ilgili detay bilgi?

Var mı yeteri kadar araştırma, yazılanları sabırla okuma, anlama, hazmetme, sonrasında uygulama? 

Ya işinizdeki verimliliğiniz, okul başarınız, toplumdaki yeriniz, arkadaş çevreniz, alışkanlıklarınız, kimliğiniz, kişiliğiniz, kültürel boyutunuz… 

Okulunuzu en başarılı şekilde bitirebilecek misiniz?

Mesleğinizin hakkını verebiliyor musunuz?

Bilgi açlığı hissediyor musunuz, okuyor, araştırıyor, sorguluyor musunuz?

Kimliğinizle, kişiliğinizle, kültürünüzle barışık mısınız?

Cevabınız “Evet!”se o zaman annenizin ak sütü gibi, “Elburuz”un billur suyu gibi helâl olsun her şey size… 

Ya hayatı “kâfe” sananlar?

Ya Çerkesliği “fâde” den ibaret bilenler?

Ya oynamaktan, boş konuşmaktan yorulanlar?

Ya minnacık bakanlar, küçücük düşünenler? 

YOO HAYIR! 

Hayır, asla, işsiz, güçsüz, bilgisiz, kültürsüz, ezberini tekrarlayan gençlerden  olmamalı bizim gençlerimiz.

Düşünen, üreten, sorgulayan, araştıran, gençler olmalısınız siz.

Çalışmayı da eğlenmeyi de bilmelisiniz.

Düğünlerin ötesine taşabilmelisiniz.

Genç beyinler olarak yeni oluşumlar için fırtınalar oluşturmalı, yepyeni şeyler hecelemelisiniz.

Dernek binalarına karargahlarınızı olmalı, geç saatlere kadar yanmalı derneklerimizin ışıkları.

Konuşmalı, dinlemeli, tartışmalı, beyin fırtınaları oluşmalı. Söylenmemiş şeyler söylemelisiniz.

Bırakmalısınız moralsizliği, ümitsizliği.  

Sevgili gençler, “ Biz böyleyiz maalesef!”, “Biz yapamayız!”la başlayan cümle kurmayın, kurdurmayın lütfen.

İnanın kendinize, güvenin bize!

Kimsenin yüreğine, bileğine basmadan, birbirinizi kırmadan oluşturun şu özlemini çektiğimiz sinerjiyi. 

Güç sizsiniz, ümit sizsiniz, gelecek sizsiniz!

Çare de çözüm de sizsiniz!

Ahh, keşke bunu da bir bilseniz! 

Siz yoksanız dernekte,

Siz yoksanız kürsüde,

Siz yoksanız sahnede, bir yanlışlık olmalı bu işte! 

Kırmayın kimseyi, kırılmayın kimseye.

Silkinin ne olur gençler, açın kollarınızı, kucaklayın birbirinizi!

VAR MISINIZ? 

Unutmayın, siz geleceksiniz, siz kültürsünüz!

Siz, iyi yetişmiyorsanız söylediğimiz türküler, okuduğumuz şarkılar, oynadığımız oyunlar, yaptığımız “ yunafe”ler boşuna! 

Var mısınız sevgili gençler daha dikkatli olmaya, kültürel duyarlılığı arttırmaya, daha çok kişiyi kucaklamaya, hayatı daha doğru yaşamaya? 

Var mısınız daha çok okumaya, daha fazla dinlemeye, araştırmaya, incelemeye?  

Var mısınız diğer sevdalı gençlerle elleri tutuşturup gönülleri birleştirmeye? 

Var mısınız büyükleri suçlamadan vazgeçip, daha az konuşarak daha çok iş yapmaya? 

Var mısınız bu kültürü hakkıyla yaşamaya, yaşatmaya?