SAVSIRIKUA İLE Ş’AVFIJ

G. Dumézil
Wubıh Öyküleri, Paris, 1931, s. 169-170
Adigece Çeviri: HADEĞAL Asker
Türkçe Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Savsırıkua (Саусырыкъуа) (1) Sofu (Шъауфыжь) (2) adlı pehlivanla (yiğitle) karşılaştı. Güçlü Sofu Savsırıkua’ya kılıçla saldırınca, Savsırıkua’yı ibl (1ибл) (3) toprağa gömdü. Başını uçurmak için yanına yaklaştığında Savsırıkua Sofu’ya yalvardı: “Bugün görüşme günümüz, aramızdaki dostluğu korumamız için beni bugün öldürme diye yalvardı! Yarın Haramoşha (bkz. internet) tepesinde buluşur, bıraktığımız yerden devam ederiz. Sofu, öneriyi kabul etti ve ayrıldılar. Savsırıkua’nın anası Setenay, oğlunun toz toprak içinde döndüğünü görünce sordu:”Oğlum, ne gelmiş ki böyle başına? Savsırıkua doğru düzgün bir yanıt vermedi ve işi şöyle geçiştirdi:”Atıma sor, o söyler”. Gidip atına sordu: Söyle bakalım, bugün oğlumun başına ne geldi?”

Atı (4) şöyle bir yanıt verdi:”Bu gece bana iyi bir yem yedir, tuz da yedir! Yele ve kuyruğuma küçük ziller tak. Yarın düşmanımızın başını sana getiririm, oğluna yapılan aşağılamanın öcünü de alırım. “Setanay atın istediklerini yerine getirdi. Ertesi gün kararlaştırılan yere gittiler. Bir büyücü-Vudı (уыд-тхьагъэпц1) olduğundan, Savsırıkua ortalığı karanlığa, sise boğdu.

Biraz sonra Sofu da yetişti: Savsırıkua çevresini sise boğmuş bir biçimde karşısında duruyordu. Savsırıkua’nın aniden atı zilleri birden çaldırdı. Sofu’nun atı bundan ürküp aşağıya doğru kaçmaya başladı: Sofu dizginleri sert biçimde bir çekince, atının ağzını ve dilini parçaladı. Ardından atını kendi gücüyle durdurmayı denedi, ama elinden kaçırdı. Sofu atını çağırıp yakalamaya çalıştı, ama atı acısından bayılıp ölü gibi yere yığıldı. Tam bu sırada Savsırıkua kılıcını çekip Sofu’nun üzerine yürüdü.

Sofu yalvardı:”Bugün görüşme günümüz, öldürme beni!” diye. “Olmaz! O dündü. Dün sana söylemiş olduğum şeyi, bugün bana söylemeye kalkışıyorsun! dedi ve Sofu’nun başını uçurdu. Sofu bir yiğitti, ama Savsırıkua gibi yalanı, dolanı ve büyüsü olmayan biriydi, bu bakımdan Savsırıkua’yı yenmesi olanaksızdı. Sofu’nun atı birazdan ayağa kalktı. Savsırıkua cesedi Sofu’nun atına bağladı, başını ise alıkoydu. At evine döndü, durumu Sofu’nun annesi gördü. Kadın oğlunun başını uçuranın Savsırıkua olduğunu anlamıştı: Ağzı ve dili parçalanmış olduğundan Sofu’nun atı konuşamıyordu ama ayaklarıyla Savsırıkua’yı işaret etmeyi başarmıştı.

NOT:
Bu Adige Nart öyküsünü Wubıhca olarak anlatan İlyas Bey, İzmit Yanık Köyünden. Aynı öykünün Adigece’sini anlatan da Ömer Cicit, Abzegh, Yanık Köylü.

DİPNOTLAR:
1)
Savsırıko adı Wubıh anlatımına göre yazılmıştır. -AH
2) Bu ad Wubıh tekstinde Sofu, Fransız çevirisinde Ş’avfıj yazılmış. -AH
3) İbl-yedi karış olmalı. -AH
4) Savsırıkua’nın atının adı Thojıy (Тхъожъый) idi. -HCY