RUS KAZAKLARININ KAFKASYA’YA YERLEŞİMİ

Zihia Yandex
ia.yandex.ru Къэбэрдэй пщы къудамэхэм ятхыдэ
Çeviri: BABUG Ergün Yıldız

Rus Kazaklarının Kuzey Kafkasya’ya yerleşmelerini araştıran tarihçiler bu konuda değişik kanaatlere varmışlardır.

Bu yazıda bu konudaki çalışmaları kısaca sınıflandırarak bahsedeceğiz: İlk gruba giren tarihçilere (M. A. Karaulov, İ. D. Popko, V. A. Potto , G. A. Tkaçev vb) göre 1520 yılında Moskova devleti Ryazan krallığını işgal ettikten sonra ilk Ruslar Kuzey Kafkasya’ya gelmeye başlamışlardır. Fakat ortaya koydukları bilgilerden araştırmacıların bu fikirlerinin dayanağı ve kaynağı net olarak anlaşılamamaktadır.

İkinci grup tarihçiler ise, (N. M. Karamzin, V. N.Tatişev, A. Regilman , S. M. Bronevske , I. Kravtsov , A. Rjevske) Rusların (Greben Kazakları) ilk olarak 16.yüzyılın ikinci yarısında göç ettiklerini, Terek ve Sunca nehirlerinin sağında kalan kıyılara yerleştiklerini kabul ediyorlar.

Sovyet dönemi tarihçilerinin pek çoğu da bu düşünceye destek veriyorlar. Örneğin Akademisyen M. N Tihomirov şöyle yazıyor: “Rusya’nın Kuzey Kafkasya tarihinde büyük yer tutmasında Terek kalesinin (şehrinin) inşasının çok büyük önemi vardır.

Bu olay Çar 4. Ivan’ın generallerini Temrıkue’nin düşmanları ile savaşmak üzere yardıma gönderdiği 1563 yılına rastlar. Bu tarihte Pşı TEMRIKUE Terek kalesine taşınmıştır.

Üçüncü grup tarihçiler (Mesiha Ş. A. ve Tsintsadze Y. Z.) ise 1563 yılında Kabardey’de güçlü bir Rus garnizonu olduğunu ve bu dönemde Kırım Tatarları ile Dağıstanlıların irtibatını kestiklerini yazıyorlar. Bu tarihçilere göre “Ruslar Kafkas halklarından bazıları ile birlik Türklerin kışkırttıkları Kırım ve Dağıstan’ı etkisiz hale getirmek için (Terek bölgesinde) güneyde güçlenmeye çalışıyordu.” Bu iki tarihçinin fikirlerine Smirnov ve Kudaş gibi tarihçiler de destek vermektedir.

Y. S. Lure, Terek kıyısında 1563 yılında inşa edilen Terek kalesinin Ruslar tarafından kurulan ilk istihkam olduğunu söylerken; Tihomirov ise şöyle yazıyor: “Ruslar 1563 yılında Terek kıyısında Greben dağ yamaçlarında yaşamaya başladılar .

Görüldüğü gibi bu konuda değişik görüşler mevcuttur.

İlk Rus kafilelerinin Kabardeylerin, Kumukların, Çeçenlerin ve diğer dağlı halkların yakınında Kafkas önlerine geliş tarihi olarak 1563 yılını kabul edebiliriz.

Rusların Kafkasya’ya göç etme nedenlerin başında Çarlığın Rusya’da idaresini güçlendirerek düzeni oturtmuş olması gelmektedir.

İkinci neden ise; artık Rusya’nın yayılma ve güçlenme yoluna girmiş olmasıdır.

Çarlığın bu güçlenme ve yayılma döneminde yaşamları gittikçe daha güç hale gelen Rus çiftçileri ülkelerinden kaçarak Yindıl, Ten ve diğer nehirlerin kıyılarına yerleşmeye başladılar.

Tarihçi Kokiev “Terek ırmağının ortalarına rast gelen bölgeye yerleşen Kazaklar köleleştirme zulmünden kaçarak gelmişlerdi” yazıyor.

Bu ifadelerden anlıyoruz ki, Terek kıyılarına gelerek ilk yerleşenler, Rusya’daki kölelik zulmünden kaçarak gelenlerdir.

Tarihçi Totoev, 1555 yılında pşı Temrıkue’nin elçileri arasında Greben Kazakları olduğunu,onun bu kazaklarla birlikte Moskova şehrine gittiğini yazıyor.

Bu tarihçiye göre o dönemde kazaklar Kafkasya’da yaşamışlar ve Kabardeyler ile bu Kazaklar arasında dostluk ve işbirliği mevcutmuş.
Fakat Totoev’in bu iddiasının hiçbir tutar tarafı yok.

Öncelikle bu iddiayı doğrulayacak hiçbir belge mevcut değil, yani Kabardey elçileri arasında Greben Kazaklarının da olduğunu gösteren hiçbir belge yok, varsa da bu güne kadar böyle bir belgeye rastlanmış değil.

İkinci olarak Pşı Temrıkue’nin elçileri Moskova şehrine 1557 tarihinde gittiler, o tarihte Terek ve Sunca kıyılarında Rus yaşadığını gösteren hiçbir belge/bilgi olmadığı gibi hiçbir söylencede de böyle bir bilgiye rastlanmamaktadır.

16.yüzyılın ilk yarısında Kabardeyler ile Rus devleti arasındaki politik ve ekonomik ilişkileri, işbirliğinin artmasını, Kuzey Kafkasya’ya ilk Rus kazakların yerleşmesinin nedenlerini Kumuk Tıguen’ın yazdıklarında görmekteyiz. 1582 yılında Ten kıyılarından kalkan kazakların Aktaş ırmağı kıyılarına Greben dağ yamaçlarına yerleştikleri bilgisi, Tarihçi İ. D. Popko ve İ. V. Bentovski kaynak gösterilmek sureti ile 1952 yılında çıkan büyük Sovyet ansiklopedisine yazılmıştır.

Fakat bu bilgiler tatmin edici olmaktan uzaktır. Yukarıda da anlatıldığı gibi Kabardey elçilerinin Moskova şehrine gittiği tarih 1557 yılıdır. Tarihçi Totoev’in elçileri ise! 1552, 1555 yıllarında bu yolculuğu yapmışlardır, burada bir yanılgı söz konusudur bize göre. Ayrıca arşivlerdeki dokümanlar Temrıkue’nin ülke işleri için Moskova şehrine elçi olarak gönderdiği kişilerin arasında Greben Kazaklarından kimsenin olmadığını gösteriyor.

Rusların Terek kıyılarına yerleşmeleri Türklerin ve Kırım hanlığının hoşuna gitmiyordu. Kırım hanı Devlet Giray, Çar İvan Grozni’ye gönderdiği mektupta “Ruslarla komşuluğu istemediğini açıkça yazıyor, mektubun devamında şöyle söylüyordu: “Dostluk ve işbirliği istiyorsan o kalenin kaldırılması için emir ver, aksi takdirde elçilerimizi gönder, biz de senin elçilerini gönderelim. Bu kararı alırsan aramızda ilişki kalmaz (…) Tanrı’nın izni ile biz de affetmeyiz.

Kırım hanının şartları boyar meclisinde görüşülerek hanın mektubuna sert bir cevap yazıldı. Tarihçi Kokiev’in bu konuda tarihsel belgelerden istifade ettiği anlaşılmaktadır.

22 Aralık 1566 tarihinde Kabardey’den Moskova şehrine İvan Grozni’nin kaynı Mamsırıkue başkanlığında 30 kişilik bir atlı grubu gitmiştir. Bu elçiler Terek ve Sunca nehirlerinin birleştiği yerde ikinci bir kale kurulması için talepte bulunmuşlardır. Bu kalede Rus birliklerinin sürekli kalması, bir sorun olduğunda ise Temrkıue’nin bölgesinin korunmasında yardımcı olunması istenmiştir. (РИБ, СПБ, 1876, т. 3, с. 286; Кро, т. I, с. 13.)

1567 yılının 2 Şubat’ında Çar kaynını Kabardey’e geri gönderirken, ikinci kalenin inşası için yardımcı olmak üzere Andrei Semyanoviç Babiçev, Protasev ve başkalarını da görevlendirerek top ve tüfeklerle donanmış askeri bir birlik eşliğinde yola çıkarttı.

1567 yılında ikinci kale bitirilmiş ve bir askeri garnizon kalede yerleştirilmişti.

İkinci kalenin bitirilmesine bir teşekkür olmak üzere, Şamhal Tarkovski kendi elçilerini içerisinde fil dahi olan çeşitli ve değerli hediyelerle çara göndermiş, Rus Çarı’nın rızasını kazanmaya çalışmıştır. (Şamhal: Kumuk Türklerinin ve Dağıstan Türki halklarının tarihteki siyasi birliklerinde hanların unvanı.)

Tokluy tümeninin prensi acilen Kırım hanına haber göndererek, Şamhal’ın kendisini koruması için Rus Çarı!na başvurduğunu ve Çar’ın ricası üzerine Oveçi ırmağının kıyısına bir kale kurulmasını kabul ettiğini haber verdi. -Bu kalenin Ruslar tarafından kurulup kurulmadığı konusunda bir bilgi mevcut değildir- (Kuşeva E. N. Sayfa 275).

Terek kalelerinin kurulmasının nedeni Rusların Kuzey Kafkasya’nın kuzeydoğu sınırlarını emniyete almak istemeleridir. Ruslar daha o zamanlardan bu kaleler olmadan Türk ve Kırım saldırılarını durduramayacaklarını anlamışlardı.

Doğrusunu söylemek gerek gerekirse; İvan Grozni kaynatası Temrıkuenin ricası üzerine ikinci kaleyi kurmak için birlik gönderdi. Şüphesiz Rus birlikleri Kabardey’in tümünün korunmasında da yararlı oldular o dönemde.
Kabardey topraklarında Terek ve Sunca kıyılarında Rus kalelerinin kurulmuş olması, halka Türk ve kırım saldırılarına karşı bir güven duygusu veriyordu.

16. yüzyıl ortalarında ve 17. yüzyılın başlarında Terek çevresinde yerleşik Greben Kazaklarının sayısı bin 500’den fazla değildi. G. A. Kokiev’in yazdığına göre 1623 yılında 30 Ataman ve 400 Kazak’a Çar tarafından maaş bağlanacağı yönünde bir taahhütte bulunuldu. Bu bilgi göz önünde bulundurulursa o dönemde Terek civarında bin 500 Kazak’ın yerleşik olması bilgisini doğru kabul edebiliriz.

Bu Rus göçmenlerle yerli halkın arasında kültürel ekonomik işbirliğinin ihtiyaç duyulan malların takas edilmesi suretiyle o dönemden itibaren gelişmeye başladığını söyler tarihçiler.

Göçmenler daha çok tahıl, giysi, at, yiyecek türü şeyler alırken yerliler ise onlardan tuz, alet edevat, bahçe ürünleri ve sebze alıyorlardı. (Kokiev, Sayfa 80)

Bunun yanı sıra Kazaklar ile Dağlılar (Kumuklar, Çeçenler, Kabardeyler) arasında kültür etkileşmesi de başlamış oluyordu böylece. Söylenceler, hikayeler ve benzer ortak değerler ortaya çıkmaya başlıyordu yavaş yavaş.
Popko’nun yazdığı bir ayrıntıya göre Greben, Kazak kadınları görünüş olarak yerli kadınlarından hiçbir farkı yoktu, onların çocukları da görünüş ve kişilik olarak yerlilere benziyorlardı.

Greben Kazakları yerleşecekleri yeri, korunabilirliğini ve stratejik önemini göz önünde tutarak seçmişlerdi.

Terek nehri onları Hazar denizine ve Volga nehrine bağlıyordu. Burası ayrıca İran, Derbent, Moskova ve Gürcü bölgelerine giden kervanların geçiş yoluydu.

Ayrıca bu bölge ormancılık, avcılık ve balıkçılık açısından da oldukça verimli olduğu gibi Terek ve Sunca nehirleri arasında Alkhan yurt olarak adlandırılan, Kazakların tarım yaptığı oldukça geniş ve verimli topraklar mevcuttur. Sözün özü Greben Kazaklarının yerleştiği bölge en çok ticaret yapılan yedi bölge yolunun kesiştiği, Karadeniz ile Hazarı birbirine bağlayan kilit nokta idi.

Başlangıçta Terek ve Sunca nehirlerinin kıyılarına yerleşen Greben Kazaklarının sayısı az idi.Daha sonra sayıları çoğalmaya başladı, Kumuk’tan, Çeçen bölgesinden, Kabardey’den ve Rusya’dan gelen kaçaklar da bunların arasına yerleşmeye başladılar.

Kuzey Kafkasya’da Terek Greben Kazaklarının güçlenmesini Rus otokrasisinin nasıl karşıladığına gelince: Rus idaresi Kazakların özgürlük mücadelelerine sürekli müdahale etmiş, onları hiçbir zaman kontrolsüz ve kendi başına bırakmamıştır.

İ. Popka bu konuda şöyle yazar: Rus insanı her nereye kaçarsa kaçsın, delice fikirlere kapılarak” hangi bölgeye göçerse göçsün, gidilen bölgede de Çar’ın kuralları işlemeye başlamıştır.

1892 yılında Terek idaresince basılan (124 no) Petersburg Üniversitesi, Antropoloji Bölümünün konferansında doktor Gilçinko’nun sözlerinden alıntılar yayınlanmıştır. “Rus kadınlarının az olması nedeniyle Kazaklar komşu halklardan evlenmekteydiler. Bunlar da genellikle Kabardey, Çeçen, Kumuk halkları olmaktaydı.

Bu evliliklerden dolayı eski zamanlardan başlamak üzere yerli kadınlar ve Kazak erkeklerinin evliliklerinden olan çocuklar fiziki güzellikleri ile ün salmışlardır. O kadar ki, bu fiziksel özellikleri ile nerede olsa ayırt edilir hale gelmişlerdi. Kazakların Dağlı güzelliğini alması bu tür evlilikleri de çoğaltmıştı.”

Rusların Terek kıyılarına yerleşmeleri, Kafkas halklarının Ruslarla ilişkilerinin başlangıcı olarak kabul edilir.

Bu bilgilerin ve kaynakların gösterdiğine göre bazılarının söylediği gibi Kabardeyler ve Ruslar arasındaki ilişkiler Kabardeylerin ve bölge halklarının kendi istekleri doğrultusunda Moskova ile irtibat kurmaları sonucu bu ilişkiler başlamıştır.

Unutulmamalıdır ki, o dönemde Kabardeylere ilk saldırı doğu tarafında Şamhal Tarkovski’den gelmiştir. Ona destek verenler ise Kırım Hanı, Nogay yönetimi ve onlarla işbirliği içerisinde olan Pşı Apşokue’dir.
Düşman saldırılarının üstüne Kabardeylerin pşı (prens) ve uerkleri (bey) birbiri ile savaşıyor ve arada halk yok olup gidiyordu. İşte bu koşullar altında Terek ve Sunca etrafında ilk kalelerin kurulması talep edilmiş, bu konuda defalarca istekte bulunulmuştur.

Terek ve Sunca kıyılarında ilk Rus kalelerinin kurulmasında pşı İdar Temrıkue’nin çok büyük rolü vardır şüphesiz. Bu sadece İvan Grozni ve pşı Temrıkue arasındaki bir anlaşmadan ibaret olmayıp o zaman halklar tarafından da kabul gören bir barış ve işbirliği örneğidir aynı zamanda.
Tarih araştırmacılarının bir kısmı yukarıda da belirttiğimiz gibi Terek Greben kazaklarının ilk yerleşim tarihi olarak 16 yüzyılın ortalarını göstermekte fakat bununla ilgili hiçbir arşiv belgesi ortaya koyamamaktadırlar.

Ruslar 1556 yılında Astrahan kalesini ele geçirdikten sonra Ruslar ve Kabardeylerin ilişkileri gelişmeye başlamış 1563 yılında da Terek Kalesi (sonradan şehir) kurulmuştur. Bu tarihten daha önce Greben Kazaklarının bölgeye yerleşmesi söz konusu değildir.

Bunun nedeni o dönemde Kabardeyler ile Şamhallar arasındaki şiddetli savaşlardır. Bunun da ötesinde aynı bölgede Türkler ve Persler de mücadele içerisindedirler, bölgedeki halkların hepsini etkileyen bir mücadele alanı olması yanı sıra Kırım hanının baskınları ve buna da ek olarak pşıler arasındaki mücadele devam etmektedir.

1566 yılında Osmanlı Sultanı 2.Selim tahta çıktıktan sonra Rus Türk ilişkileri daha da gerginleşmiştir. Sultan Selim, Kırım hanı Devlet-Giray’a yazdığı mektupta “sen kendi Kırım’ında otur, topraklarını ve bizim bölgelerimizi koru. Babamızın zamanında koruduğun gibi” demektedir.

O dönem Türk ve Kırım siyasetinin diplomasisinin temeli, Ruslar ve Kabardeyler arasında kurulan işbirliğinin bozulması, Rusların bu bölgede güçlenmelerinin engellenerek eski bölgelerine geri çekilmelerinin sağlanması üzerine kurulmuştur. Terek ve Ssunca kıyısına kurulan ilk Rus yerleşimleri bu politikaya karşı Rusların ve Kabardeylerin geliştirdikleri siyasetin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Kuzey Kafkasya’ya ilk yerleşen Ruslar Greben dağ yamaçlarına yerleşmiş olmaları nedeni ile Greben Kazakları olarak adlandırılırlar.

Yukarıda Pşı Temrıkue’nin kendi döneminde halkının ve bölgesinin çıkarlarını gözeterek yürütmüş olduğu politika ve dönemin bölgedeki koşullarından kısaca bahsetmeye çalıştık.