PENEŞU HAZRET

Haber Merkezi
Adige Mak Gazetesi, Ekim 2012
Çeviri:
AÇUMIJ Hilmi

Bu gün (10 Ekim 2012) ünlü Adige yazarı PENEŞU Hazret’in doğum günü kutlanıyor. PENEŞU Hazret Adıge edebiyatını poetik sanatsal sözcüklerle zenginleştirenlerden. Günümüzde de bıkmadan, yorulmadan edebiyatımıza katkılarda bulunuyor, çocuklardan yetişkinlere kadar her kesime seslenen eserler ortaya koyuyor. PENEŞU Hazret’i doğum günü dolayısıyla kutluyor, sağlık ve esenlik dolu bir yaşam içinde sanatsal başarılarını her gün arttırarak, dünyası daha da güzelleşerek, ailesi ile mutluluk içerisinde yaşamasını temenni ediyoruz.

TEKSEN, DÜŞMANI YENEMEZSİN…

Korkunç İvan’dan başlayarak,
Rus, biz hep yanındayız.
Sen zorada düşüyorsun,
Yüreğinin sıkıntısını da paylaşıyoruz.

Teksen düşmanı yenemezsin,
Süvari birliklerimiz senin için hazırlar:
Hayır Fransızlar seni zapt edemezler,
Nart geleneği, haydi…

Köyde, Yiğidim-yiğitsin diyenler,
Hep bir arada ayaklandılar.
-‘Aman!’ diyerek,
Birbirlerine seslendiklerinde
Yüreğinde yiğitlik olanlar, açığa çıktı.

Yollandılar, koştular, coştular,
Aralarında savaş için tembelleyen yoktu,
Borodina ovasında,
Canlarından can bıraktılar.

Yaradanın oldurmayacaklarından,
En başta geleni Napolyon
‘Çerkes süvarileri aralarındayken,
Onlar yenilmezler’

GOTHE’NİN ŞİİRİNDEN

Dağların zirvelerini
Gecenin karanlığı kapladı,
Rahat köşeler,
Serinledi.

Yoldan toz kalkmıyor,
Yaprakta sallanmaz,
Aceleden uzak dur ki,
Huzur bulasın.

ÇOCUKLUK BAYRAM

Ürün kaldırma,
Zamanı….
Stalinin dediği gibi;
‘ Atik ol.
Zamanında kaldırabildiğinde,
Zafer kazandın.
Geciktiğindeyse,
İşin bitti.
Hey, yaşamalısın.
Gece kısa ise de
Erken uyan.
Ah köpeğimizde insan olsaydı,
Denilen zaman şimdi.
Ufağı da – büyüğü de, hepsi de
İş başındalar.
Bir kişinin bile
Asık değil suratı.
İnsanoğlu sen, çalışırken,
Ne de güzelsin!
Domatesimiz uğurlu olsun,
Yaşasın:
Mütenasip kızcağızı,
Sen karşıma çıkarttın.
Dolgun dudakları,
Olgun kiraz.
‘Karınca beli’ desem,
Doğrudur.
Adeta topaç gibi,
Bir o yana, bir bu yana koşturmada,
Kasaları verdikçe,
Ben de alıp duruyorum.
Şarkı sözleri mırıldanarak,
Sevincin içerisinde.
Elinden geliyorsa,
Eşlik etme nakaratına.
Domatesimiz uğurlu olsun,
Yaşasın:
Yarın,
Kızı gezdireceğim,
Öyle, umuyorum

ARI GÖK…

‘Arı gökyüzünde,
Yağmur yok iken,
Başımın üstüne,
Yağmur tanesi mi düştü?’
Dızlak adam,
Dayanamadan, öğrenmeye,
Olana isim vermeye,
Başına el attığında,
Nemli bir şeye dokunuyor.
Gülümseyerek;
Olanı bize aktarıyor;
‘Yaşamımız
İlginç değil diyebilirmisin?…
Kuşlar bile,
İstediklerini,
bize yapıyorlar!’

ŞAİRİN KİTABI

Şaire;
‘İşin olmayana,
Sokma burnunu.’
Demek,
Bence delilik.
Şairin işi olmayan şey
Yok;
Tüm yazdıkları-
Olanın – bitenin
Çıkarsaması.

NURUNDAN VER

İsminle mütenasip,
Dünyada yaşıyorsun,
Kıvançla sana sesleniyorum;
Kızım Nuriyet!

Adını yüceltircesine,
Davranıyorsun,
‘-Küçük hamaratım!’ diyerek,
Seni öven kim?

Yüreği yerinden hoplatan,
Ona gençlik katan sana sahip olan şair,
Şarkı gibi,
Uzatarak söyleyeceğim: Nu-ri-yet!

Her daim sana bağlı,
Güneş gibi parla.
Sende bıkmadan,
Nurundan nur ver bana.

ŞARKIMA DÜŞTÜNÜZ

Asık suratla dolaşmıyorum,
Faydasına da çok vakıfım;
Birinden diğeri daha güzel,
İki kızkardeşle tanışığım.

Yeniden, yeni baştan,
Şimdi gelmiş gibiyim dünyaya.
Güzel bir ezgi tadında,
Şarkıma düştünüz.

Bana sevap oldunuz,
Kızlar, Allah sizden razı olsun.
Yaşamımdaki eksiklik Kızkardeş, kız,
Lütfen, bana kendinizi öptürün.

SEN GÜNEŞSİN – BEN ÇİÇEĞİM…

Bu gün yüzüne, Allah’ın güldüğü benim,
Doldururcasına bahçemizdesin.
Annenin güzelliği,
Senin yüzünden damlıyor.

İyi hallerinle, akıllılığınla, gençliğinle,
Baş ucuma dikildin.
Yaşamımı senin eksikliğinle yaşadım,
Sen güneşsin, bense çiçek.

Gençliğin yankısıyla, –
İstemediklerim daha çok! –
Bakışlarınla beni genç kılıp,
Seninle nasibim parlayacak.