NEREYE GİDİYORUZ? BİZİ ORAYA SÜRÜKLEYEN NEDİR?

YEMT’ITL Nurbıy
Adige Mak Gazetesi, Temmuz 2012
Çeviri: AÇUMIJ Hilmi

Birisi ile tanışmak istediğinde taşıdığı soyadını öğrenmek istiyorsun. Hangi soydan (sülale) olduğunu öğrenince yaşadıkları yerden tutun daha pek çok şeyi de birden öğrenmiş olursunuz. Sadece Rusya’da değil dünyanın yaklaşık 55 ülkesinde Çerkesler yaşıyor, ulusumuz dünyaya dağıtılmış olsa da bilincimize sahip olmamız gerektiğini unutmuyoruz.

Dünyada kaç tane Adige soyadı var? Cevabı kesin olarak kimsenin söyleyemeyeceğini düşünüyoruz. Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes, Adige cumhuriyetlerinde, Rusya’nın başka bölgelerinde yaşayan soydaşlarımızın sülale adlarının belli bir norma göre yazılmadığını biliyoruz. Burada durum bu ise, yurt dışında, Çerkesce eğitim almayanların sülale isimlerini doğru yazamamaları konusunda hiç hayrete düşmememiz lazım. Sahip oldukları imkanları da göz önüne alarak bu konudaki üzüntülerini paylaşıyoruz.

Devletin resmi dilini kullan!

Adige cumhuriyeti Rusya Federasyonu içinde devlet yapılanması şeklinde yer alıyor. Demokrasi ile örtüşen bir şekilde Çerkesce ve Rusça devlet dili olarak kabul edildi, Anayasada belirlenen bir yapıya sahipler. Bunun yanısıra Cumhuriyetle birlikte Çerkes bayrağı, Marşı ve Devlet Arması da aynı şekilde kanunlarla belirlenmiş olarak sahip olduğumuz şeyler arasında.

Çerkes ulusuna karşı Çar orduları 100 yıldan fazla savaşmış, defalarca adeta büyük yangınlara sebep olunmasına rağmen milletimiz ulusal olarak en kıymetli olan tarihi topraklarını korudu, Adigelerin kalp atışları durmadı.

Yurt dışındakiler

Yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın; ‘yüzümüzü dönebileceğimiz Çerkes topraklarını muhafaza ettiğiniz için sizden çok razıyız’ dediklerini duyuyoruz.

Bunlar sadece basit kelimeler değiller, milletin umut taşıyarak yaşamasını sağlayan düşünceler, çıkarsamalardır. Ulu dağlarımızın, yemyeşil ormanlarımızın, berrak pınarlarımızın özlemi ile yaşıyorlar. Çerkes şarkılarının yankılandığı barış içinde olan topraklarımızdan kopartılmış olarak yaşıyorlar.

Yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın evlerinde Çerkesce konuşmadıkları, Çerkeslerle alakalı kitaplara sahip olanlarının cezalandırıldığı günlerde yaşadılar. Karşılaştıkları zorluklar günümüzde dahi yeterince yazılmadı.
Bizleri, Adige Cumhuriyetinde yaşayanları böylesi etkileyen engeller yok ama buna rağmen dilimizi bırakıyoruz, Çerkesce okuyanların sayısı azalıyor, cumhuriyet gazetesi ‘Adige Mak’ın abonelerinin sayısı artmıyor.

Bilmeyenler de az değil

Gazetecilik yaptığım için her gün pek çok insanla karşılaşıyorum. Sanat ve sporla alakalı pek çok etkinliğe katılıyorum, gençlerle sohbet etme imkanını buluyorum. Çerkes dansları yapanların durumlarına artık hayret etmiyorum ama Çerkesce şarkı söyleyenlerin arasında anadilinde akıcı konuşamayanları gördükçe hayret ediyorum.

Sporcuların durumu ise onlardan da kötü bir halde. Antrenörlerle, sporcularla konuştuğumda gençlerin sülale isimlerini, soyadlarını Çerkesce söylemediklerine şahit oluyorum. Hemen telefonu kaldırıp anne-babalarına sülale soyadlarını nasıl söyleyeceklerini soruyorlar.

Başımıza geleceklerin farkında mıyız?

Nereye gidiyoruz bizi oraya sürükleyen nedir. İçinden çıktığımız soya(sülaleye) verdiğimiz kıymetin, onunla onurlanmamızın yeniden canlanması için bilincimizin artması gerekiyor. Çerkescenin anaokullarından başlayarak öğretilmesi diğer okullarda da öğretimine devam edilmesinin gerekli olduğunu söyleyenleri destekliyoruz.

Kimliklerde Yazılı olanlar

Çerkesce ve Rusça cumhuriyetimizin devlet dilleri. Eğer böyle ise Rusya Federasyonunun vatandaşı olduğumuzu gösteren kimliklerimizde soyadlarımız hem Çerkesce hem de Rusça olarak neden yazılı olmasın. Doğum belgelerinde, kimlik evraklarında bilgilerin her iki dilde yazılmasının hiç bir mahsuru olmadığına inanıyoruz. Kimlerden olduğumuzu daha iyi bilir, milli düşünceyi arttırmış oluruz.

Kalabalık Rusya ailesinde yaşarken Çerkes olduğumuzu, evraklarda yazılı soyadlarımızın Çerkesce yazılması ile ve gelenek göreneklerimizle de kanıtlamak istiyoruz. Bu yüzden diğer uluslarla da aramızın kötü olmasını, anlaşmazlık olmasını istiyoruz anlaşılmasın. Atalarımızın soy adı olarak taşıdıkları soyadlarını bilmememiz, bizi o soydan milletten kılan bu isimlerin tarihlerini araştırmamamız doğru değil. Taşıdığı sülale adını söyleyemeyen çocuklarımızı sorgulamadan önce onların anne-babalarını öğretmenlerini daha sert sorgulamamız gerekiyor.