“NART”IN SESİ GÜR ÇIKMALI!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
01.04.2009

Türkiye’deki Kafkas toplumunun kültürel yayınları içinde en gür ses hangisidir?

Kitaplarımız, dergi ve gazetelerimiz kaç satıyor?

Yayınlarımız, sesini ne kadar duyurabiliyor, kendisini ne kadar dinletebiliyor?

Gençlik, gereği kadar haberdar mı bu yayınlardan? Okuyor mu gençliğimiz?

Bu yayınlar, maziyle, temsil ettiği kültürle ne kadar iç içe, kültürünün sesi, toplumunun nefesi olabiliyor mu bu yayınlar?

Tamam, okumadan olmayacak bu belli.

Peki gençlerimiz, özellikle kültür ve kimlik temelli okumaya nereden başlamalı, ne okumalı?

Gerçi, ideoloji kokan, farklı bir jargonla marjinal bir kesime hitap eden, tepkiselliği hayat felsefesi haline getirmiş, kısa soluklu gazete ve dergilerimiz de vardır, olmuştur, olacaktır da!

Ama, toplumunun inanç ve kültür değerlerini iyi özümseyememiş, Kafkaslılığı ideolojiye bulaştırarak, slogancılıkla yayıncılığı birbirine karıştıran  yayınların yaşamları pek uzun olmamıştır.

Bu kültürü çok güzel anlatan az kitabımız yok bizim! Çok güzel kaynaklarımız var okunmayı bekleyen.

“Kitaplar bir dursun!” mu diyorsunuz?

O halde dergilerden başlayalım.

Hatta gençler için dergi, kitaplara göre daha cazip.

Daha renkli daha güncel, daha magazinimsi, daha kısa kısa.

Peki, dergi okumayla başlasak işe ve bunu iş edinsek kendimize!

Türkiye’de Kafkas kültürü boyutunda hangi dergilerimiz var? Hangisinin içeriği daha zengin? Hangisinin üslubu daha sağlam?

Akla ilk gelen “Nart dergisi” değil mi?

Hepimizin bildiği gibi, “Nart“ Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun yayın organı. 1997’de yayın hayatına başlamış, 64. sayıya ulaşmış iki ayda bir yayınlanan düşünce ve kültür dergisi. 

Her sayısıyla, yürekten alkışladığımız, tirajının katlanarak devamını dilediğimiz bir dergi.

“NART” NARTLARIN SEVGİLİSİ, SETENAYLARIN SEVDASI OLMALI!

“Nart”, ne kadar sıcak, ne kadar kucaklayıcı bir sözcük, değil mi?

Bu sözcük, yüreğiyle birlikte kucağını açmış, en sıcak duygularla kucaklıyor Elburuz’un, Kuban’ın kokusunu duyan herkesi.

Kucaklıyor, Nart Efsaneleriyle büyüyenleri. Hem de Adige – Abhaz, Çeçen – Çerkes, Ubıh- Abzeh demeden!

“NART” bu toplumun sesiyse bu ses daha gür çıkmalı, daha da sıcak kucaklamalı toplumunu!  

Peki, kitapla, dergiyle yani okuma sevdası olan kesime göre de “Nart” bu toplumun gür sesi mi? Toplumumuzun kültür pusulası mı?

Nart”, kimlere hitap ediyor, kimleri es geçiyor?

“Nart”ın yeni sayısını heyecanla kaç kişi bekliyor?

“Nart”ın her yeni sayısında, dünyaya yeni gelen evladını kucağına alan anne – babanın o yüreklere sığmayan heyecanını kaçımız derinden hissediyor?

Elbette heyecan işi, yürek işidir bu?

Birkaç kuruştan kaçınanların, minnacık düşünenlerin asla yapabileceği iş değil bu?

Bir bilinç işidir: Okuma bilinci, toplum olma bilinci, kültüre sahip çıkma, dilini koruma bilinci!

Efendim, toplumumuzun ekonomik yapısıymış, sanal ortamın yaygınlaşmasıymış,TV imiş…

Evet, her birinin bu olumsuzlukta mutlaka payı vardır ama işin özü inanıp inanmamaktadır.

Bu bir inanma meselesidir, bu bir yürek işidir, samimiyet  meselesidir.

Okuyan, düşünen, üreten insanlar için kitabın, derginin, gazetenin ne anlama geldiği malum.

Merak ediyorum, “Nart” kaç satıyor? “Nart” hedef kitlesine istediği oranda ulaşabiliyor mu, arzu edilen boyutta büyüyüp gelişebiliyor mu?

Korkuyorum doğrusu, bir yıldan fazla süredir iki sayı bir arada çıkmaya başladı da.

Evet bir telefonla “Nar”tın emektarı Sevgili Behice Hanım’ı arasaydım, eminim bu konularda bana fazlasıyla yardımcı olurdu.

Bu aklıma gelmedi değil. Korktum! İnanın korkuyorum! Yetkililerden duyacağım rakamlar beni üzer mi acaba diye korkuyorum. Korkuyorum, “Çok büyük gayretlerin sonucu olarak yayın hayatını sürdüren, hatta Türkiye’mizdeki en uzun soluklu Kafkas kültür dergisi olma özelliğini taşıyan bir dergi toplumumuzda hak ettiği ilgiyi niçin bulmaz?” sorusuna cevap aramak zorunda kalırsam diye korkuyorum.

Bu konudaki ifadelerimin bir “zan” olduğunu, tahminlerimin tamamen yanlış olduğunu, “Nart”ın tiraj derdinin olmadığını, borcunun harcının bulunmadığını, okuyucularla gönül huzuruyla buluştuğunu duymayı ne çok arzu ederdim.

“Türkiye’deki Kafkas kökenlilerin gür sesi ‘Nart’ bu yıl da ödül aldı!”

“Nart”ın, “gençlik, kültür ve kimlik” konulu ülke genelindeki makale yarışmasının medyadaki yankıları,

“Nart” geleneksel okuyucu ve yazarlar buluşması,

“Nart ” okuyucuları kahvaltısı,

“Nart dergisi” geleneksel şiir geceleri, haberlerini duymayı, “Nart Dergisi”nin bu ihtişamlı ve izdihamlı ödül törenlerine katılmayı, ne çok arzu ederdim. Törende ödüllendirilen genç Nartları, kültür adamlarını, tevazu ve samimiyet abidelerini görmeyi, o tabloyu seyretmeyi hangi samimi insanımız arzulamaz, kimler büyük haz duymaz ki?

Bu samimi, sıcak gelişmelerle gönüllerde buluşmayı, medyayla geniş kitlelere ulaşmayı kim arzu etmez ki? (Dergimiz, şüphesiz çok güzel etkinlikler de yapmıştır. Emeği geçen herkesi kutluyorum.)

Dergi diyoruz, süreli bir yayından bahsediyoruz. Bu işin ne kadar zor ne çok zahmetli bir iş olduğunu az çok biliyorum. Lise yıllarında okul dergileriyle başlayan, fakülte, dernek yöneticiliği dönemleriyle devam eden, mesleğim ve branşım dolayısıyla dergiyle bir samimiyetim söz konusu. Bilirim, asla sanıldığı gibi değil dergicilik. Zordur, hatta zorun da ötesidir. Paranız çok olsa bile, sabır gerekir, zaman gerekir, emek gerekir, ekip gerekir, hassasiyet gerekir, dikkat gerekir… daha da önemlisi, ilgi çekici konular, ilginç mevzular, tatlı yumuşak bir üslupla bir de vefalı, bilinçli okuyucu gerekir.

Hepimiz, bu tür dergilerle toplumuna, kültürüne hizmet eden bu işe yüreğini koyan güzel insanlara teşekkür borçluyuz.

A R A N I Y O R, vefalı, bilinçli okuyucu aranıyor!

“Nart” çok satmalı

“Nart”ın tirajı daha da artmalı.

“Nart” değişmeli, değiştirmeli,

“Nart” çok satmalı, “Nart” daha sıcak kucaklanmalı!

Bu sesi daha gür çıkmalı, dergimiz daha da popüler olmalı!

Peki, “Nart” gençliğe ne kadar hitap ediyor?

Acaba konular boyutunda dergi, gençlik kontenjanı arttırılmalı mı, içerik biraz daha yerel mi olmalı?

Dergi, nasıl daha fazla ilgi çekici hale getirilmeli?

NART, mutlaka üniversite gençliğine ulaşmalı, onun beğenisini kazanmalı, Kafkasya haberleri kadar gençliğin kültür boyutu da olmalı. Gençlerin de ciddi ilgisini çekmeli. Habercilikten ziyade bu dergi gençlerin kültür kılavuzu olmalı!

“Nart”  denilince kültür, gençlik ve gelecek akla gelmeli.

“Nart” Nartların sevgilisi, Setenayların sevdası olmalı!

Bu kültür yaşayacaksa bu dil konuşulacaksa,

Nart’lar yaşamalı, Nartlar çok satmalı!

Nart’ların bilinçli vefalı okuyucuları olmalı!

Diğer taraftan, yayın sahibi Değerli Genel Başkan Sayın Cihan CANDEMİR, emeklerinden, dolayı elbette teşekkürü hak ediyor.

Yüreği evlat sevgisiyle dolu bir anne şefkatiyle, yorulmadan, usanmadan yıllardır  “Nart”ı besleyen, onu büyüten gayretli güzel insan Sayın Behice YEŞİLBAĞ Hanımefendiye,

Uzun süredir gecesi ve gündüzüyle “Nart”ın her karesinde emeği olan genel yayın yönetmeni değeri kardeşim Sayın Cumhur BAL’a,

Ayrıca, uzun yıllar özlemle beklediği bebeğini kucağına alan babanın tarifsiz mutluluğunu, bu güzelliğin onurunu, tatlı telaşını, yaşayan, bugünlerde ise bir kurumumuzun başında (KAF-DAV) sessiz sedasız çok güzel çalışmalara imza atan emektar insan, ağabeyimiz Sayın Muhittin ÜNAL Bey’e gönülden teşekkür ediyorum.

Sizler bu kültür için lafın ilerisine geçebildiniz, yürekten kutluyorum sizi. Toplumunuz bu hizmetlerin farkında, sizi alkışlıyor. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.

Gençlerimizin,

“Yazıyoruz kime, okuyoruz niye?” dememeleri için,

Dengeli ve kişilikli duruş sergileyebilmeleri için,

Bilinçli perspektiften bakabilmeleri için,

Donanımlı, kişilikli, kültürlü, bilinçli yetişebilmeleri için mutlaka okumalı!

Tarihle yüzleşmek, çağla bütünleşmek için okumalı!

Okumalı, gençliğimiz çok okumalı.

Dergilerimiz çok satmalı. 

Nartların sesi uzaklardan çok uzaklardan duyulmalı.

Var mı başka yol bilen? 

Sakın ha, kimsenin aklına yanlış şeyler gelmesin!

Yani “Nart”ı bir basın kuruluşunun ticari dergisi gibi görmesin kimse!

“Yazarlara aylık ne kadar para ödeniyor?” sorusunu sormasın birileri!

“Derginin her yeni sayısının, elimize ulaşıncaya kadarki aşamalarında dergide ücretli çalışan kaç emekçi var?” düşüncesi gelmesin akıllara.

Demem şu ki: “Madem bu kadar para harcanıyor, bu kadar ücretli çalışanı var, yöneticiler de bir yığın para alıyor, o halde en iyisini en kusursuzunu yapın da görelim!” demeye kimsenin hakkı yok! Tam tersi bu kültürün yaşamasını isteyen herkes, samimiyetle, karınca kararınca elinden geleni yapmalı.  

BİR SEVDA İŞİDİR BU!

Çünkü bu bir gönül işidir büyük paralarla dönmüyordur bu işler. Sevda yüklü yürekler yapıyor bu zor, çetin işi.

Her karesinde çok uykusuz gece, çok tırnak izi ve dahi pek çok ter vardır. Sevdalı gönüller, kocaman yürekler vardır.

Bu olağan üstü gayretleri görmeden, bu zorlukları hissetmeden, dergiyle ilgili  olumsuz eleştirilerle, yıkıcı tavırlar takınmak çok zor olmasa gerek!

Zor olan inanarak, emek vererek, sözün ilerisine geçerek her türlü zorluğa rağmen bu işi kesintisiz götürebilmek, bu hizmeti sürdürebilmektir.

Zor olan, yurt genelinde büyük kampanyalarla “Nart”ı hak ettiği yere taşımaktır.

Bu dergiyi, bu toplumun tartışmasız kültür kılavuzu haline getirmektir. 

BÜYÜK BİR KAMPANYA NEDEN OLMASIN?

İşte önümüz yaz! Festivallerin mevsimi. Bu yaz, NART birkaç bin arttırılamaz mı? Ekipler kurularak bu işin ciddiyeti anlatılamaz mı? Her samimi gönüle ulaşılamaz mı?

Merak ediyorum, abone için kaçımız kaç insanımızın gönül kapısını çaldı da cevap alamadı?

Kaçımız eşimize dostumuza bu bilinci taşımak istedik de başaramadık?

Yeter ki inanalım, yeter ki hedef kitleye ulaşalım!

Yeter ki samimiyetle, yorulmadan davamızı anlatalım.

Bu iş sevda işidir.