KÜLTÜRÜMÜZÜN ŞAH DAMARI KANIYOR!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
30.09.2006

Ben bir gencim, mutsuz, umutsuz, idealsiz.
Sesimi duymuyor, beni anlamıyor galiba büyüklerimiz.
İşsizim, parasızım, ümitsizim, çaresizim!
Tükettim sevgiyi, uzak artık bana, kültürüm, benliğim.

Siz büyükler hep “Gençlik gelecektir!” derdiniz.
”En kârlı yatırım gençliğe yapılan yatırımdır!” dediniz.
Giydirdiniz, beslediniz, titizlikle okuttunuz, büyüttünüz (!)
Nerde yanlışlık bilmiyorum ama beni bu hale getirdiniz.

Anne babalar, dernekler laf olsun diye mi sık sık beni konuşuyor.
Feryadım duyulmuyor, ruh halim bilinmiyor, yol gösterilmiyor.
Ümitsizim, inançsızım, çaresizim, çözümsüzüm, bilinmiyor!
Bayramlar, seyranlar anlamsız geliyor, tat vermiyor artık bana.
Yorgun, bezgin, ümitsiz halimi anlarsın yüzüme bir baksana. 

Benim bayramım, işime kavuştuğum, dilimi konuştuğum,
kültürümle barıştığım gün mü olacak?

Değilse kültürüm tamamen unutulacak, benliğim yok olacak!

O kadar çok ki, suçlayan, kınayan, akıl veren eleştiren.
Böyle Çerkeslik, böyle gençlik, böyle insanlık, olmaz diyen!
Ne yapsam, ne desem ya yemuk ya da günah oluyor.
Sıkıştım, bunaldım, artık yaşamanın bir anlamı kalmıyor.
Umurumda değil Çerkesliğiniz, inancınız, insanlığınız.
İnanç, yemuk, günah, xhabze, sevgi, saygı, dostluk, özgüven.
Çok az aramızda bunlara inanan, bunları bilen.

Kimimiz lisede elendik, kimimiz üniversitede.

Kimimiz erken evlendik, kimimiz bunalımda intihara yeltendik.
Kan ağlıyor yüreğimiz, tutmaz oldu bileğimiz.

Bir ışık, bir ümit bekliyor ufukta gençliğimiz.

Kültürümü anlatan kitapların varlığından bile değilim haberdar.
Boşluktayım, her an fırsat kolluyor, alkol, uyuşturucu ve diğer alışkanlıklar.

Hangi büyüğüm, oturtmuş dizinin dibine de anlatmış gerçekleri?
Nerden almalı, kimden öğrenmeli, nerde uygulamalıydım ben bu adetleri?

Ne zaman yaptığım küçük hatalar affedilmiş hoşgörüyle.
Her daim yemuk denmiş, günah denmiş her yaptığım işe.

Söyleyin Allah aşkına bu durumda ben nasıl iyi insan olayım?
Nasıl duyarlı, nasıl hoşgörülü kalayım?

Nerde, nasıl çalışayım, ne üreteyim, ne giyeyim, ne yiyip ne içeyim?

Yok bilgi birikimim, hani nerde kültürüme, dilime ilgim!
Yok özgüvenim, yeterli değil ÖSS puanım, KPSS’m. 

Ne olur bir şeyler yapın büyükler, kurtarın bizi!
Yoksa felaketler gelecek inanın dizi dizi.

Acımı yüreğime gömdüm, tuttum nefesimi.
Ailemin, büyüklerimin bekliyorum şefkatini, ilgisini.
Yalvarırım, anlayın, bizleri, işsizleri, idealsizleri, sevgisizleri.
İtmeyin bizi, aşağılamayın geleceğinizi.

Ne zaman samimiyetle beni anlayacak, beni konuşacak, beni çözeceksiniz.
Eğer bu halimle ben “geleceksem”.
Geçmişinizi bilmem ama yok demektir geleceğiniz!

Kumar, at yarışları, toto, iddia’ tek ümidim

Medyadaki ar’sızlardan, hırsızlardan, hayâsızlardan hep etkilendim.
Hani bahsettiğiniz sanat etkinlikleri, hani sosyal faaliyetler?
Niçin gideyim mabede, kütüphaneye varken kahvehaneler.

Büyükler, yetkililer, nasıl uyuyabiliyorsunuz bu durumda?
Nasıl gülüp eğleniyor, nasıl hayal kuruyorsunuz?
Yoksa, sizler görmüyor, duymuyor, hissetmiyor musunuz?
Siz, elinizi uzattınız, kucağınızı açtınız sevgi dilini konuştunuz da,
biz mi bilmiyoruz?

Ben bir gencim, gönülsüz, ruhsuz, kimliksiz, kültürsüz!
Kesildi şah damarım, kanamakta ruhum, tükenmekte enerjim.
Acısını yüreğine gömen, kanını içine akıtan çoktur emsalim. 

İşime kavuştuğum, dilimi konuştuğum,  kültürümle tanıştığım gün bayramım olacak.

Kim, ne zaman, samimiyetle beni konuşacak, beni çözecek, beni anlayacak? 

Ne olur bir şeyler yapın, kurtarın bizi!

Yoksa felaketler gelecek inanın dizi dizi.