KARANLIK VE AYDINLIK

İbrahim Çetao

Marje platformunda dönüşçüleri ve dönüş düşüncesini eleştiri adı altında bir gurup tarafından başlatılan, kişilere hakaret, karalama ve küçümseme içeren bir kampanyanın halkımızın onuru xabzelerimiz de ayaklar altına alınmak suretiyle sürdürüldüğünü üzüntü ile görmekteyim. Kampanyacılar bu tavırlarıyla dönüş düşüncesini ve dönüşçüleri küçültüp kendilerinin büyüyeceklerini sanıyorlar ama temelsiz fikirlerle, hakaret ve saldırganlıkla şimdiye kadar kimse büyümediği için onlarda amaçlarına ulaşamayacaklar.

“Kem söz sahibinindir” deyişiyle olayın bu güzel olmayan tarafını bir kenara bırakarak temel görüş farklılıklarının neler olduğunu irdelemekte yarar var.

Dönüş düşüncesine saldırarak prim yapmaya çalışanların söylemlerinde ciddi farklılıklar olsa da ortak ideallerinin bağımsız birleşik Kafkasya olduğu göze çarpıyor.

Böylesine ciddi bir iddiayla ortaya çıkanların, bir devlet kurmayı kendilerine amaç edinmiş olanların kamuoyunu şu konularda aydınlatmaları gerektiği görüşündeyim:

1) Kurmayı düşündüğünüz devletin sınırları neresidir? Mevcut federe cumhuriyetlerin sınırları mı yoksa tarihi sınırlar mı?

2) Bugün Gürcistan sınırları içerisinde olan Abhazya ve Güney Osetya’da kurulması düşünülen devlete dahil midir?

3)
Bu sınırlar içerisinde 200 yıldır yaşamakta olan ve nüfusun yarıdan fazlasını teşkil eden Rus halkı için ne düşünüyorsunuz? Etnik temizlik mi yapacaksınız? Eğer birlikte yaşanacaksa böyle bir devlet için görüşlerini aldınız mi?

4)
Kurulması düşünülen devlet şayet Kafkasyalı unsurlardan oluşacaksa Kuzey Batı Kafkasya’daki nüfus problemini nasıl çözeceksiniz? Bu bölgede beş milyon nüfusun içerisinde Kafkasyalı unsur olarak sadece 130 bin Adige yaşıyor.

5)
Eğer bu bölgeye diaspora Çerkeslerini yerleşmesi gibi bir düşünceniz varsa dönüşe niye bu kadar karşısınız?

6)
Gerçekten dönüşü istiyorsunuz da içinize sindiremediğiniz Rusya’nın koşulları ise bu koşulları değiştirmek için mücadelenin diasporadan mi Kafkasya’dan mı yürütülmesi sizce uygundur?

7)
Kurulması düşünülen devletin ortak dili ne olacaktır. Bugün coğrafyada yaşayan halkların ortak dilleri Rusça’dır. Bunun yerine başka bir dil mi (Türkçe, Arapça, İngilizce gibi) düşünüyorsunuz.

8)
Ortak dil Rusça olarak kalacaksa -ki zorunludur-, nüfusunun yarıdan fazlası Rus olan, ortak dili Rusça olan bir devlet yaratmak için midir bütün çabanız?

9)
Ortak dil, din ve kökleri olan Türk, Arap ve Slav halkları ortak bir devlet olamazken; ortak dil, din ve kökleri bulunmayan ve geçmişte de birliktelikleri olmayan Kafkasya halklarını nasıl ortak bir devlet çatısı altında barındıracaksınız? Şimdiye kadar kimsenin bulamadığı sihirli formülünüz nedir?

10)
Kurulması düşünülen devlet için Kafkasya’da bir kamuoyu araştırması mı yaptınız? Halkın ne kadarının böyle bir talebi var?

11)
Böyle bir devleti canı gönülden arzu ettiğinize göre, siz hep diasporada mı kalacaksınız? Devletinize ne zaman katılacaksınız? Yoksa hiçbir zaman vatandaşı olmayacağınız bir devlet için mi mücadele veriyorsunuz?

12)
Rusya’nın belirleyeceği şartlarda dönüş yapmayacağınızı söylüyorsunuz. Peki şu anda şartlarını kendi belirleyen, fiilen bağımsız olan Abhazya’ya niye dönmüyorsunuz?

13)
Diasporanın geleceği için ne düşünüyorsunuz? Bulundukları ülkelerde mi kalsınlar, Kafkasya’ya dönüş mü yapsınlar? Cevabınız birincisi ise bulundukları ülkelerdeki ulusal varlıklarını koruyabilmeleri için düşünceleriniz nelerdir? Cevabınız ikincisi ise dönüşle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

14) Rusya’ya karşı şahin politikası izlerken, size göre yedi milyon Kafkasyalının yaşadığı Türkiye’ye karşı neden güvercin bile değilsiniz? Türkiye’de her şey çok mu iyi gidiyor?

15)
Kafkasya’nın sömürge olduğunu söylüyorsunuz. Hangi yeraltı, yerüstü veya insan kaynağının sömürüldüğünü söyleyebilir misiniz?

Bu güne kadar bu soruların makul ve mantıklı cevabını bağımsız birleşik Kafkasya söylemcilerinin hiçbirisinden alabilmiş değilim. Bu sorulara açık, net, tatmin edici cevaplar verecekleri günleri merakla bekliyorum.

Bunlara karşılık olarak dönüş düşüncesi her sorunun cevabını karşılayacak şekilde açık ve nettir.

1) Kuzey Kafkasya halkları tek bir millet değildir. Bu nedenle sorunumuz bir Kuzey Kafkasya sorunu olmayıp Adige-Abhaz sorunudur.

2)
Adige ve Abhazların anavatanlarında bir araya gelmeleri zorunludur, olmazsa olmaz bir koşuldur.

3)
Adigey ve Abhazya’nın ulusal varlıklarını sürdürebilmeleri için acilen dışarıdaki soydaşlarına ihtiyaçları vardır.

4)
Diaspora; Adige ve Abhaz halkları için yok oluş demek olduğundan anavatana mutlaka dönülmelidir.

5)
Dönüşün kısa bir sürede gerçekleşmeyeceği göz önüne alınarak yaşanılan ülkelerde ulusal varlığı koruyucu her türlü çalışmalar yapılmalıdır.

6)
Adige ve Abhaz halkları için yaşamsal öneme sahip olan dönüş ancak Rusya Federasyonu ile uyumlu politikalar sayesinde mümkün olabilir.

7)
Rusya’da ortaya çıkan ulusal varlığı tehdit edici politikalarla mücadele yine anavatanda verilmelidir. Bu mücadelenin yürütülme alanı diaspora olamaz. Bu çalışmaların yürütülebilme koşulları Kafkasya’da mevcuttur. Rusya’nın Birliği Partisi’nden Komünist Partisi’ne, Adige Xase’den Çerkes Kongresi’ne kadar her görüşteki insanın çalışabileceği ortam vardır.

8)
Geleceğimiz ayrı bir devlet olmakla değil Rusya Federasyonu içerisinde (Abhazya için söylemiyorum) demokrasi ve federalizmin geliştirilmesi ile garanti altına alınabilir. Şartlarımıza en uygun çözüm budur.

9)
Başka bir Kafkas halkının bağımsızlık istemesi kendi sorunu olup bizim politikalarımızı değiştirmemizi gerektirmez.

10)
Dönüş vatan topraklarında barış içerisinde birlikte yaşama, gelişme, ulusal varlığın korunması ve bu amaçla her an uyanık durma demektir.

11)
Kuzey Kafkasya halklarının tamamı kardeştir. Mümkün olan her türlü yardımlaşma ve işbirliği yapılmalı, iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri güçlendirilmelidir.

12)
Rusya Federasyonu veya herhangi bir diaspora ülkesindeki gelişim ve değişim dönüşten vazgeçmek, ertelemek için bahane olamaz. Dün komünizm, bugün kapitalizm, yarın üniter Rusya, dün Yeltsin, bugün Putin ve yarın bir başkası olabilir.

Sonuç olarak karşıtlarımız içi karanlık ve ucu gözükmeyen bir tüneli işaret ediyorlar. Buna karşılık dönüş düşüncesi halkımızın mutlu geleceğidir.