KAFKAS GİYSİLERİ

MİJEY Mihail
Çeviri: Ergun Yıldız
Adige Psalse Gazetesi, 12 Mayıs 2001

Kafkaslıların giysilerinin her birinin gerek işlemecilik gerekse görsel zenginlik açısından sanat yapıtı olduğunu söylemek abartılı olmaz. Hazar Denizi’nden Karadeniz’e kadar uzanan Kuzey Kafkasya, dünyada dillerin ve lehçelerin en yoğun olduğu bir yöredir. Burada yaşayan halklar ortak bir kültürü paylaşır. Erkeklerin eskiden günlük, şimdilerde ise sahne ve tören giysisi olan Çerkeska bu ortaklığın simgesidir. Kadın elbiseleri kapalıdır ama dekoratiftir. 1925-1926 yıllarında etnograf B.A. Kuftin Kuzey Kafkas giysilerinden oluşan zengin bir koleksiyonu Sovyetler Birliği Halkları Müzesi’ne teslim etmiştir. Bu giysiler 1948’de Devlet Etnografya Müzesi’ne aktarılarak korumaya alınmıştır.

Çar’ın imrendiği elbiseler

Kafkasya’daki Kuban ve Elbruz bölgelerindeki arkeolojik bulgular arasında çıkan taşlardan kabartma ve oymalar, duvarlara çizilmiş erkek ve kadın figürleri; mezarlar ve kurganlarda yapılan incelemeler Kafkas giysilerinin ilk biçimini MÖ. 5.yüzyılda almaya başladığını, MS. 19.yüzyılda ise gelişimini tamamladığını gösteriyor.

Yaşamlarını dağlarda ve dağ yamaçlarında sürdüren bu insanların giysilerindeki en önemli özellik yalın ve kullanışlı olmasıdır. Bakıldığında farklılık göze çarpmamaktadır. Giysiler sahip oldukları bu fonksiyonel ciddiyetin ötesinde vücudu da düzgün göstermekte, hareketlere doğallık ve özgürlük kazandırmaktadır. Bu nedenlerle Kafkas elbisesinin benzerleri 19.yüzyılda Rusya’da Kazak kökenli süvarilere Çar tarafından askeri üniforma olarak giydirilmiştir.

Erkekler Zarif ve Ciddi Giyinirdi

Erkekler ev yaşamında iç gömlek, pantolon ve beşmetten (gömlek) oluşan yalın giysileri, dışarıda ise üzerine “Çerkeska”, kalpak ve yumuşak çizme giyerlerdi.

Çerkaska’nın öyküsü

1917 Sovyet İhtilali’nden önceki Çarlık döneminde Kafkas erkeklerinin, bel kısmına kama takılan “Çerkeska” adlı ulusal giysilerini günlük yaşamlarında giymeleri yüzlerce yıl öncesinden gelen bir töreydi. Devrimden sonra getirilen yeni yasalarda ateşli ve ateşsiz silah taşımak yasaklandı. Kamasız olamayacağı için Çerkeska da günlük yaşantıdan çıktı. Yalnızca gösteri ve törenlerde görülür oldu.

Araştırmalar Çerkeska’nın ilk aşamalarda el tezgahlarında üretilmiş ev çuhasından yapıldığını göstermektedir. Bu dönemde kollar ana parçaya doğru açı oluşturacak biçimde, koltukaltı kısmında hareketi engellemeyecek şekilde dikilir, Çerkeska’nın ön ve arkası tek parça kumaştan, dizin epey altına kadar uzun yapılırdı. Giysi vücudu bele kadar tamamen sarmaktaydı. Belden aşağı kısımların hareketini kısıtlamayacak ve doğallık kazandıracak bir etek şeklinde yapılmıştı. Dağlılar 18. yüzyıldan başlayarak barutluklar (hazır) kullanmaya başlamıştı. İlk önce bele takılan barutluklar, atış sırasındaki kullanışsızlığı nedeniyle göğse takılmaya başlamış ve böylece Çerkeska’nın oluşumu tamamlanmıştı. 19. yüzyılda sonlarında artık son biçimini alan Çerkeska’nın “hazır”ları da içi tüfek mermisi alacak şekilde ceplere yerleştirilen sert ve dayanıklı ağaçlardan yapılmıştır. Üzeri altın, gümüş ya da kemik kapaklarla süslenerek giysiye özgünlük kazandırılmıştır.

  1. yüzyıldan günümüze kalpak

Bugünkü şekline 18. yüzyıl ortalarında kavuşmaya başladığı sanılıyor. İklim, töre ve zamana göre çeşitlilik gösteriyor. Çeçen-İnguş ve Dağıstanlılarda geniş uzun tüylü ve yüksek biçimlidir. 19. yüzyıl sonlarında batıda Adige ve Abhazlardan bütün Kafkasya’ya yayılan kısa tüylü, zarif biçimli “Kubanka” günümüze kadar gelmiştir.

Andi’nin zarif yamçıları

İlk çıkış yeri ve zamanı kesin olarak bilinmemekle beraber Rusya ve Kafkasya’da en zarif en güzel yamçı Dağıstan’ın en dağlık yörelerinden olan Andi bölgesi civarında üretilir. Toprak ve hayvancılıkla uğraşan Kafkasyalıların yamçıyı hava değişikliklerinden korumak, rüzgar, yağmur ve toza karşı kullandıkları biliniyor.Yamçı binicinin yanı sıra atı da korur. Özellikle keçi kıllarından dövülerek yapılır. Genellikle siyah olur. Dış kısmındaki kıllar doğal haliyle bırakılırken içi keçeleştirilir. Pelerin biçiminde topuklara kadar uzun yapılır. Boyun kısmında gümüşten yapılan tutturucular vardır.

Terbiye edilen çizmeler

Günlük olarak iş yapılırken, boğa derisinden elde terbiye edilerek yapılan kalın ve sert bir ayakkabı giyilirdi. Ayağı vurmaması için içi ot doldurulurdu. Ayak bileğine kadar yapılan bu ayakkabı çarığa benzer, bileğe ve bacağa altından dolaştıkları kayışlarla bağlanırdı. 19. yüzyılda Rus Edebiyatı’na giren “Kafkas çizmesi” yumuşak olup, ayak parmaklarını sıkmazdı ve siyah deriden yapılırdı. Tabanları bazen yumuşak köseleden olurdu.

Kamanın kalitesi gurur konusuydu

Dağlı giysisini tamamlayan en önemli aksesuar kuşkusuz bele özel biçimde takılan “kama” dır. Kafkasyalı için estetiği ve kalitesi gurur konusudur. Sapı altın, gümüş işlemeli olup, her iki yanı keskindir. Kın süslemeleri apayrı bir güzelliktedir. Kafkas kaması ve kılıcı dünyanın çeşitli müzelerinde yerini almıştır.

Bele sıkıca bağlanan kemerin birkaç işlevi vardır. Kemere takılan toka ve çengellere barutluk, kılıç ve yağdanlık asılırdı. Kama ise göbeğin hemen altındaki kemerin orta tokasına sapı ile kınının birleştiği noktadan sıkıca bağlanırdı

Çobanların ayrılmaz parçası başlıklar (Şarkhon)

Siyah, kemik rengi, kahverengi ya da griye çalan renkli çuha ya da özel olarak deve tüyünden yapılır. Başı yağış ve rüzgardan korur. Hazır durumda iken üçgen biçiminde, kenarları uzun su-işi, kurdele, kaytan ya da sim sırma işlidir. Dağlardaki çobanların devamlı yanındadır.

Kadınların Zarafet Seçimi

Kafkas kadın giysileri dış görünüşleri ile tam bir zarafet ve asalet örneğidir. Biçimi yüzyıllarca bozulmadan korunabilmiştir. Dağlı kadınlar giyimlerine özen gösterir ve vücutlarını korurlar. Küçük yaşlardan başlayarak ince belli ve dik orantılı vücutlarını korumaya çalışırlar.

Göznuru kaftanlar

Vücudun üst bölümüne tam oturan bu giysi, bele takılan kemerin aşağısında önden açık ve yere kadar uzun dikilir. Giyside oluşturulan mükemmel kompozisyonda, göğüsteki üçgen şeklindeki açıklıktan gümüş, altın ya da pirinçten yapılmış maden düğmeler, kemerin aşağısındaki açıklıktan ise içlik görünmektedir. Kaftanlar genellikle koyu vişne, kırmızı, koyu mavi, koyu yeşil, siyah kadife, ipek ya da atlas gibi kumaşlardan dikilir.

Üzerlerinde omuz ve kemer altından başlayarak etek uçlarına kadar uzanan altın, gümüş sırma şeritlerle bezenmiş motifli süsler bulunur. Kol yanları çok değişik modellerle yapılır. Üzerindeki süslemeler altın, gümüş simlidir.

Kaftanın bel altındaki kısmının geniş ve yere kadar, kollarının bol ve uzun oluşu rahatlık, zenginlik ve soyluluğu simgeler. Dağlı kadınların giysileri sosyal yaşantılarının içine girmiş olan terzilik hünerlerinin birer ürünüdür. Dikiş tekniği üstün beceri, süslemeleri göznuru, altın gümüş işlemeciliği sanat ürünüdür.

Bu denli değerli giysiler kuşaktan kuşağa saklanmak yoluyla aktarılır ve halk arasında kimde nasıl bir giysi olduğu bilinir. İçlikler ise kaftanın içine giyilir ve uzun ya da kısa kollu olabilir. Yuvarlar dik yakalıdır. Kaftanın altından üçgen şeklinde görünen göğüs kısmında altın, gümüş vb. madeni düğmeler vardır. İki ya da tek parça olabilir. İki parçalı olan bluz, tek parça olanı ise kaftan biçiminde olabilir; ancak önü kapalı olur. İçliğinde belin altında, kaftanın açıklığından görünen kısmı altın gümüş sim sırma işlemelidir ve yere kadar kaftan boyunca uzanır.

Süslemecilik harikası kemerler ve kepler

Kaftan üzerine takılan kemer Kafkas süslemeciliğinin bir harikasıdır. Bele sıkıca takılan kemerin çok değişik modelleri vardır.

Keplerin ise değişik biçimleri vardır. Üzeri altın gümüş sim sırma ve inci işlemelidir. Başa dik olarak giyilir. Değişik renkli ama genellikle beyaz ipek kumaşlardan olur. İçleri saçaklıdır.
Kaynakça
1) Musa Ramazan, Tekin Koçkar – Kafkas Halk Dansları, İstanbul: Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı Yayını, 1988.