“HÜZÜN AŞ OLUNCA”

YEMUZ Nevzat Tarakçı
01.04.2017

Tarih ve kültür soslu bin bir lezzetten oluşan bir yemek kitabı…

Baharatı hüzün, kokusu sürgün olan harika tatların ölümsüzleştirildiği bir eser.

Sevgili Ayça Yolkolu Öksüz’ün “Geleneksel Çerkes Mutfağı” kitabından söz ediyorum.

 

“Hüzün Aş Olunca” büyük emeklerle hazırlanmış bir eser.

Kitap, kapsamlı bir alan çalışmasının ürünü.

Eser, sadece Çerkes yemekleri tariflerinden oluşmuyor.

 

Tarifi verilen her yemekte, buram buram tarih kokuyor, kültür kokuyor.

Bazı yemekler çok acılı, çoğuna 1864’ün acısı sinmiş.

Eserde, tarih soslu, kültür soslu bin bir tat adeta lezzetin gökkuşağını oluşturmuş.

 

Ayça Hanım’ın bu güzel çalışması, bir soylu kültürün unutulmaya yüz tutmuş bin bir lezzetini ölümsüzleştirmiş oluyor.

 

Demek ki, psıhalıve, cırdıngiş, haluj, fıccın, halğuane, delen, şıngur… sonsuza kadar yaşayacak.

 

“MUTFAK” KÜLTÜRÜN ÖNEMLİ BİR ÖGESİDİR

Bu çalışmayla, bir tasarı esere dönüştü.

Bir hayal gerçek oldu.

Bir düşünce,

Bir tarih,

Önemli bir kültür ögesi ölümsüzleşti.

Köklü bir kültürün, kaybolma sürecindeki doyumsuz lezzetlerini yok olmaktan kurtarmayı hedefleyen bu anlamlı çalışma, alkışı fazlasıyla hak ediyor.

Tebrikler Ayça Hanım!

ZAHMETLİ BİR ALAN ÇALIŞMASI

Kitabın, doğum öncesi düşünce safhası da çok renkli ve bir o kadar coşkulu.

Hazırlık safhasında çok zahmet var, çok emek var.

 

Anavatan’daki alan çalışması, Türkiye’deki köşe bucak taramaları takdiri hak ederken tanıtım ve imza safhalarındaki yoğun ilgi, bu kültüre olan ümidimizi biraz daha yeşertiyor.

 

Büyük emeklerle toplumun istifadesine sunulan bu güzel çalışmanın, azami ölçülerde istifadeye vesile olması temennisiyle.

 

KİMİLERİ KONUŞUR KİMİLERİ YAPAR

Kimileri konuşur, kimileri üretir.

Kimileri söyler, kimileri yapar.

Sevgili Ayça düşündü, çalıştı ve üretti.

Sonuçta “Geleneksel Çerkes Yemekleri” ölümsüzleşti.

 

TEBRİKLER SEVGİLİ AYÇA!

Ayrıca, Sevgili Ayça’nın Çerkes yemeklerini tanıttığı televizyon programı da bir harikaydı

.

“Bizim Lezzetlerimiz” programında her şey yerli yerindeydi.

Lıbje, Gukkuri, Peynir Helvası…

Programı, adeta nefes almadan izledik.

 

Yemeği, düğünü, dansı, aile yapısı, zarafeti ve asaletiyle bu zarif toplumun sosyal ve kültür dünyası ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.

 

Yemeklere sadece sevginizi değil, kültür kattınız,

Tarih kattınız,

Saygı kattınız,

Hoşgörü kattınız,

Zarafet kattınız.

Unutulmaya yüz tutan o leziz tatlara, bilginiz, birikiminiz, el beceriniz ve samimiyetinizle can verdiniz.

O güzel görüntülerle gözümüz güzelliklere doyarken, ruhumuz kültür vadilerinde tarihin derinliklerine yelken açtı.

 

Konuşanların çok, eleştirenlerin bol, duygu ve düşüncelerini hayata geçirebilenlerin az olduğu bu süreçte siz harika bir iş çıkarttınız.

 

Yok olmaya yüz tutan kültürel değerleri yaşatma gayretinizi bir kez daha içtenlikle alkışlıyor, sizi yürekten tebrik ediyorum.

 

Kitap, dalga dalga yayılıyor.

Kitap fuarlarındaki coşkuya, imza günlerindeki mutluluğa bakılırsa “HÜZÜN AŞ OLUNCA“ gönüllerdeki yerini çoktan almış bile.

 

TEŞEKKÜRLER

Ayça’nın bu kültüre katkısı, yemek kitabı, TV’lerdeki Çerkes yemekleri tanıtım programları ile sınırlı değil.

Öğrencilik yılları ve gençlik döneminden itibaren sosyal hayatının her karesinde kültürel ögeleri titizlikle yaşayan ve yaşatmaya çalışan, kültürüyle gurur duyan bir kültür insanı Ayça.

Ayça’nın katkısı bu kadar da değil.

Yaşadığı şehirdeki Kafkas Kültür Derneği binasının yapımına değerli eşleriyle birlikte Sevgili Ayça’nın maddi katkıları çok ciddi boyutta.

Sevgili Ayça, kendileri de bir kültür sevdalısı olan değerli eşiniz ve birbirinden tatlı çocuklarınla sağlıklı ve huzur içinde yaşa.

Wupso!