HATTİ’CE İLE HATUKUAYCA NE DENLİ YAKIN?

KEÇ-I Süleyman Yavuz

1970’li yıllardı. Gölcük Kuzey Kafkasya Kültür ve Dayanışma Derneği
lokalinde her zamanki gibi rutin buluşmalarımız ve sohbetlerimizdeydik.

Sohbette konu konuyu açtı, derken geldi HATTİ’lere. Çok sevdiğim
ağabeyim Şafak NAMRUK -Eskişehirli Poyra köyünden Melboh’lardan, iyi bir
thamade- bir olay anlattı Hatukuaylara dair.

Hatırlayabildiğim kadarını aktarayım.

Bir kazı yapılmaktadır Hattilerle ilgili; köy Hatukuay köyü. Toplanmış
bütün meraklı thamadeler, gençler seyretmekte olan biteni. Bilim adamı
onlara göre gavur; bir tablet çıkar, kazı sırasında. Gavur bilim adamı elinde
bir teyp başlar tableti okumaya, kayıt etmek anlamında, sesli, sesli.

Thamadelerden biri kayıt konuşmalarını duyunca, sokulur gavur arkeologun yanına ”vo vu Adığa’‘ diye sorar. Adam anlayamaz olup biteni, tercüman çağrılır yaşlının tepkisine dair. Sordurur arkeolog, ne dediğini yaşlının.

Tercüman sorar ihtiyara. Sen ne dedin bu adama?

İhtiyar cevap verir, Çerkes misin, diye sordum.

Yaaa amca elin gavurundan Çerkes mi olur, sen seyretmene
bak, der. Tercüman.

Ama bu gavur Çerkesce konuşuyor, der tepki olarak ihtiyar.

Döner elin gavuruna tercüman, yok bir şey, der.

O günlerin en büyük lüksü Kazoerer Meykuaper diye başlayan Adigece
yayın. Dönemin (Komanist) ülkesinden. Ses alabilmek adına şekilden şekile girdiğimiz, Adigece radyo yayını. Neler yapmazdık en doğru sesi alabilmek için, standart radyolardan. (Ne demekse?)

Zorlanırdık konuşma ve şarkılardaki sözlerin anlamında, cızırtı ve net olmayan sesten yana. Ancak Şafak ağabey sanki karşılıklı konuşuyor gibi tercüme ederdi bize anlatılanları, söylenenleri.

İşte o çevirilerdendir hatırımda kalan; şarkı sözleri.

Vo vinut vo vinut anah dahe şımi
Vo vinut vo vinut şefi agi kısa-o

Ahhh be Şafak ağabey. Neden arkeolog olmadın dilin adına?

Özür dilerim ağabey, duygusal davrandım. Olsan ne yazardı? Melboh’tan
arkeolog mu çıkar? Adın üstünde sen Melboh’sun.

Yaahuu sen bizim Şafak, anlamadın mı hala?

Be ihtiyar ne halt etmeye ordasın? Kimin umurunda elin gavurunun sesli
anlattığı yazıtı, anlamak.

Aslında benim haddime mi düşmüş bunları yazmak.

Ne güzel idare ediliyor işte, Maltepe sigarasının üstünde ve Sıhhiye meydanında Hitit güneşi.

Dede Korkut, karşınıza Nart Tlepş olarak çıkarsa kimse şaşırmasın. Biz fazla kardeş olduk.