HAPİ Sine Yıldız

O ÇOK KÜÇÜK

CircassianCenter Notu:
Irak’taki bombardımanlar sırasında, 2003’de bu şiiri yazdığında HAPİ Sine henüz 11 yaşındaydı.

O çok küçük,
Henüz 4 yaşında.
Farkında değil çevresindeki felaketlerin.
Farkında değil savaşların,
bombaların.
O çok küçük,
Henüz 4 yaşında. Onun işi yok oyundan başka
Ve, ve pencerenin karşısına oturup
babasını beklemekten.
Bekliyor babasını.
Bakıyor uzaklara.
Gözü dalıyor.
Bakarken uzaklara,
Yalıyor soğuk ve buğulu camları.
Hayal kuruyor.
Kuruyor da içinde o, babası ve annesi
var.
Evet, içinde neden gittiğini bile bilmediği
babası da var.
O bekliyor babasını,
Evde bir hüzün kaplı.
Ta ki, ta ki babası dönene kadar.
İşte o zaman biter bu hüzün.

Onun annesi de var.
Oturdukları küçük, sakin köyün öğretmeni
Geceleri birlikte oturup,
Pencerenin önünde babayı bekliyorlar.
O annesine soruyor:
-babam nerde?-
İşte bu soru,
İçleri yakıp kavuran bu soru. . .
Cevabı- o gelecek.

O karanlık buz gibi gecede,
Köye bomba düşüyor.
Kilere iniyorlar.
O buz gibi, karanlık, ruhsuz kilere.
Kilerden dışarı bakamıyorlar.
Ya baba gelirse?
Ne bilecek sağ olduklarını?

O gece,
Yine kilerde geçen mutsuz gecelerden
birinde,
O soruyor -babam nerde-
Annesi dayanamayıp diyor ki;
-baban savaşta, o savaşıyor.-

Birkaç gün sonra bitiyor savaş.
Güzel, tatlı evlerine gidip,
Pencereye karşı oturup,
Babayı bekliyorlar.

O düşünüyor, savaş da nedir?
Derken kapı çalıyor.
İçeri bir adam giriyor.
Anneyle konuşuyor.
Az sonra anne geliyor.
Diyor ki;
Baba öldü.
O küçüktü müçüktü ama,
Ölümün ne olduğunu biliyordu.
Ağlamaya başlıyor.

Ey insanoğlu!
Yetmedi mi bunca yıldır savaştığınız?
Çok çektirmedi mi çocuklara bu
insanlık ayıbınız?
Lütfen bize gözyaşlarıyla ıslanmış bir
dünya bırakmayın.
Barışın artık, sizden bunu bekliyoruz.
Bitsin artık bu çile.
Bitsin artık savaşlar.
Bize daha fazla acı yaşatmayın.
Çocuklar sevgi bekler, mutluluk bekler.
Oyun ister.
Savaşmayın, savaşmayın ki dünya silah sesleriyle
değil, çocuk gülücükleriyle dolsun.