HANGİMİZ ÇERKES, KİM ÇERKES?

ELBEG Murat Duman
25.02.2006

Çerkes olun ya da olmayın, “Çerkesleri nasıl tanımlarsınız” diye bir soru sorulduğunda vereceğiniz cevap sanırım şöyle olacaktır; savaşçı, onuruna düşkün, saygılı, dürüst, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir topluluk…

Ben bu tanımlamada yer alan özelliklerin bazılarına katılmıyorum. Daha doğrusu geçmişte sahip olunan kimi özelliklerin günümüz şartlarında Çerkesler hakkında doğru bir tanımlama yapamadığına inanıyorum.

Çerkesler savaşçıdır.

Savaş, tüm toplumların en büyük düşmanı. Kazananı olmayan vahşi bir oyun. Savaşın tüm olumsuzluklarına rağmen, içinde bulunduğumuz bilgi çağında Çerkeslerin hala savaşçı karakterlikleriyle övünmeleri gerçekten anlamsız.

Kafkasya jeopolitik konumu itibariyle yıllarca sayısız savaşlara ve siyasal mücadelelere sahne olmuş bir yer. Hal böyle olunca da kendilerini ve vatanlarını savunmak zorunda kalan Çerkesler, çocukluk çağından başlayarak ata binme, ok atma, kılıç kullanma eğitimi almışlar, katıldıkları savaşlarda, savaş tekniklerini geliştirerek savaş konusunda adeta uzman olmuşlardır.

Oysa günümüzde bu özelliklerin hiç biri yok. Ne ata iyi binen bir Çerkes, ne kılıç kullanan ne de savaş tekniği bilen. O halde övünmek niye.

Günümüzde Çerkesleri en güzel tanımlayacak söz bence şu olmalı; “Çerkesler savaşçı bir ruha sahip barışçı bir toplumdur.” Bu savaşçı ruhu eğitimde, teknolojide, sanatta kullanmak koşuluyla.

Çerkesler onuruna düşkün, saygılı, dürüst, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir topluluktur.

Çerkeslerin en belirgin, en itibar gören özellikleri hiç şüphesiz saygılı, dürüst ve onurlu olmaları. Ancak ne yazıktır ki bu görüntü hızla değişmekte.

Çerkesler toplum içinde iyi davranma, saygılı olma, kısaca iyi birer insan olma becerilerini aile ve çevreden aldıkları eğitim sonucu kazanırlar. Bu eğitim köylerde sık sık yapılan sohbet toplantıları ve toplumun bir arada olduğu diğer faaliyetlerde verilirdi. Toplumsal kurallara aykırı davrananlar en büyük ceza olan “toplumdan dışlanma” cezası ile cezalandırılırdı. Kurallar yerine göre esnek ancak yaptırımlar son derece katı idi. Ancak günümüzde kurallar katı, yaptırımlar esnek.

Çerkesler maalesef dışarıdan göründüğü gibi birbirlerine sıkı sıkıya bağlı da değil artık. Sadece düğünlerde ve cenazelerde bu bağlılık göze çarpıyor. İki Çerkes bir araya geldiğinde üçüncü Çerkes saklanacak yer arıyor oldu artık. Ortak herhangi bir fikir, ortak bir yarar, ortak bir proje yok maalesef. Bu da sanırım Çerkes sözcüğünün yanına farklı sıfatlar eklenmesinden kaynaklanıyor. Sağcı Çerkes, solcu Çerkes, dönüşçü Çerkes… İnsanlar sırf Çerkes olduklarını kabullenemediler maalesef. Sorunun temeli buradan kaynaklanıyor sanırım.

Sadece ”Çerkes” olabilmek dileğiyle…