HAKLARIMIZI ALMA ZAMANI GELDİ

Remzi Timaç

Çerkesler olarak, Türkiye’de uzun bir süredir yaşanmakta olanlara seyirci kalmak yerine bir an önce toparlanarak haklarımızı almanın zamanı gelmiştir. Aziz vatanımız Türkiye ile kadim dostumuz/kardeşimiz Türklere temelden düşman olanlar, ihanet edenler, yapmadıklarını bırakmayanlar, işte maalesef bugün nasıl da itibar görmekte, talep ettiklerini ve hatta fazlasını bir bir almaktadırlar.

Açıkça görülmektedir ki, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne, maalesef en tavizkar ve en zayıf dönemini yaşamakta, devlet aygıtı lime lime çözülmektedir. Cumhuriyetin içinde olduğu bu üzücü süreç Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ile örtüşmektedir.

Biz Çerkesler yaşananları doğru okumalı, geleceği görmeli ve üzerimizde kutsal bir görev olan Çerkes milletinin haklarını bir an önce alarak gelecek kuşakları sonsuza kadar taşıyacak bir kimliği onlara kazandırmalıyız. Bu çözülme süreci ve akabinde yaşanacaklardan, milletimizi korumalı, başkalarının inisiyatifine ve insafına bırakmadan sahip çıkmalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda en önemli unsur Çerkesler olmuştur. Bu husus tartışmaya dahi açılmayacak kadar kesindir. Şayet bizler olmasaydık, ne Kurtuluş Savaşı organize edilebilir, ne başarılabilir, ne de imparatorluğun küllerinden bir cumhuriyet kurulabilirdi. Cumhuriyetin kuruluşu sonrası baskı altına alınan, sürülen, yasaklanan, ezilen ve hakarete uğrayan biz Çerkesler, bugüne kadar sessiz bir asimilasyon sürecinde kalmış olsak da artık dünyanın ve Türkiye’nin içinde olduğu bu konjonktürü iyi anlamalı, şartları lehimize kullanmalı ve tarihi fırsatı kaçırmamalıyız.

Ata yurdumuz ve orada yürütülecek mücadele ayrı bir konu, kurucusu ve gerçek sahibi olduğumuz Türkiye’de yürüteceğimiz mücadele ayrı konudur. Kimse bize ata yurdumuzu işaret ederek, bu topraklarda misafir muamelesi yapamaz. Bu aziz vatana en çok hakkı geçen de bu vatanda en çok hakkı olması gereken de bizleriz.

Haklarımız nelerdir?

1) Çerkes kimliğinin tanınması ve anayasal güvence altına alınması,
        a) Anayasa’da tanımaya ve hakların güvencesine ilişkin
değişikliklerin yapılması,
        b) Anayasal hakların kanunlara da yansıtılarak uygulamaya
geçmesinin sağlanması.

2) Çerkes siyasal ve kültürel haklarının yaşama geçirilmesi;
        a) Çerkes Partileri’nin kurulma hakkının tanınması,
        b) Çerkes Dernek ve Örgütleri’nin kurulma hakkının tanınması,
        c) Çerkes Yerleşim Adları’nın geri verilmesi,
        d) Çerkes Tarihi Şahsiyetleri’nin itibarlarının iade edilmesi,
        e) Çerkes Dili’nde eğitim hakkının tanınması,
                ea) Devlet tarafından (nüfusa göre) bölgesel okullar açılması,
                eb) Devlet tarafından diğer yerlerde seçmeli ders uygulanması,
                ec) Devlet tarafından üniversitelerde dil ve tarih kürsüleri
açılması,
                ed) Özel okulların açılması hakkının verilmesi.
        f) Eğitim kitaplarında bulunan Çerkes milleti ve mensuplarına ilişkin
ifadelerin gözden geçirilmesi,
        g) Çerkes isim ve soy isimlerinin kullanım hakkının tanınması,
        h) Kapatılan ve/veya tahrip edilen Çerkes kültürüne ilişkin
taşınmazların iadesi,
        ı) Çerkes radyo-televizyon ve gazete yayın hakkının tanınması,
        i) Çerkes sembol ve işaretlerinin kullanım hakkının tanınması.

3) Çerkes Soykırımı’nın tanınması;
        a) Çerkes Soykırımı’nın T.B.M.M. tarafından tanınması;
        b) Soykırımdan sorumlu Rusya Federasyonu’na tanıma yönünde
baskı yapılması,
        c) Diğer ülkeler tarafından tanınmanın sağlanması,
        d) Soykırım için özel gün, anıt, müze vb. izinlerin verilmesi ve
faaliyetlerin desteklenmesi.

İçinde bulunulan bu tarihi fırsatı yakalayabilirsek, gelecek kuşaklarımız kimlik ve bilinçlerini kazanacaklar ve yok olma sürecimiz durdurulmuş olacaktır.