GHOGU-YOL

GHUNEKHO K. Özbay

Biz insanlar yaşamımız boyunca bir çok insan karakterlerini görürüz. Bunlar dost, arkadaş, yoldaş, sırdaş, hain, yalaka gibi. Belki de bizlerde bilerek veya bilmeyerek bu tiplere bürünür veya ortamlarda bulunabiliriz. Şimdi sayfalara baktığımda Adige ulusuna yönelik yeni fikirlerin, birlikteliklerin temelini oluşturacak, oluşturmak isteyenlerin sayısının az olduğunu görmekteyim. Hal böyle olunca bireysel çatışmalar ön plana çıkmaktadır ve ulusal yolda yapılacak çalışmalar aksamakta.

Bizler ulusumuzun geleceğini düşünüyorsak kimsenin dini, dili gibi söylemleri kesinlikle kaale almayız. Bu toplum dün yaşadı, günümüzde yaşıyor ve yarında yaşayacaktır. Bundan kimselerin kuşkusu olmasın. Yaşatacak olanlarda bizler ve bizden sonrakilerdir.

O halde neyin tartışmasını yapıyoruz? Yok oluşun mu? Var oluşun mu?

Kanımca var olmayı tartışmaktayız. Var olmanın yolu da anavatandan geçmektedir. Vatanı olmayan hiç bir toplum bu güne değin yaşamamıştır, yaşayamazda. İşte gittikleri yerleri vatan sanıp, sahiplenemeyen, sahiplendirilmeyen Hititler, Kimmerler gibi toplumlar yok oldular. Çünkü onların yapısında her zaman anavatanları olmuştur. Çerkes Memluklarına bakın, kendileri Çerkes, yaşayan halkın çoğunluğu Arap, düşünceleri İslam, edebiyatları Osmanlı. Ait olmak istedikleri yer ise Kafkasya’ydı.

Ancak az da olsa anavatanda kalan Adigey’in yerlileri bu güne değin kendi orijinal isimleriyle bu günde yaşamaktadırlar. Bunun içinde bu toplum yarında yaşayacaktır diyorum.

Biz sürgün Adigeleri yok oluşun eşiğindeyiz. Sürgün topraklarını ne kadar sahiplenirsek yok oluşumuzda o kadar çabuk olacaktır. Bunu içinde bulunduğumuz devletlerde biliyor ve bizleri bu olguya itiyorlar.

Adige ulusunun yaşamı Adigey’dir. Bunun dışındaki düşünceler, eylemler sürgünde yok oluştur. Şunu da hatırlatmak isterim. Bir çok yazı yazan arkadaşlarımız Çerkes sürgününü, Çerkes göçü diye yazmaktalar. Bizler göç etmedik, göçtürüldük, sürüldük. Sürgünde yaşayana da kim sahip çıkar ki?

Yukarıda belirttiğim gibi, hangi yaklaşımda olursak olalım tek çözüm Adigey topraklarıdır. Çözümde bireysellikten değil toplumsallıktan, yani örgütsellikten gelir. Bir çoklarımız beğensek de beğenmesek de sürgünden çıkışın adresi Türkiye’deki Kaf-Fed ve Dünya Çerkes Birliği’yle olacaktır.

Lhıtenıgheche