GENÇLİK OKUMUYORSA, NASIL DÜZELİR TOPLUM?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
23.12.2006

Hayatta, edebiyatta, dilde, duygu ve düşünce dünyasında pusulasını kaybetmiş bir nesil. Güzel ve güzeli sevmede, aşka bakışta rotası kaymış, hassasiyetini yitirmiş bir gençlik.

Dilde, kültürde, iletişimde hayatın amacını tahlil etmede, doğru yaşamada çıkmazları olan bir nesil.

Boşlukta, rehbersiz, modelsiz bir gençlik. 

Folklorik hale getirilmiş, bir türlü kabuğu çatlatılıp içine girilememiş bir Çerkeslik kavramının etrafında dönüp duran bir nesil.

Yaşayamadığı öğrenemediği kültürüyle anlamsızca övünen, yaşantısı, özüyle çelişen  “taklit ha taklit” boyutunda bir gençlik.

Bu gençlik:

Kimi model alacak, kim gibi olacak?

Neyi okuyacak?

Ne zaman okuyacak?

Niçin okuyacak?

Bir de; her daim büyüklerinin (iyi niyetli olmalarına rağmen) olumsuz ve yıkıcı tutumuyla karşılaşmışsa, hep eleştirilmişse, yol ve yöntem bilmemekle suçlanmışsa… Dilini kullanmada, kültürünü yaşmada bilinçsiz, ümitsiz ve yorgunsa…

Bu gençliğe;

Kim rehber olacak?

Kim doğruları anlatacak?

Kim sevdirecek kültürünü, kimliğini?

Kim hazırlayacak hayata onları?

Kim doğru yaşmaları konusunda pusula olacak?

Okumayan okumanın önemini kavrayamayan bir gençlik.

Şekilde, gösterişte boğulmuş, maneviyata zaman ayıramamış bir gençlik.

Kendini yetiştirmenin, çağı yakalamanın, donanımlı olmanın yolunun okumak olduğunun bilincine varamamış bir gençlik!

Var değil mi böyle bir gençliğimiz?

Hayatı doğru yaşamak için çırpınan, iyiyi, doğruyu arayan, soran ama metotsuzluktan, arkadaşsızlıktan, rehbersizlikten, modelsizlikten, “kitapsızlıktan” sefilleri oynayan bir gençlik.

Eğer işsizliği, parasızlığı, mutsuzluğu da buna katarsanız, “ Niçin olusun?“ sorusuyla karşılaşırız.

Bu olumsuzluklara, bu acı ve sancılara kim yeni yorumlar, taze bakışlar getirecek?

Biz büyükler bu işin neresindeyiz?

Neresinde bu işin derneklerimiz?

Etkili ve yetkililerimiz neresinde?

Kim bağrına basacak bu gençliği?

Kim iş bulacak, kim imkân tanıyacak.

Kitapla kim tanıştıracak?

Okumanın vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu kim benimsetecek?

Her şeyimiz olan gençlere okuma zevk ve alışkanlığını kimler kazandıracak?

Kimler anlatacak bize  “Gençlik okumazsa, yok olur kültürümüz, yok olur geleceğimiz!” hakikatini?

Kelimelerle düşünmez mi insanlar? Kelimelerle hayal etmez mi? Duygu ve düşüncelerini kelimelerle anlatmaz mı? Kelime hazinesi zengin olan insanın ufku daha geniş, olaylara bakışı, nesneleri anlamlandırması ve algılaması daha nitelikli olmaz mı?

Kelime hazinesinin zenginleştirilmesi, hafızanın disiplinli kavrama yeteneğine kavuşturulması öncelikle kitap okumakla mümkün değil mi?

Ne yazık ki, gençlerin yeteri kadar kitap okumamalarının nedeni yine bizleriz galiba; anneler, babalar, öğretmenler…

Hangi küçük yavruyu kitabın sıcacık kollarına, yumuşacık kucağına teslim ettik de şimdi şikâyetçiyiz. Kaç gencimize kitapların gizemli dünyasının kapısını araladık, kaçımız okuyarak örnek olduk…

Öyle ya, biz hep paradan, maldan mülkten bahsettik, kahrolası dünya dedik, şan, şöhret dedik, önemli olan paradır, iştir kazançtır, dedik. Dedik ve de işi bitirdik.

Kafkas gençliği arasında kitap okumanın özendirilmesi ve yaygınlaştırılması, Çerkes dilinin, edebiyatının, kültürünün tanıtılması, sevdirilmesi hayati önem taşımıyor mu?

Gençlik, ortak milli kültür değerleri taşıyan eserlerden faydalanmak suretiyle toplumunun, kültürünün temel değer hükümlerini öğrenmeli, benimsemeli.

Gençlik, etkili okuma yoluyla iyiye ve güzele yönelmeli, yaşama sevinciyle güçlenmeli.

Gençlik, okumayla elde ettiği birikimle kendine güven duymalı ve iyi alışkanlıklar edinmeli. Okuma yoluyla gençlerin dinleme, anlama, anlatma, yeni düşünceler üretme gücü geliştirilmeli.

Seviyesine uygun, ilgisini çeken kitapla karşılaşmayan, yanlış tavsiye edilmiş kitaplarla okumaktan soğutulan çocukların gençliğinde kitaptan hoşlanmamasından daha doğal ne olabilir ki…

Günümüzde, bilgiyi kavramanın, analiz ve sentez yaparak değerlendirmenin ve bu doğrultuda üretken, yenilikçi düşünceye sahip gençlik yetiştirmenin önemi ve aciliyeti mutlaka anlaşılmalı.

Okuma zevki kazanmış, kültürünü okuyarak kaynağından öğrenen birikimi zengin gençler sayesinde çağdaş topum haline gelebiliriz.

Kültür sadece dinleyerek veya sohbet ederek değil, okuyarak, özellikle büyük eserleri tekrar tekrar okuyarak elde edilir.

Kitap, hiç şüphesiz fertlerin ve milletlerin hayatını değiştiren, yenileştiren ve ileri götüren vasıtalardan biridir.

“İnsanın veya milletin dünyaya bakış tarzını değiştirmek mi istiyorsunuz? Ona okumasını öğretin ve okunacak kitaplar verin.” Sözü ne kadar doğru.

Neden?

Sigara, içecek, yağlı ve unlu mamullere, faydasız oyunlara büyük paralar harcıyoruz da neden kitaba para harcamıyoruz?

Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri; maç, TV dizisi… Saatlerimiz olmasına rağmen neden kitap okuma saatimiz yok?

Misafirlerimizle spor, siyaset, para… Konularını konuştuğumuz halde onlarla neden okuduğumuz bir kitabın güzelliklerini paylaşmıyoruz?

Sevdiklerimize çiçek, çikolata, çakmak, kalem hediye ederken neden kitap hediye etmiyoruz?

Unutulmamalı, “yetişen zekâları kitaplarla beslemeyen milletler yıkılmaya mahkûmdur.”