ESKİYİ ARAR HALE GELMEK

YEMUZ Nevzat Tarakçı
17.02.2018

Eğer bir toplum geçmişini arar hale geldiyse o toplumun durumu sanıldığından da vahimdir.

Sizce biz, eskiyi, yani geçmişi arayan bir toplum muyuz?

Malum, modern toplumlar, zaman içinde kendisini daha iyi geliştirir, birlikte yaşamayı kolaylaştırır.

Bu toplumlar, eskiyi arar halde değildir.

Bunlar, geçmişi güzelliklerle yâd ederken geleceğe güvenle bakarlar.

Çağdaş ülkelerde toplumun huzuru en öncelikli konudur.

İktidarlar, yöneticiler hep toplumun uyumu ve huzuru için mesai harcar.

Eğer toplumun huzuru kaçar, uyumu bozulur, yöneticilere güveni sarsılırsa vay o toplumun haline.

TOPLUMSAL ÇÜRÜME

Birlikteliği bozulmuş, kamplaşmış, kutuplaşmış bir ülkede toplumsal çürüme başlar.

Bu çürüme en başta sevgiyi, saygıyı, vefayı, aileyi, eğitimi, sonrasında; hak, hukuk ve adaleti yok eder.

Artık o ülkede yaşayan insanların yarını hepten karanlıktır.

Ülke insanı ümitsiz, moralsiz, yılgın ve bitkindir.

İnsanlar hep maziyi sayıklar.

Hep mazinin güzellikleriyle avunur durur onlar.

Sonrasında ayrışma, kamplaşma, kutuplaşma alır başını gider.

Şaşkına dönen halk, kültürel yozlaşmayı, kimlik bunalımını, toplumsal sorunları hissetmez haldedir.

Artık gün, üç maymunların günüdür.

 

EĞİTİM, ÖZGÜRLÜK ve HUKUK ŞART

Yaygın kanaate göre çözüm eğitimde, özgürlükte, hukukta.

Ne yazık ki bu ülkede eğitimin de özgürlüklerin de hukukun da durumu malum.

Lime lime dökülen bir eğitim.

Sınırlı özgürlükler ve olmayan hukuk.

Ne dersiniz;

Yoksa ülke olarak sevgide, saygıda, eğitimde, özgürlüklerde, hukukta eskiyi arar halde miyiz?

Ya aile, ahlâk, inanç, namus, adalet…

Aslında toplumsal çürümüşlükte bu kavramların da fazla önemi kalmaz.

Bu toplumlarda ekonomik ve sosyal sorunların tetiklediği sosyal bozulmalar nedeniyle suç oranlarında da önemli artışlar görülür.

Halkın çoğunluğu için artık ne mazinin bir değeri vardır ne de istikbalin.

Varsa yoksa çıkar ilişkisi, varsa yoksa gününü gün etme sevdası.

O zaman gelsin yabancılaşma,

Gelsin yozlaşma,

Gelsin yobazlaşma…

Hayat bulsun toplumsal çürüme ve lime lime dağılma.

Yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk, rüşvet, tacizi ve tecavüz altın çağını yaşasın!

 

TOPLUM ALARM VERİYOR

Toplumun yaşadığı gerçekleri göz ardı etmek, olanları yok saymak sorunları büyütür, yaygınlaştırır.

“Son zamanlarda meydana gelen taciz, tecavüz, cinayet, intihar, boşanma, aldanma, aldatma, kadına şiddet vb. vakalarda gözle görünen artış olguların ekonomik, kültürel, sosyolojik ve psikolojik temelleri üzerinde yoğunlaşmayı gerektirmektedir.”

Yolsuzluğu, rüşveti, tacizi ya da tecavüzüyle toplum alarm veriyor.

Gerekli ve zorunlu tedbirler zamanında alınmazsa toplumsal çürüme engellenemez!

 

BU ÇOĞRAFYADA BÜYÜK ACILAR ve AYIPLAR YAŞANIYOR

Çok acı ama büyük bir toplumsal çürümenin eşiğindeyiz.

Hatta içindeyiz!

Çok büyük acı ve ayıpların yaşandığı bir ülkede çözüm adına neler yapılabilir?

Birlik ve uyum içinde güzel bir toplum olma hasletinden arındırılmış hak, hukuk, adalet, paylaşma, dayanışma kavramlarından yoksun bırakılmış bir halkın huzurlu olması beklenebilir mi?

Peki, sizce korkuların ve kaygıların egemen olduğu bir ortamda güzel bir gelecek kurgulanabilir mi?